Tekil Mesaj gösterimi
Alt 12-19-2018, 06:52   #5
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak kuraanda yaratılış. Com

CANLILARIN YARATILIŞI

SİVRİSİNEK MUCİZESİ

Gıdaların bozulmaması için son on yılda çok etkili yöntemler geliştirilmiştir. en önemlisi, ambalajlamadır. sivrisinek de,
bu yöntemi kullanır. Yumurtalar, jelatinimsi bir madde yığınına çerçeve veya ip şeklinde bırakılır. Jelatin yumurtaları kurumaktan ısı değişimlerinden ve düşmandan korur. sivrisinek, bu madde sayesinde, yumurtaları bitki ya da taşlara yapıştırır yumurtaların suda kaybolmasını engeller. Yumurta salı ve çatlayan yumurtadan çıkan larva Anaphales sivrisineğinin yumurtaları. Yumurtalarda bulunan hava odacıkları ve yüzey etkisini arttıran yapılar, yumurtaların suda kalmalarını sağlar. bu yapılar yumurtalarda bir seferde oluşmasaydı, anophales sivrisineğinin tüm yumurtaları suya batıp ölürdü. Sivrisineğin küçücük yumurtası bile evrim teorisini çürüten bir delil yaratılışın en güzel örneklerindendir

Sıtma mikrobu taşıyan sivrisinek Anopheles'in yumurtaları, suya batmalarını engelleyecek ve suda kalmalarını sağlayacak özel bir şekle sahiptirler. Yumurta kabuğunun dışındaki hava odacıkları ve yumurtayı saran yüzme kenarları yumurtayı suda
tutar. Yüzme kenarları suyun yüzey gerilimini artırır ve yumurtanın gerilim sayesinde batmamasını sağlar.
Yüzey gerilimi suda oluşan bir güçtür. küçük canlılar bu gücü aşamaz bu olumsuz bir durum değildir böcekler su üzerinde rahatlıkla yürürler. böcekler bacaklarındaki destek sayesinde ayaklardaki tüycükler, ayağı kaplayan yağlı salgılar gibi su üzerinde çok kolay hareket ederler. Anopheles sineğinin yumurtalarındaki hava odacıkları ve yüzme kenarları yüzey geriliminden yararlanır. Ancak ne larvalar ne de
anne sivrisinek yüzey geriliminden haberleri yoktur. Bu özellik yumurtada bir seferde ortaya çıkmazsa, Anopheles'in yumurtaları su dibine batar ve sivrisineğin nesli tükenir.
Ancak bu durum söz konusu olmaz. Anopheles'in de, diğer canlıların da varlıkları ve ihtiyaçları için en uygun tasarım, Allah tarafından yaratılmıştır.

Sivrisinekler yumurtalarını her zaman durgun bir suya bırakmazlar. "Cylindrotoma Sivrisineği", yumurtalarını bırakmada ilginç ve zor bir yöntem kullanır. dişi yumurtalarını bir bitkiye yerleştirir. Ancak bitki dokularını kolayca kesemez. sineğin boyutu düşünüldüğünde bu insanın elinde hiç bir aleti olmadan kalın bir ağacı kesmesine benzer imkansızdır Peki sivrisinek ne yapar?

Sivrisinek kendisine yaratılıştan verilen bir özellikle. Başı üzerinde bulunan ve testere görevi gören kesici organla, bitki dokularını rahatça keser. kestiği bitkiye yumurtalarını iter bir yaprakta bu şekilde bırakılmış 70 yumurtaya rastlanır bir yere bırakmak varken, zahmetli bir şekilde, zorlu bir yeri yumurtalarını bırakmak için seçmiştir. Tek amacı yemek ve yaşamak olan bir böcek niçin kendisini zora sokar zahmete kalkışır? Neden diğer türlerde değil sadece bu türdekilerin başında kesici organ vardır? Bu organı kullanma bilgisi, kim tarafından verilmiştir?
Yumurtalarını güvenliğe almak için bitki dokularını kesmeyi sivrisinek nasıl akıl etmiştir Sivrisinek, özel bir dizayn ve "programla" birlikte yaratılmıştır.
*
"Leicester sivrisineği" yumurtayı bambu saplarının deliklerine bırakır. Bambu içi güvenli olduğu kadar, larva ihtiyaçlarına cevap veren bir ortamdır. Sivrisinek yumurta bırakırken diğer sinekler gibi- akılcı bir yol izler. Leicester arka bacaklarını bambu saplarındaki suya sokar, yumurtalar suya düşer ve gelişimlerini sürdürürler.
İlk yağmurda yumurtalar kuluçkaya girerler. Yumurtlamayı takip eden 3 gün içinde kuluçka biter kurtçuklar çıkar. Yumurtanın içinden kurtların olgunlaşarak çıkmaları aynı dakikada olur. Bir dakika da kurtlar suda gezer. hiç durmadan, ne bulurlarsa yiyip müthiş bir süratle büyürler sivrisinek türünün ataları, gözlemlerle yavrular için en güvenli ortamın bambu sapı olduğunu tespit etmiş, bütün soyun bu yöntemi izlemesine mi karar vermişdir? bu emir nesilden nesile, mi aktarılmıştır Bu soruların cevabı normal ve vicdanlı insanı tek noktaya
yaratılışa götürür. Dünyada bir bambu sapının içindeki su birikintisinde, bilmediğimiz, aklımıza dahi gelmeyen bir hayat vardır ve bu hayat ustaca
biçimde yaratılmıştır. İnsana düşen yaratışı görmek yaratan Allah'ın gücünü takdir etmektir. Kuran'a göre;
Allah'ın yağdırdığı ve yeryüzünü ölümünden sonra dirilttiği suda her canlıyı orada üretip-yaymasında düşünen topluluk için ayetler deliller vardır.(Bakara, 164)


Yumurtadan çıkan yavru sivrisineğin erişkin haliyle hiç ilgisi yoktur bambaşka bir canlıdır. 1- 1,5 mm . uzunluğundaki larvanın vücudu baş, göğüs ve karın olmak üzere 3 bölümdür Başı oval ve iki yanında birleşik gözler ve göz önünde kısa bir anten mevcuttur. larva, bu halden erişkin bir sivrisineğe dönünceye kadar zorlu bir yolculuk geçirir. Larvalar su altında yaşar Sürekli yedikleri için, bir haftada 6-7 kat büyür Bu dönem sivrisineğin yaşamı boyunca büyüdüğü tek dönemdir. Larva acıkır, yemek yer ve büyür. Larvanın nefes alması için suda boğulmadan asılı durması gerekir Sürekli beslenmesi gereken sivrisinek, su üzerinde asılıyken yemeğine nasıl ulaşır Bunda çok özel bir yöntem gerekir, ancak canlı ne düşünebilen ne de gelişim kabiliyetine sahiptir, yalnızca bir buçuk mm büyüklüğünde bir larvadır. acilen beslenmeslidir, yoksa ölür
Larva zorunlu durumda suyun içine dalar. bu uzun süremez nefes almak için tekrar su yüzeyine dönmelidir Larvanın başaşağı suda dururken yemek yebilmesi doğuştan kendisine verilmiş önemli bir mekanizması vardır. Avına her zaman gidemeyen larva, suyu hareketlendirerek avını ayağına getirir.
ağzıyla suda akıntı yaratır. sudaki bakteriler, su hareketiyle larvanın ağzına gelir. Larva bakterileri yer. Bir sivrisinek larvası günde 100-1000 cm3 suyu süzebilir. larvanın ağzındaki fırça, hayvanın beslenmesi için yapılmıştır Larva bu sistem sayesinde boğulmadan besinine ulaşır küçücük bir larva bile Allah'ın "rızık veren" Rezzak sıfatının koruması altındadır olduğunu gösterir. Kuran emrediyor Kendi rızkını taşıyamayan nice canlı vardır ki onu ve sizi Allah rızıklandırır. O, işitendir, bilendir.(Ankebut, 60)
*
Tüm sivrisinek larvalarını, suda kendi halinde yüzen ve beslenmede bakterilerle yetinen sakin canlılar olarak tanımlamak doğru olmaz Bazı larvalar yırtıcıdır. sürekli beslenen larva türleri yiyecek bulamadığında birbirini yer. larvalar için temiz değil, bakterice zengin kirli su daha uygundur. temiz sularda, sal şeklindeki yumurtada yalnızca birkaç tane larva hayatta kalır. anne sivrisinek bunu bilir ve yumurtalarını bırakmada kirli suları seçer! Kirli suda, sal şeklindeki yumurtalardan yaklaşık 100 tanesi sağlam çıkar. sivrisinek seçim yapmıştır Sivrisinek biri temiz biri kirli iki farklı sudan kirli suyu seçer
sivrisinek, türünün devamı için geçerli önlemleri düşünerek mi yoksa gözlemleyerek mi bulmuştur. ikisini de yapamaz. Sivrisineğin tecrübe kazanması, doğru kararlar vermesi gelecek nesillere aktarması söz konusu değildir.
*
Mansonya türünün larvası, soluk almak için su yüzeyine çıkmaz. akıllı ve zor bir yöntem izler. Su altındaki oksijen, suda çözünmüştür canlılarca kullanılır Bitkiler kök ve dokularında oksijen biriktirir Mansonya larvası bitkilerdeki oksijeni kullanır. Larvada,bitki köklerini delmeye ve içindeki havayı çekmeye yarayan testere biçimli bir organ vardır. oksijen ihtiyacını rahatlıkla karşılar ve su altında sürekli kalabilir. Burada büyük bir dizayn vardır. Suya çıkmayan mansonya larvasının yapısında, bitki köklerini delmesi ve köklerin içindeki havayı çekmesi için herşey vardır.
larva, vücudundaki "alet"lerin ne amaçla verildiğini oksijene ihtiyacı olduğunu ve oksijenin bitki köklerinde olduğunu bilmektedir. 1.5 mm . boyunda ve dünyaya yeni gelmiş larvanın nasıl olup da bunları bildiği ise evrimcilerce cevaplanamamıştır
*
Akıntılı yerlerdeki larvalar yaşamda bir yerlere tutunmak zorundadır Vücutldaki destek sistemleriyle bu problemden kolayca kalkarlar. hızlı akan sulardaki larva arkalarında 45 derece eğimle vücutlarıyla birleşmiş uzun bir itici bulunur iticinin ucundaki küçük kitin kancalarıyla larva herhangi bir yere tutunur ve kendisini akıntıya karşı korur. Heptegina cinsi sivrisinek larvası vantuz sayesinde güçlü akıntılara dayanabilir.
*
sivrisinek larvaları doğuştan mimardırlar. Kendilerini bir yere yapıştıracak vantuzları olmayan larvalar, düşmanlarından korunmak ve akıntıya karşı koymak için kendi evlerini kendileri yapar Bu ilginç ve şaşırtıcıdır, her aşaması zorluklarla doludur yumurtadan çıkan larvanın, güvenliğini sağlamak ve akıntıya koymak için bir eve ihtiyacı olduğunu fark etmesi, bir ev yapması gerekir.
larva bir plan yapar. Ancak Larvada ne teknik alet ne de organ -gaga, pençe, vardır. bütün ihtiyaçları düşünülmüş olan larva, ev yapması için gerekli malzemeye doğuştan sahiptir. Kolaylıkla şekil verebileceği jelatin bir madde salgılar. Bu malzemeyi en doğru şekilde kullanan larva, kendisi için en uygun boru benzeri bir yuva yapar. yuvayı ya çamur veya kuma gömer, ya da yanında taşır. larvanın doğar doğmaz kendini güvenceye almak için ev yapması ve ihtiyaç maddesini vücudunda hazır bulur
Larva kimyager olmadığına göre salgıyı kendi zeka ve bilgisiyle ürettiğini düşünmek akıllıca olmaz. Kendi aklı ve zekasıyla üretse bile bunu üreten bir sistemi vücuduna yerleştirmesi
düşünülemez. Mimari eğitimi olmadığına göre, yuva yapıp kuma gömmeyi planlayamayacağı ortadadır.
bir larva, evrimcilerin iddia ettiği gibi
özelliklerini tesadüfen veya tecrübeyle kazanmış olsa da bilgilerini sonraki nesile aktaramaz. Yeni doğan canlı, kendisine öğretecek biri olmadan öğrenemez. bir canlı bir bilgiye doğuştan sahipse, bilgiyi en doğru şekilde kullanıyorsa tek bir anlamı vardır: bilgi ve özellik her, canlıya, yoktan vareden Allah tarafından verilir.
*
Larva gelişme döneminde sürekli yer. ağzının sürekli su olması ve başaşağı durması gerekir. larvanın ikinci temel ihtiyacı nefes almaktır. Peki bu iki temel ihtiyacı nasıl karşılayacaktır?
İnsanlar suda nefes için bir oksijen tüpü, şnorkel, gibi özel aletlerden yararlanır Sivrisinek larvası, doğuştan dalış teçhizatına sahiptir. Suda başaşağı dururken, vücud arka tarafında bulunan solunum borularıyla nefes alır. Kimi larvalar suya paraleldir karınlarında bulunan üç solunum deliğini kullanır Bu sistem şnorkel ve hava pompalarının benzeridir.
ortada akılcı bir dizayn varsa, onu yaratan bir akıl vardır.akıl, "alemlerin Rabbi", yani en küçükten en büyüğe kadar tüm dünyaların, tüm boyutların hakimi, eğiticisi ve düzenleyicisi Allahtır Allah yarattığı varlıklarda eşsiz sanatını tecelli ettirerek insanlara varlığının delillerini gösterir. Bu sanat _ ister insan beyninin karmaşık yapısında bir sivrisinekte ve her yerdedir Bakara Suresi'nin 26. ayetinde, tek başına bir sivrisineğin bile, Allah'ın vermekten çekinmeyeceği büyük bir örnek olduğu belirtilir: Şüphesiz Allah, bir sivrisineği de, ondan üstün olanı da, örnekten çekinmez. iman edenler, kuşkusuz Rablerinden gelen gerçeği bilirler; inkâr edenler Allah, neyi amaçlamış?" derler. Allah, birçoğunu saptırır, birçoğunu hidayete erdirir. O, fasıklardan başkasını saptırmaz. (Bakara, 26)
*

Şnorkele Su Kaçarsa...
Sivrisineğin şnorkel benzeri bir solunum borusuyla nefes aldığını yukarıda belirttik. Ancak şnorkelle nefes almanın bir tehlikesi vardır. Eğer suda oluşacak bir dalgalanma ya da rüzgar şnorkelin içine su kaçırırsa bu, sivrisineğin boğulmasına neden olur.
Ancak çok özel bir tedbir sayesinde bu durum engellenmiştir. Şnorkellerin havayla temas eden uç kısmı özel bir yağla doğuştan kaplıdırlar. Bu yağın özelliği suyu iten (hidrofob) bir yağ olmasıdır. Larva başaşağı su içinde dururken, bu yağ sayesinde solunum borusunun deliklerinden içeri su giremez.
Bu salgı özel olarak su için yaratılmıştır. Larva sudan başka bir sıvının, örneğin petrolün içine konulduğunda, salgı görevini yapamaz. Petrol şnorkelden içeri girer ve larvanın boğulmasına neden olur.
10 milimetrelik bir larvanın, birkaç milimetre uzunluğundaki solunum borusunun ucunda böyle özel bir yağın varolması, üzerinde durulmadan geçilebilecek bir konu değildir. Ayrıntılara dikkat edelim:
- Suyun şnorkelden içeri girme riskine karşı böyle özel bir önlem alınması.
- Salgının tam ihtiyaç duyulan yerdeki, yani solunum borusunun ucundaki hücreler tarafından salgılanması.
- Bu yağlı salgının her yeni nesilde kendiliğinden varolması...
Bütün bunların varlığı tesadüflerle açıklanabilir mi?
Elbette ki hayır.
Çünkü tesadüfler karmaşaya neden olur. Milyarlarca tesadüfün ardarda sıralanması ise kaos anlamına gelir. Birbirinden bağımsız parçalardan oluşan ama bu parçaların uyumu sayesinde ortak bir amaca hizmet eden sistemler ve mekanizmalar, kaos sonucunda değil, ancak bilinçli bir dizayn sonucunda ortaya çıkabilirler.
Evrim teorisi ise mevcut canlıların bugünkü hallerine daha basit yapıda olan canlıların zamanla gelişmesi sonucunda ulaştığını öne sürer. Evrime göre bu gelişim, zamanla meydana gelen tesadüfi değişimlerin, basamak basamak birbirine eklenmesi sonucunda gerçekleşmiştir.
Her ne kadar Latince isimler ve karmaşık terimlerle "bilimsel" bir kılıfa sokulmaya çalışılsa da, evrim teorisinin temel mantığı tek kelimeyle ifade edilebilir: "Tesadüf".
Şimdi sivrisineğin nefes almasını sağlayan özel yapısının nasıl varolmuş olabileceğini, evrim teorisinin iddialarını da göz önüne alarak inceleyelim.
Evrime göre bundan binlerce yıl önce daha basit yapılı sivrisineklerin bulunması gerekirdi. Bu hayali senaryoya göre, o zamanki sivrisineklerin solunum borularının daha oluşmadığını varsayalım. Peki o zaman sivrisinek larvaları ne yapacaklardı?
I) Larva suyun içinde başaşağı durmayacak, nefes almak için başını suyun üzerinde tutacaktı. Bunun kaçınılmaz sonucu bütün larvaların açlıktan ölmesi olurdu.
II) Tesadüfen larvanın vücuduna bir solunum borusu eklendiğini varsayalım (bunun teknik olarak imkansızlığına ileride değineceğiz), solunum borusunun ucunda bulunan ve suyun boruya girmesine engel olan yağ olmadığından larva boğularak ölecekti. Larvanın, bu yağı sentezleyen hücrelerin vücudunda oluşmasını bekleyebileceği tek bir saniyesi bile olamayacaktı. Kısaca bu evrim teorisinin kendi içerisinde çelişkili bir durum oluşturmaktadır.
III) Solunum borusunun ve borunun ucunda bulunan yağın aynı anda bir şekilde larvanın vücuduna eklendiğini varsayalım. Bu yalnızca o larvanın hayatını kurtarırdı. Çünkü vücudunda oluşan bir değişimi bir sonraki nesile aktaramayacaktı. (Parmağı kesilen bir kadının çocuğunun eksik parmakla doğmayışı gibi.) Oysa, vücuttaki değişimin bir sonraki nesle aktarılabilmesi için, evrimin yeni organ veya organel oluşturmakla kalmayıp bunun genetik kodunu da canlının üreme hücrelerinde bulunan DNA'ya eksiksiz olarak eklemesi gerekmektedir.
Bu nokta çok önemlidir. Bu yüzden konuyu bir başka örnek üzerinde inceleyelim. Örneğin insanın atası olduğunu varsayacağımız bir canlının vücuduna yeni bir organ, mesela karaciğerin eklenmesini düşünelim. Karaciğerin genetik kodu, milyonlarca şifreden oluşur. Bu şifrelerin hepsinin aynı anda, o canlının üreme hücrelerindeki DNA'ya katılması gerekir ki bir sonraki nesilde de ortaya bir karaciğer çıksın. Milyonlarca şifre içinde yapılacak tek bir hata, karaciğerin oluşamamasına, daha doğrusu işe yaramamasına ve canlıya yarar değil zarar vermesine yol açar. Sözünü ettiğimiz hayali canlı yaşamını sürdüremez ve yokolur gider.
Burada bir nokta daha vardır. Söz konusu canlı, vücudunda bir karaciğer oluşana kadar ne yapacaktır? Karaciğerin vücutta yürüttüğü hayati fonksiyonları hangi organ yapacaktır? Kısacası böyle bir canlının bir zamanlar varolduğunu düşünmek bile mantıksızdır. İlk insan, tam ve eksiksiz bir biçimde ortaya çıkmış; yani yaratılmış olmalıdır.
Aynı şekilde sivrisinek de, sahip olduğu özellikleri DNA'sında genetik şifre olarak taşımak zorundadır. Aksi takdirde bir sonraki nesil bundan mahrum kalır. Sivrisineğin atası olduğunu varsaydığımız hayali canlının üreme hücrelerine, hem solunum borusunun, hem de bu borunun ucundaki hücrelerin ürettikleri yağın genetik şifrelerinin aynı anda, eksiksiz, hatasız olarak katılması gerekir ki, bu imkansızdır. Bunun anlamı da yine sivrisineğin eksiksiz ve kusursuz bir şekilde bir anda varolduğu, yani yaratıldığıdır.
Peki sivrisinek soluduğu havayı vücuduna nasıl dağıtacaktır?
Sivrisineğin solunumu şu şekilde gerçekleşir:
Sivrisineğin aldığı hava, iki ufak torbacığa dolar. Bu torbacıklar vücuda yayılan kılcal hatlara bağlıdırlar ve bu hatlarla havayı her yere dağıtırlar.
Torbacıkların arasında sivrisineğin ihtiyacına uygun bir kalp vardır. Kalp, düzenli atışlarla torbacıkları pompalayarak, havanın vücuda dağılmasını sağlar. Kalpten hemen sonra mide ve bağırsaklar gelir.
Burada sözünü ettiğimiz kalp, mide ve bağırsakların da eksiksiz olarak sivrisineğin vücudunda bulunmaları gerekir. Üzerinde uzun uzun durduğumuz solunum sisteminin yanı sıra, bu organlar da sivrisinek için vazgeçilmezdir. Bütün sistemleri bulunan fakat kalbi olmayan bir sivrisinek elbette ki düşünülemez.
*
Sivrisinek larva ve pupa dönemini suyun içinde geçirir suya yakın yerlerde bulunur. Su molekülleri, güneş ışınlarını yansıttığı için, larvanın bundan olumsuz etkilenmesi gerekir. Oysa larva güneşten etkilenmez bu sivrisineğin vücudundaki pigment sayesinde çözülmüştür. pigment, tamamı ürik asit granülleriyle doldurulmuş olan ürositlere benzeyen hücreler ağından oluşur. Ürik asit, şeffaf larva ve pupayı güneşten korur sivrisinek güneşte kavrulmaktan kurtulur. bütün mucizelerin, sivrisinek vücudunda, mucize eseri kendiliğinden ortaya çıktığını varsayalım. bu kalkan bile larva vücudunda olmasa, tüm özellikleri anlamı kalmaz, larva güneşte kavrularak ölür. Sivrisineklerde larva dönemi bir hafta sürer. Bu süre ısıya bağlıdır beslenmeyle ilgilidir.
Larva giderek büyür, derisi fazla büyümesini engelleyecek şekilde gerginleşir. Bu ilk deri değişim zamanının geldiği anlamına gelir larva pupa dönemine geçmeye hazırdır.

büyüyen larva sert derisini açmak için keskin bir alete ihtiyaç duyar. dışardan hiçbir canlının yardımı olmadığı için, bu problemi kendisi çözmelidir ihtiyacı olan her şeyi kolayca bulur. onun için bir kolaylık vardır. Her şeyi yaratan Allah, larvann ihtiyacı için özel bir organ vermiştir Larvanın baş arkasında, sert deriyi kırmaya yarayan bir organ vardır. Bu organ deri değişiminin ardından atılır. bu organ oluşmasaydı ya da geç oluşsaydı, larva deriden çıkamayacağı için sıkışıp ölecekti. Alttan gelen yeni deri yumuşak ve esnektir. Larvanın büyümesi de bu esnek deri sayesinde kolaylaşır Sivrisinek larvası gelişimini tamamlayıncaya kadar 3 kez deri değiştirecektir. Toplam 4 defa deri değiştirerek gelişir ve 10 mm uzunluğa varır Sivrisinek kurtçukları gerçek bir sivrisinek olmak için son aşama "pupa" dönemine girer. Bu en fazla birkaç gün sürer pupa beslenmez. Sivrisineğin ayak ve kanatlarının yeralacağı göğüs kısmıyla birleşmiş olan kafası büyük ve yuvarlaktır. sivrisinek yepyeni bir canlı gibidir ve ihtiyaçları değişmiştir.
*
Larvadan pupaya geçişde solunum şnorkelleri kapanır larva nefessiz kalır Ancak ilginç bir gelişme olur ve pupanın ön tarafında iki yeni hava borusu çıkar sivrisinek, kendisi için çok özel tasarlanmış bir gelişim programıyla hayatta kalır. Larva iki yeni hava borusunu su yüzeyine çıkartarak nefes alır.Pupalar, soluk almak için su yüzeyine yakın durur Hareketler süratlidir, beslenmeye ihtiyaç yoktur. Pupa dönemi 3-4 gündür Pupanın sonuna doğru, sivrisineğin rengi esmerleşir, deri şeffaflaşır. Beş günde pupanın şeffaf deri açılır ve erişkin sivrisinek sudan çıkacak hale gelir. çıkış anı, insanı hayran bırakacak bir ustalık gösterisidir. genç sivrisinek, suda yüzen pupasından, suya değmeden çıkar. Bunu başarması şarttır, çünkü ıslanmış kanatla uçamaz.
Kanatlar ve bacaklar pupa evresinde gelişir pupanın içinde kullanıma hazır bekler Kozadan çıkmadan önce pupa nefes alarak genişler. genişlemenin etkisiyle koza baş tarafından çatlar. çatlama baş taraftan değil de, alt taraftan başlasaydı, sivrisinek su yüzeyine çıkamaz boğularak ölürdü.
Çıkmaya hazırlanan sivrisinek büyük bir tehlikeyle karşı karşıyadır. Çatlayan kozaya su girerse bu onun sonu olur bunun tedbiri önceden alınmıştır. Kozanın yırtılan baş tarafı, sivrisinek kafasının su ile temasını engelleyecek özelliklere sahip, yapışkan bir sıvıyla kaplıdır. Bu sıvı hayvanın daha önce kullandığı "şnorkel sıvısında olduğu gibi, suyu iten hidrofob yapıya sahiptir. özel sıvı pupanın baş tarafında olmasaydı, çatlayan kozaya su dolardı. Kanatları ve vücudu ıslanan sivrisinek, kozayla beraber batardı.sineğin kozadan çıkarken karşılaştığı tehlike bununla sınırlı kalmaz, onu zorluklar bekler. Suyun içinde kendisini çevreleyen kozanın içinden çıkmaya çalışan sivrisineğin Dengesi bozulup kozayı ters çevirebilir. Çıkarken suda ıslanıp boğulur. Pupa nefes almaya devam eder. Esecek en ufak rüzgar onun suya değip ıslanmasına ve ölmesine neden olur sivrisinek pupadan çıkmak için rüzgarsız bir anı seçer. başını ve ön ayaklarını kozadan yavaşça çıkarır. Ön ayaklarını suya yaslayıp, vücudun kalan kısmını su içindeki kozadan çeker. sivrisineğin ayakları mükemmel bir tasarımla yaratılmıştır suda batmayı engelleyen bir yapısı vardır. ayaklarda bu özellik olmasaydı, hayvan suyua çıkamadan, kozanın içinde boğularak ölürdü.

Sivrisinek sualtı dünyasından, dış dünyaya herşey tamamlanmış olarak çıkar kanatları sualtında olumuştur. Kan emeceği özel mekanizma sualtında oluşmuştur. Kurban dokularını uyuşturacak, kan pıhtılaşmasını engelleyecek özel sıvı sualtında oluşmuştur. Karşı cinsin kanat çırpma frekansını ayırt edecek üstün algı yeteneği sualtında olusmuştur. Ve Sivrisinek su içinden dış dünyaya, eksiksiz yaratılmış olarak adım atar. dünyamız yoktan var olmuştur

Kozadan çıktıktan sonra sivrisinek suyun üstünde dinlenip uçup gider. hayata başlamıştır. Suyun içinde yaşayan larvanın, uçmayı bilmesine imkan yoktur. uçuş için gerekli kanatlar, o daha suyun içindeyken eksiksiz yaratılır Eğer uçacağı kanatların ve su üzerinde durmasını sağlayacak ayakların gelişimi, sivrisinek suyun içindeyken bitmeseydi, bu onun sonu olurdu. Sivrisinek pupadan çıkınca boğulurdu. Oysa her şey tam zamanında hazırdır. Sivrisineğin dünyaya gelmesindeki tüm aşamalar hayvanın yumurta olarak suya bırakılmasından uçmasına kadar geçen aşamaların hepsi, birer harikadır görürüz. Sivrisinek gözlerini dünyaya açana kadar yüzlerce tehlikeden geçer. Bunların herbirinde hassas dengeler ve ince ayarlar vardır bu dönemeçleri kusursuz aşarak hayata gözlerini açar.
son derece etkileyici bir dizayn vardır tek bir sivrisinek dahi Allah'ın yaratışındaki muhteşemliği gösterir
"Allah bir sivrisineği örnek vermekten çekinmez" (Bakara, 26). evrendeki her varlık ayetlerle doludur.

Suyun içindeki dünyasını bırakıp yeni dünyaya adım atan sivrisinek bambaşka bir canlıdır. canlının bedeni
sayısız mucizeyle doludur. sivrisineğin vücudu incelenirse her ayrıntıda çok özel bir yaratma görülür.
mucizelere tanık olmak için sivrisineğin yapısını ele alalım. Sivrisinekte 3 bölge bulunur: baş, göğüs ve karın Herbiri tasarım harikasıdır Sivrisineğin başının üst yanından iki anten çıkar. duyu hücrelerince zengin, çok hassas algılayıcılardır. Erkek sivrisinek antenleri, dişilere göre hassastır bu antenler sayesinde, çiftleşme geldiğinde, binlerce sesten dişisinin kanat sesini algılar Dişi sivrisinekde, antenlerin arasında, sivrisineğin kan emmede kullandığı emme tüpü ya da hortumu bulunur. hortum basit yapıda değildir. karmaşık bir sistem barındırır. hortum, çok özel bir kesme ve vakumlama mekanizmasıdır adı "labium"dur. Sivrisinek ısırdığında kılıf geriye esner kesici mekanizma devreye girer. 6 parçadan oluşur. 4 tanesi kesici bıçaktır ve oldukça etkilidir insan derisini kolayca keser kurbağanın ya da bir yılanın pullu derisini de kesebilir Diğer iki parça birleşerek içi boş bir boru meydana getirir Sivrisinek tüpü bıçakların açtığı yaradan içeri sokar ve kurbanının kanını emer Bıçaklardan yaraya akıtılan sıvı dokuları uyuşturur. Bu lokal anestezidir. sivrisinek derinizi kesip, kanınızı emerken bir şey hissetmezsiniz. bu sıvı kanın pıhtılaşmasını engelleyerek, sivrisineğin kan emmeye devam etmesini sağlar. Sivrisineğin ısırdığı bölgenin kaşıntı yapması ve şişmesi bu sıvı yüzündendir.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla