Tekil Mesaj gösterimi
Alt 05-10-2015, 01:09   #267
Kullanıcı Adı
MEÇHUL ADAM
Standart
Kur’an’la yaşamak, emrolunduğun gibi dosdoğru olmak...

“Elinde Kur’an, göğsünde iman, geliyor İslamköy’lü nurlu Süleyman(!)”
“Göründüğü gibi olan, gücünü milletten alan, Recep Tayyip Erdoğan(!)”


Gördünüz mü sloganlar birbirine nasıl da uydu. Oysa aralarında 40 yıllık bir devir var.
“Tarih tekerrürden ibarettir” der büyükler. Aktörler değişti, isimler değişti ama Türkiye’de siyaset mühendislerinin senaryoları hiç değişmedi. Müslüman Anadolu halkı üzerinde neredeyse yarım asırdır benzer operasyonlar yapılıyor.
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu yetersiz bulduğu için olacak şehir şehir gezerek AKP’ye oy isteyen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın son gösterisi de meydanlarda Kur’an-ı Kerim göstermek şeklinde oluyor.

Erdoğan tıpkı 1970’lerin Demirel’i gibi Kur’an-ı Kerim’i istismar ederek basit siyasi hesaplar yapmaya çalışıyor.
40 yıl önce Süleyman Demirel elinde Kur’an-ı Kerim’le meydan meydan geziyordu, bugün ise Tayyip Erdoğan geziyor. 40 yıl önce Süleyman Demirel sadece kendisinin milletin tarafında olduğunu haykırıyordu, bugün ise Tayyip Erdoğan haykırıyor.
40 yıl önce Süleyman Demirel’in karşısında olduğunuzda yeşil komünist ilan ediliyordunuz, bugün ise

Tayyip Erdoğan’ın yanında değilseniz “Ergenekoncu veya Paralelci” oluyorsunuz(!).
İstediğiniz kadar kadim değerleri anlatın, istediğiniz kadar vicdan ve merhamet çağrısı yapın, istediğiniz kadar hukuk ve adalete çağırın, yaşadığımız çağ da ya Erdoğan’ın yanındasınız, ya da millet düşmanısınız(!) 11 Eylül’ün ardından son Haçlı Seferi’ni başlatan Bush doktrinine ne kadar da benziyor öyle değil mi?

7 Haziran seçimlerine Cumhurbaşkanı olarak giren Erdoğan beklentisini önce 400 vekilden 335’lere düşürdü. Ardından da herhangi bir koalisyon halinde Türkiye’nin felakete sürükleneceğini söyleyerek halkı korkutmaya başladı. Şimdi de meydanlarda Kur’an-ı Kerim göstermeye kadar gelindiğine göre, düzenli olarak yaptırdığı anketlerde beklediği sonuçları alamıyor olmalı.

O halde Erdoğan’ın kural tanımazlığını ve Cumhurbaşkanlığı makamıyla bağdaşmayan tavırlarını bir tarafa bırakalım ve soralım; Sayın Cumhurbaşkanı madem Kur’an’la büyüyüp Kur’an’la yaşıyorsunuz, o halde nasıl oluyor da 13 yıldır yönettiğiniz ülkenizde, aynı Kur’an-ı Kerim’in Allah ve Resulüne harp sebebi ilan ettiği faizci ekonomik sistem işletilebiliyor?

Nasıl oluyor da faiz dünya gerçeği sayılabiliyor? Nasıl oluyor da düzenli aralıklarla yapılan iç ve dış borç ihaleleriyle faizci baronlar beş kat büyütülebiliyor?
Nasıl oluyor da tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan milyarlarca dolar rantiyeye aktarılabiliyor?
Nasıl oluyor da yerinize atadığınız Başbakan Ahmet Davutoğlu, faizli kredi kullananların sayısı kat kat arttığı için bereket ve helal kazanç dileyebiliyor?
Siz bu fetvaları onunla yaşadığınız için övündüğünüz Allah kelâmının hangi satırlarından çıkarıyorsunuz?

Sayın Cumhurbaşkanı madem Kur’an’la büyüyüp Kur’an’la yaşıyorsunuz, peki nasıl oluyor da varlık sebebi yeryüzünü ifsat etmek olan Amerika’nın Beyaz Saraylarında stratejik masallar anlatabiliyorsunuz?

Bizatihi yaşadığınızı söylediğiniz Kur’an-ı Kerim, “Onlara, ‘Yeryüzünde fesat çıkarmayın’ denildiğinde, ‘Biz ancak ıslah edicileriz!’ derler. İyi bilin ki onlar bozguncuların ta kendileridir” diye uyarmasına rağmen, Allah aşkına nasıl oldu da milyonlarca Müslüman’ın şehit edildiği Irak ve Afganistan işgallerine destek verdiniz?

Kur’an’la büyüyüp Kur’an’la yaşayan bir liderin ülkesinden kalkan uçaklar, nasıl oldu da sizin din kardeşleriniz üzerine ölüm yağdırabildi?
Hayır hayır, bunlar ve çok daha fazlası, Kur’an’la yaşayan bir liderin yönettiği topraklarda olabilecek işler değildir.

Anket rakamları ne kadar düşük gelse de lütfen Kur’an-ı Kerim’i meydanlara getirmeyin. Başkanlık hesaplarınız ne kadar suya düşse de lütfen Kur’an-ı Kerim’i bu işlere bulaştırmayın.
Ne bileyim işte, isterseniz “reel-politik yapıyorum” deyin, isterseniz “kazan kazan oynuyorum” deyin, isterseniz “değişerek geliştim” deyin, isterseniz de hiç piyasaya sürülmemiş yeni yeni terimler üretin.
Ama lütfen insanlığın tek kurtuluş reçetesini, mükevvenatı yoktan var eden yüce Rabbimizin kelâmını kendinize delil göstermeyin. Çünkü Rabbimiz;

“Ey iman edenler! Niçin yapmadığınız şeyleri söylüyorsunuz? Yapmadığınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük öfke ile karşılanır” buyuruyor. (SÂF SURESİ: 2-3)

Lütfen kendinize bu kadar güvenmeyin ve lütfen hepimizin iyiliği için emrolunduğunuz gibi dosdoğru olun!

Yusuf Kandemir / Milli Gazete
MEÇHUL ADAM isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla