![]() |
Çanakkale’nin Ölmez Hatıralarından: Namaz
İngiliz’in, vakit vakit gemilerden, siperden…
Yine bolca gülle, bomba savurduğu bir gündü. Hızlı hızlı geçiyordum, tehlikeli bir yerden Birden bire gözlerime büyük bir şey göründü. Böyle büyük görünen şey küçücük bir insandı Fakat bana çok dokundu, ayaklarım bağlandı. Ateşlerin yaladığı bu düzlükten geçenler Güllelerin cehennemlik yağmurundan kaçarken.. Yolun biraz kenarında, tek başına bir nefer, Pervasızca bombalardan, ateşlerden, her şeyden.. Kendisine, süngüsünden bir mihrabcık kurmuştu, Sonra onun karşısında namazına durmuştu. Ne havada ıslık çalan ve düştüğü yerlere Kızgın çelik dahmelerle ölüm saçan gülleler… Ne semâda ifrit gibi, vızıldayan tayyâre… Ne dünyalık bir düşünce, ne bir korku, ne keder Onun demir yüreğini oynatmaktan acizdi, Sanki toplar, şarapneller tehlikesiz.. sessizdi! Potinleri yanındaydı… Onun büyük saygısı, Kunduralı ibadeti görmüyordu muvâfık. Böyle bir yüreğin bütün işi, kaygısı, Elbet Hakk’ın rızasına olmalıydı mutâbık Kuru toprak üzerinde, kundurasız kılınan Bu namazın, pek uygun bir kubbesiydi âsumân! Bir çam, ona gölgesinde yapmış idi seccade. Sanki tekbir alıyordu vakit vakit top sesi… Gözlerinin sade akı beyaz kalan yüzünde Parlıyordu o sarsılmaz imanın gölgesi Bir Müslüman nasıl olur? Bu levhadan anladım, Hürmetlerle -yavaş yavaş- sokuldum beş on adım Başındaki kabalağın gölgesine gömülen Süzük gözler, dikilmişti o süngüden mihrâba Hakk’ın büyük divanında, eli bağlı, dururken Artık o, can kaygısını almıyordu hesaba Allah Allah , bu ne yüksek bir imandır yâ Rabbi Bir Müslüman, ne büyük bir kahramandır, yâ Rabbi! Kahramandır, çünkü toplar etrafında patlarken Zerre kadar titremedi, namazını bozmadı Dört yanına ateş saçan türlü türlü âfetten Sanki onu koruyordu bir meleğin kanadı Onun, böyle tevekkülü bana pek çok dokundu Yüreğimi bir şey ezdi… İki gözüm sulandı Ey medenî İngilizler! Daha varsa getirin İnsanları, göme göme öldürecek şeyleri.. Getirin de şu cenneti, cehenneme çevirin Bakın onlar korkutur mu, bir Müslüman neferi Bunu, hâlâ anlamıyor ne Hamilton ne Garey Müslüman’ı korkutamaz Allah ’tan başka şey Böyle dalgın, düşünerek geçerken ben yanından Sağa sola selâm verdi, namazını bitirdi Sonra, biraz kımıldandı.. ellerini -Yaradan Ta gerisine dua için -gökyüzüne çevirdi. Şimdi, artık Allah ’ına döküyordu derdini Gözlerini kapamıştı.. unutmuştu kendini Tâ gerisine karşı boynu bükük duran bir nefer Korku bilmez bir yiğitti.. hürmetlerle eğildim! Duasına, mutlak âmin diyorlardı melekler Kendimi pek fazla gördüm.. usul usul çekildim Ben giderken, kulağıma değdi onun sadâsı.. (Allah ümme salli alâ seyyidinâ) duâsı Şimdi, hâlâ nerede bir kabalaklı askeri, Görse gözüm, hatırlarım o kahraman neferi! Ahmet Nedim - Kasım 1915 |
Çanakkale’nin Ölmez Hatıralarından: Namaz
bu görüntüyle konuyu tamamlayalım + :-*
http://img515.imageshack.us/img515/5224/5966303sx0.jpg |
All times are GMT +3. The time now is 17:53. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
AK Parti Forum 2007-2023