Tekil Mesaj gösterimi
Alt 02-11-2008, 04:18   #5
Kullanıcı Adı
dildade
Standart KURAN-I KERİM MEALİ:ANKEBÛT SURESİ
41. Allah'tan başka dostlar edinenlerin durumu, örümceğin durumu gibidir. Örümcek bir yuva edinir; halbuki yuvaların en çürüğü şüphesiz örümcek yuvasıdır. Keşke bilselerdi!

Allah’tan başkasını dost edinerek kendilerine destek arayanların durumu, ayette örümceğe benzetilmiştir. Ayette özlü olarak ifade edildiği üzere, örümcek bütün bütün evsiz değildir, kendine yuva edinir; fakat örümcek yuvasının çürüklüğü meşhur meseldir. İşte örümceğin edindiği yuva ne kadar zayıfsa, Allah’tan başkasının destek ve himayesine güvenenlerin tutamağı da öylesine çürüktür.


42. Allah, onlar'ın kendisini bırakıp da hangi şeye yalvardıklarını şüphesiz bilir. O, mutlak güç ve hikmet sahibidir.
43. İşte biz, bu temsilleri insanlar için getiriyoruz; fakat onları ancak bilenler düşünüp anlayabilir.

Kureyş’in cahilleri ve beyinsiz takımı, “Muhammed’in Rabbi, sinekten, örümcekten temsiller getiriyor” diye gülüp alay ediyorlardı. Bu misallerin “insanlar” için verildiği belirtilerek, hayvandan farkı olmayan bu cahil ve düşüncesiz kimselerin bunu anlayamayacaklarına işaret edilmektedir.


44. Allah, gökleri ve yeri hak olarak (yerli yerince) yarattı. Şüphesiz bunda, iman edenler için (Allah'ın varlık ve kudretine) bir nişâne bulunmaktadır.
45. (Resûlüm!) Sana vahyedilen Kitab'ı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki, namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah'ı anmak elbette (ibadetlerin) en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir.

Ayet, günaha götüren isteklerin baskısından kurtulmanın ve ruh yüceliğine erişmenin en sağlam yolunu göstermektedir. Şüphesiz bu, en geniş manada “Allah’ı anmak”tır. Kur’an tilaveti ve namaz, bunun en başta gelen şekilleridir.

Gerçekten, Kur’an’ın manalarını düşünenler için, Kur’an tilaveti, daha önce farkına varılamayan bir çok manaların açığa çıkmasını sağlar; kişiyi ulvi bir aleme götürür. Kur’an tilavetinin fazileti ile ilgili pek çok hadis vardır.

Hakkı verilerek kılınan namazın da, ruhu ulvileştireceği ve mutlaka kötülükten alıkoyacağı, bu ayette ve bir çok hadiste ısrarla belirtilmektedir. İyiliğe sevketmeyen, kötülüklerden alıkoymayan bir namaz ise, İslam büyükleri tarafından, sırtta taşınan bir vebal olarak nitelendirilmiştir.

46. İçlerinden zulmedenleri bir yana, ehl-i kitapla ancak en güzel yoldan mücadele edin ve deyin ki: Bize indirilene de, size indirilene de iman ettik. Bizim Tanrımız da sizin Tanrınız da birdir ve biz O'na teslim olmuşuzdur.
47. (Resûlüm!) İşte böylece sana (önceki kitapları tasdik eden) bu Kitab'ı indirdik. Onun için, kendilerine kitap verdiklerimiz ona iman ediyorlar. Şunlardan (Araplardan) da ona iman eden nice kimseler vardır. Âyetlerimizi, ancak kâfirler (inatları yüzünden) bile bile inkâr eder.

Hz. Peygamber’in “ümmi” yani okuma-yazma bilmeyen bir kişi olmasının başlıca hikmeti, bu ayette açıklanmış olmaktadır: Eğer Resul-i Ekrem, okuma-yazma bilen bir kişi olsaydı, ümmi olan peygamber için bile “Bu Kur’an’ı o uydurmuştur” demeye kalkan ve en açık mucizeleri inkar eden müşrikler, iftiralarına bir ölçüde mesnet bulmuş olacaklar ve daha çok kimseleri kandırabileceklerdi.


48. Sen bundan önce ne bir yazı okur, ne de elinle onu yazardın. Öyle olsaydı, bâtıla uyanlar kuşku duyarlardı.
49. Hayır, o (Kur'an), kendilerine ilim verilenlerin sînelerinde (yer eden) apaçık âyetlerdir. Âyetlerimizi, ancak zalimler bile bile inkâr eder.
50. "Ona Rabbinden (başkaca) mucizeler indirilmeli değil miydi?" derler. De ki: Mucizeler ancak Allah'ın katındadır. Ben ise sadece apaçık bir uyarıcıyım.

dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla