Tekil Mesaj gösterimi
Alt 09-18-2015, 19:02   #6
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart
Alıntı:
ak61 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Trabzonspor'un orda ilk sırada olmasa Anadolu'nun abisi olarak Anadolu'nun tüm klüplerini toplayıp bir mesaj vermiş olmasındandır. Trabzonspor Anadolu'daki takımların abisidir. Bir klüp sırf ekonomik sıkıntı çekiyor diye (Orduspor) kendilerinden hiç oynatmayacağı bir oyuncuyu 2 milyon TL'ye satın alıp, 1 kez bile oynatmamış aynı takıma kiralamıştır. Anadolu'daki takımların Klüpler Birliği denen saçmalık ve MHK denen İstanbul oluşumu ile haklarının yenmesine karşı dik durmuştur.

O araştırmalar tamamen balondur. İstanbul dışında kimsenin bu takımları tuttuğu yoktur. Hadi Büyükşehirler diyelim. Büyükşehirler dışında hiçbir ilde bu takımların tutulduğu yoktur. Türkiye'de çok fazla il gezdim. Benim gördüğüm İstanbul Ankara İzmir ve Doğu Anadolu Bölgesi hariç 3 istanbul takımının tutulmadığıdır. Kendi il takımları sanıldığından çok daha fazladır. Bursada Trabzonda Sakaryada ... kendi il takımları %80 lerden yüksek oranda tutulmaktadır. Neyse mesele sayı değil. Az yada çok olmak değil. İstanbulun 3 takımı kendilerini bu ülkenin sahibi ve gücü sanıyor. Bu ülke onlardan ibaret değildir.

Not: Trabzonspor'un 6 değil 7 şampiyonluğu vardır.
Türkiye Cumhuriyeti Mahkemeleri Fenerbahçe'nin 2010-2011 sezonunda Şike yaptığını belgeler ile ıspatlamıştır. İddianame incelendiğinde operasyonun Paralel Yargı tarafından bile yapılmış olsada 3 MAÇTA %100 şike yapıldığı ortadadır.
Trabzonspor eğer Orduspor'a ekonomik destek amacıyla transfer yardımında bulunmuşsa takdir ve tebrik ederim; ama bu, Trabzonspor'un Anadolu kulüplerinin ağabeyi konumunda bulunduğunu göstermez. Anadolu kulüpleri, Trabzonspor'un kendilerine ağabeyliğini kabul ediyorlar mı, sanmam. Trabzonspor'un hazırlatmış olduğu o tişörtü başka Anadolu külüpleri de geçen hafta maçlarında giydiler mi bilmiyorum, ama ya çoğunluğu ya da tamamı giymemişlerdir diye tahmin ediyorum. Ben bir Anadolu kulübünün başkanı olsaydım ve böyle bir etkinliğe katılmam teklif edilseydi, Trabzonspor'un kendi armasını diğer Anadolu kulüplerinin armalarının önüne ilk sıraya koymasını kabul etmez ve Trabzonspor'un armasının alfabetik sırasında yer almasını talep ederdim.

Yukarıdaki mesajımda yer verdiğim anket sadece bir misaldir. Buna benzer sonuçları gösteren daha başka anket sonuçları da vardır. Kişisel gözlemlerinizi genelleme yapmanız sağlıklı sonuçlar vermeyebilir. Elbetteki Türkiye'nin spor dünyası; Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasasaray'dan ibaret değildir ama bu 3 büyük kulübün Türk sporundaki çok büyük ağırlığı da gözardı edilemez. Dediğim gibi 3 büyükler Türkiye'ye mâl olmuşlardır.

Trabzonspor'un futboldaki 6 olan şampiyonluk sayısını Türkiye Futbol Federasyonu'nun resmî rakamına göre söyledim. Elbetteki ben de her hakkaniyet sahibi insan gibi 2010-2011 sezonunun gerçek şampiyonunun Trabzonspor olduğunu biliyor ve böyle kabul ediyorum.

2010-2011 sezonunun gerçekte şampiyonu elbetteki Trabzonspor'dur. O sezonu Fenerbahçe ve Trabzonspor 82'şer puanla tamamladılar. 2010-2011 sezonunda Fenerbahçeli yöneticiler yarım puanlık dahi hiçbir şike olayına girişmediler denilebilir mi! Az insaf ya, az insaf! Bu kadar tapeler, deliller ortadayken, 'hiçbir şey yoktu, her şey tertemizdi' demek insanların akıllarıyla alay etmek, daha da ötesi insanları aptal, salak yerine koymaktır. Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, büyük hata yapıyor, bir büyük yalanı sürdürüyor ve buna Fenerbahçeli taraftarları da alet etmeye çalışıyor. Tapelerde geçen tarlaları sürmek ifadesi ne? 2010-2011 sezonunda Aziz Yıldırım, Fenerbahçe'nin hangi tarlalarını sürdürdü? Fenerbahçe'nin o tarlaları nerede, gidelim de görelim o tarlaları!

Trabzonspor'un buz gibi şampiyonluğu Fenerbahçe tarafından haksızlıkla gasp edildi.
Fenerbahçe, 2010-2011 sezonunda resmî olarak şampiyon olduğu hâlde UEFA tarafından 2011-2012 sezonunun Şampiyonlar Ligi'ne alınmadı, onun yerine Şampiyonlar Ligi gruplarına Trabzonspor direkt olarak alındı. Bu da UEFA'ya göre Türkiye'de 2010-2011 sezonunun şampiyonun Trabzonspor olduğunu göstermektedir. Ayrıca Fenerbahçe, UEFA ve Türkiye Futbol Federasyonu aleyhine CAS'ta açmış olduğu ve dönemin Fenerbahçe As Başkanı Ali Koç'un bu bizim namusumuz diyerek nitelendirdiği davayı geri çekmiştir. Fenerbahçe'nin CAS'taki davasını geri çekmiş olması yapılmış olan şikelerin zımni olarak kabulü olmasının yanı sıra Trabzonspor'un, 2010-2011 sezonunun şampiyonu olduğunun da zımni olarak kabulüdür.

Elin oğlu işini ciddiyetle yapıyor ve yanlış yapanı gördüğünde gözünün yaşına bakmadan cezasını kesiyor. UEFA, Fenerbahçe'yi sadece 2011-2012 sezonu için Avrupa kupalarına almamakla kalmamıştır; 2013 yılında Fenerbahçe'ye şike suçundan dolayı 2 yıl Avrupa kupalarından men edilme cezası vermiştir. Fenerbahçe kulübünün yapmış olduğu itirazlara rağmen almış olduğu ceza hukuken kesinleşmiş ve Fenerbahçe, 2011-2012 sezonunda Avrupa kupalarından men edilmesinden sonra 2013-2014 ve 2014-2015 sezonlarında da 2 yıl daha ve böylelikle toplamda 3 yıl süresince Avrupa kupalarından men edilmiştir.

Fenerbahçe'ye şike sebebiyle 3 yıl -3 sezon- Avrupa kupalarından men cezası verildi, 3 yıl! Oysa Türkiye Futbol Fenerasyonu, pardon Türkiye Futbol Federasyonu bütün bu olup bitenlere rağmen Fenerbahçe'den 1 puan dahi silmedi, 1 puan! Yazıklar olsun! Bu, Türkiye Futbol Federasyonu için çok büyük bir yüz karasıdır ve tarihinde yapmış olduğu belki de; en büyük adaletsizliği, en büyük haksızlığı ve en büyük beceriksizliğidir. Demiyorum ki 2010-2011 sezonunda Fenerbahçe küme düşürülsün. Fenerbahçe küme düşürülmesin ama onun en az 10-15 puanı silinsin. Çünkü adalet bunu gerektirir. Çocuk oyunu mu bu ya! Elin oğlu UEFA, Fenerbahçe'ye 2 yıl Avrupa'dan men edilme cezasını kimsenin gözünün yaşına bakmadan kesiyor, peki bu sırada Türkiye Futbol Fenerasyonu, pardon Türkiye Futbol Federasyonu ne yapıyor? İdare-i maslahatçılık yaparak; büyük bir haksızlığa, büyük bir adaletsizliğe, büyük bir zulme imza atarak Trabzonspor'un son şampiyonluğunu kazandığı 1984 yılından 27 yıl sonra alnının teriyle kazandığı 2010-2011 sezonu şampiyonluğunu gasp ederek Fenerbahçe'ye veriyor. Yazıklar olsun Fenerasyona, pardon Federasyona!


Adalet tecelli ettirilmedi ve vicdanlar kanıyor. Fenerbahçe haksızlıkla gasp ettiği o 2010-2011 sezonu şampiyonluğu üzerinde ne olursa olsun rahatça oturamaz, o şampiyonluk kupası Fenerbahçe'ye var olduğu sürece hep batar! Çünkü o kupa onun değil başkasının! 2010-2011 sezonu şampiyonu gerçekte en ufak bir şüphe dahi olmadan hiç şüphesiz Trabzonspor'dur. Benim hâlâ umudum var. Trabzonsporlular kendilerine yapılan bu büyük haksızlık sebebiyle çok üzüldüler ama ümidi kesmemek lazım. Umarım bir gün; bu büyük hata, bu büyük zulüm, bu büyük haksızlık, bu büyük adaletsizlik düzeltilir, sona erer ve Türkiye Futbol Federasyonu, 2010-2011 sezonunun şampiyonunun Trabzonspor olduğunu kabul ve tescil eder.

Konu Cihannur tarafından (09-18-2015 Saat 21:41 ) değiştirilmiştir..
Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla