|
53 MÜSLÜMAN-MÜSLÜMANLIK
Nasihat dünyanın en pahalı mücevheri kadar değerli olduğu halde ekseriya pek ucuza satılır. (Hz. Ali)
Dil ile öğüt verene değil, davranışları ile örnek olana uymalıdır. (Muhammed ibn-i Hafif)
Tasavvufda bulunan kişinin yapacağı ve dikkat edeceği en mühim şey nefsini hesaba çekmektir. (Ebû Osman Mağribi)
En büyük nimet nefsin arzularından kurtulmaktır.
nefis kişi ile Allah arasında bulunan perdelerin en büyüğüdür. (Ebû Bekir Temestani)
Kur'an nefislerin kötülüklerini bildirmek ve açıklamaktan ibarettir. (Mevlânâ)
Nefis bir katırdır, amel ibadet ve taat da onun yüküdür. (Vehb ibn-i Münebbih)
Nefsini zelil kılan kimseyi Yüce Allah aziz kılar ve o kişinin derecesini yükseltir.
Nefsini beğenen kişiyi de Allah zelil ve hakir kılar. (Ebû Hasan Buşenci)
Nefsi en iyi şu dört şey terbiye eder: Susmak, açlık, yalnızlık ve uykusuzluk. (Feriduddin Attar)
İnsanların en zayıfı, nefsani arzularından el çekmede aciz kalandır.
İnsanların En güçlüsü arzularını terketmeye güç yetirendir. (Davud Kassar)
Salih bir kişi için en kötü şey nefsine kolaylık göstermektir. (Muhammed ibni Hafif)
Nefsinden gördüğü şeyleri iyi sanan ayıplarını göremez.
nefsinin ayıplarını arayan, ondan gelen şeyleri elekten geçiren kendi kusurlarını bulur ve görür. (Hayır Nisaburi)
Bir kimse nefsini terbiye etmekten acizse, başkasına edeb öğretmek işinde de acizdir. (Seriyy'üs-Sakati)
Nefsimi elimde tutabilseydim parça parça doğrar hayvanların önüne yem olarak atardım. (Süleyman ibn-i Mihran)
Nefis, üç köşeli bir dikendir; ne türlü koysan batar. (Mevlânâ)
İyilikte her düşmanı dost edinebilirsin, oysa nefsin ona iyilik ettikçe düşmanlığını arttırır. (Sâdî)
Nice küçük amel iyilik ve ibadet vardır ki niyet onu büyük yapar; nice büyük amel vardır ki niyet onu küçük yapar. (Abdullah ibn-i Mübarek)
Öfke, düşünceyi, muhakemeyi, hafızayı bulandıran en kötü çamurdur. (Atiye Keskin)
Bir kimsenin cimrilik adeti ile öfke duygusu körelmedikçe muttakiler sınıfına geçemez. (Abdullah el-Müzeni)
Öfkenin aşırısı, kişiyi özür dilemek küçüklüğüne iter. (Amr bin As)
Kabre hazırlıksız giren, denize kayıksız açılmış gibidir. (Hz. Ebû Bekir)
Ölmek felaket değildir, öldükten sonra başa gelecekleri bilmemek felakettir. (İmam Rabbani)
Üç şey kalbin paslanma alametidir:*1. Allah'a ibadetten zevk almamak,*
2. Günaha düşmekten korkmamak,*
3. Ölümden ibret almayıp dünyaya daha çok bağlanmak. (İbrahim Edhem)
Ölümü hatırlamak kalbi temizler, insanı dünyadakilere bağlanmak felaketinden kurtarır. (Abdülkadir Geylâni)
Ölüm büyük bir olaydır, büyük bir tehlikedir. İnsanlar bunu bilmiyorlar. (İmam Gazali)
İki şeyi asla unutma: Allah'ı ve ölümü; İki şeyi de unut: Yaptığın iyiliği, gördüğün kötülüğü. (Lokman Hekim)
Sizi mezarda takip etmeyecek olan her şeyle alakanızı kesiniz. (Mevlânâ Alâuddin)
Ömrünü faydasız ve boş şeylerle geçiren, tarlaya tohum etmek vaktini kaçırır, hasat zamanı geldiğinde pişman olur. (Hz. Ebû Bekir)
Rızkın Allah Teâlâ'dan olduğuna inanan kimse, zengin olunca sevinmez, fakirleşince üzülmez. (Hâtem-i Esam)
Bir kimse yaptığı hayır ve iyi işlerin bilinmesinden ve konuşulmasından hoşlanıyorsa Allah'a şirk koşmuş olur. (Ahmed ibni Ebûl-Havârî)
Riyakâr, memnunken seni sende bulunmayan vasıflarla anan; darılttığında yine seni sende bulunmayan kötülüklerle anıp anlatandır. (İmam Şafii)
Doğruluk, yaptığını Allah için yapmaktır; halk için yapmak ise riyadır. (Ebû'-l-Hasen Harakânî)
Sabır, belayı*hafifletir. (Hz. Ali)
Hiç kimse, kendisine sabır verilen kimse kadar Allah'ın lütfuna uğramamıştır. (Hz. Ali)
Sabır ve sebat insanların iki büyük yardımcısıdır. (Hz. Ali)
Sabır, yüzünü ekşitmeden acıyı yudumlamaktır. (Kuşeyri)
Belaya feryad eden, Allah'a kafa tutmuş olur.
Feryad etmek belayı geri çevirmez, ama sabretmenin ecir ve sevabını yok eder. (Şakik Belhi)
Sevgi ile, bulanık, tortulu sular arı duru bir hale gelir. (Mevlânâ)
Sevgiden ölüler dirilir, sevgiden padişahlar kul olur. Sevgiden bakırlar altın kesilir. (Mevlânâ)
İyi amellerim arasında en değerli bulduğum, salih bir zata olan sevgimdir. (Abdullah el-Müzeni)
Hakiki sevgi, iyilik gördüğünde artmayan, kötülük gördüğünde eksilmeyendir. (Yahya bin Muaz)
Sırrını saklayanın iradesi elindedir. (Hz. Ömer)
Sende bulunduğu zaman gizli kalmasını istediğin şeyi, başkalarında görünce ifşa etme. (Hamdun Kassar)
Her insan sırdaş olamaz. Her testi su tutamaz. (Nâsır-ı Husrev)
Ne söylediğine ve ne zaman söylediğine dikkat et. (Hz. Ebû Bekir)
Söz, ilaç gibidir; azı yaşatır, çoğu öldürür. (Hz. Ali)
Bir söz kulağa gelip orada kalıyor, kalbe ulaşmıyorsa, o söz dudaktan söylenmiştir.
Bir söz kulağı aşıp kalbe ulaşıyorsa o söz gönülden söylenmiştir. (Hz. Ali)
Önce düşün, sonra söyle, çünkü önce temel sonra duvar gelir. (Sâdî)
Hoşa gitmeyen söz söyleme, çünkü bu sözün karşılığı da hoşa gitmez.
Dağda güzel ses çıkar ki dağ da onu güzel aksettirsin. (Nâsır-ı Husrev)
Yerinde söz söylemesini bilen, özür dilemek zorunda kalmaz. (Fatih Sultan Mehmed)
Güzel sözler, petekten damla damla sızan bala benzer. İnsanın ruhuna tat verir. (Hz. Süleyman)
Sözün revaç bulduğu, işin hiç olduğu bir devre yetişirsen, şerli insanlar arasında kaldığını ve şerli zamanda yaşadığını bilesin. (Ebû Hâzım)
Cenneti arzulayan bir kimse, mutlaka dünyada şehvetlerinden fedakarlık etmelidir. (Hz. Ali)
Şehvet şeytanın yularıdır. Bu yuları şeytana kaptıran ona kul olur. (Ebû Bekir Kettâni)
Organlarını şehvetlerle razı eden bir kimse, kalbine pişmanlık ağacını diktiğini bilmelidir. (Ebû Yahya el-Verrak)
İnsanların en zayıfı, şehvete esir ve nefsine oyuncak olandır. (İbrahim bin Davud Rıkkî)
Bir adamın şöhretine, görünüşüne bakmayın. Bir kimsenin namaz ve niyazına aldanmayın. Ancak aklına ve doğruluğuna bakınız. (Hz. Ömer)
Kıyamette şeriatten sorulur. Ebedi hayata giriş ve azaptan kurtuluş, şeriatın yerine getirilmesine bağlıdır. (İmam Rabbani)
Şeriat üç bölümdür: İlim, amel, ihlâs. Bunlardan herbiri yerine getirilmedikçe şeriat gerçekleşemez. (İmam Rabbani)
Şeriat muma benzer, yol gösterir. Fakat mumu ele almakla yol aşılmış olmaz. Yola koyulmak gerekir. Yola koyuldun mu bu gidişin adı tarikattır. Maksadına ulaştın mı o da hakikat. (Mevlânâ)
Pergel gibi bir ayağımızla şeriat üzerinde sabitken diğeriyle yetmiş iki milleti dolaşırız. (Mevlânâ)
Zillete düş, fakat şöhret isteme. Başkaları seni söylesinler diye yükselmeye çalışma. (Hz. Ali)
Bir kişi tanımıyorum ki, tanınmasını sevsin de bu yüzden dini gidip rezil olmasın. (Bişr-i Hafi)
İster din, ister dünya işlerinde, bir kimsenin parmakla gösterilmesi şöhret afeti olarak kafidir. (İbrahim en-Nehai)
Şükür, nimetlerin süsüdür. (Hz. Ali)
Allah'ın verdiği nimeti, O'nun razı olduğu yerde harcamakla şükür, razı olmadığı yerde harcamak nankörlüktür. (İmam Gazali)
Allah'ın ihsan ettiği nimetlerle O'na isyan etmemek, o nimetleri haram olan yerde asla kullanmamak şükürdür. (Cüneyd-i Bağdâdî)
Şükür, nimeti değil, nimeti vereni görmektir. (İmam Şibli)
İşten evvel tedbir, pişmanlığa yer bırakmaz. (Hz. Ali)
İtaat ve ibadetle iş bitmez. Söz söylemekte, etrafa bakmakta, yemek yemekte fevkalade ihtiyatlı olmak lazımdır. (Mevlânâ*Alâuddin)
İnsanı vaktinten önce yıpratan bir şey varsa o da tembelliktir. (Hz. Ali)
Dört şey bedbahtlık işaretidir: Câhillik, tembellik, kimsesizlik, nâkeslik kimseye iyiliği dokunmamak (Feridüddin Attar)
Oburlukla sağlık bir arada bulunmaz. (Hz. Ali)
Elden gitmeden iki şeyin değerini anlamak zordur. Bunlar, sağlık ve gençliktir. (Hz. Ali)
Dört şeyi küçümsemeyin: Düşmanı, ateşi, hastalığı, az bile olsa ilmi. (Feridüddin Attar)
Hastaya durumu sorulduğunda, önce halini hayırla anıp sonra derdini anlatırsa halinden şikayet etmiş sayılmaz. (İbrahim en-Nehaî)
Cümle hastalıkların aslı çok yemektir. (Hamdun Kassar)
Halkı hakka davet eden, canavar terbiyecisi gibi olmalıdır,
canavar terbiyecisi nasıl hayanın huyunu ve yeteneğini bilip te davranırsa hak davetçisi de aynı şekilde davranmalıdır. (Ali Râmitenî)
Tevekkül, olan şey ile yetinmek, olmayan şeye razı olmaktır.
Hakiki mânâda tevekkül, Allah'tan başkasından korkmamak, O'ndan başkasına güvenmemektir. (Fudayl bin İyaz)
Cenâb-ı Hakkın kapısından kovduğu kimse her kapıya koşar; fakat O, bir kimseyi kendi kapısına çağırırsa onu kimsenin kapısına bırakmaz. (Şeyh Sâdî)
Günah işlemekten kaçınmak, tövbe ile uğraşmaktan daha kolaydır. (Hz. Ömer)
Tövbe edenlerle beraber oturun, çünkü onların kalbleri yumuşak olur. (Hz. Ömer)
Kim ki başından geçen bir günahı hatırlar ve bu nedenle kalbi acı duyarsa, Allah katındaki kitapta o günah ondan silinmiş olur. (Abdullah bin Ömer)
Bina için toprak, yaşamak için gıda neyse, melekut aleminde yükselmek için de tövbe odur. (Şahabeddin Sühreverdi)
Tutumluluk, az şeyi çoğaltır; israf, çok şeyi azaltır. (Hz. Ali)
İyi kullanılan az mal, kötü kullanılan çok maldan daha ziyade dayanır. (Hz. Ali)
Allah'ın rahmetinden ümitsiz olmak, günahkar olmaktan daha tehlikelidir. (Hz. Ali)
Mümin kulun korku ve ümidi aynı olmalıdır, tartılacak olsa eşit gelmelidir. (Tavus bin Keysan)
Üç şey insanı ibadet ve itaate sevkeder: Korku, ümit ve sevgi. Üç şey de insanı günaha sevkeder: Kibir, hırs ve haset. (Hatem-i Esam)
Mümin, yalnız Allah'tan ümit eder, münafık ise Allah'tan başka herkesten ümit eder. (Hatem-i Esam)
Dört şey kafirliğe sebep olabilir: Gıybet haset etm haram mal devşirmek, Allah'ın rahmetinden ümit kesmek. (Süfyan-ı Sevri)
Doğruluk ile yalancılık kalbte şiddetli bir kavgaya tutuşurlar. Birisi diğerini kalbten kovuncaya kadar kavgaları devam eder. (Malik bin Dinar)
Üç şey Allah'ın azabını gerektirir:*
1- Oyun ve eğlence ile boşuna vakit geçirmek,*2- Başkalarıyla alay etmek,*
3- İnsanların arkasından konuşmak. (Seriyy'üs-Sakati)
Beş şey, beş insanda şiddetle kötülenmeye layıktır: Âlimlerde fücur, hakimlerde hırs, kadınlarda hayasızlık, ihtiyarlarda zina, zenginlerde cimrilik. (Hz. Ali)
Bir kimse zenginlerle beraber olmayı, fakirlerle beraber olmaya tercih ederse, Allah onu kalb ölümü hastalığına müptela kılar. (Ebû Osman Mağribi)
Devenin iğne deliğinden geçmesi, zenginin cennete girmesinden daha kolaydır. (Vehb ibn-i Münebbih)
Büyüklenen zenginden çekin, zira lağım doldukça daha pis kokar. (Nâsır-ı Husrev)
Zenginlerden kendini sakın. Kalbini ne zaman onlara bağlar, ne zaman onlardan birşey beklemeye kalkarsan, Allah'tan başka rabler edinmiş olursun. (Şakik Belhi)
Zenginlerin karşısında izzet tavrı takınmak tevâzu sayılır. Fakirlerin yanında gösterilecek zillet hali ise bir şereftir. (Hayır Nisaburi)
Allah'a yemin ederim ki, parayı aziz eden bir kimseyi Allah zelil eder. (Hasan Basri)
Ne kadar zengin olsan yiyebileceğin kadar yersin. Denize testiyi daldırsan alabileceği kadar alır, gerisi kalır. (Mevlânâ)
Zillet bakımından insanların en ileri olanı zenginlere yaltaklanan veya ona tevazu gösteren fakirdir.
İzzet bakımından insanların en iyisi fakirlere karşı alçakgönüllü olan zengindir. (Muhammed ibn-i İsmail Mağribi)
Zikir, bir kazmadır, onunla gönüllerdeki yabancı duygu dikenleri temizlenir. (Ubeydullah Ahrar)
Kalb uyanıklığının belirtisi, Allah'ı zikrettiğin zaman Allah'ın da seni andığını duymandır. (Ebûl-Hasen Harakâni)
Zulüm, vefâsızlık kimde bulunursa zararı yine kendine dokunur. (Hz. Ebû Bekir)
Sultanların ve devlet adamlarının bozulması zulüm ile, âlimlerin bozulması tamahkarlık ile, fakirlerin bozulması ise riya ile olur. (Ebû Bekir Varrak)
Haksızlık karşısında eğilmeyiniz. Zira hakkınızla beraber şerefinizi de kaybedersiniz. (Hz. Ali)
Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem!;Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem! (Mehmed Akif)
Zahid o kimsedir ki, eline hiç geçmese bile gönlü hoş olur ve rızık dolayısıyla endişe etmez. (Ebû Bekir Kettânî)
Zühd, elleri mal ve mülkten, kalbleri mal ve mülk isteğinden uzak tutmaktır. (Cüneyd-i Bağdâdi)
Zahidlik helale karşı olur; harama gelince o bir ateştir. Ona ancak ölüler el uzatır. (Ömer ibn-i Abdülaziz)
Nice büyük insanlar vardır ki dünya onlara gülmez. Eğer kuvvet ve zorbalıkla dünya ele geçseydi, kartallar serçe kuşlarına rızık bırakmazlardı. (Hz. Ali)
54 Hacı Bektaş Veli Sözleri,
- Bir olalım, iri olalım, diri olalım.
- Eline, beline, diline sahip ol.
- Okunacak en büyük kitap insandır .
- Adalet her işte, Hakk’ı bilmektir
- Sen seni bilirsen yüzün Hüdâ’dır; sen seni bilmezsen, hak senden cüdâdır.
- Kendine ağır geleni başkasına yapma!
- Abdal, Hakk’a hayran olandır.*****
- En yüce servet ilimdir .
- Yolumuz; ilim, irfan ve insanlık sevgisi üzerine kurulmuştur.
- Düşünce karanlığına ışık tutanlara ne mutlu.
- Oturduğun yeri pak et, kazandığın lokmayı hak et.
- İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır.
- Çalışmadan geçinenler bizden değildir.
- Karşısındaki insanın iyi olmasını isteyen, önce kendisi iyi olmalıdır.
- Alimin uykusu cahilin ibadetinden üstündür.
*- Kimsenin ayıbını arama, kendi ayıbını görür ol.
- Araştırma açık bir sınavdır.
- Arifler hem arıdır, hem arıtıcı.
- Kibrin aslı şeytan, tevazuunun aslı Rahman’dır.
- Asalet, duruluk ve doğruluktur.
- Asıl körlük nankörlüktür.
- Bir olalım, iri olalım, diri olalım.
- Mevki hırsı, koğu, gıybet, edebisizlik, hıyanet Hakk’ı inkâr eder.
- Çalışmadan geçinenler bizden değildir.
- Özünde ve sözünde temiz olmayanların, imanı tam değildir.
- Dinine dizlerinle değil, kalbinle bağlan.
- Doğruluk dost kapısıdır.
- Düşmanınızın dahi insan olduğunu unutmayınız.
-
- Mürüvvet hoş görme ve affetmektir.
- Ellerin kâbesi var, benim Kâbem insandır.
- En büyük keramet çalışmaktır.
- Erkek, dişi sorulmaz, muhabbetin dilinde.
- Hak’ın yarattığı, her şey yerli yerinde.
- Bizim nazarımızda, kadın erkek farkı yok.
- Noksanlık, eksiklik senin görüşlerinde.
- Göze nur gönülden gelir.
- Marifet, nefsi silmek değil, bilmektir.
- Kendini tanımayan, Yaratan’ı da bilemez.
- Allah ile gönül arasında perde yoktur.
- Murada ermek, sabır iledir,
- Âdem’in Âdemliği; akıl, hayâ ve ilim iledir.
- Nefsine ağır geleni, kimseye tatbik etme.
- Sevgi ve acıma, insanlık; hiddet ve şehvet ise hayvanlık vasfıdır.
- Âlimlere ve kendini bilenlere, alçak gönüllülük yaraşır.
- Âdem suretinde olan herkes, Âdem değildir.
- Her ne ararsan kendinde ara.
55 Aziz Nesin Sözleri,
- Hayattaki en güzel şeyin çocuk olmak olduğunu bile bile, neden ‘büyüyünce ne olacaksın?’ diye sorulur ki.
Aynada kendime baktım, seni gördüm. Benden başka yerin yok.
ne gelmek ne de gitmek yaşamın en zor yanı beklemek doğduğumuzdan beri beklediğimiz ölmek.
- Terkeden kişinin gittiği yerde aradığını bulamayınca dönüp ‘özledim’ demesi; özlediğinden değil, eşek gibi pişman olduğundandır.
susuyorum sevgimi saklayıp içimde. Duyuyorsun değil mi suskunluğumu nasıl haykırıyor.
Susarak sevgisini ilan eden çok var sevgilim. Ama bir başka seven yok benim sustuğum biçimde.
- Sen yoksun. Boşuna yağıyor yağmur. Birlikte ıslanmayacağız ki.
Özlemlerde ayrılıklar da boşuna öyle uzaklardayız. Birlikte ağlayamayacağız ki.
Belki sıkıca sarılacağımız bir sevgilimiz olmadı, belki yalnızız; ama bilinsin ki adam gibi sevdiğimizdendir yalnızlığımız
Uslanma hiç hep deli kal, büyüme sakın çocuk kal, es deli deli böyle kal,
son harmanında sevdanın tüken toz toz savrula kal, suçüstü bulmalı ölüm olurken de sevdalı kal.
İyi insan lafın üstüne gelir” demişse eskiler ve ben seni konuştuğum halde gelmiyorsan; demek ki iyi bir insan değilsin.
- Bir yanlışlık var; sen bu denli güzel, ben bu denli sevdalı olmayacaktık.
Hayalim; Küçük çocuğa ‘ne kadar seviyorsun’ dediğinde, açıp elini iki yana ‘işte bu kadar’ derken ki o masum sevgiyi bulmaktı.
- Üşümek varsa bu sıcağın yokluğudur, karanlık varsa ışığın yokluğu. Eğer her yer karanlık ve sen üşüyorsan işte bu O’nun yokluğu.
Bir tohum verdin çiçeğini al. Bir çekirdek verdin ağacını al. Bir dal verdin ormanını al. Dünyamı verdim sana bende kal.
- Bilirsin günahları yazan melek soldadır. Hatta bundandır kalbin solda olması. Çünkü belki de aşk, yaşanılan en büyük günahtır.
- Yatağına yatınca; Yüreğinin sesinden uyuyamıyorsan, Anla ki yalnızsın...
- Al yalnızlığını gel. Korkma, sıkılmayız. Senin yalnızlığın benim yalnızlığımla konuşur, biz ikimiz susarız
Ne ölünün arkasından konuşulur, ne de gidenin. Çünkü ha olmuştur, ha gitmiştir kalan için.
- Aynı kağıdın arka ve on yüzleri gibiyiz. Sonsuza dek beraber; ama hiçbir zaman birbirlerini görmeyen…
- Kadının aşka bakışı; 'bir sen, bir ben, birde bebek'ken, Erkeklerde bu durum; bir sen, bir ben, birde yedek' tir.
- Güneş altında söylenmedik söz yokmuş. Bu yüzden geceleri söylüyorum sevdiğimi.
- Ne kadar kalmak istesek de bazen gitmek zorunda kalırız. Ve ne kadar gitmek zorunda olsak da, kalmaktan yanadır sol yanımız.
İyi insan lafın üstüne gelir” demişse eskiler ve ben sürekli seni konuştuğum halde gelmiyorsan; demek ki iyi bir insan değilsin.
- Kolayca akmaz bilirsin bir erkeğin gözyaşları; ama eğer erkek ağlıyorsa, asla sahte olmaz gözyaşları
Seni, annen kadar sevecek ve baban kadar merak edecek hiç kimse yoktur; o yüzden kimse bana aşk’tan bahsetmesin.
belki yalnızız; ama bilinsin ki adam gibi sevdiğimizdendir yalnızlığımız
- Hiç kimseye güvenmiyorum diye bir şey yoktur, zamanında O’na güvendiğim için, artık kimseye güvenmiyorum” diye bir şey vardır.
- İnsan yalnızca söylediklerinden değil, Sustuklarından da sorumludur.
Nasıl bittiyse bundan öncekiler, bu da biter. Bite bite sonunda bende biterim. Olur biter.
- Hayat bir sınavsa eğer hiç uğraşma, adını yaz ve çık. Belki sınıfta kalırsın; ama adının altında bembeyaz bir sayfa bırakırsın.
Korkmuyorum diyenler, ya başkalarına yalan söylüyorlar, ya kendilerine yalan söyleyip kendilerini kandırıyorlar ya da bilmeyerek insan olmadıklarını söylüyorlar.
Sadece bana değil herkese komik gelir, Müslümanlığı bırakıp Hıristiyan olmak. bir dine inanacak olsaydım Müslüman olurdum.
bütün eleştirilerime karşın son din olması önemlidir tabii kurallı bir dindir öbürlerine göre. seçmek gerekseydi, onu seçerdim.
Bir gün ülkenin başucuna bir not yanağına bir öpücük kondurup gideceğim. çok tatlı uyuyordun uyandırmaya kıyamadım diyeceğim
İnsan, insan gibi, insan olarak hür olmasını bilmezse, hür olamazsa, o zaman kurtlar, kuşlar gibi hür sanır kendini.
- Nasıl görmezse göz kendini Kendimi arıyor bulamıyorum.
- İşin zoruna gideceksin. Her zaman zoru dene... Zoru yapamasan bile, zoru yapmaya çalışarak hiç olmazsa kolayını yaparsın.
En uyduruk kira davasının bile 2 yıl sürdüğü ülkede,17 yaşındaki gencin idam davası birkaç haftada görüldü ve sonuçlandı.
Korku, en beşeri duygudur iktidarlara başkaldırışımı görenler beni korkusuz sandılar. Oysa korkarım.
Ne var ki, yararlı olacaksa, doğru ve, inandığımı söylemek korku duygusuna her zaman üstün gelmiştir. Korkarım, yine söylerim.
O denli o denli çok beklettin
Alıştırdın bekletmeye kendini
Çok zamanlar geçti de geldin
Senden çok seviyorum senin özlemeni.
Duyuyorsun değilmi suskunluğumu nasıl haykırıyor...Susarak sevgisini ilan eden çok var sevgilim ...Ama bir başka seven yok benim sustuğum biçimde .....
Boşuna Sen yoksun
Boşuna yağıyor yağmur...
Birlikte ıslanmayacağız ki.....
Boşuna bu nehir
Çırpınıp pırpırlanması.....
Kıyısında oturup göremeyeceğiz ki
Öyle uzaklardayız..
Birlikte ağlayamayacağız ki
Seviyorum seni boşuna..
Boşuna yaşıyorum
Yaşamı Bölüşemeyeceğiz ki ...
55 Oğuz Atay Sözleri
İlk çekingenlikler ne kadar tatlıdır. Oysa insan, bu beceriksizlikleri bir an önce yenmeye çalışır. Bütün gücüyle büyüyü bozmak, buzları kırmak için uğraşır.
İnsan çok sevdiği halde neden her defasında terkedilir? Ve beklenenler, neden hep vazgeçildikten sonra gelir?
İyi geçinmek İki kişinin kusursuz olmasıyla değil. Birbirlerinin kusurlarını hoş görmesiyle olur.
Hayatta silgim hep kalemimden önce bitti. Çünkü kendi doğrularımı yazacağım yere, tuttum başkalarının yanlışlarını sildim.
Son bir şans daha verme, sevgine layık olmayana. Merak etme, aşk yürek işidir ve yüreği olmayanın kalbi kırılmaz
Kimsenin yaşantısını beğenmedim. Kendime uygun bir yaşantı da bulamadım.
Yalnızlığına iyi bak, sahip çık. Kaç kişinin emeği var onda kim bilir?
Onunla ne zaman lades oynasak hep o kazandı. Kalbimdeyken nasıl aklımda derdim.
Ne zaman hayata tutunmaya çalışsak, hep mahrem yerleri geldi elimize.
Siz bilmezsiniz albayım, insanlık tek başına kollarımda can verdi. Yanında kimseler yoktu.
Nedensiz ve sebepsiz sevdim seni. Çünkü bir sebebi olsa, aşk olmazdı bunun ismi
Koca bir ömrü harcamak dedikleri gerçeğin altını seninle çizdim ben.
Ben, senin bilinçaltı karanlıklarına ittiğin ve gerçekleşmesinden korktuğun kirli arzuların, ben senin bilinçaltı ormanlarının Tarzan’ı! Yemeye geldim seni. Benden kurtulamazsın. Ben, senin vicdan azabınım
Oysa bizim bütün güzelliğimiz, yaşadıklarımızla düşündüklerimiz arasındaki acıklı çelişkinin yansımalarından ibaretti.
İki kadına adamak istiyorum hayatımı. Biri “erkeğim” desin bana, diğeri sadece baba.
Herkes birikmiş bizi seyrediyor. Dağılın! Kukla oynatmıyoruz burada. Acı çekiyoruz.
Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım.
Neden yalnızlıktan şikayetçidir ki insan. Ne yani, mutlu olması için bir sevgiliye mi muhtaçtır her zaman.
Provası yok hayatın. Ne yeniden yaşamak mümkün, ne de yaşadıklarını silebilmek.
Önemli olan, ilk defa değil son defa sevebilmek.
İnsanlar bozuk para gibidir. İki seçenek vardır; yazı ya da tura. Bir yüzünü gösterirken bize diğer yüzünü zaman gösterecektir.
Şu anda, sana güzel bir söz söyleyebilmek için on bin kitap okumuş olmayı isterdim
seni tanıdığıma çok sevindim kendi çapımda.
Beni bir gün unutacaksan, bir gün bırakıp gideceksen boşuna yorma, boş yere mağaramdan çıkarma beni
Beklenen hep geç geliyor; geldiği zaman da insan başka yerlerde oluyor.
Yalnızlığı çok seversek, bir gün o da çekip gider mi?
Ben ölmek istemiyorum. Yaşamak ve herkesin burnundan getirmek istiyorum
İçimden şehirler geçiyor, sen her durakta duruyor, inmiyorsun
Cam kırıkları gibidir bazen kelimeler; ağzına dolar insanın. Sussan acıtır, konuşsan kanatır Kafam cam kırıklarıyla dolu doktor.
Ben, senin bilinçaltı karanlıklarına ittiğin ve gerçekleşmesinden korktuğun kirli arzuların, vicdan azabınım!
ben senin bilinçaltı ormanlarının Tarzan’ı! Yemeye geldim seni. Benden kurtulamazsın. Ben, senin vicdan azabınım!
bazı insanlar en çamurlu yerlerden bile kolalı beyaz gömleklerini kirletmeden çıkarlar. Böyle adamlar hayatta başarıya ulaşırlar.
Biliyor musun Olric, benim birçok dostum var. Görüyorum efendimiz, hepsinin sırtınızda izleri var.
Can çekişmek nasıl bir şey bilir misin Olric? Hayır efendimiz, nasıl bir şey . Ona söyleyebileceğin o kadar şey varken susmaktır
Ne zoruma gidiyor biliyor musun Olric? O’na yazdıklarımı o’ndan başka herkes okuyor.
Kolumdaki yaralar Tutunurken oldu yüreğimdeki yaralar ise Tutulurken oldu gözlerimdeki suskunluk ise Hiç dokunma. Sus
Daha kaç kez ıskalayacağız hayatı Oklarımız bitene kadar
Kitapçıların ve çiçekçilerin bazı özellikleri olmalıdır Gelişigüzel insanlar bu mesleklerin içine girmemeli
Kitaplar ve çiçekler özel itina isteyen varlıklardır. Ne yazık, bu meslekler olur olmaz kimselerin elinde, sattıklarıyla ilgileri olmayan kişilerin.
Durmadan kitaplara ve çiçeklere eziyet ederler, onlara nasıl davranılacağını bilmezler.
Bana kalırsa kitapları koruma derneği kurmalı ve kitaplara kötü muamele edilmesini önlemeli…
Bakma insanların çok sevecek birini arıyorum demesine, Büyük sevgiye maruz kalınca hepsi kaçacak delik arıyor.
Şimdi al yalnızlığımı ört üzerine Belki o vakit bırakıp her şeyi. Gelirim bir yerlerden başlamak için yeniden.
Gelir mi dersin Gelmez, gelemez Yüreği o kadar büyük sevemez
İnsan nedir bilir misin Olric? Nedir efendimiz? Ağaçları kesip onlardan kâğıt yapan sonra da o kâğıtlara “ağaçları koruyunuz” yazandır.
En tehlikeli kelime nedir Olric? *Ama’dır efendim bana göre Önceden söylenen her söylemi veya kelimeyi öldürür! Mesela, seni seviyorum ama. gibi.
Ne çok şey biliyor bu insanlar Herkes işine geleni biliyor
Recep Tayyip Erdoğan Sözleri
Bundan sonra, ne Fethullahçı Terör Örgütünü, ne de diğer terör örgütlerini destekleyenlere en küçük bir merhamet gösterilmeyecektir.
Biz emri dağdan değil, Hak’tan ve halktan aldık, farkımız bu.
Bu vatana ihanet edenler, bu ihanetin bedelini ödeyecek.
Biz, bu kutlu davaya başımızı koyduk. Bu darbe girişimi Allah’ın izniyle püskürtülecektir.
Biz darbecilere, vesayet odaklarına karşı verdiğimiz mücadelede ne kadar samimiysek, terörle mücadelede de o kadar samimiyiz.
Biz, gerektiğinde tüm fertleriyle inancı, vatanı, bayrağı, devleti uğruna savaşabilen, bunu göze alan bir milletiz.
Biz ancak rükûda eğiliriz.
Biz, yaptığımız hiçbir şeyi alçaklar için yapmadık. Amacımız, orada yaşayan mağdur ve mazlum kardeşlerimizin yaralarına merhem olmaktır.
15 Temmuz’daki teşebbüsün adı vatana ihanettir.
Dünyada vatana ihanetin cezası ne ise, bu teröristler de aynı cezaya maruz kalacaklardır.
Türk Silahlı Kuvvetleri*ve Mehmetçiklerimiz bizim gözbebeğimizdir.
Gözlerini kırpmadan millete ateş edenler sandılar ki millet korkacak, meydanları, sokakları bırakıp evlerine çekilecek…
İradelerini Fethullahçı terör örgütüne teslim eden şer çetesinin teşebbüsleri, milletin ve devletin iradesi karşısında başarısız olmuştur.
Ellerini ovuşturarak Türkiye’nin sıkıntıya düşmesini,diz çökmesini,*pes etmesini bekleyenleri bugüne kadar sevindirmedik, sevindirmeyeceğiz
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ve bu kahraman milletin Cumhurbaşkanı olmaktan şeref duyuyorum.
Türkiye, “ceberrut devlet” anlayışından kurtulmuş,*“İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” anlayışını esas alan bir yaklaşıma geçmiştir.
İslam dünyasının umudu Türkiye’dir.
Bizi birbirimize düşürmek isteyen kesimler, kendi karanlıklarında boğulacak.
alçaklarla mücadelede milletimizin duruşu herşeyden önemlidir. Durmak yok, çekilmek yok. Meydanları boş bırakmayacağız
Millet olarak İstiklal Marşı gibi bir metne sahip olduğumuz için ne kadar gurur duysak, ne kadar şükretsek azdır.
Sokağa çıkma imkanı bulamayıp evinde duasıyla, yüreğiyle, gözyaşıyla buğz eden vatandaşlarımın her birine teşekkür ediyorum.
Vakit mezhep, meşrep, etnik kimlik siyasetiyle ayrışma değil; bir olma, beraber olma, birbirimize kardeş olma vaktidir.
Küçük azınlığın Türkiye`de Kaos oluşturma girişimleri asla başarılı olamayacak.
Bu ülkenin sahibi artık Millettir.
Türkiye bizim ortak hayat alanımız, ortak sevdamız, ortak geçmişimiz, ortak geleceğimizdir.
Bu millet dayatmaya, alavereye dalavereye gelmez. Bu milletin karşısında dürüst ve harbi olacaksınız.
Siyasetin yolu, demokrasiye ve kalkınmaya; terörün yolu ise kana, ölüme, acıya çıkar.
Gençler dik durdukça bizi kimse yolumuzdan çeviremeyecek.
Bu millet bir olursa aşamayacağı engel yok.
Biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik.
Komşumuza, arkadaşımıza, dostumuza Türk diye, Kürt diye, Alevi, Sünni diye baktığımız gün, terör örgütünün tuzağına düştüğümüz gündür.
Durmak yok. Bu yol devletin yolu.
Milletin doldurduğu meydanları,*AK Parti* olsun, olmasın bütün insanları siyasetin merkezine insanı yerleştiren bir felsefeyle yolumuza devam ediyoruz.
Ben çevrecinin daniskasıyım. Asıl çevreci benim.
Cumhurbaşkanının imam hatipli olacağı günler yakındır.
Sizin işiniz, bürokratları takip etmek, onları değiştirmek değil. İşinize bakın.
Yapılabilecek tüm jestleri yaptık.
Mahalle baskısı, mahalle baskısı deniyor ya, asıl mahalle baskısı bu ülkede ‘ben içmiyorum kardeşim, sen buyur iç’ diyenlere. Bunlara yapılıyor mahalle baskısı.
Küçük azınlığın Türkiye`de Kaos oluşturma girişimleri asla başarılı olamayacak. Bu ülkenin sahibi artık Millettir.
Türkiye’nin yarınında artık Kemalizme ve Kemalizm benzeri rejimlere yer yoktur.
Kemalizmin yeniden kendini üretmesi söz konusu değildir. Bizim için en üst belirleyici, İslam’ın ilkeleridir.
Her şey ona göre belirlenir. Ben İslam’ı devlet planı içinde düşünüyorum.
Kişiler laik olmaz devlet laik olur, laikliği savunma anlamında ben de laikim ancak İslam’ın karşısına karşısına koyarsanız değilim.
Egemenlik kayıtsız şartsız Allah’ındır.
Elhamdülillah Müslüman’ım diyenlerin, şeriatçıyım demesi de gerekir.
Aramıza ayrımcılık tohumu atanlara, nifak tohumu ekmek isteyenlere, bu ülkeyi bölmek isteyenlere ben ‘yazıklar olsun’ diyorum.
Bu devlet, bu ay yıldızlı bayrak, bu Cumhuriyet bizim hepimizin.
Biz bu milletin sofrasına bereket katmak için, aşına aş katmak için geldik.
Beni Alevi düşmanı gösterenler var. Ben Aleviliği, Hazreti Ali’yi sevenler olarak biliyorum. bugün Aleviyim diyenlere baktığımda hepsinden daha Aleviyim. Hiçbiri Hazreti Ali gibi yaşamıyor, ben onun gibi yaşamaya çalışıyorum
Türkiye’yi hükümetsiz bırakan, egolarına mahkum olanlar, tarihe de milletimize de bunun hesabını veremezler.
Bu milleti kimseye böldürmeyiz. Bu bayrağı asla yere düşürmeyiz.
Bu vatanın üzerinde kimseye operasyon yaptırmayız.
Aleviler Müslüman’dır diyenler var, değildir diyenler var. Aynı zamanda bir de Ateist olanlar var biz Müslüman isek bir Alevi olarak, o zaman Müslüman’ın ibadethanesi tek olması lazım.
Artistlik yapma! İyi bir sanatçısın. İyi bir sanatçısın terbiyesizlik yapma!
Hem laik, hem Müslüman olunmaz. Ya Müslüman olacaksın, ya laik. İkisi bir arada olunca ters mıknatıslanma yapar. Mümkün değil, ikisi bir arada olamaz.
Biz, önce devlet değil önce insan, sonra devlet anlayışını yerleştirdik.
Yurdu demir ağlarla ördük dediler. Ne ördünüz laftan başka? Ama bak, biz örüyoruz. Öreceğiz inşallah.
Sen ne mutlu Türküm diyene dersen o da ne mutlu Kürdüm diyene der.
Onuncu Yıl Marşı okumakla Türkiye raylarla donanmıyor. Bu işler lafla olmuyor. Marşı oku, demir ağlarla ör. Neyi ördün yahu, neyi?
Elhamdülillah Müslüman’ım diyenlerin, şeriatçıyım demesi de gerekir.
Şimdi diğer parti liderleri beni Yüce Divan ile tehdit ediyor ama bilmiyorlar ki ben bu yola çıkarken kefenimi yanıma aldım.
Tarihine sahip çıkmayan milletler yıkılıp gider.
Ekonomi bir risktir, siyaset bir risktir. Aslında hayat bir risktir. Risk almazsanız başarıyı yakalayamazsınız.
Edibali’nin Osman Gazi’ye vasiyeti ve …
“Oğul! İnsanlar vardır, şafak vaktinde doğar, akşam ezanında ölürler.”
“Dünya, senin gözlerinin gördüğü gibi büyük değildir.
Bütün fethedilmemiş gizlilikler, bilinmeyenler, ancak senin fazilet ve adâletinle gün ışığına çıkacaktır.”
“Ananı ve atanı say! Bil ki bereket, büyüklerle beraberdir.”
“Bu dünyada inancını kaybedersen, yeşilken çorak olur, çöllere dönersin.”
“Açık sözlü ol! Her sözü üstüne alma! Gördün, söyleme; bildin, deme! Sevildiğin yere sık gidip gelme; muhabbet ve itibarın zedelenir…”
“Şu üç kişiye; yani cahiller arasındaki âlime, zenginken fakir düşene ve hatırlı iken itibarını kaybedene acı!..”
“Unutma ki, yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar emniyette değildir.”
Haklı olduğun mücadeleden korkma! Bilesin ki, atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli (korkusuz, pervasız, kahraman, gözü pek) derler.”
“En büyük zafer nefsini tanımaktır. Düşman, insanın kendisidir. Dost ise, nefsi tanıyanın kendisidir.”
“Ülke, idare edenin, oğulları ve kardeşleriyle bölüştüğü ortak malı değildir. Ülke sadece idare edene aittir.
İnsan oturdu mu, kalkamaz uyuşur. laflamaya başlar, lâf dedikoduya dönüşür. Dedikodu başlayınca iflâh etmez. Dost, düşman olur; düşman, canavar kesilir…
“Kişinin gücü, günün birinde tükenir, ama bilgi yaşar.
Bilginin ışığı, kapalı gözlerden bile içeri sızar, aydınlığa kavuşturur.”
“Hayvan ölür, semeri kalır; insan ölür eseri kalır.
Gidenin değil, bırakmayanın ardından ağlamalı… Bırakanın da bıraktığı yerden devam etmeli.”
“Savaşı sevmem. Kan akıtmaktan hoşlanmam. Yine de bilirim ki, kılıç kalkıp inmelidir. Fakat bu kalkıp-iniş yaşatmak için olmalıdır.
kişinin kişiye kılıç indirmesi bir cinayettir.
Bey, memleketten öte değildir. Bir savaş, yalnızca bey için yapılmaz.”
“Durmaya, dinlenmeye hakkımız yok. Çünkü, zaman yok, süre az!..”
Yalnızlık, korkanadır. Toprağın ekim zamanını bilen çiftçi, başkasına danışmaz. Yalnız başına kalsa da… Yeter ki, toprağın tavda olduğunu bilebilsin.
“Sevgi davanın esası olmalıdır. Sevmek ise, sessizliktedir. Bağırarak sevilmez. Görünerek de sevilmez!..”
“Geçmişini bilmeyen, geleceğini de bilemez. Osman! Geçmişini iyi bil ki, geleceğe sağlam basasın.
Nereden geldiğini unutma ki, nereye gideceğini unutmayasın!..”
55 Kürt atasözleri
Biz diyoruz babamız açlıktan ölüyor, o diyor niye ona bir pilav yapmadınız.
Eqlé sıvık, baré gıran e - Aklı hafif olanın yükü ağır olur
Eyarê bênamûsa fırehe. - Namussuzun postu geniş olur.
Ez çı dıbêjım bılûra mı çı dıbêje. - Benim dediğim ne kavalımın dediği ne.
Yavaş gittiğimde bela beni bulur. Hızlı gittiğimde ise ben belayı bulurum.
Eger nedê mabud wê çi bike sultan mahmut. - Vermeyince mabud neylesin sultan mahmut.
Ê dızya hıngıv bıke wê mêş pêvedın. - Bal çalanı arı sokar.
Ê jınê berde lı paniyê nanêre. - Kariyi bosayan ardindan bakmaz.
Ê ku bi ya mezinan neke, jovan dibe. - Büyüklerin dediğini yapmayan pişman olur
Ê ne dı şerde be şêre. - Kavgada olmayan aslan kesilir.
Ê rabe cihê wi, ê bımre jina wi dımine.. Kalkarsa yatağı kalır, ölürse karısı kalır.
Êş hat Şam'ê, ecelhati mırın. - Bulasici hastalik Sam'dan geldi, eceli gelenler öldü.
Fakir kendini asmaya gitti, zenginlerin ipte sallandıklarını gördü.
Galgala ket nav dev û dırana, wê bıgere lı bajar û şarıstana. - Ağız ve dişerin arasına düşen söz, kentleri memleketleri dolaşır.
Gihayê hewşé tehl e. - Evin avlusunun otu acıdır.
Go keç birin ha deşta mûşe ha pişta dergûşe. - Kız yuvadan uçtuktan sonra; ha beşiğimin yanında, ha muş'ta ne fark eder ki.
Golıkék, navé naxireke pîs dike. - Bir buzağı bir inek sürüsünün adını kirletir
Gotın zirar e, kirin kar e. - Söylemek zarardır, yapmak kâr.
Dedi: Babanı süvariler mi yoksa yayalar mı öldürdü?”, “Dedi: Öldürüldükten sonra ha süvari, ha yaya, ne fark eder"
Gotina rast bi mirov ne xweş tê. - Doğru söz insana hoş gelmez.
Gotınên pêşya, wek neqşê keviran e. - Atasözleri taşlardaki nakışlar gibidir
Gur dikujin qijak dıxun. - Kurt öldürür, karga yer.
Gurê, ku dıjminî min nîn e, bila hezar salî bijî. - Bana düşman olmayan kurt bin yıl yaşasın.
Gül bé sıtiri nabe. - Gül dikensiz olmaz.
Ha kevır lı cer ket ha cer lı kevır ket. - Ha taş testiye değmiş ha testi taşa.
Hêsp tine axir çidike - At yok Ahir Yapiyor
Hechecikê sılava lı hecêk. - Ey kırlangıç hacca selam söyle.
Heft cara li male xwe bi gera, payda gunehe xalke hilena. - Evini yedi kere aramadıkça, birilerinin günahını alma.
Heft Sâlâ çû sêferî disa hât kêrı berı.-Yedi sene sefere gitti geldi gene eski eşek.
Hemı çêlek tên dotın, hemi gotın nayên gotın. - Her inek sağılır, her söz söylenmez.
Here mıletan, bıgre adetan. - Uluslara git, gelenekler öğren.
Her giha lı ser koka xwe şin tê. - Her ot kendi kökü üzerinde yeşerir.
Her kezizerek sımbêlsorek lı hımbere. - Her sarı örgülünün yanıbaşında bir kaytan bıyıklı vardır.
Her tışt jı zıravi mırov jı stûri dıqete. - Her şey incelikten, insan kabalıktan kopar.
Berabeken devamlı güldüğün insanın yanında olmaktansa bazen de ağladığın insanın yanında ol.
Hetta mı xwe naskır amre xwe xelas kır. - Kendimi tanıyıncaya kadar ömrümü bitirdim.
Heta rasti digere,vir cihe xwe digre. - Gerçek ortaya çıkana kadar yalan toplumda yerleşir.
Heyfa cıwaniyê piri lı pêye. - Yazık gençliğe, yaşlılık ardından geliyor.
Heywana tu bıgerini wê erzan bıbe. - Gezdirdiğin hayvan ucuz olur.
Hêdi dimeşim bela dighê mi, zû dimeşim ez dıghêm bela. - Yavaş yürüyorum, bela bana yetişiyor; hızlı yürüyorum, ben belaya yetişiyorum.
Hın dıkın hın dıxwun. - Kimi yapar kimi yer.
Hıngıvê debeye dı eyarê küçıkdaye. - Süzme baldır ama it postu içindedir.
Hûrık hûrık dagır tûrık. - Ufak ufak doldur dağarcığını.
Hêkıra he meki,te hekır deng meki- Alışmışları alıştırma,alıştırdınmı da ses etme.
işé xwe bıke bı esas, bıla dılé te neke taswas. İşini sağlam yap, içine (kalbine) vesvese girmesin.
Jı be kesî gota nehrî,go keso. - Kimsesizlikten tekeyi bile adamdan saydı.
Jı evindarekî pirs kırın; "Tu ji bo çi digirî?" Got; "Ji bo kenê dawiyê." - Aşık birine sormuşlar; "Neden ağlıyorsun? demiş ki; "Sonraki gülüşler için."
Jı her hesinî şûr çênabin. - Her demirden kılıç yapılamaz
Jı hırçkê du eyar dernayê. - Bir ayıdan iki post çıkmaz.
Jı pıra pır dıçe jı hındıka hındık. - Çoktan çok gider, azdan az.
Jı rovi fenektır tune jı eyarê wi pırtır tune. - Tilkiden kurnaz yoktur, derisinden de çok yoktur.
Jı qantır re gotin 'bavête kîye?' got xalêmi hespe!. - Katıra 'baban kim?' demişler, dayım attır! demiş.
Jı xelkêre masigıro jı xwere kwêsigıro. - Elaleme balıkçı kendine kaplumbağacı
Jın kelehe mêr gırtiye. - Kadın kaledir erkek tutsaktır.
Jına ne delal, çavê mirov dıêşine, jına delal dılê mirov dıêşine. -Çirkin kadın göz ağrıtır, güzel kadın gönül ağrıtır.
Jıné rınd u meré bihiş belayé seré gunde. - Güzel kadın ile akıllı erkek köyün başına beladır.
Jijo destê xwe, ser çelike xwere birîya û gotîya:çika şahîka. - kirpi yavrusunu, "ne güzel yumuşacık" diye okşarmış.
Jiyana rojekîye bi rûmet, ji jiyana salaye bi koletî çêtire. - Bir günlük onurlu yaşam, yıllarca boyun eğip kölece yaşamaktan iyidir
Kanya ku tu avê jê vexwi kevra navêjyê. - Su içtiğin kaynaga taş atma.
Karê ne ji mire bayê wê di ser mire. - Benim olmayan isin yeli üzerimden geçsin.
Keça gan nîsandayê didan. - Kızın gönlü varsa gülümser.
Keçkê bêbav çiyayê bêav. - Babasız kız susuz dağ gibidir.
Keda helal dibe mû naqete, keda haram bibe weris ji diqete. - Helal ekmek kil olsa kopmaz, haram ekmek halat da olsa kopar.
Ker ji kera çedibin. - Eşekten, eşek doğar.
Kerêmın çu seferê , hat seferê, dîsa kerê berêye.- Eşegim gitti sefere geri geldiğinde hala aynı eşekti.
Kerê mıri ji gur natırse. - Ölmüş eşek kurttan korkmaz.
Kere reş xwe spi dıbine.- Kara eşek kendini ak görür
Kes nakeve gora kesi. - Kimse kimsenin mezarına girmez.
Kevir çiqasî jî di avê de bimîne, dîsa nerm nabe. - Taş ne kadar suda kalsa da, yine de yumuşamaz.
Kıhêl dı bin mêrxasan de dıbezın. - Küheylan at, yiğidin haslarının altında koşar.
Kırinek ji hezar gotinan çêtir e. - Bir eylem, binlerce söyleyişten iyidir.
Ki tî be nan u av,Ki têrbe dîl'da yâr dîxwaze. - Aç olan aş, tok olan aşk ister.
Ku agir bi çiyê ket ter û hişk tev dişewitin. - Bir dağa ateş düşerse, kuru ile taze beraber yanar.
Ku kela şorbê çû, buhayê heskê pere nake. - Çorba taşarsa kepçenin degeri para etmez.
Ku te gırt bermede, ku te berda bı dû nekeve. - Tuttunsa birakma, bıraktınsa ardına düşme.
Kûçık bi quşandiné nabe tajî. - Köpek tüy kırpma ile tazı olmaz.
Kurme dare ne ji dare be dar kurme nabe. - Ağacı kemiren kurt ağaçtan olmasa ağaç kurtlanmaz.
Lê kaliyê lê koriyê; mirin çêtireji feqiriyê. - Ah yaşlılık, ah körlük; ölüm yoksulluktan iyidir.
Li dînê netirse, li dîniké bitirsE. - Deliden değil, salaktan kork.
Li bejnê neri bi zêra kirî, laçek rakir kertkê guri. - Boyuna posuna baktı altınla aldı, örtüsünü kaldırdı kel çıktı.
Li kerê mirî digere ku nala jêke. - Ölmüş eşek arıyor ki nalını kopara.
Mala me li çoyê meye; çoyê me li ser milê meye. - Evimiz sopamızda, sopamız omzumuzun üstündedir.
Mala mêran kaniya zêran. - Yiğitlerin evi, altın çeşmesidir.
Malê axê diçe canê xulêm dêse. - Ağanın malı gider, uşağın canı yanar.
Malkê ji gund bar kir, re ferah bû. - Köyden bir aile göçtü, köy rahatladı.
Mal li ser malê nabe. - Ev üstünde ev olmaz.
Mal mala teye lê bi alyê firaxa nere. - Ev evindir ancak mutfak tarafına gitme.
Me go lexe te kuşt.Vur dedik öldürdün
Meger li newala nebin xeyala. - Vadilerde dolaşma, kabus görme.
Misafir üzerine gelen ikinci bir misafiri sevmez, ev sahibi ise ikisini de sevmez.
Mer meran dıkujin,ew ura dışwe. - Yiğidi yiğide kırdırıyorlar, sen oturmuş işkembe yıkıyorsun.
Mêr ketina quara, jin di çûna hawara. - Erkekler korkudan pustu, kadınlar yardıma koştu.
Mêrikî li hespé xelkê timî peya ye. - Başkasının atına binem adam her daim yayadır.
Mırî venagere bi girî. - Ölü, ağlamayla geri dönmez.
Mırın mırıne xırexır çiye? - Ölüm ölümdür, hırıltı nedir?
Mırişk çav batê kir qulê xwe katand. - Tavuk,kaza özenip suya girince boğuldu.
Mırişka bıgere wê lingê wê bi zelq be. - Gezen tavuğun ayağında pislik olur.
Mirazê mın dıl be, ber seriyê mın kevır be. - Gönlümün muradı olsun, yastığım taştan olsun.
Mirov ji keré hevala zu peya dibe. - İnsan arkadaşının eşeginden çabuk iner.
Mirov pîr dıbe, dıl pîr nabe. - İnsan yaşlanır, gönül yaşlanmaz.
Mirov xwe bi destê xwe ne xurine xura mirov naskê. - İnsan kendini kendi eliyle kaşımazsa kaşıntısı geçmez.
Mala pır jına xırabu jı bına- Evde çok kadın (Örnek: gelin, kayın valide vs.) varsa o evin düzeni kökten bozulur.
Nabêjin kê kir; dibêjin kê got. - Kim yaptı demezler, kim söyledi derler.
Nan û pivaz hebe nexwesi çavresiye. - Ekmek ve soğan olursa hastalık çekememezliktir.
Nanê xwe bide nanpêja, bila nanekî te zêde biçe. - Bir ekmeğin fazla gitse de, ekmeğini usta ekmek pişiricisine ver.
Navê gur derketiye; rovi dinya xera kir. - Kurdun adı çıkmış; tilki dünyayı yıktı.
Ne dujminê xeraba bin; dujminê xerabiyê bin. - Kötülerin düşmanı değil kötülüğün düşmanı olun.
Ne fene, ev çi dar û bene? - Tuzak değilse, bu ne değnek ve iptir?
Ne sar li te tê, ne germ li te tê. - Sana da ne soğuk yarıyor, ne sıcak.)
Ne xwar ne da hevala, geni kir avêt newala. - Ne yedi ne arkadaşlara verdi, kokuttu vadilere attı.
Nıvışta bê tışt, xwedyê xwe kust. - Ücretsiz muska sahibini öldürdü.
Nızanın,dor dakavi bar kudo. - Sopa kimin önüne düşer, bilinmez.
Pısıké malé, lı kuçıka malé natırse. - Evin kedisi, evin köpeğinden korkmaz.
Pivaz, çı sor çı sipi. - Soğan, ne kırmızı ne beyaz.
Nine inanmıyordu evlenmeye, evlendi şimdi de çocuk istiyor
Qantir nazê xwê sin nayê. - Katır doğurmaz, tuz yeşermez.
Qedrê gulê çi zane; kelbes divê kerê res. - Gülün değerini ne bilir; devedikeni ister kara eşek.
Qenciya herî mezin zanîn e. - En büyük iylilik bilgidir.
Qûna wê qûna mirişkêye hêkê qaza dike. - Tavuktur ama kaz yumurtası yumurtluyor.
Qûsî naxwe avrîya mesî.- Kaplumbağa balığın artığını yemez.
Reng rengin, sor bi dengin. - Renk renktir, kırmızı ünlüdür.
Bütün renkler aynı hızda kirleniyordu. Birinciliği beyaza verdiler.
Rêya dirêj bi gavên biçûk dest pê dike. - Uzun yol küçük adımlarla başlar.
Rêzê êş li mal néye payîn. - Değirmen sırası evde beklenmez.
Roja xweş bi serîda xweşe. - Güzel gün gün başlarken güzeldir.
Rovi ne di çu kulêr, hejik jî tirîya xweve kir. - Tilki zaten deliğine zor giriyordu bir de kuyruğuna çalılık bağladı.
Rûyê reş ne hewci teniyêye. - Kara yüze is gerekmez.
Rohn dıkım nan deré, tir dıkım dan deré -Ayran çorbasını sulu yaptığım zaman ekmek gider,az sulu yaptığım zaman içindeki buğday dan gider.
Rıh dıbe bost düjmün nabe dost- Sakal bir karış kadar uzar, ama düşman dost olmaz.
Rovi'ki berdayi çétıre jı şereki gırédayi- Özgür bir tilki, bağlı bir aslandan iyidir
Serê çûka qali çenabê. - Kuş kafasından kavurma olmaz.
Sê wêne dost hene: Nano, gano, cano. - Üç türlü dost vardir: yiyici, ırz düsmani, candan dost.
Séwa halméke,mekeve bin qalméke. - Bir parça lokma için düşme.
Siware xalke tum payayı. - Başkasının atına binen hep yayadır.
Simbêl bi pisika ji heye. - Bıyıkk kedide de vardır.
*sere ber mınneta bıla kevte bın Ziyereta - minnet edeceğime mezarın altında olayım
Şahdê rovi terya wiye. - Tilkinin tanığı kuyruğudur.
Şam şekira welat şêrintira. - Şam şekerdir ama vatan daha tatlıdır.
Şerm, şerefa jina ye.- Haya, kadının şerefidir.
Şér dımre navéwi, çélek dımre postéwi dımine.- Aslan ölünce adı, inek ölünce postu kalır.
Şêr şêre. çi jıne çi mêre.- Aslan aslandır, dişisi erkeği fark etmez.
Şeva reş keleha mêraye. - Kara gece yiğidin kalesidir..
Şûşa dıl ku şkest nacebıre. - Gönül camı bir kırılırsa artık birbirine yapışmaz.
Şıkefta sed pez heryê wê sed û yek pez ji heryê. - Yüz koyunun sığdığı yere yüzbir koyun da sığar.
Şûr kalanê xwe nabıre. - Kılıç kınını kesmez.
Taji bi zorê nare nêçirê. - Tazı zorla ava gitmez.
Te cat,Xudé ra murat. - Senden çaba, Allahtan murat.
Teyrê ku gost dixwun nikilxwarin. - Et yiyen kartallar eğri gagalı olur.
Tükürmüşler kurbağaya kurbağa demiş ki Benim yüzüm denizden ıslanmıyor, tükürüğünden mi ıslanacak.
Tışte belaş weke laş. - Beleş, leş gibidir.
Tırs ne kêmasî ye, netirsîn zêdehi ye. - Korku eksiklik değildir, korkmamak fazlalıktır.
Tırsa gur ji baranê heba wê ji xwere kulavek çêkra. - Kurdun yağmurdan korkusu olsaydı kendine bir aba yapardı.
Tu cehnemê nebini buhust bi te xwes nabe. - Cehennemi görmezsen cennet sana tatlı olmaz.
Tu çi têxi kewarê wê ew bê xwarê. - Dolaba ne koyarsan onu alırsın.
Tû paz ne dîtîya ma pişkul jî ne dîtîya. - Hadi sürüyü görmedin, boklarını da mı görmedin.
Tû Meriyi Tû İnsani. - Sen Adamsın, sen insansın.
War ew ware lê bihar ne ew bihare. - Yer aynı yer ama bahar aynı bahar değildir.
Wek tirya kere; ne kin dibin ne direj. - Eşeğin kuyruğu gibi, ne uzuyor ne kısalıyor.
Wê ev hevira hin gelek avê hiline. - Bu hamur daha çok su kaldırır.
Xeber çekê jinêye. - Kızarak ve bağırarak laf söylemek kadının silahıdır.
Xem neke kes nîzane, tu dî navxweda çî dîbeşérî. - Merak etme, kimse bilemez içinde ne gizlediğini.
Xeta xwar ji gayê pire. - Eğri çizgi yaşlı öküzdendir.
Xilt çiqas axê bikole bi serê xwe dadike. - Köstebek ne kadar toprağı kazarsa başına döker.
Xezalê baztir nîne, jî nesîbê xwe pêda na xwê. - Ceylandan daha atiği yoktur ancak o bile nasibinden öteye geçemez.
Xudé hebe,kes tunebe. - Allah olsun, kimse olmasın.
Xudé noka dıde evé bé dıdan. - Allah nohutu dişsize verir.
Xudê ji yekire xera bike diranê wi di pelûlê de diskê. - Allah birisinin işini bozarsa dişi sütlaçta kırılır.
Xwedîye fıse xwe dihise. - Osuruğun kokusunu ilk yapan duyar.
Xwediye xêra, dibe rebené-evdalé ber dera. - Hayır sahibi, kapı önü garibanına döner.
Xwestek û kodik bi sûnde? - Dilencilik ve utangaçlık olmaz.
Xweş dibe cihe xençera, xweş nabê cihe xebera. - Hançer yarası bile iyileşir ama gönül yarası iyileşmez.
Ya herro,ya merro. - Ya gidersin, ya ölürsün.
Ya nare as, ya ji dire asvan dikuje. - Ya değirmene gitmiyor ya da gidip değirmenciyi öldürüyor.
Yêk ku nefsa xwe islah nekiriye, nikare yekî din islah bike. - Nefsini ıslah etmeyen, başkasını ıslah edemez.
Yek ta nabe, du ta tê ranabe. - Bir iplik olmuyor, iki iplik geçmiyor.
Zıkê zaroka kirve lê zimanê wan nagere. - Çocuklarin karınları söz doludur ama dilleri dönmez.
Erkek bir kaynaksa kadın bir havuzdur, havuz çatlaksa kaynaktan gelen su birikmez.
Zimanê dirêj darkukê serê xwedyê xwe ye. - Uzun dil sahibinin başına agaç kakandır.
Zor gêzerê radıke. - Zor, havucu kökünden çıkarır.
Karnını 2 ekmeğe alıştırma endamını 2 fistana alıştırma elbet bir gün yokluğunu da görürsün
|