Tekil Mesaj gösterimi
Alt 02-02-2018, 08:23   #101
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak ehlisünnetbüyükleri.com
MEVLANA VE MENKIBELER

*Mu’înüddîn Pervane, Konya’nın hatırı sayılır zâtlarını yemeğe da’vet etti. Hocası Mevlânâ hazretleri de mecliteydi. Yemekten sonra, sohbete Herkesin önüne, bir tabak içinde bir mum konuldu. Mevlânâ’ya altınla süslenmiş bir mum koydular. Mevlânâ; “Önüme mumun yerine küçük bir mum getirin” dedi.Mevlânâ; “Bu küçük mum, sizin iri mumlarınızdan iyidir onların canıdır, diyerek Küçük mumdan sonra herkesin mumları sönüverdi. Mevlânâ; “Meraklanmayın, tekrar yakarız” diyerek elini salladı ve mumların hepsi yandı*Emîr Ahmed anlatır: “Mevlânâ’nın ismine vasıflarına âşık olmuştum. Hergeçen gün ona olan kavuşma arzum artıyordu Bir gece iki rek’at namaz kılıp, Allahü teâlâya çok duâ ve niyazlarda bulundum.En’âm sûre-i şerîfini okuyarak uyudum.
Rü’yâmda Mevlânâ hazretlerini gördüm.
*Simâsıyla aynen oydu. Rüyamda mevlana Bizim eve gelmişti. koşarak huzûruna yaklaştım hürmetle ellerinden öptüm. Beni kucakladı ve alnımdan öptü. Eline aldığı makas ile alnımdan saçımı keserek; “Bu, Mesnevî âlimi olacaksın ” buyurdu. Uyandığımda, saçlarım ve makas yastık üzerindeydi rü’yânın te’sîri altında idim.
Annem ve babamın izini ile Konyada Mevlânânın talebesi olmakla şereflendim.Kısa zamanda Mesnevî hakkındaki her soruyu cevaplandırdım

*Bedreddîn Tirmizî simya ile uğraşırdı, Mevlânânın ziyâretine geldi. oğlu Sultan Veled’e Altın vereceğini va’d eyledi. Mevlânâ cevap vermedi. Birkaç gün sonra Bedreddîn’in laboratuvarına gitti. Mevlânâ, demirden ve diğer madenlerden yapılmış eşyaları Bedreddîn’e vermeğe başladı. Bedreddîn, her eeşyanın en yüksek som altından yapılmış olduğunu hayretle gördü. *Mevlânâ, talebesi Bedreddîne simya ile uğraşmayı bırak. Çünkü âhırete gidince, simya dünyâda kalacaktır. öyle bir simya ile uğraş ki, seninle âhırete gitsin. İşte o dîn ilmidir. Bu, kalbden mâsivâyı çıkarıp. Allahü teâlânın beğendiğini kalbe doldurmakla olur” buyurdu.*Hafız Muhammed anlatır: “Hacca gidip vazîfemizi yaptık Hacı arkadaşlarımızı zaman zaman Mevlânâ’ya götürüyor, sohbetlerine teşvik ediyorduk Birgün mevlana şöyle bir cevap verdi: “Hacda bir konakda uyumuştum. kâfilem beni unutmuştu yol bilmiyordum. Cenâb-ı Hakka yalvararak göz yaşlarıyla istikâmete yürüdüm büyük bir sahrada heybetli kimseler helva pişirmekteydiler kime pişiriyorsun? diye de sordum. Bana; “Bu helvayı Sultân-ül-Ulemâ’nın oğlu Mevlânâ için pişiriyorum. Hergün buradan geçer Birazdan gelir. Sabredersen görürsün” dediler
*Kaybolmuş ve kafilemden ayrılmıştım Mevlânâ geldi. İkram edilen helvadan yedi, kerem sahibi Mevlânâ hazretleri bana tebessüm ederek; “Hiç merak etmeyiniz, yalnız gözünüzü yumup biraz sonra açınız” buyurdular. gözlerimi Açtığımda kâfilenin yanındaydım, işte Mevlânâ hazretlerini sevmemin arkadaşlarıma tavsiye etmemin sebebi

*Mevlânâ’yı sevenlerden biri ticârete İstanbul’a gitmek için Mevlânâ’dan izin istedi. Mevlânâ hazretleri izin verdim İstanbul’da şu adreste bir kilise ve içinde şu vasıflarda bir zat bulacaksın. selâm söyle” buyurdu. Tüccâr; emredileni yaptı O Mevlânâyı gördü.ve bayıldı. Kendisine geldiğinde, kilisede sâdece selâm getirdiği zat vardı.
*Ayrılmak için izin istedi o zât da; “Mevlânâ’ya selâm söyledi Tüccâr oradan ayrılıp, Konya’da Mevlânâ’nın huzûruna gitti, uzaktan selamını getirdiği zat Mevlânâ’nın önünde diz üstü oturuyordu tüccar bayıldı Ayıldığında, Mevlânâ; “Ey tüccâr! gördüklerini, kimseye söyleme” buyurdu. tüccâr, tüm malını İslâma harcadı ve Mevlânâ’nın talebesi olmakla şereflendi. Dünyâ ve âhıret saadetine kavuştu
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla