Tekil Mesaj gösterimi
Alt 01-17-2008, 15:51   #1
Kullanıcı Adı
ümitli_bekleyis
Standart 'Benim valim kamyonla fakire kömür dağıttığı gün bu ülke uçar'
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Benim 'valim kamyonla fakire kömür dağıttığı gün bu ülke uçar' dediğim zaman değişik çevrelerden bazı itirazlar yükseldi. Fakire yardım denildiğinde bunların dünyasında bunun karşılığı yok. Çünkü dünyaları, anlayışları, kavrayışları hep çıkar üzerine kurulmuş, fildişi kulelerden bunlar hep vatandaşı, halkı seyretmişlerdir'' dedi.


Başbakan Erdoğan, İçişleri Bakanlığı'nda yapılan valiler toplantısında yaptığı konuşmada şunları kaydetti:

''Terör örgütü yıllarca bunu kullanmıştır: 'Devlet burada var mıdır?', 'Hani okulunuz' demiştir. 'Hani Hastaneniz?' demiştir. 'O makamlara gidebilir misiniz siz, erişebilir misiniz?' demiştir. Şimdi bu iş, hamdolsun tersine dönüyor. Tersine döndükçe de onlar güç kaybına uğruyor. işte bu süreci bizim şimdi hızlandırmamız lazım.

Türkiye'nin dört bir yanında her bir kardeşimiz sizlerin ilgisi sayesinde, devletin tepesinde dönüp duran bir tokmak değil, sorunlarını çözen, gören, gözeten olduğunu kavramalı, anlamalıdır. Bu anlayışı her bir ilimize hakim kılmak zorundayız.

Sıcak makam odalarınızda oturarak, lojmanla makam arasında mekik dokuyarak,sokağa çıkmadan, halkın içine girmeden, halkla yüz yüze gelmeden varacağınız hiçbir sonuç, hiçbir hedef, hiçbir başarı yoktur, olamaz. Artık protokol valiliği dönemi sona ermiştir, artık hizmet valiliği geçerlidir.

Geçenlerde bir ifade kullandım. 'Benim valim kamyonla fakire kömür dağıttığı gün bu ülke uçar' dediğim zaman, değişik çevrelerden bazı itirazlar yükseldi. Fakire yardım denildiğinde bunların dünyasında bunun karşılığı yok. Çünkü dünyaları, anlayışları, kavrayışları hep çıkar üzerine kurulmuş, fildişi kulelerden bunlar hep vatandaşı, halkı seyretmişlerdir.

'Nasıl olur da hükümet kömür dağıtır?', 'Nasıl olur da hükümet yoksula, garibe, gurebaya yardım dağıtır?', 'Nasıl olur da bir başbakan, bir vali, bir kaymakam, bir general bir arada vatandaşıyla aynı sofrada oturup, aynı tencereden çorbayı kaşıklamaya başlar?' Bunların kitabında, bunların dünyasında böyle bir anlayış yoktur. Bunu bir türlü anlayamazlar. Nedeni çok basit: Çünkü hayatlarında bir yoksulun üşüyen elini tutmamışlardır, bir fakirin sofrasına oturmamışlardır, bir gecekonduda eksi 20 derecede gece nasıl geçirilir bunu hissetmemişlerdir. Bunlar hayatlarında, belki geçmiş zaman olur ki diye televizyon programları var. Onu bir kenara koyacak olursak soba bile görmemişlerdir.

Bunlar Sıhhiye Köprüsünün öbür tarafına sadece havaalanına geçmek için geçerler. İstanbul'un Karagümrük'ünü, Ankara'nın Kuşçağız mahallesini, Diyarbakır'ın Benusen mahallesini bunlar bilmezler. Oraları gezmediler, dolaşmadılar. Dağıtılan kömürün hangi yaralara merhem olduğunu bunlar tahmin bile edemezler.

Bakın, biz istediğimiz kadar okul yapalım. derslik yapalım, bütün okullarımızı bilgisayar sınıflarıyla donatalım, dünyanın en modern eğitim sistemini kuralım, eğer o çocuklarımız akşam evlerine gittiklerinde sıcacık bir oda, sıcacık bir yuva, sıcacık bir kase çorba bulamıyorlarsa bütün o okullar, derslikler, bilgisayarlar anlamsız olur.

Biz yoksulluğun kaynanığını kurutmaya, devletin sosyal fonksiyonlarını hayata geçirmeye ant içtik. Ancak bu bugünden yarına şüphesiz ki olacak bir şey değildir.''

Başbakan Erdoğan, yoksulluğu bir gecede silip atmanın mümkün olmadığını ifade ederek, ''sabır ve tahammül ile adım adım, ilmik ilmik bu sorunun üzerine gittiklerini'' söyledi.

ZAMAN

 

ümitli_bekleyis isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder