Tekil Mesaj gösterimi
Alt 02-03-2018, 09:07   #106
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak ehlisünnetbüyükleri.com
MEVLANANIN VEFATI

*Mevlana Buyurdu ki: “Ey bizi sevenler! Sevgili Peygamberimizin gittiği Ehl-i sünnet yolundan yürüyüp, bu yolu ihyâ etmelidir. Allahü teâlânın sevdiği ameller ve ibâdetler ile, helâl yoldan rızk kazanarak, râzı olunan kullar zümresine dâhil olmalıdır. *Hep helâli istemeli, helâl yiyip, içmeli ve helâlinden giymelidir. Söylediklerimiz, dinlediklerimiz, düşündüklerimiz helâl olmalı. Her hareketimiz efendimizin hareketlerine uymalıdır
*Herkes, san’ata sahip olmalı din ilimlerini öğrenmelidir. Talebelerimden bunu istiyorum. Bizim yolumuzda olanlara, kıyâmet günü bu yol yardımcı olur, yüzlerin ak olmasına çalışırız. Ancak, edebe riâyet etmeyenler ve Ehl-i sünnet yoluna muhalefet edenler, kıyâmet gününde huzur göremiyeceklerdir.”*Mevlanaya Birbirine dargın olan iki kişi getirdiler şöyle buyurdu Allahü teâlâ, insanları su gibi latîf, mütevâzi, yumuşak huylu, ba’zılarını da toprak, taş gibi sert mizaçlı yarattı. *Su, toprağa karışır, meyvelerin büyümesini, canlıların içerek hayatlarına devam etmesini sağlar. sulardan rûhlara ve bedenlere gıda te’min edilip, menfaat sağlanır. Su toprağa gitmese, topraktan ve sudan istifâde edilemez. *Ey Nûreddîn! arkadaşın toprak hükmünde olup, yerinden kalkmaz ve barışmaz ise, sen su gibi tevâzu üzere olup, anlaş. iki küs olan kimseden hangisi önce davranırsa, Cennete önce girecek sevâb kazanacaktır. Dolayısiyle, barışdan herkes istifâde edecektir.Bunu dinleyen iki küs sevâb kazanmak gayretiyle hemen barıştılar.

*Bir kimse, geçiminden şikayet etti Mevlânâ hazretleri a’zâlarından birini kesip, yerine bin altın verseler râzı olur musun?” diye sordu. Hayır, dedi Mevlânâ buyurdu ki: “Ey kardeşim! Madem ki râzı olmazsın, niçin şikâyet edersin Fakirim diyorsun, altından kıymetli a’zâların var ve vücûdun sıhhatte iken bunları bedavadan ihsân eden Allah'a niçin şükretmiyorsun? Allahü teâlâ; “kulum ni’mete şükrünü eda ederse, ben ni’meti arttırırım” buyurdu.
*Mevlana hastaydı birisi gelerek, “Döşeği kaldırın” buyurdu. Talebeler hayret etti Çünkü hoca hasta idi. Siz kimsiniz ki, hocam hasta iken yatağından kaldırıyorsunuz size ne eyledi?” diye sordular. O da; “Ben Azrail’im. Rabbimizin emrini yerine getirip Mevlânâ’yı âleme da’vete geldim” dedi.
*Mevlana“Rabbimiz. hazretleri bizi kendi yanına da’vet ediyor. gitmek zamanı gelmiştir. Yâ Azrâil Beni Rabbime çabuk kavuştur!” deyip, şehâdet getirdi.fânî hayâta gözlerini yumdu.”

*Mevlânâ vefât edince, Gasl gördüklerini şöyle anlatır: “Mevlânâ’nın mübârek cesedini yıkadım. ayrılık acısıylan ağlamaktan kendimi alamadım. hareket etmeye kadir olamadım. vücûduna sarılınca. Mevlânâ’nın eli bileğimi tuttu. Korkumdan aklım gitti. Bayılmışım.*Mevlana Diyordu ki: “Nûr, nûra karıştı. Âşık, Ma’şûka kavuştu. endişe yoktur. Çünkü, Allahü teâlânın velî kulları için, korku yoktur onlar mahzûn olmazlar. Mü’minler ölmezler, fânî âlemden, sonsuz âleme nakil olunurlar.” *Mevlânâ’nın vefâtında, köylerden, şehirlerden, kadın-erkek, gayr-i müslim, yahûdiler ve hıristiyanlar, her mezhebten mahşeri bir kalabalık Konya’ya toplandılar. herkes cenazede hazır oldular. Herkes kendi inancıyla cenâzeye hizmet ediyordu
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla