Tekil Mesaj gösterimi
Alt 10-08-2007, 16:45   #4
Kullanıcı Adı
Ravza_Ruveyda
Standart Güzel ve Çirkin Huylar
70- Mürüvvet: Erkeklik, insanlığa uygun olan şeyi yapmak, güzel görünen şeyleri alıp yerilmeyi gerektiren hallerden kaçınmak demektir. Bunun karşıtı, namerdliktir.
Açıkça yapılmasından utanılacak bir işi, gizlice yapmamak da bir mürüvvet sayılır. Görülen bir iyiliği unutmamak ve fırsat düştükçe karşılığında iyilik yapmak da bir mürüvvet eseridir.

71- Müşavere: Danışma, bir işin hayırlı olup olmadığını anlamak için uygun görülen kimselerle görüşüp fikirlerini almak demektir. Karşıtı dediğim dediklik ve kendini beğenmişlik.
Müşavere bir sünnettir. İnsan danışma sonunda aydınlanır, bilmediği ve hatırına gelmeyen şeyleri öğrenir, tedbirli olarak hareket etmiş olur. Yalnız kendi fikri ile hareket eden, çok kez pişmanlık çeker. Bir hadis-i şerifin anlamı şöyledir: "Müşavere eden (danışan) zarar görmemiştir." Ancak kendisine danışılacak kimse, doğru sözlü, tecrübeli, danışılan iş üzerinde bilgili, hiddet ve gurur gibi hallerden beri olmalı, düşüncesini olduğu gibi söylemekten çekinmemelidir.

72- Muavenet, Teavün: İnsanların birbirine yardımda ve hizmette bulunmaları demektir. İnsanlar daima birbirlerinin yardımına muhtaçtırlar. İnsan, elinden gelen yardımı akrabasından ve dostlarından, din kardeşlerinden esirgememelidir. Ancak yardımlar iyi işlerde olmalıdır. Kötü işlerde yardımcı olmak günahtır, zarardır. Kur'an-ı Kerîm'de buyurulmuştur: "Birbirinize iyilik ve takva üzere yardım ediniz. Günah ve düşmanlık üzere yardımlaşmayınız."

73- Minnet: İyilik etmek manasına geldiği gibi yapılan iyilikleri birer birer sayarak başa kakmak anlamına da gelir. Bu ikinci anlamda olan minnet, fena bir huydur, yapılan iyilikleri siler. Bir ayet-i kerimede buyurulmuştur:
"Ey mü'minler! Sadakalarınızı, minnet altında bırakarak ve eziyet ederek boşa çıkarmayın."

Fakat iyilik edilen kimse nankör olursa, uyarılabilir, nankörlüğe son verilmesi kendisinden istenebilir.

74 kıymetli bir vasıftır. Şeriata ve kanuna da namus denir. Melek Cibril-i Emîn'e Namus-i Ekber denilmiştir. Namusun karşıtı, iffet ve istikametten yoksun bulunmaktır.
Namus, değişmeyen bir gerçektir. Onun bunun anlayışına göre değildir. İslam ahlak ve adabına uymayan herhangi bir şeyin namus vasfı ile ilgisi yoktur. Onun için İslam ahlakına uymayan şeylerden kaçınmak gerekir.

75- Nifak: İki yüzlü olma, dil ile mü'min veya dost görünüp kalbde küfür ve düşmanlığı gizlemek anlamındadır. Böyle bir insana Münafık, Zülvecheyn (iki yüzlü) denir. Bir hadis-i şerifde şöyle buyurulmuştur: "İki yüzlü olan kimse, Allah katında bir mevki sahibi olamaz."
Onun için insan samimi olmalı, dili kalbine, sözü de özüne uygun bulunmalıdır.

76- Nemime: Söz gezdirmek, koğuculuk yapmak, bir kimse aleyhine söylenen sözleri bir kötülük maksadı ile o kimseye ulaştırmak demektir. Bu çok kötü bir huydur. Bu yüzden nice dostların arası açılır, nice düşmanlıklar yüz gösterir. Bir hadis-i şerifde buyurulmuştur: "Koğucu olan Cennet'e giremez" Böyle bir müslüman azaba hak kazanır demektir. Doğrudan doğruya cennete girmeye layık olamaz. Ne büyük bir korkutma!.. Böyle çirkin bir halden Allah'a sığınırız.

77- Va'd: Söz vermektir. Söz verilen bir şey, bir kimsenin yapacağına dair söz verdiği iştir. İnsan gerek olmadıkça bir şey için söz vermemelidir. Söz verince de "İnşaallah" deyip onu yerine getirmelidir.
Bir hadis-i şerifde şöyle buyurulmuştur: "Va'd (verilen söz) borçtur." Onun için, verilen sözü yerine getirmek insanlık borcudur.

78- Vefa: Verilen sözü yerine getirmek, borcu ödemek, din ve akla uygun olarak gereken şeyi yerine getirip altından çıkmak demektir. Bu pek şerefli bir görevdir. Karşıtı Hulf, caymak sözünde durmamak, verilen sözü yerine getirmemektir ki, bu haramdır. Eski dostluğu, korumaya da "Vefakârlık" denir. İnsan vefalı olmalı, dostluk haklarını unutmamalıdır.

79- Vakar: Ağırbaşlı olmak, yapılacak işlerde tedbirli ve yavaş davranmaktır. Bunun karşın "Hafiflik"dir. Samimi olan vakar, insanın kıymetini yükseltir. Bunun işareti, insanlar arasında ve yalnızlıktan eşit bir hal üzere bulunmaktır. Hafiflik ise, insanın şerefini giderir.

Vakar, bir büyüklenme hali değildir. Düşünceden ve şerefi koruma duygusundan, ilmin ve hilmin kuvvetinden ileri gelir. Hafiflik ise, ahmaklık ve az akıllılık nişanıdır. Gereksiz yere öteye beriye bakıp durmak veya gidip gelmek, bazı organları oynatmak, her söze önemle kulak vermek, gereksiz sorular sormak, soru ve cevablarda acele etmek, elbise ve kıyafete gereğinden fazla düzen vermek hep hafiflik eseridir. Onun için insan, böyle hafif sayılacak hareketlerden kendisini korumalıdır.

80- Himmet: Yüksek bir irade, kalbin bütün ruh kuvveti ile Yüce Allah'a ve kutsal amaçlara yönelmesi demektir. Bunun karşıtı, huyun aşağılığı ve bayağı şeylere istek göstermesidir. İnsan himmetine göre yükselir. "Himmetin yüksekliği imandandır." Yüksek gayelere yetişmek arzusu, üstün bir himmetin nişanıdır.
Daima yükseklik aynasına gözünü dik ki,
Gözünden himmet nuru yansıyıp parlasın...

81- Yüsr: Kolaylık, zenginlik, bir şeyin yapılması veya yapılmaması üzerinde kolaylık göstermek demektir. Karşıtı, Usr (güçlük) sözüdür. Çetinlik demektir. İslamda kolaylık bir esastır. Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurmuşlardır:

"Müjdeleyiniz, tiksindirmeyiniz. Kolaylık gösteriniz, güçleştirmeyiniz."

Onun için insanların kalblerini sevindirmek, nefret doğuracak şeylerden kaçınmak ve insanlara her işte kolaylık göstermek esastır. Bir hadis-i şerifin yüksek anlamı şöyledir:

"Din kolaylıktır. Dinde üstünlük yarışına çıkan herhangi bir kimseye, din muhakkak üstün gelir."

Artık kutsal İslam dininin bütün insanlık için rahmet olan bu mübarek esasını güzelce bilmeli, onun her yönü ile kolay olan ve uygulaması çok uygun olan emirlerine ve hükümlerine gereği üzre bağlanmalıdır. Onun gösterdiği geniş ve nurlu yolu izlemeye çalışmalıdır. İnsan ancak bu şekilde selamete ve hidayete kavuşur, mutluluğa erer. Bizleri böyle yüksek bir dine kavuşturan Yüce İlahımıza ne kadar şükretsek yine kulluk görevimizin milyonda birini yerine getirmiş olamayız. Ancak onun ezelî ve ebedî olan yüce varlığına sığınarak kusurlarımızın ve günahlarımızın bize bağışlanmasını kırık bir duygu ile, değersiz bir ifade ile istirham eder, af ve keremlerine kavuşmayı şu değersiz ve günahkar yalvarışımızla dileriz.

"Övgü ve sevgi âlemlerin Rabbına, yardım ve teslimiyetler efendimiz Muhammed'e, soyundan gelenlere ve bütün sohbet dostlarına olsun."
Ravza_Ruveyda isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla