Tekil Mesaj gösterimi
Alt 12-03-2007, 21:31   #15
Kullanıcı Adı
fütüvvet
Standart Fethullah Hoca'dan başörtüsü yorumu
Ancak fürûât demek, Türkçemizde anlaşıldığı şekliyle 'olmasa da olur' gibi bir mefhumu akla getirmemelidir. Bunların fürûât olması, asıl ile olan münasebet ve mukayeseleri neticesi ve tamamen yukarıdaki taksim ve tasnif itibarıyladır. Yoksa ibadetsiz imanın tam olmayacağı izahtan varestedir.

Bu konuya isterseniz küçük bir örnek ile tenvir etmeye çalışalım: Siz terazinin bir kefesine imanı, diğer kefesine farz olan tesettürü koyarsanız, iman kefesinin ağır bastığına şahit olacaksınızdır! Çünkü, Allah katında en önemli esas İmandır! Peki, bu tesettürün önemsiz veya ehemmiyetszi olduğu anlamına gelirmi? Hayır gelmez, sadece İmanın Allah katında ne denli büyük bir Konumunun olduğuna bir işarettir!

Tesettür emrini, bu esaslar çerçevesi içinde incelediğimizde, önce onun hicretin yedi veya sekizinci yılı; yani peygamberliğin yirminci senesinde farz olduğunu görürüz. Bu demektir ki, İslâm'ın ilk yirmi yılında kadınlar, cahiliye dönemindeki giysilerini devam ettiriyorlardı..

Burada, hikmet-i teşri açısından dikkati çeken en önemli husus, teşride meselelere ehemmiyet sırasına göre yer verilmesi ve öncelik tanınması ya da geriye bırakılmasıdır. Bu itibarla da, gönüllere 'lâ ilâhe illallah' hakikatinin yerleştirilmesi en önemli mesele olduğu için, öncelik ona tanınmıştır. 13 yıllık Mekke dönemindeki nâzil olan hemen bütün âyetler ve Allah Rasûlü'nün metluv, gayri metluv bütün tebliğatı hep bu mevzu etrafında örgülenmiş gibidir.
fütüvvet isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla