Gülen gibi bir soytarının arkasına bu kadar insan takması iyi tahlil edilmeli, 3 kuruşluk aklı ile topluma yön vermeye çalıştığını sanan bu din istismarcısı ve teröristlere karşı devletimizin istihbaratı her zaman uyanık olmalıdır.
Devlet'in her zaman bunlardan öte 1 adım önde gizli planları olmalıdır. Tarikat Vakıf Birlik Dernek ne olursa olsun denetlenmeli. Bunların yasaklanmasına karşıyım sıkı denetim ve gözetim olduğu sürece sorun olmaz. Aksi halde Milli Varlığa Zararlı Cemiyetler gibi birşeye dönüşüyorlar. Atıp tutan akşama kadar siyaset yapan sözde din adamları, X federasyonu başkanı, x vakfı başkanı... uzayıp gider. Bu dediğim toplumdaki sivil oluşumların sesinin kısılması değil, bu konumlardaki oluşumların kuruluş amaçlarına uygun hareket edip etmediklerinin denetimidir.
Devlet dine karışır mı?
Burdaki yerindelik denetimi Dini ise Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından. Mali ve Hukuki denetimlerde ilgili kurum ve kuruluşlarca (Maliye gibi.) gereken özenle gerçekleştirilmelidir.
Halkı bu tuzaklara düşmeyecek şekilde eğitmek çok önemlidir. Kendini şıh ilan edip, kendini perdelemek yaptığı kirli işleri perdelemek için yaptığı işler gizlemek için yaptığı topluma güzel gelen eylere aldanmayacak uyanık ve bilinçli bir nesil yetiştirilmelidir. Buda sorgulamaktan geçer.
Umuyorum ki 24 Haziran'dan sonra artık en sıkıntılı konular olan Eğitim ve Hukuk konularında da damga vuracak bir hükümet iş başına gelecektir. Cumhurbaşkanımızın ne köprü ne başka bir şey bu ülkeye yapacağı en büyük hizmet olacaktır.
|