|
Kaynak ülkücü dünya. Com
MÜ'MİN Süresi
Nuh Kavmi'nin, Âd'ın, Semud'un ve sonrakilerin maceraları gibi bir günün geleceğinden korkuyorum
Allah, kulları için bir zulüm istemez."*
Ey kavmim! Ben size gelecek o çağrışma gününden gününden korkuyorum
O gün arkanıza dönüp kaçacaksınız.
sizi Allah'tan koruyacak olan yoktur
kimi Allah şaşırtırsa ona yol gösterici bulunmaz.
size delillerle Yusuf gelmişti. O zaman da şüphe edip durmuştunuz.
Allah asla peygamber göndermez" dediniz. İşte Allah böyle şaşırtır.*
Onlar, Allah'ın âyetleri hakkında mücadele ederler. Bu Allah katında ve iman edenler yanında buğzu gerektirir.
Allah, her böbürlenen zorbanın kalbini mühürler.
Firavun dedi ki: "Ey Hâmân! Bana kule yap, belki ben Göklerin yollarına ulaşabilirim de, Musa'nın ilâhının ne olduğunu anlarım.
Ben onu mutlaka yalancı sanıyorum."
Firavun'a kötü ameli süslü gösterildi de yoldan çıkarıldı
Firavun düzeni hep boşa çıkar.*
iman etmiş olan kimse dedi ki kavmim! Bana uyun ki size doğruyu göstereyim
Ey kavmim! Bu dünya hayatı ancak geçici bir menfaatten ibarettir.
Ahiret ise durulacak karar yurdudur."*
Her kim kötülük yaparsa, ona ancak yaptığının bir misli ile ceza verilir.
Erkek veya kadın, her kim mümin olarak iyi bir amel işlerse onlar cennete girerler.
Orada kendilerine hesapsız rızık verilir."*
ey kavmim! Niçin ben sizi kurtuluşa davet ederken, siz beni ateşe davet ediyorsunuz?"*
Siz beni Allah'ı inkâr etmeye ve bence hiç ilimde yeri olmayan şeyleri O'na ortak koşmaya davet ediyorsunuz.
Ben sizi o çok güçlü ve çok bağışlayıcı olan Allah'a davet ediyorum."*
Hepimizin dönüşü Allah'adır.
Şüphesiz haddi aşanların hepsi cehennemliktir."*
Ben işimi Allah'a havale ediyorum.
Şüphesiz Allah, kullarını görür, gözetir."*
Allah o mümini, onların kurdukları tuzakların kötülüklerinden korudu.
Firavun'un adamlarını kötü azab kuşattı
Onlar, sabah akşam ateşe arzolunurlar.
Kıyamet kopacağı gün Firavun hanedanını azabın en şiddetlisine tıkın
ateş içinde birbirlerine bizden ateş nöbetini savabiliyor musunuz?" derler.*
Allah kulları arasında hükmünü vermiştir
Ateştekiler, cehennem bekçilerine derler ki: "Rabbinize dua edin bir gün olsun bizden azabı biraz hafifletsin."*
Kâfirlerin duası ise hep çıkmazdadır.
*
Biz peygamberimize ve inananlara dünya hayatı ve şahitlik gününde elbette yardım ederiz.*
O gün zalimlere özür dilemeleri fayda vermez.
Onlara lanet vardır
onlara yurdun kötüsü cehennem vardır.*
Andolsun biz Musa'ya hidayeti verdik ve İsrailoğullarına o kitabı miras kıldık
*
Aklı başında olanlara bir yol gösterici ve bir hatırlatma
sabret. Çünkü Allah'ın vaadi haktır.
günahından dolayı istiğfar et
Rabbini hamd ile tesbih et
Allah'ın âyetleri hakkında mücadele edenlerin göğüslerinde ancak kibir vardır.
Sen hemen Allah'a sığın her şeyi işiten ve gören O'dur.*
Elbette göklerin ve yerin yaratılması, insanların yaratılmasından daha büyüktür. insanların çoğu bilmezler.*
Kör ile gören bir olmaz,
iman edip salih ameller işleyen kimseler ile kötülük yapan bir değildir.
Ne kadar da az düşünüyorsunuz!*
o saat (kıyamet) muhakkak gelecektir.
Rabbiniz: "Bana yalvarın, dua edin ki size karşılık vereyim. Buyurdu
ibadet etmekten kibirlenip yüz çevirenler yarın horlanmış olarak cehenneme gireceklerdir.
İçinde dinlenesiniz diye geceyi, göz açıcı bir aydınlık olarak da gündüzü sizin için yaratan Allah'tır.
Allah insanlara karşı lütuf sahibidir.
insanların çoğu şükretmezler.*
İşte Rabbiniz, her şeyin yaratıcısı olan o Allah'tır.
O'ndan başka ilâh yoktur. O halde haktan nasıl çevrilirsiniz?*
âyetleri inkâr edenler çevriliyorlar
Allah, O'dur ki sizin için yeri bir karargâh, göğü de bir bina yapmıştır.
Size şekil vermiş ve güzelleştirmiştir. Hoş nimetlerden size rızık vermiştir. İşte Rabbiniz o Allah'tır.
Âlemlerin Rabbi olan Allah ne yücedir!*
Daimî bir hayat sahibi ancak O'dur. O'ndan başka ilâh yoktur. O'na, hep O'na yalvarın.
Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur.*
ben o sizin Allah'ı bırakıp taptıklarınıza ibadet etmekten kesinlikle men edildim
bana âlemlerin Rabbine teslim olmam emredildi."*
O, hem yaşatır, hem öldürür.
O, bir şey isteyince sadece "ol!" der
Bakmaz mısın şimdi Allah'ın âyetleri hakkında mücadeleye kalkanlara! Haktan nasıl döndürülüyorlar?*
Kitaba ve Resullerimize yalan diyenler, artık ilerde bilecekler.*
boyunlarında halkalar ve zincirler olduğu halde sürükleneceklerdir.*
Kaynar suda, sonra da ateşte kaynatılacaklardır.*
İşte Allah, kâfirleri böyle şaşırtır.
siz yeryüzünde haksız yere seviniyor ve güveniyordunuz.*
İçlerinde ebedî olarak kalmak üzere cehennemin kapılarından girin.
ne kötü o kibirlenenlerin yeri?*
Ey Muhammed! Sen sabret, şüphesiz Allah'ın vaadi haktır gerçekleşecektir
onlar mutlaka bize getirileceklerdir.*
Andolsun ki biz nice peygamberler göndermişizdir. Onlardan kimini sana anlatmışız, kimini de anlatmamışızdır.
Hiçbir peygamber, Allah'ın izni olmaksızın bir mucize getiremez.
Allah'ın emri gelince hak yerine getirilir.
Batıl dava peşinde koşanlar hüsrana uğrarlar.*
Kimine binesiniz, kimini de yiyesiniz diye sizin için o yumuşak başlı hayvanları yaratan Allah'tır.*
Sizin için onlarda nice menfaatler var
Hem onlar üzerinde, hem de gemiler üzerinde taşınırsınız.*
Allah size âyetlerini gösteriyor. Şimdi Allah'ın âyetlerinin hangisini inkâr edersiniz?*
yeryüzünde gezip de bakmazlar mı? Köncekilerin sonu nasıl olmuş?
Onlar hem çok, hem kuvvetçe yeryüzünde eserlerinin sağlamlığı bakımından çetindiler.
kazandıkları kendilerini kurtaramadı
onlara peygamberleri, delillerle geldikleri zaman ilme güvendiler
o alay ettikleri şey onları kuşatıverdi.*
hışmımızı gördüklerinde: "Allah'ın birliğine inandık ve şirk koştuğumuz şeyleri inkâr ettik" dediler.*
hışmımızı gördükleri zamanki imanları kendilerine fayda verecek değildi.
Allah'ın kulları hakkındaki kanunu budur
kâfirler hüsrana düştüler.*
FUSSİLET SURESİ
Hâ Mîm.*Bu Kur'ân Rahmân ve Rahîm olan Allah tarafından indirilmiştir.*
Bu, Arapça Kur'an âyetleri bilen kavim için ayırt edilip açıklanmış bir kitaptır.*
O, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderilmiştir.
insanların çoğu yüz çevirmişlerdir. Artık gerçeği işitmezler
Onlar: "Ey Muhammed! Senin bizi davet ettiğin şeye karşı kalplerimiz kapalıdır. Kulaklarımızda da ağırlık vardır dediler
Onlar aramızda anlaşmamıza engel bir perde vardır. Sen istediğini yap, çünkü biz yapıyoruz" dediler
Ey Muhammed! De ki: "Ben sizin gibi bir insanım, ancak bana ilâhınızın bir tek ilâh olduğu vahyediliyor.
hep O'na yönelin bağışlanma dileyin.
Vay O'na ortak koşanların haline!*
Onlar, zekatı vermezler,
ahireti de inkâr ederler.*
iman edip, salih amel işleyenler için de bitmez tükenmez bir mükafat vardır.*
De ki: "Siz yeri iki günde yaratanı gerçekten inkâr edip duracak mısınız?
O'na eşler koşuyorsunuz ha? O bütün âlemlerin Rabbidir."*
O, yerin üstünde sabit dağlar yarattı. Orada bereketler meydana getirdi.
Orada rızıkları tam dört günde belli bir seviyede takdir edip, düzene koydu.*
yerküreye: "İsteyerek veya istemeyerek buyruğuma gelin." dedi. Her ikisi de: "İsteyerek geldik" dediler.*
Allah Her göğe kendi işini bildirdi.
en yakın göğü kandillerle süsledik ve koruduk. bu çok güçlü ve her şeyi bilen Allah'ın takdiridir.*
de ki: "Ben sizi Âd ve Semud'un başına gelen yıldırıma karşı uyardım."*
Allah'tan başkasına kulluk etmeyin
peygamberler geldiği zaman Rabbimiz
melekler indirirdi. Biz tebliğinize inanmayız dediler
Âd kavmi yeryüzünde büyüklük tasladılar Bizden kuvvetli kim var dediler. Onlar Allah'ı görmediler mi?
âyetlerimizi bile bile inkâr ediyorlardı.*
dünyada rezillik tattırmak için o uğursuz günde kasırga gönderdik.
Ahiret azabı elbette çok rezil edicidir.
Onlara yardım edilmeyecektir.*
Semûd kavmine doğru yolu gösterdik. onlar körlüğü doğru yola tercih ettiler.
kazandıkları kötülük yüzünden alçaltıcı azabın yıldırımı onları çarpıverdi.*
Biz iman edenleri ve kötülükten sakınanları ise kurtardık.*
O gün Allah'ın düşmanları cehenneme sürülmek üzere bir araya toplanırlar.*
kulakları, gözleri ve derileri yaptıkları
aleyhinde şahitlik ederler.
Onlar derilerine: "Niçin aleyhimize şahitlik ettiniz?" derler. Derileri de: "Bizi her şeyi konuşturan Allah konuşturdu,
sizi ilk defa yaratan O'dur ve siz yine O'na döndürülüyorsunuz"
Siz kulak göz ve derilerinizin aleyhinizde şahitlik edeceğinden korkarak kötülükten sakınmıyordunuz.
yaptıklarınızı Allah'ın bilmeyeceğini zannediyordunuz.*
Rabbiniz hakkında beslediğiniz zannınız sizi helak etti
zarara uğrayanlardan oldunuz.*
dayanabilirlerse onların yeri ateştir.
onlar hoşnut edileceklerden değildirler.*
onlara birtakım arkadaşlar musallat ettik de onlar kendilerine ne varsa hepsini güzel gösterdiler. B
azab sözü onlar için hak oldu.
onların hepsi kendilerine yazık etmişdir
İnkâr edenler: "Bu Kur'ân-ı dinlemeyin, okunurken gürültü yapın, belki üstün gelirsiniz" dediler.*
inkâr edenlere şiddetli bir azab tattıracağız.
onlara yaptıkları amellerin en kötüsünün cezasını vereceğiz.*
Allah'ın düşmanlarının cezası ateştir.
Âyetlerimizi inkâr etmelerinin cezası onlara cehennem yurdu vardır.*
İnkâr edenler: "Ey Rabbimiz! Cin ve insanlardan bizi saptıranları göster ayaklarımızın altına alalım cehennemin en altında kalanlardan olsunlar diyeceklerdir.*
Ey Rabbimiz bizi saptıranları göster ayaklar altına alalım
cehennemin en altında kalanlardan olsunlar
Rabbimiz Allah'tır"
doğrulukta devam edenlere melekler iner Korkmayın, üzülmeyin, size vaad edilen cennetle sevinin derler
Biz dünya hayatında da, ahirette de sizin dostlarınızız.
Cennette sizin için canınızın çektiği ve istediğiniz her şey vardır."*
Bunlar çok bağışlayıcı ve çok merhametli olan Allah tarafından bir ağırlamadır.*
3Allah'a davet eden, salih amel işleyen müslümanlardanım" diyenden daha güzel sözlü kim olabilir?*
iyilik de bir değildir, kötülük de.
Kötülüğü en güzel bir şekilde sav.
olgunluğa ancak sabredenler kavuşturulur,
şeytandan gelen kötü bir düşünce seni dürtecek olursa hemen Allah'a sığın.
O her şeyi işitir ve bilir.*
Gece ile gündüz ve güneş ile ay Allah'ın kudretinin delillerindendir.
Güneşe ve aya secde etmeyin sadece Allah'a kulluk yapmak istiyorsan onları yaratan Allah'a secde edin.*
Rabbinin yanındaki melekler gece gündüz O'nu tesbih ederler ve hiç usanmazlar.*
Senin yeryüzünü boynu bükük, kupkuru görmen Allah'ın kudret delillerindendir.
suyu indirdiğimiz zaman titreşir ve kabarır ona hayat veren Allah mutlaka ölüleri de diriltir her şeye gücü yeter
Âyetlerimiz hakkında doğruluktan ayrılıp inkâra sapanlar gizli kalmazlar
ateşe atılacak olan mı daha hayırlıdır, yoksa kıyamet günü güven içinde gelecek olan mı?
İstediğinizi yapın. Şüphesiz ki Allah, yaptığınız şeyleri hakkıyla görür.*
Kur'ân kendilerine geldiğinde inkâr edenler, mutlaka ceza çekceklerdir.
O gerçekten çok değerli bir kitaptır.*
O hüküm ve hikmet sahibi, öğülmeye layık olan Allah tarafından indirilmiştir.
*
Ey Muhammed! Sana önceki peygamberlere söylenenden başkası söylenmiyor.
senin Rabbin hem mağfiret sahibidir hem de acı verecek bir azap sahibidir.*
Sen de ki: "O, iman edenler için bir hidayet ve şifadır."
İman etmeyenlerin kulaklarında ise bir ağırlık vardır.
Andolsun ki biz Musa'ya Tevrat'ı vermiştik onda ihtilafa düşmüşlerdi.
Rabbin tarafından azabın ertelenmesine dair bir söz geçmeseydi mutlaka hüküm verilirdi
onlar Kur'ân hakkında bir şüphe ve tereddüt içindedirler.*
Her kim iyi iş yaparsa, kendi lehine yapmış olur.
Kim de kötülük yaparsa, kendi aleyhine yapmış olur.
Rabbin kullara zulmedecek değildir.
Kıyamet zamanını bilmek ancak Allah'a havale edilir.
Onun bilgisi dışında hiçbir meyve kabuğundan çıkmaz, hiçbir dişi gebe kalmaz ve doğurmaz.
Onlar kendileri için kaçacak bir yer olmadığını anlamışlardır.*
İnsan hayır istemekten usanmaz, fakat kendisine kötülük dokununca üzülür ve ümitsizliğe düşer.*
Andolsun zarardan sonra, ona rahmet tattırsak, Bu hakkımdır kıyametin kopacağını sanmıyorum der
Rabbime döndürülmüş olsam bile mutlaka O'nun yanında benim için güzel şeyler vardır" der.
Biz inkâr edenlere yaptıkları şeyleri mutlaka haber vereceğiz
onlara ağır bir azap tattıracağız.*
Biz insana nimet verdiğimiz zaman o yüz çevirir, yan çizer.
Ona kötülük dokunduğu zaman uzun uzun yalvarır.*
Ey Muhammed! De ki: "Ne dersiniz? O Kur'ân Allah tarafından gelmiş olup
siz onu inkâr etmişseniz
Hak'tan uzak bir ayrılığa düşenden daha sapık kim olabilir?"*
Biz onlara hem ufuklarda hem kendi nefislerinde delillerimizi göstereceğiz
Kur'ân'ın hak olduğu belli olsun.
Rabbinin her şeye şahit olması kafi değil mi
onlar Rablerine kavuşmaktan şüphe içindedirler,
Allah her şeyi ilmiyle kuşatmıştır.*
ŞÛRA SURESİ
Hâ-mîm. Ayn-sîn-qaf.*İşte hakikat
Allah; o azîz-hakîm hakikat O'nundur
O öyle ulu, öyle azîm ve büyük ki: Gökler çatlayacak gibi titreşiyorlar,
melekler hamd ile Rab'lerine teşbih ediyorlar
melekler yerdeki kimseler için mağfiret diliyorlar.*
Allah'tır öyle gafur öyle rahîm
Allah gözcü, sen değilsin vekîl.*
işte sana Arabî dil ve kültür itibariyle Arab'a has bir kur'ân hitabe
vahyetmekteyiz
Ummu'l-Kurâ'yı Mekke ve çevresindekileri uyarıp sakındırasın
o toplanma gününün dehşetini haber veresin,
o günün geleceğinde şüphe yok o gün bir fırka cennette, bir fırka çılgın ateşte
Dileseydi Allah hepsini bir ümmet yapardı, velakin dilediğini rahmetine koyuyor
zalimlere gelince, ne bir dost var onlara, ne de bir nyardımcı
O'ndan beride velî dost ve hâmiller mi edindiler? Allah'tır ancak velî, ölüleri
O diriltir ve her şeye kadir O'dur.
İhtilaf ettiğiniz herhangi birşey hakkında hüküm Allah'a aittir.
İşte" o Allah benim rabbim,
ben Allaha güvenip dayanmaktayım
hep Allaha sığınırım".*
O gökleri ve yeri yaratan, size kendi cinslerinizden çift eşler yapmış,
deve, koyun, keçi ve sığırdan çiftler yaratmıştır sizi o suretle üretip duruyor.
O'nun misli gibi birşey yoktur O öyle semî işiten öyle ba-sîr görendir.*
Göklerin, yerin kilitleri O'nun;
rızkı dilediğine açar ve kısar O her şeyi bilir.*
Sizin için, dinden Nuh'a İbrahim Musa
ve sana vahyeylediğimizi buyurdu;
Dîni doğru tutun tefrikaya düşmeyin
Müşriklere, bu davet ettiğin emir Allah'ı birleyip O'na teslim olma işi ağır geldi
Allah dilediklerini seçecek ve kendisine yöneleni hidayetle erdirecektir.*
Tefrikaya düşmeleri haset ve kıskançlıktan dolayıdır
eğer Rabbinden bir ecel olmasaydı, aralarında hükm-i kaza mutlak icra edilir, işleri bitirilirdi.
kitaba vâris kılınanlar da ondan işkilli bir şek ve şüphe içindedirler.*
durma davet et ve emrolunduğun gibi doğru git,
onların hevalarına tâbi olma de ki: "Ben Allah'ın indirdiği kitaba iman getirdim
Allah*bizim rabbimiz olduğu gibi sizin de rabbiniz.
Bize kendi amellerimizin size de kendi amellerinizin sorumluluğu vardır,
hak açık tartışmaya hacet yok.
Allah hepimizi bir-araya getirecek ve O'na gidilecektir .*
delileri sakıttır geçersizdir üzerlerine gazap ve şedit bir azap vardır;
Allah'tır ki, hakka dair kitap ve mîzan indirdi
ne bilirsin belki kıyamet saati yakındır.*
Onu, inanmayan imansızlar acele ister iman edenler onun hak olduğunu ve mutlaka kopacağını bilirler
kıyamet) saati hakkında mücadele edenler dalalet içindedirler.*
Allah (kıyamet gününden korkup vazifesini yapan kullarına lütufkârdır
her dilediğini rızıklandırır O öyle kavî güçlü öyle azîz.*
kim âhiret ekimi isterse ona, ekini artırırız;
kim dünya ekimi isterse ona veririz, amma âhirette nasip yoktur.*
onların Allah'a ortak olmak için küfür şerikleri ortakları var Allah'ın izin vermediği şeyleri meşru kıldılar
Eğer o kelime olmasaydı, hüküm icra edilir, işleri bitirilirdi
zalimler için elîm acı ve azap vardır.*
Göreceksin zalimleri kazandıkları günahlarından ötürü titrerlerken,
İman edip salih amel işleyerek güzel güzel işler yapanlar cennetlerin hoş hoş ravzalarında,
onlara Rab'lerinin indinde ne dilerlerse var; işte bu, o büyük fazl lütuf
bu müjdedir ki: Allah iman edip iyi işler yapan kullarına müjdeliyor
Ey Muhammed De ki sizden yakınlıkta sevgiden başka bir ecir ücret istemem
kim çalışır bir güzellik kazanırsa ona, mükâfat olarak güzellik veririz,
Allah gafurdur bağışlayıcıdır şekûrdur.*
Allah dilerse senin kalbini mühürleyiverir
Allah bâtılı mahveder
O, kullarından tevbeyi kabul eder
salih ameller yapanlara icabet buyurur, fazlı lütfundan onlara ziyade de verir,
küfredenlere şiddetli bir azap var.*
Allah kullarına rızkı bol bol seriverse arzda azar ve taşkınlık ederlerdi,
şüphesiz O, kullarının durumuna habîrdir vâkıftır basîr ve görendir.*
O ümidi kesmişlerken feyz indirir rahmet yayıp neşreder.
O velî koruyucu ve hamd edilendir.*
O göklerin ve yerin yaratılışı ve onlarda ürettiği hercanlının üretilişi O'nun
âyetlerindendir
O dileyeceği zaman onları toplamaya da kadirdir.*
Başınıza her ne musibet geldi ise, kendi kazancınız günahlar sebebiyiledir,
günahlarınızın bir çoğundan sizi affediyor siz arzda Allah'ı aciz bırakacak değilsiniz
size, Allah'tan başka kurtaracak ne bir hâmi, ne de bir yardımcı yoktur.*
Yine O'nun âyetlerindendir; denizde, o dağlar gibi batmadan akanlar
Dilerse gemileri hareket ettiren o rüzgârı durduruverir
şüphesiz nice âyet işaret ve delililer var
çok sabırlı, çok şükredici her kimse için ka-zanç ve af buyurulur
bilsinler âyetlerimizle mücadele edenler ki: kaçacak yer yoktur.*
size verilmiş olan şeyler dünya hayatın geçicikazancıdır
Allah yanındaki daha hayırlı ve daha kalıcıdır.
mükâfat o kimseler için
İman etmişlerdir Rab'lerine itimat edip tevekkül ederler
onlar ki günahın büyüklerine ve açık çirkinliklere uzak bulunurlar
her gazaplandıkları vakit kusur örterler onlar ki Rab'leri için davete icabet etmekte ve namazı kılmaktadırlar
Kötülüğün cezası misli kadar kötülüktür kim affedip ıslah ederse ecri Allah'adır.
şüphesiz O zalimleri sevmez.*
kim zulm olunduktan uğradıktan sonra öcünü alırsa, onlara ceza yoktur
Ceza ancak haksızlıkla yeryüzünde taşkınlık ederek insanlara zulmeyleyenler üzerinedir.
onlara elîm acı bir azap vardır.*
kim de sabreder suç örterse, o azm olunacak işlerdendir
kimi Allah şaşırtırsa ona hiçbir velî hami ve yardımcı yoktur
o zalimleri; azabı gördükleri vakit diyecek ki Var mı geri dönmeye bir yol
göreceksin onlarıateşe arz olunurken; zilletten boyunlarını bükerek göz altından bakarlarken;
iman etmiş olanlar şöyle demekte Gerçek hüsrana düşenler, kıyamet günü kendilerine ve ailelerine yazık edenlermiş
zalimler hakikaten azap içindedirler
onları Allah'ın önünden kurtaracak velî
Ve hâmiler yoktur.
kimi Allah saptırırsa onun için yol yoktur
Allah'tan, reddedilip geri çeviril-mesine çare olmayan gün gelmezden evvel Rabbinizin davetine icabet ediniz;
o gün sizin için ne sığınacak yer vardır, ne de inkâra çare.*
biz seni üzerlerine gözcü göndermedik sana düşen ancak tebliğdir.
biz insana rahmet tattırdığımız vakit onunla ferahlanır
kendi elleriyle başlarına bir fenalık gelirse o vakit insan hepsini unutan bir nankördür;
(isyan insanın tabiatında vardır, süratle nankörlüğe gider, sanki hiç rahmet ve nimet görmemiş gibi davranır).*
Allah'ındır göklerin ve yerin mülkü
dilediğini yaratır, dilediği kimseye dişiler bahşeder, dilediği kimseye de erkekler bahşeder
O'nun ilmi çok. kudretine nihayet yok
O çok yüksek, çok hakimdir.*
Ve işte sana emrimizden biz ruh vahyettirdik.*
sen kitap nedir, iman nedir bilmiyordun, biz onu bir nur kıldık,
onunla kullarımızdan dilediğimize hidayet vereceğiz
emin ol sen hakikate doğru yola çağırıyorsun; o Allah'ın yoluna
Göklerde ve yerde ne varsa O'nundur.*
Bütün işler, döner dolaşır Allah'a varır.*
|