Tekil Mesaj gösterimi
Alt 01-16-2019, 09:47   #124
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak olaylarıyla Hz Muhammed talha uğurluel pdf e kitap

Abdullah bin Zübeyr ra nın yaptırdığı
Kabe inşaatında, Kabe binasının dışındaki Hicr-i İsmail içeriye alınır ve Kabe kapısı giriş seviyesinde yaptırılır. Ancak Haccac, Mekke'ye girip Abdullah bin Zübeyr'i şehit eder Kabe inşaatını yıktırır Kabe'nin son tamiratı Osmanlıya nasip olmuştur. 1610 daki şiddetli* yağmur ve selde Kabe'nin 3 duvarı birden yıkılır.* Sultan I. Ahmed, Kabe'yi yaptırmak için girişimde bulunsada 28 yaşında aniden vefat eder bu hayırlı vazife, I. Ahmed'in küçük oğlu IV Murad'a kalır. IV Murad 1629 da Kabeyi yeniden inşa eder.

Ebu Kubeys Tepesinden osmanlı zamanında Kabe tamir edilirken taş kesilmiş . bu tepeden alınan her taş için alimlerden fetva alınmıştır. İnşaatta* 600 hafız Kabe'nin etrafına halelenmiş ve geceeli gündüzlü devamlı Kur'an-ı Ker"im okunmuştur Kabe'nin etrafındaki yapılanma ilk kez Hz. Ömer ra dönemindedir* Hz. Ömer Kabe'nin etrafına tavaf duvarı çektirmiş tir. Hz. Osman döneminde İslam sınırlan Ön Asya'ya kadar ulaşır. hacca ve umreye gelenlerin sayıları artmıştır. Ve Hz. Osman tavaf alanını* genişletir

Kabeye* Hz. Osman'"' tarafından ilk kez
revaklı bir golgelik yapılmıştır ilk Bu gölgelik, metafı çeviren duvarın ön kısmına yerleştirilen ve hurma* gövdelerinden oluşan sütun ve üstü* örten hurma dalı ile yapraklardan bir gölgeliktir. Emevilerin en önemli Kabe inşaatı Abdullah bin Zübeyr in tamiratıdır. Abbasiler döneminde Halife Mehdi, Mescid-i Haram'a en silinmez damgayı* vurmuş ve metafı son kez genişletmiştir. Şu an bu tavaf alanını kullanılır Bu genişlet-mede Kabe etrafına 3 sıra halinde uzanan revaklı gölgelik yapılmıştır. Bugün Kabe'yi çeviren revakları taşıyan mermer ve üzeri yazılı sütunlar Abbasilere aittir.

Eskiden hacca ya da umreye gidenlerimiz* döndüklerinde, "Osmanlı revaklarını gördük," derlerdi. Ancak Kabe'yi çeviren revaklar Abbasi Halifesi Mehdi'ye aittir II. Selim* Ayasofya'nın tamiri, ve Selimiye'nin inşaatı gibi nice büyük inşaata imza atmıştır birgün Mimar Sinan'ı yanına çağırır ve, "Tiz mukaddes beldeleri ihya eyleyesün," emri verir. Koca Sinan, Mekke ve Medine'deki yapıların tamirine* başlar. Abbasi Halifesi Mehdi'nin yaptırdığı revaklann üzeri düz ahşap çatıdır ve* dökülür Mimar Sinan ahşap çatıyı kaldırtır ve soğan kubbelerle süsletir. Ve bu kubbeli revaklar Kabe'nin etrafını uzun yüzyıllar sarar ve süsler Mescid-i Haram, Türk-islam mimarisinin en güzel detayı olan soğan kubbelerle bezelidir. 2010 da bu revaklar* sökülüp* Arafatta korumaya alınmıştır Mescid-i Haram, Kabe'nin etrafını çeviren modern bir külliye gibi hizmete devam etmektedir.

1920'lerde Osmanlı Devleti Mekkeden elini çekince yönetim Şerif Hüseyine geçer, 1919-1926 da bu yönetime Haşim! sülalesi hükmeder Haşimiler dönemi adı ile anılır. 1926'da Suud yönetimi alınca Kabe'nin metafı ilk kez mermer zeminle kaplanır Abbasi Osmanlı revaklarının arkasına ikinci, ve üçüncü revak katları çıkılır. En son Safa ve Merve Tepeleri ile arası, bir bina içine alınarak sa'y ibadeti kapalı koridorlarda yapılmaktadır Suudların Kıble inşaatında tavaf alanının mermerle kaplanması ve revaklara ikinci katın çıkılması sağlanır. Revakların sökümü ve Ecyad Kalesi'nin bulunduğu yere yapılan yüksek yapılar nedeniyle Mescid-i Haram tarihi özelliklerini kaybetmiştir

Yeryüzünün ilk mescidi olan Kabe, ilk defa Hz. Adem tarafından yapılmıştır. Nuh Tufanı'nda yıkılan Kabe'yi Hz. ibrahim 2. kez daha inşa eder Hz. lbrahim'in inşa ettiği Kabe dört duvardan ibaret olup üzerinde dam Rivayetlere göre 9 kez tamir gören Kabe'yi son kez 1629 da IV. Murad* imar etmiştir.

RÜKN YEMANi: Kabe'nin Yemen'e bakan kösesidir Hz. lbrahim ve Hz. Muhammed Kabe'yi tavafda bu köşede durur ve köşeye dokunarak dua ederdi.

HACERÜ'L-ESVED: Cennetten gelen bir taştır Hz. İbrahim tarafından Ebu Kubeys Tepesi'nde bulunmuştur. gümüş bir çerçeve içinde muhafaza edilip her savt sonrası* selamlanır. •

MÜL TEZEM: Kabe'nin kapısı ile Hacerü'I-Esved arasına denir. Peygamber Efendimiz buradaki duaların reddedilmeyeceğini buyurur

AL TlNOLU K: Kabe'nin damında, Hatim Avlusu üzerindeki duvardadır Kabe'nin damındaki* suları aşağıya boşaltan oluk sık sık yenilenir Osmanlının yenilediği Kabe olukları* Topkapı Sarayı'nda sergilenmektedir.

HURFE-MUACCIN: Kabe'nin Irak tarafına bakan kösesi ve Rükn-i lraki'de bulunan çukurdur. üzeri kapatılan bu yerde Cebraill" Efendimiz'e imam olmus ve namazı tarif etmiştir.

HICR·I ISMAIL: Kabe'nin yanında, Altınoluk'un altında kalır bir avlu duvarıyla çevrilidir. Kabe'nin tamiratında, insaat malzemesinin azlığı sebebiyle Kabe binasından küçük yapılmıstır ve dısarıda kalan bu kısım bir duvarla çevrilmistir. Hatim olarak da adlandırılan bu kısımdaki namazlar Kabe'nin içinde kılınmıs kabul edilir. rivayete göre Hz. Hacer ve Hz. ısmail'in kabirieri buradadır.

MAKAM-I IBRAHIM: Hz. lbrahim, Kabe'yi* inşa ederken bir taşa basmış mübarek ayak izleri bu taşta* kalmıstır. Evliya Çelebi "Hz. lbrahim'in mübarek ayak parmak izleri bile görülüyordu," dediği bu taş bir muhafaza içinde Rükn-i Yemani ve Rükn-i lraki arasındadır*

ZEMZEM KUYUSU: Kabe* kapısının çaprazındaki bu kuyu, oğlu Hz. ismail'e su ararken. Allah'ın bir lütfu olarak Hz. Hacer tarafından bulunmuştur bu su Peygamberimiz'in müjdesiyle kim ne niyetle içerse derdi ne derman olmaktadır dediği mübarek sudur

MIRAÇ SÜTUNU: Rivayete göre, Efendimiz amca kızı Ümmü Hani'nin evinde iken Mirac'a yükseltilmistir. Bu mübarek* yeri işaretlemek üzere* Sultan Selim tarafından revakların altına gelen bu kısma kırmızı granitten sütun yerlestirilmistir. Bugün bu sütun, Rükn-i Yemani'nin karşısı na gelen köşenin yakınında,* aynı yerde durur

ABBASl REV AKLARI: Kabe'nin etrafındaki tavaf alanı (metaf) son kez Abbasi Halifesi Mehdi tarafından genişletilmiştir. metafın etrafına 3 sıra halinde mermer sütunlu revaklar yaptırılmıştır. hala tavaf için kullanılmakta ve revak sütunları tüm orijinalliğiyle durmaktadır

OSMANLI KUBBELERI: Abbasi Halifesi Mehdi'nin yaptırdığı revakların üzeri düz ahşap çatıydı. Bunlar dökülünce ı ll. Selim bu alanı Mimar Sinana soğan kubbelerle kapattırmıştır

SAFA VE MERVE TEPELERi: Kabe'nin kapısına bakan cephede uzanan iki ayrı tepe olup Hz. Hacer annemizin Hz. ismail'e su bulmak için koşması gibi her iki tepe arasında 7 kez gidilip gelinir ve sa'y ibadeti gerçekleştirilir.

IBN·I ERKAM'IN Evi: Safa Tepesi'nin 8 m kadar sağ tarafındaki genç sahabinin evi, Islam'ın ilk yıllarında Efendimiz'in yeni Müslümanlarla gizlice buluştuğu bir mekandır* Ebu Zer ve Hz. Ömer gibi birçok sahabe burada Müslüman oldu

BABÜSSELAM: Selam kapısı olup
Efendimiz'inimi Mekke'ye ilk girişlerinde Mescid-i Haram'a girerken kullandığı kapıdır. Bu kapıdan Mescid-i Haram'a girmek sünnettir.

EFENDIMiz As ın Evi: Hz. Hatice ile izdivacında Efendimiz'in satın alıp ikamet ettiği bu ev, Medine'ye hicret sonrasında Hz. Ali'nin kardeşi Akil tarafından satılmıstır. Hz. Muaviye tarafından tekrar satın alınan ve korunan ev, Osmanlılar da hürmet görüp mescit* olmuştur Hz. Fatıma'nın bu evde dünyaya gelmiştir Evin tam yeri Merve Kapısı'nın 20 m kadar
ilerisidir.

CENNET'TEN BiR EMANET* Kabedeki siyah taşın Hacer ül Esvedin tamamı olduğu sanılır Halbuki Hacerü'l-Esved tarihte birçok suikasta uğramış,* çalınmış ve Yemen'e kadar kaçırılmıştır. Hacerü'l-Esved günümüzde gümüş çerçeve içerisinde 8 parça halinde durur Hacerü'l-Esved ismi siyah taş manasındadır gönül insanları onu, Hacerü'l-Es'ad mesut, mutlu taş diye çağırır Aslında beyaz olduğundan, günahkarların dokunmaları ve cahiliyede üzerine sürülen kurban kanlanndan karardığı söylenir. Hz. Ebubekir'in torunu Abdullah bin Zübeyr' ra Mekke'yi müdafaa ederken Haccac'ın mancınıkları Hacerü'l-Esved'i çatlatmıştır. Hz. Zübeyr ra taşı yapıştırırken içini bembeyaz görür Bu mukaddes taşın parçalanmış hali bugün İstanbul'da; Sokullu Paşa'nın Kadırga Camii ile Kanuni türbesindedir Kabedeki Hacerül esved taşı* Siyah dolgu maddesi ve gümüş çerçevede muhafaza edilen 8 parça halindedir

Kabe'nin bir kenarını saran yarım daire şeklindeki avlu çok dikkat çeker. Kabe'de altın oluk altına gelen bu kısım tavafda insanların Kabe'ye yaklaşımını engeller bir konumda olup böyle bir yapıya neden ihtiyaç duyulduğu ilk anda anlaşılmaz. burası son derece önemlidir, sebebini bilen insanlar soluğu burada alıp bu kısa da olsa namaz kılar Buraya hatim yada Hicr-i İsmail denilir. Müşriklerin son Kabe inşaatlarında* inşaat malzemesi yeterli gelmeyince Kabe alanının bir kısmı dışarıda bırakılmıştir* dışarıda* kaya parçasına resmedilen M escid-i Haram'ın eski tasvirlerinden biri kalan kısmı belirlemek için etrafı bir duvarla çevirilmiştir Bugün tavaf yapanlar avlunun içerisinden geçerek Kabe'yi dönerse tavaf olmayacaktır. bu avlunun Kabe duvarına bakan ilk üç metresi Kabe'nin içinden sayılmaktadır* birgün Hz. Aişe, Peygamber Efendimiz'e Sas Ben Kabe'nin içinde namaz kılmak istiyorum," der. Efendimiz onu Hatim'e getirerek, "Burada kılman Kabe içinde kılman gibidir, der. Bu avluya Hicr-i İsmail denmesinin sebebi* Hz. İbrahim'in eşi Hz. Hacer ve evladı Hz. İsmailin kabirierinin burada bulunduğu rivayetidir.Mescid-i Haram'ın en eski resimlerinden biri* bir kağıda değil bir kayaya nakşedilmiştir Bu kaya üzerindeki Kabe çiziminin yanındaki avluda 2 kabir gözükür Üzerindeki Arapça ibarelerde 2 kabirden birisinin Hz. Hacer'e, diğerinin de Hz. İsmail'e ait olduğu yazar* rivayetlere göre Kabe'nin tavaf alanı ile sa'y mekanı arasında yetmiş peygamber yatar. Bu peygamberlerden biri* Ad kavmine gelen Hz. Hud'dur. helak sonrasında kendisine inanan insanlarla Mekkeye gelen bu peygamberin buradaki varlığını bizlere bizzat Peygamber Efendimiz bildiriyor.

Hz. Peygamber Veda Haccı'nda, Usfan vadisine vardığında Hz. Ebubekir'e, "Ey Eba Bekr! Bu hangi vadidir?" diye sormuş. Hz. Ebubekir Usfan vadisidir," diye cevaplayınca, Hz. Peygamber burada Hz. Hud as ın, beline aba tutunmuş, belinden yukarısı alacalı bir kumaş ile bürümüş, genç ve kızıl, yuları hurma liflerinden örülmüş dişi bir deve üzerinde, hac için buradan telbiye ederek geçtiğini* haber vermiştir.

Peygamber Efendimiz dönemindeki Mekke, bugünkü Mescid-i Haram'ın kapladığı alanı ancak kaplıyordu bütün güzide sahabelerin evleri bu civardaydı.* Hz. Peygamber'in hicret yoldaşı* Hz. Ebubekir'i evide buradadır ancak Bugün o evin olduğu yerde Hilton Oteli yükselir. Mescid-i Haram'ın dışındaki bulunan Hilton Oteli ile Kabe arasındaki yakınlığa bakıldığında o dönemin Mekke ahalisinin Kabe'nin hemen yakınında ikamet ettiği annlaşılır* Hz. Ebubekir'in evini Osmanlılar döneminde mescide dönüştürülmüştür İslamiyet'in ilk zamanlarındaki.. işkence ve baskıya Hz. Ebubekir ra ayanamayarak Mekke'yi terki düşünür. tam şehirden çıkarken ibni Dügunne ona nereye gittiğini sorar.* Hz. Ebubekir'e Sen Mekke'nin saygın kişisin. Şehri terk etmen kayıp olur," der ve şehirden ayrılmaması için ona kefil olmayı teklif eder. Hz. Ebubekir kefaleti kabul eder ve Hz. Ebubekir'in ibadetlerini aşikar yapmaması kabul edilir dışarıda Kur'an okumaması istenir. Çünkü Hz. Ebubekir içten ve çok güzel bir Kur'an okuyordu ve onun tebliğine hayran olanlar hemen kişi Müslüman oluyordu.

Müşrikler Hz Ebu Bekirin Kuraan okumasından hoşlanmıyordu çünkü Hz Ebubekrin tebliğiyle herkes müslüman oluyordu Hz. Ebubekir dışarıda Kur'an okumadan duramıyordu Evinde küçük bir balkon yaptırmış ve Kur'an-ı Kerim'i evinden bile dışarıdaki halka okuyup** İnsanları gizlice bu balkonun altında Kur'an-ı Kerim'e ve islama davet ediyordu

EBU CEHiL'iN Evi ORADA Bugünkü Mescid-i Haram'ın kapladığı alan o gün Mekke şehrinin tamamıydı Ebu Cahil'in evi de buradaydı bugün tuvalet olarak kullanılıyor Hudeybiye Anlaşmasında* Müslümanların hacca ilk kez gelirken Medine'den Mekke'ye tam 450 km yol kat edmişlerdir Mürninler yorgundur Anlaşmaya göre 3 gün Mekke'de kalacak ve hac ibadetini yerine getireceklerdir* Mekke'ye giren Müslümanlar Kabede tavafa başlar O müşrikler Ebu Cehil'in evinden Müslümanları seyredip alay ediyorlardı. Peygamber Efendimiz sahabenin* ilk tavafını ve koşar gibi yürümelerini istiyordu ki müşrikler onları yol yorgunu ve bitkin zannedip alay etmesin tavafın ilk şavtlarını hızlı yapmak sünnettir
Ebu Cehil'in bir zamanlar evi bugün umumi bir tuvalet haline gelmiştir Ebu Cahil'in evi, Kabe'ye hem efendimiz* hem de Hz. Ebubekir'den daha yakındır ancak maddi yakınlık insana herhangi bir fazilet kazandırmıyor

Mescid-i Haram'ın mimari öğeleri.

Kanuni Süleymaniye Medrese minaresi
Kayıtbay Medresesi ve minaresi

Mescid-i Haram'ın dış duvarları* önünden ilerlediğinizde bir kapı çıkar. üst kata çıkan* asansörün Adı ibni Erkam Asansörüdür* mevkii Safa Tepesi'nin yanıdır. İbni Erkam'ın evi de Safa Tepesi'nin hemen yanındadır* bu asansör ve yanındaki kapıya genç sahabinin adı verilmiştir* İbni Erkamın evi, İslamiyet'in* ulaşmasında önemli bir basamaktır. Dinin gizlice yayıldığı* ilk günlerde Peygamber Efendimiz sahabe ile bu gencin evinde toplanır,* ayetleri burada anlatırdı O günler çok sıkıntılıdır*

Ebu Zer'in ra Mekke'de bir peygamberin zuhur ettiğini öğrenir, icabet etmek ister, Mekke'ye geldiğinde kimseyi* bulamaz. zemzem kuyusunun yanında Hz. Ali ile görüşür. O günler* sıkıntılıdır Ebu Zer, Hz. Ali'ye arzusunu iletir. Hz. Ali beklemesini, söyler. Her şey gizlice yapılır Müşrikler* saldırgandır Ebu Zer sıkıntılı zamanda, Kabe avlusunda tam 2 hafta bekler. Hz. Ali onu İbni Erkam'ın evine götürüp* Efendimiz'le görüştürür. İbni Erkarn'ın evi ile zemzem kuyusu arasındaki uzaklık 30 adım kadardır* Yani Ebu Zer bu derece yakına gelebilmek için 2 hafta bekleyip* sıkıntılar çekmiş efendimiz sav le görüşmek için burada yatıp kalkmıştır Efendimiz kendisini görünce halini sormuş 15 gündür burada beklediğini öğrenmiş hemen ne yediğini sormuştur. Ebu Zer sadece zemzem içtiğini söylemiştir. zemzem ne niyetle içilirse o derde çaredir

İbni Erkam ra nın evi ile ilgili diğer hadise şudur Hz. Ömer' Peygamberimiz'i(sas) öldürmek için geldiği yerdir. Mekke'nin reisleri henüz müşrik olan Hz. Ömer'i Efendimiz'e karşı kışkırtmışlardır. O da Mescid-i Haram'ın sağındaki Cebel-i Ömer'in üzerindeki evinden kılıcıyla çıkıp* Efendimiz'i öldürmek gayesiyle ibni Erkam'ın evine* ilerler. Yolda bir kişi, "Sen kız kardeşine git. Kocasıyla* Müslüman olmuşlar," der. O da öyle yapar. gittiği yerde ilk kez Kur'an-ı Kerim dinleyecek ve Kur'aana kapılacaktır. Hz. Ömer bekar olan Erkam ra nın evinde, Hz. Peygamber'in huzurunda kırkıncı Müslüman olarak şehadet getirecektir.

ibni Erkam'ın evinin Safa Tepesi'nin yanındadır bu mübarek tepeye ibretle* bakmak gerekir. Hz. Ömer'in'"" evinin bulundugu Cebel-i Omer ömer Dağının Sağ alt eteklerinde lbn-i Erham'ın evi bulunur bu tepede Safa Tepesi dolayısla görülemesede sa'y mahallinin az bir kısmı belli olur bu tepe, Hz. Hacer'in bebeğine su ararken koşuştuğu yerdir ve Efendimiz'le ilgili de bir hatıraya şahitlik etmiştir. Miladi 630 tarihinde islam orduları Mekke'ye girince Kainatın Efendisi Mescid-i Haram'ında toplanan Mekkelilere hitap etmiş ve konuşma sonunda "Size bugün* başa kakma ve ayıplama yok. Allah sizi bağışlasın. O, merhamet edenlerin en merhametlisidir. Gidiniz serbestsiniz," der. bu affa şaşıran halkın tamamı kısa sürede İslamiyet'le şereflenir.

Efendimiz Safa Tepesi'ne çıkarak burada Müslümanların biatlarını kabul etmiştir. Erkekler bu biatta, "Allah'a iman edeceklerine Allah'tan başka ilah bulunmadığına, Hz. Muhammed'in O'nun kulu ve Resulü olduğuna, İslamiyet ve O'nun adına mücadele edeceklerine" söz verdiler. Kadınlar* "Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmayacaklarına, hırsızlık yapmayacaklarına, kız çocuklarını öldürmeyeceklerine ve namuslarını koruyacaklarına, Allah'a ve Resulü'ne isyan etmeyeceklerine" dair biat ederler

Erkarn ra nın kapısı bize birçok şey hatırlatır Mescid-i Haram'ın bunun gibi birçok kapısı tarihi olayı ve şahıs adı ile isimlendirilmiştir. bunlardan biri de Merve Tepesi'ndeki Merve Kapısı'ndan dönüşte, sağdaki ilk kapı olan Bab-ı Mutad'dır. Yani Murad Kapısı. IV Murad'ın Kabe'yi 1629 da* inşasına binaen kapıya onun adı verilmiştir. Mescid-i Haram'ın kapılarından biri de Beni Şeybe'dir. Beni Şeybe, Kabe'nin anahtarlarını elinde bulunduran kabiledir. Bugün bile bu anahtarlar Beni Şeybe'de dir. Peygamberimiz Mekke'nin fethinde, işin ehline verilmesini. tavsiye edip Kabe anahtarlarının cahiliyede ki gibi yine Osman bin Talha'da kalmasını söyler. Ardından Ancak zalimler sizden* anahtarı alır," der. Bu söz üzerine kimse Kabe'nin anahtarlarını taşıma vazifesini onlardan alamaz. yüzyıllar geçmesine rağmen anahtar hala Beni Şeybe kabilesi tarafından muhafaza edilir
Kâbe anahtarları beni şeybe kabilesinin
en yaşlısı tarafından korunur ve kabile içinde devir teslim edilir Efendimiz'in bu anahtarı verdiği kişi Osman bin Talhadır Bugün Kabe'nin anahtarı yine Beni Şeybe'nin en yaşlısı* Talha adında bir kişi de dir

Bir zamanlar ibni Erkarn'ın evinin* olduğu Safa Tepesi bugün* devasa binalar gökdelenler ve otellerce kuşatılmıştır* Mekke'ye önceden gelenler bu binaların yerinde ne olduğunu çok iyi bilir 2000 e kadar bu yerde bir tepe ve tepe üzerinde* Osmanlının Kabe'yi korumak için yaptırdığı kale yani Ecyad Kalesi vardı. Bu kale otel yapımı için yıkıldı. Ecyad Kalesi ve civardaki* Sulful ve Hindi Kaleleri 1820' de Osmanlı Padişahı Il. Mahmud yaptırıldı III. Selim'in saltanatının son yıllarında Birkaç kabile ayaklanıp Mekke'yi işgal eder. İstanbul'da Kabakçı Mustafa isyanı yaşanmaktadır. Alemdar Mustafa* olaylara müdahale eder ve İstanbul durulur. Tahta genç* padişah, ll. Mahmud geçer. Mekke'deki kargaşayı durdurmak için Mısır Valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa'ya haber gönderilir. O da oğlu Tosun Paşa'yı Arabistan'a gönderir. ll. Mahmud'un emriyle Kabe etrafına, koruyucu kaleler inşa edilir Ecyad Kalesine Mescid-i Haram'ın içlerine* uzanan gizli geçitler konur. 1979'da ki Kabe baskınında Mescid-i Haram'ı basan art niyetli kişiler* askerleri bu tünelleri kullanarak etkisiz hale getirmişdir. Ecyad Kalesi'nin
yıkımında gizli yolları Mekke'deki birçok kişi görmüştür. Osmanlı, Beytullah'ın korunmasında çok hassastı 1919 da buraları devredilerken Ecyad Kalesi'nden bir tek top bile dışarıya çıkartılmamıştır, kale, Mescidi Haram'ı korumak için buraya getirilen tüm teçhizat ile beraber teslim etmiştir. Atalarımızın hassasiyeti* buraların hadimi olmalarından gelir

Bir yere hakimlik değil hadimlik ve hizmetçilik yapanlar oraya hakimiyet sembolü olan kendi bayrağını Elbette asmaz. Osmanlılar* öyle yapmış Sultan Selim'den Sultan Abdülaziz'e kadar Mekke ve Medine'de ki kale burçlarına hiçbir zaman bayrak ve sancak asmamışlardır. buralar peygamber memleketidir. Ancak Sultan Abdülaziz saltanatında yabancı güçler Osmanlıda faaliyetlerini arttırınca siyasi sebeplerle burada Osmanlı bayrağı dalgalandırılmıştır .

Mescid-i Haram'ın dış duvarlarından ilerlediğinizde, sağda, dik bir tepe yükselir Üzeri granit plakalarla kaplanmış bu tepenin adı Ebu Kubeystir Ebu Kubeys deyince akla nice hatıra gelir. Bugün kaplanmış haliyle ve* binalarıyla* bir tepe gibi gözükmeyen bu yerde zamanında çok olay meydana gelmiştir Hz. İbrahim Kabe'yi oğlu Hz. İsmail ile* inşa edip, tavaf yapılırken işaret için Kabe'nin köşesine işaret taşı koymak istediğinde gözüne bu tepeden bir ışık çarpmıştı. cennetten gelen bu taş ışıl ışıl parlamakta, üzerindeki ışıklar mikat sınırlarına* uzanmaktaydı. Hz. İbrahim Ebu Kubeys'in üzerindeki tepeye tırmanmışı ve Hacerü'l-Esved'i bu tepede bularak Kabe'ye yerleştirir* Efendimiz Sav bu tepe üzerinden mübarek parmaklarıyla gökyüzündeki ayı ikiye bölüp "Şakk-ı Kamer" mucizesini gösterir. Bu tepede Osmanlılar* mucizenin meydana geldiği yere Şakk-ı Kamer Mescidi inşa etmişlerdir. Tepe üzerinde eskiden Mescid-i Bilal vardır Bu mescidin* Bugün üzerinde devlet konukevi binasının bulunur

Ebu Kubeys Tepesi Mekke'nin fethinde islam ordusu şehre girdiğinde Peygamber Efendimiz* Hz. Bilalden yüksek bir yere çıkıp ezan okumasını istemiş. O da Ebu Kubeys Tepesi'nden okumuştur Efendimiz'in* müezzininin anısına, onun adını taşıyan bir mescit kısa bir süre öncesine kadar bu tepeyi süslerdi* Ebu Kubeys'in Ecyad tarafındaki başlangıç kısmı tarihe tanıkhk eden çok önemli bir yerdir. Bugün devlet konukevi olarak kullanılan Ebu Kubeys'in eteklerindeki duvarlarla çevrili, içi yeşillik alan* Abdullah bin Cüd'anın evidir Hılfu'l-fudul Anlaşması burada imzalanmıştı. Bu "Faziletlilerin Yeminidir sözleşmeye göre, Kureyş'in büyüklerinden* ittifaka katılanlar, zulme uğranılanları müdafaa için Hilful fudul Anlaşması'nın imzalandıgı Abdullah cüd'an'ın evinin bulundugu yer ilk Suud Kralı Abdalazizce Peygamberimiz'in dogdugu evin oldugu yere yaptırılan kütüphane binası.dır Bina arkası Beni Haşim mahallesidir Peygamberimiz'in amcası Ebu Talib ra ve dedesi Abdülmuttalib ra evleri buradadır bu antlaşma ile Haksızlığa uğrayanların hakları aranacaktır. Çok az sayıda üye kabul eden bu birliğin en büyük üyesi 20 yaşlarındaki Hz. Muhammeddir** Efendimize buraya üye olmakla iftihar etmiştir. Efendimiz'den sonrada
devam eden bu birlik yeni üye kabul etmemesi sebe-biyle uzun ömürlü olamamıştır. ·

Ebu Kubeys'in devamında beyaz bir bina ile karşılaşırız Burası kütüphanedir Kral Abdülaziz* yaptırmıştır Osmanlı döneminde siyah beyaz resimlerde binanın olduğu yerde kubbeli* mescit görülür* burası* Efendimiz'in* kainatı şereflendirdiği mekandır.* Hz. Amine'nin, Efendimiz'i dünyaya getirdiği yerdir buradaki beyaz kubbeli cami Efendimiz'in"'" dogduğu evdir Osmanlılar yanına bir minare, üzerine bir kubbe ekleyerek mescit yapmıştır

Efendimiz'in çocukluğunun geçtiği beni haşim mahallesinde Efendimiz'in akrabalarıda yaşamıştır o çetin günlerde müşrikler azarak Efendimiz ve akrabalarını mahkum etmeye çalışmıştır ilk Müslümanları sindirrnek için boykot kararı alınmış. Beni Haşim'le kimse alışveriş yapmayacak, kız alıp verilmeyecek, onlara kuru ekmek* uzatılmayacaktı. Bu tam 3 yıl sürdü. Sıkıntılı yıllarda* Efendimiz'in mübarek eşleri Hz. Hatice malını dağıtıp kendisi bir çadırda açlık içinde vefat etmiştir* Efendimiz'in amcası Ebu Talib de bu mevkide vefat etmiştir

Mekke Müzesi, hacca ve umreye gelen herkesin* uğraması gereken önemli bir yerdir.* sahabe döneminden, Emevi, Abbasi, Memlüklü ve Osmanlının Haremeyn'e hizmetleri burada sergilenir. Kitabeler, tarihi objeler ve nice mimari obje ve eşya bizi geçmişe götürür. Mekke Müzesi'nde bir hayli şaşırmış ve sevinmiştim. Çünkü tarihi eserler kısmının korunmuştu ecdat yadigarları beni bambaşka iklimiere götürdü. güzellikleri paylaştım. Bizi Mekkeye götüren Mekkeli* otobüs şoförümüz Mekke'nin yerlisiydi. Mekke'nin* her şoförü gibi otobüsü gözü kara sürüyordu. Sohbette kendisine Türkiye'den geldiğimizi söyleyince Osmanlı'yı hatırladı ve, " babam ll. Abdülhamid'in parasını görmüş. Onun* yaptıklarından çok istifade etmiş," diyerek onları hayırla yad etti başladı. Osmanlı sağlam Müslümandı," dedi.

Mekke müzesinde sergilenenler
Kabe örtüsünün dokunduğu binan ll. Abdülhamid'in yaptırdığı Kabe anahtarı IV. Mehmed'in lll. Murad'ın Mescidü'I Haram tamir kitabesi Abbasi Ha lifesi Ebu Cafer ei-Mansur'un metafta yaptırdığı tamir kitabesi (h. 631) Osmanlı padişahları tarafından istanbul'dan Mekke'ye gönderilen ve Kabe'nin içine girmek için kullanılan Kabe rampası kündekari minber kapısı Sultan ı. Abdülhamid Han tarafından yaptırılan zemzem kuyusuna ait pencere alınlığı Osmanlılar dönemi Mescid-i Haram köşelerindeki minare alemleri 65 yılına ait Kabe sütunları IV. Murad ın yaptırdığı Kabe kapısı* Mescidü'I-Haram'daki yangın sonrası burayı tamir ettiren Memlük Sultanı Berkuk'a ait tamir kitabesi (h. 804) Sultan lll. Murad tarafından Mescid-i Nebevi'ye yaptırılan altın yaldızlı, kündekari minber kapısı Sultan ı. Abdülhamid in yaptırdığı zemzem kuyusuna ait pencere alınlığı* Hz. Ebubekir'in torunu Hz. Abdullah* Zübeyr tarafından gerçekleştirilen tamiratta Kabe içine konulan ahşap sütun Abbasi Ha lifesi Mehdi döneminde Mescid-i Haram metafının son genişletilmesinde yapılan üçlü revak sütunları Sultan Abdülmecidin Mescid-i Nebevi'ye hediye eddiği masa saati* Hicr-i ısmail'de* Hz. Hacer ve Hz. ısmail'in kabirierine , lll. Selim in yaptırdığı zeytin ve hurma motifli mezar taşları

Mekke'de en azıdan bir kez şehrin* dağlarına çıkılarak Mekke daha iyi kavramalıdır. Kabe,* bu dağların* tam ortasındaki vadide bulunur. Kabe'yi çeviren dağlardan birine çıktığınızda karşıda sıradağlar gözükür Sağdan itibaren bakılırsa, en başta Cebel-i Handeme görülür Ebu Kubeys, Cebel-i Handeme nin* sadece bir bölümü dür Onun karşısında Keykuvan Dağlan denilen sıradağlar , ortadaki vadiye de Vadi-i İbrahim denir* Hz. İbrahim hanımı Hz. Hacer'i bu vadiye bırakmış vadinin tam ortasından zemzem suyu çıkmış ve Kabe bu vadinin tam ortasına inşa edilmiş ve özel bir yerleşim alanı haline gelmiştir. Buradan Mescid-i Haram ı* çeviren dağlar tüm detaylarıyla görülür bu dağların etrafını çevirdiği Kabe manzarasının büyüleyici görüntüsünü en iyi uydudan* izlemek gerekir. her dağ sanki namaz kılacak bir insan gibi yönünü Kabe'ye dönmüş ve başını yere koymuştur. dağların hepsi dikine Kabe'ye doğru bakar. Kabe'nin sırtını dayadığı tepelerden biri Ecyad bölgesine girer Ecyad deyince yıkılan kalemizi hatırlıyoruz. Kalenin üzerinde bulunduğu tepenin* Cebel-i Bülbül dür Ecyad* kalenin bulunduğu bölgenin adıdır Burada bir ·zamanlar Araplar at yetiştirirdi Ciyad" at manasına geldiği için Ecyad kelimesiyle güzel atlar kastedilirdi* Hemen arkada Mesfele var. Burada hac mevsiminde Türk kafileleri konaklar kısa bir süre öncesine kadar Mekke bu kadar büyük değildi bugün yüzlerce evin olduğu Mesfele'den, o günler ıssızdı insanlar** geçmeye korkardı

Kabe'nin tarihte bir çok sel baskınına maruz kaldı* bir selde Hz. ibrahim'in mübarek ayak izlerinin olduğu kaya parçası sel akıntısına kapılarak Mesfele'ye kadar sürüklenmiştir Bu sıradağlarda* Efendimiz küçüklüğünde çobanlık yapmış ve koyun gütmüş* insanı idare sanatı ve sevk anlayışını kavramıştır Kabe etrafındaki dağ sıraları yönünü Kabe'ye çevirmiştir* Ortada Kıble'nin bulunduğu Vadi-yi ibrahim'i çeviren Mekke dağları vardır

Mekke dağlarından Mekke'ye bakarken Mescid-i Haram'ın yanında Hilton Oteli görülür Bu otelin aslında Hz. Ebubekir'in evinin* olduğu yerdir Hilton'un bir alt sokağında da Hz. Hamza'nın evi bulunur Osmanlılar Hz. Hamza'nın evini korumak için burayı mescit yapmıştır.* kısa süre önce Hint mimarisiyle Hamza Mescidi yenilenmiş ve mescidin adı hala Mescidü'l-Hamza olarak devam eder. Buranın hemen solundaki tepenin adı Cebel-i Ömer* Hz. Ömer Tepesi dir Bu tepede* Hz. Ömer'in* Ömer'in evi bulunurdu

Cebel-i Ömer'in sağ arkasındaki beton plakalarla kaplanmış tepe* Burası IV Murad döneminde, Kabe inşaatında kullanılmak üzere, taşların alındığı tepedir. Büyük bir sel baskınında Ka be I. Ahmed zamanında hasar görür ve üç duvarı* yıkılır. Osmanlı tahtında Peygamber Efendimiz'e düşkünlüğü ile bildiğimiz büyük Sultan I. Ahmed vardır Padişah, Sultanahmet Camii önce altı minareli yaptırmayı düşünmüş sonra aynı sayıda minaresi bulunan Kabe'ye saygısızlık olacağından Mescid-i Haram'a yedinci minare ekletmiş ve Sultanahmet'i altı minareli* yaptırmıştır.* ilim adamlarını toplayan I. Ahmed, Kabe'nin tamirini* alimlerin fikrini* ister ve, "Kabe'yi inşa ederken bir taş altın, bir taş gümüş kullanılır

Hac ibadeti Zilhicce'nin 8. günü, arefe gününden bir gün önce başlar sabah namazı Mekke'de eda edilir. İki rekat ihram namazı kılınır. Hacca niyet edilerek telbiye getirilir ihram yasakları başlamış olur. Kişiler arzu ederse* haccın vacip olan say'ını da yapabilirler

Zilhicce'nin 8. gününden sonra Mina'ya gitmek sünnettir. Efendimiz Terviye günü denilen bu günde Mina'ya gitmiş ve beş vakit namaz kılmıştır.
Efendimiz 'in çadır kurdurarak namazları eda ettiği yerde bugün Hayf Mescidi bulunur. Haccdaki yoğunlukta* bu sünnet yerine getirilmeyip doğruca Arafat'a gidilmektedir Zilhicce'nin 9. günü* Efendimiz Nemire'ye çadır* talep etmiştir., Burası Arafattaki Nemire Mescidi'nin bulunduğu mekandır. Efendimiz o gün öğle vakti öğle ve ikindiyi eda etmişlerdir. Sonra Efendimiz devesine binerek Arafatta yüzbine yakın sahabeye veda hutbesini irad etmiş, Cebel-i Rahme'nin yanına giderek yüzünü kıbleye dönmüş ve Arafat vakfesini yapmıştır Bugün bütün hacı adayları öğle ve ikindi namazlarını birlikte eda eder ve Arafat vakfelerini yapar, akşama kadar Arafat'ta kalır, güneş batınca da Müzdelife'ye hareket ederler.

Peygamber Efendimiz Müzdelife'ye vardıklarında Meşari'I-Haram Mescidi'nin olduğu yerde akşam ve yatsı namazlarını, kılmışlar* bu mescidin hemen karşısındaki Kuzah Dağında sabaha kadar ibadetle meşgul olmuştur Hacı adayları da o gece Müzdelife'ye gelip namazlarını bu şekilde eda eder ve geceyi ibadetle ihya ederek sabah namazında Müzdelife vakfesini yapar Müzdelife'de, şeytan taşlamak için kullanılacak taşlar toplanır. Güneş doğmadan Mina'ya* harekete geçilir .

Bayram sabahı Mina'ya gelen hacılar Akabe Cemresi'ni ve Büyük Şeytanı* taşlar* yedi adet taş atarlar kurban kesilir, tıraş olunur ve* ihramdan çıkılır .* bayramın birinci günü, imkan bulan hacılar ziyaret tavafını gerçekleştirir Daha önce yapmayanlar vacip sa'yları yerine getirir. Bayramın 2. ve 3. günü küçük, orta ve Akabe büyük şeytana yedişer taş daha atılır. Hacılar tüm* vazifelerini tamamlayınca veda tavafı yaparlar. Ve haccın tüm şartları yerine getirilir •

Hacc mevsiminde muhakkak uğraması gereken yerlerden birisi de Mina'dır. hacılar Efendimiz'in Sav in* Veda Haccı'nda yaptığı gibi Zilhicce'nin 8. günü, yani Kurban Bayramı'ndan 2 gün önce sabah kalkar, boy abdesti alır, ihrama niyet eder ve sabah namaznı Mekke'de kıldıktan sonra Mina'ya geçer Burada beş vakit namaz kılınır. Ve Arafat'a geçilir* Efendimiz'in Sav* Mina'da namaz kıldığı yerde bugün Hayf Mescidi vardır.* yenilenmiş olan bu mekanda Osmanlı döneminde duvarlarla çevrili mescid ortasında çadır şeklinde* ikinci bir yapı vardı Efendimiz'in namaz kıldığı yer olarak* belirlenmişti. Mina'da* Efendimiz'in Veda Haccı'nda 5 vakit namaz kıldığı mevkiiye inşa edilen Hayf Mescidinin Osmanlılar dönemindeki* Ortadaki yapı Efendimiz'in Veda Haccı'nda 5 vakit namaz kıldıgı çadırı simgeliyordu

Mina'daki Hayf Mescidi'nin içindeki çevrili alan* bazı kaynaklarda Nuh As ın kabrinin olarak geçer Harem bölgesinde birçok peygamberin yattığı,. zikredilir. Hacerü'l-Esved ile Makam-ı İbrahim arasında 39 peygamberin yattığı ya da Safa ile Merve· Tepelerinde* 70 peygamberin kabrinin bulunduğu yaygın bir* kanıdır Hz. Harun'un kabrinin Uhud Dağı'nda olduğu zikredilir. Nice peygamberin hatırasıyla kucaklaştığımız bu mübarek yerlerde elbette bizi en çok etkileyen Efendimiz'in mübarek ayaklarını bastığı yerlerde dolaşmak ve bu ,izlere yüz sürmeye çalışmaktır Arafatın* ortasındaki Nemi Mescidi'nde Efendimiz' Veda Haccını ögle ve ikindiyi birleştirerek eda etmiştir

Efendimiz sav veda Haccı'nda Mina'dan ayrılmadan bazı sahabeye, Nemire'ye gitmelerini ve çadır kurmalarını söyler. Nemire Arafat'ta, Cebel-i Rahme'nin yanındaki bölgedir* sahabe denileni yapar ve* Efendimiz bu çadırda Zilhicce'nin 9. günü öğle ve ikindi namazlarını cem ederek kılar ve devesinin üzerinde Veda Hutbesi'ni okur.* Müzdelife'ye giderken önce Arafat'a uğrar ve Nemire Mescidi'ni ziyaret ederiz* yenilenmiş kocaman bir binadır Osmanlı dönemindeki Arabistan'daki yapılar gibi bu yapının da dört avlu duvarı geniş harimi ve kıble duvarında bir gölgeliği mevcuttur. ilginç olan* ise yine bu harimin* ortasında çadır şeklinde üzeri kubbeli, dört yanı açık bir yapının bulunması hacc döneminde* Arafat'ta Cebel-i Rahme üzerinde bir zamanlar Hz. Adem ve Hz. Havva'nın buluşıugu yeri simgeleyen bir mescit vardır Efendimiz'in öğle ve ikindi namazını cem ederek kılmıştır Osmanlı, Peygamberimizin* izi* kaybolmasın diye* mimari olarak* burayı belirlemiştir. Nemire Mescidi* Efendimiz'in Veda Hutbesi'ni okuduğu yerdir Arefe günü Efendimiz namazını kıldıktan sonra devesine binerek Nemirede son hutbesini tebliğ* etmiştir* Hz. Abbas ibni Mektum ve* bazı sahabe tarafından tekrar edilip 100 bin civarındaki kalabalığa aktarılmıştır. Efendimiz'in Hacda arefe günü yakfe anında "Arap'ın Acem'e Acem'in Arap'a üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takva iledir," dediği ve en son "Size dini tebliğ ettim mi?" çağnsına sahabe topluca "Ettin," demiş efendimiz mübarek başını semaya kaldırıp tam 3 kez, "Şahit ol ya Rabb!" dediği yerlerdir

Hac döneminde milyonlarca insan toplanıp Hac ve vakfe farzdır. Vakfesiz hac kabul olmayacaktır. vakfe* çok önemlidir. Efendimiz* Veda Haccı'nda Cebel-i Rahme'ye gelmiş ve vakfe yapmıştır. SAV vakfesini, Cebel-i Rahme'nin kıble tarafında durup, sırtını dağa, yüzünü kıbleye çevirerek yapmıştır. vakfeyi dağın üzerine çıkıp da yapmak gibi bir zorunluluk yoktur. Necip Fazıl'ın hac hatıralarında şu yazar "Vakfe için Arafat'a geldik. binlerce insan vakfede idi. saatlerce duruyor, okuyor, ve vakfe yapmaya çalışıyordu. Benim vakfem birkaç dakikayı geçemedi, yandım, dayanamadım. Allah'ın huzurunda uzun süre duramadım. vakfeyi gerçekten anlamış bir* gönül. Vakfe Allah'ın huzurunda durmaktır. duya duya, hissede hissede durmaktır

Veda Haccı'nda, Nemire ile Cebel-i Rahme arasında Efendimiz sahabeye Veda Hutbesi'ni okumuştur* Cebel-i Rahme'nin en üstünde beyaz boyalı bir taş vardır Burası Hz. Adem ile Hz. Havva'nın buluştukları yeri simgeler Osmanlılar bu mübarek tepeye mescit inşa etmiştir bugün* ise kalan sadece* 2 çeşmedir İstanbulda ecdad dört bir yana yaptırdıkları çeşme ve sebillerle çevreyi. bir su medeniyeti dönüştürmüş bu güzel anlayışıyla ecdadımız suyun altınla tartıldığı Arap coğrafyasını da* nimetten mahrum bırakmamış dört bir yanı çeşme ve sebillerle süslemiştir Arafat'ta, Cebel-i Rahmede 2 güzel Osmanlı çeşmesi vardır Her birinden şırıl şırıl su akarmış. Cebel-i Rahmede artık ecdat yadigarı çeşmelerin suları akmıyor, muslukları yok olmuş sadece bir tanesinin mermer oluğu kalmış. Çeşmelerden akan suyu taşıyan üst su yolları yıkılmış. üzücü manzarayı izliyor ve hüzünleniyoruz.

Cebeli Rahme'nin civarında dozer çalışması var. Zemini betonlaştırıp yer düzlernesi yapılıyordu. Buraların düzenlenmesi çok güzel Arafatta üzerinde bir tek mermer oluğu kalan Osmanlı çeşmesine tonlarca toprak yığılmış ve Artık Arafat'taki Cebel-i Rahme'de bir tek Osmanlı çeşmesi kalmış onada ulaşmak için parmaklarımızla dakikalarca taşları kazımak gerek Cebel-i Rahme'nin Yolları dilencilerle dolu. En yukarısı Hz. Adem ve Hz. Havva'nın buluştuklan rivayet olunan taşın olduğu yer Onların ilk kez karşılaştıkları yer bu tepenin zirvesinin alt tarafındaki küçük düz bir kısım Arafatda deveciler süsledikleri develeriyle müşteri arıyor bu develere binmek çok zevkli ama binip inmesi problemli. deve oturduğu yerden kalkarken öne düşüyor, otururken ve arkaya doğru yatıyor. Ve her an burun üstü gidebilirsiniz

ARAFAT Hz. ADEM VE Hz. HAVVA nın buluştukları yer cennetten çıkarılınca ilk kez birbirlerini burada gördüler ve Allah'a burada yalvardılar Cebel-i Rahmede hacılar Allah'a dua dua yalvarırlar herkes dualara iştirak eder. Hz. Adem ve Hz. Havva bu tepenin başında buluşup hayır için dua etmişlerdir

ARAFAT'TA Veysel Karani de hatırlanmalı. Anadolu insanlarının çok düşkün olduğu bu güzel insan, Peygamber Efendimizi duyunca Yemen'de duramaz annesinin iziniyle buralara gelir. annesinin tembihi vardır. Yaşlıdır, yalnız başına kalamayacaktır. Bu sebeple Medine'ye gidip hemen dönmesini ister. Veysel Karani. Medinede Efendimiz Sav i göremez. Annesine verdiği sözü tutmak için hemen geri döner. Peygamberimiz kendisini ziyarete gelen gençten haberdar olur ve, "kim geldi?" diye sorar. Oradakilere bu gencin hayrından bahsedip vasiyette bulunur, "o genci bulun selamımı iletin, hırkamı kendisine verin," Sahabe Veysel Karani Hz leri'ne Hz. Peygamber'in arzusunu Arafat'ta yerine getirirler.

hac döneminde Hz. Ömer ra ve Hz. Veysel Karant'nin Medine civarına geldiğini öğrenir onu Arafat'ta deve güderken bulurlar. Peygamberimiz'in selamını ve emanetini iletirler. ürnmetine dua etmesini isterler Hacılann Zilhicce günü akşama kadar kaldıklan Arafat ve civannı gezen bir grup buradan Müzdelife'ye yol alır Hacılar Kurban Bayramı'ndan bir gün önce hava kararırken Arafat'tan
Müzdelife'ye yola çıkar Bakara Suresi'nde şöyle ernredilir, "Arafat'ta vakfeden ayrılıp sel gibi Müzdelife'ye akın ettiğinizde, Meş'ari'l-Hararn'da Allah'ı zikredin. O size nasıl hidayet ettiyse, siz güzelce O'nu zikredin. O yol göstermeden önce siz yolu şaşırmış kimselerdendiniz.

Peygamber Efendimiz Sav Veda Haccı'nda, arefe gecesi Müzdelife'ye gelir akşam ve yatsı namazını cem ederek kılar. Efendirniz'in namaz kıldığı yer Meş'ari'l-Hararn Mescididir Efendimiz o gece namazı kıldığı yerin yakınında ki Cebel-i Kuzah'ta Müzdelife vakfesini yapmış ve gecelemiştir

Müzdelife'ye gider gitmez önce Meş'ari'l-Haram Mescidi gezilir mescidin yanında arabalar için yol geçer yolun yanındaki tepe Kuzah Tepesi. Üzerine çıkamasak da Efendimiz'in şereflendirdiği mübarek mekanın yanında dua edilir Efendimiz Sav in Müzdelife vakfesini yaptığı Cebel-i Kuzah, eskiden beri önemi olan bir yerdir. Bu tepede cahiliye döneminden beri hep ateş yanar ve ateşle o bölge aydınlatılıp ısıtılmaya çalışılırmış. Rivayete göre dört halife döneminin sonuna kadar orada o ateş yanmaya devam etmiş.

Müzdelife'den Mina yoluna yapılan yolculukta kayalıkta bir zaman görenlerin ilgisini çeken farklı bir kaya vardı. elini kaldırmış bir insanı andırıyordu bu kaya Mekkeliler Ebrehe'nin fil ordusunun son konaklama yerine Vadi-yi Mugammes derdi buradaki bir çoban Efendimiz'in hicretinde O'nun yerini gösterirken taşlaşmıştır Burası meşhur olunca fazla ilgiden endişelenenler kaya ve üzerindeki tepeyi ortadan kaldırmış Bu yolun devamında ilginç bir yere geliyoruz. Burası Hz. İbrahim'in oğlu Hz. İsmail'i kurban etmeye götürdüğü yer. Bu özel mekanı gösteren sadece küçük beyaz bir taş vardır Hz ismail Tam bir bağlılıkla babasına kendisini burada teslim etmiş Hz. İbrahim Allahu Teala'ya verdiği sözlen oğlunu kurbana hazırlanırken Cebrail as kurban için bir koç getirir ve Hz. İsmail yerine burada o koç kurban edilir. Bu koç başı yüzyıllar boyunca Kabe'nin içinde saklanmıştır. Efendimiz Sav Mekke'nin fethinden sonra Kabe içine girdiğinde, bu koç başı duvarda asılıdır Osman bin Talha'yı onu keşke herkesin göreceği bir yere asmasanız diye ikaz etmiştir. Yıllar sonra Haccac'ın Mekke kuşatmasında mancınıklarla atılan taşlardan Kabe'de yangın çıkmış, bu koçun başı yangında telef olmuştur.

Arafattan çıktıktan 5 km sonra yeni bir düzlük gelir. Burası, Sehlü'l-Kebir'e giden yoldur önemli bir olaya tanıklık etmiş olan Vadi-yi Mugammes'tir. Günümüzde Vadi-yi Nar da denir Ebrehe'nin fil ordusunun son konaklama yeridir Habeşistan yöneticisi Ebrehe Kabe'yi yıkmayı kafasına koymuştur. buralardaki zengin pazarları kendi ülkesine katacaktır. 60 bin kişilik Ordusunu fillerle dona tır. Mekke nüfusu lO bin dir Ebrehe, dev ordusuyla bu düzlüğe gelir. Kabe'ye konaklama mesafesindedirler. Halk şehri boşaltır bu vadide 2 önemli olay cereyan eder. biri Mekke reisi Abdülmuttalib'in Ebrehe ile görüşmeye gelmesidir. Ebrehe, Abdülmuttalib'in af dileyeceğini sanmaktadır. Abdülmuttalib Ebrehe'nin gasp eddiği develerini ister. Ebrehe "Ben senin Kabe'yi yıkmarnam için geldiğini sanmıştım," der. Abdülmuttalib ise "Ben develerimin sahibiyim. Onları korumak görevim. onlar için geldim. Kabe'nin sahibi orayı o koruyacaktır," Ebrehe Harem hudutlarına girmeden Müzdelife ile Mina arasındaki vadide Ebabil kuşlarını görür zaman geçmiştir Vadi-yi Mugammes'te Ebrehe ordusunun fili çöküp hareket etmez ancak yola devam edilir

Fil Yakası'ndan yıllar sonra Peygamberimiz yanındakilere bu vakayı hatırlatmıştır. 628 de Efendimiz 400 sahabeyle haccetmeye Mekke'ye gider Mekke'ye 30 km kala, Hudeybiyede Kusva çöker. Sahabe devenin çöküşünü düşünürken Efendimiz sav Fili hapseden, benim devemi de hapsetti, demiştir. Burada ıssız, ve yeşilliğin olmadığı, gazab-ı ilahinin indiği ve Fil Suresi'nde anlatılan ordunun son konaklama yerleridir Gözlerimiz develeri için gelip Ebrehe'ye müthiş ders veren Abdülmuttalib'i ve yere çakılıp kalkmayan büyük fili aradı. Mina ile Müzdelife arasında küçücük kuşlar tarafından işgal ordusu helak edildik vadiye baktık. Surenin anlatımıyla yenmiş ekin yığınları haline getirildikleri yere ...


Peygamber Efendimiz'in hayatı Mekke'nin dışında da geçmiştir şehrin uzağındaki panayırlardan Mekke'ye en yakın olanı Zü'l-Mecaz Panayırıdır burasını. Okulda Ukaz Panayırı olarak duymuştuk Zü'l-Mecaz da Ukaz gibi bir panayır ve pazar yeridir. Efendimiz Hakk'ı tebliğ için buralara gelmiştir Ukaz panayırları Mekke'den 80 km civarında uzaktır Cahiliyede son derece canlı olan bu pazar, dört halife devrinde Haricilerin saldırılarıyla güvenlik sıkıntısı yaşamış ve eski önemini kaybetmiştir Osmanlı Efendimiz'in hatırasını barındıran bu çarşıya ihtimam göstermiş. Dükkan ve pazarlar canlandırılmaya çalışılmıştır Osmanlı'nın ihya ettiği bu dükkanların bugün bir kısmı yıkılmış, bir kısım kubbeleri hasar görmüş vaziyette hala durmaktadır Bu çarşı yakınlarında, Osmanlı yapısı bir de köprü bulunur

Ukaz Panayırı günümüzde Hüseyin Şerifin özel arazisi içindedir Ukaz ve Zü'l-Mecaz panayırlanndan başka Mekke-Medine yolundaki Cümum'da Mecenne Pazarı vardır dükkan binaları ayaktadır. Mekke ve civarındaki bu pazarların dışında Efendimiz'in gittiği çok uzak yerlerden bahsedilir Bunlardan biri Mekke'ye 700 km uzaklıktaki el-Hubeşe'dir. Mekke-Yemen yolundaki bu panayıra Efendimiz Sav Hz. Hatice'nin kervanlannı idare için gitmiş. Efendimiz kervanı için kumaş almıştır .

Mekke civarındaki pazarlardan tellerle çevrili bir alan vardır burası Zü'l-Mecaz Pazarıdır çöldür buralarda pazar kurulduğunun tek alameti, çöldeki parça parça taş yığınlarıdır taş yığınlarının her birinin yerinde birer dükkan vardı. Etrafının tellerle çevrilmesinin sebebi korumaya alınmış olması. buralarda iyileştirme projeleri gerçekleştirmeyi düşünüyorlarmış. Bir zamanlar çevrenin zengin ve soyluları, köleleriyle buralara alışverişe geliyordu. Tüccarlar ve deve sürüleri vardı her yanda. Herkes kendi derdindeydi. Kimi mal satmak ve para kazanmak, kimi malları ucuza almak için uğraşıyordu. Herkesin kendi işiyle meşgul olduğu bu pazarda Mekke'den buralara gelip insanlığın kurtuluşu ve selametini dünyaya geliş gayemizi hatırlatıp Birbirimizi üzmeden, kırmadan yaşayabilme yollarını gösteren Sav efendimiz bu kızgın kumlara bata çıka geliyor Ümmeti için Kuraanı tebliğ ediyordu Zü'l-Mecaz panayırı SAV in tebliğ niyetiyle ziyaret ettiği yerlerden sadece biritanesidir
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla