AZINLIK VAKIFLARIYLA YENİ BİZANS!!!
DEVAMI
Özellikle Fener Rum Patrikhanesi’nin girişimleri bu olumsuz durumu açıkça doğrulamaktadır. Azınlık vakıfları aracılığı ile Bizans dönemine geri dönmeyi hayal eden gayrimüslimlerin bu topraklar üzerindeki Türk ve Müslüman egemenliğini bir türlü kabul edemedikleri anlaşılmaktadır.Türk devletini ve Türk kimliğini koruyan ceza kanunu maddelerinin değiştirilmesi için Avrupa ve Amerika destekli olarak mücadele eden gayrimüslim topluluklar, azınlık vakıflarının güçlü desteği ile lobilere dönüşebilmenin hazırlığını yapmaktadırlar. Bir Ulusal Kurtuluş Savaşı verildiği gerçeğini görmek ya da hatırlamak istemeyen gayrimüslimler, bağımsızlık savaşı sırasında Türkleri ve Müslümanları arkadan vurdukları gerçeğini dikkate almadan, şimdi de emperyalistlerin kucağına oturarak Türk ulusuna ve Türk devletine açıkça saldırmaktadırlar. Türkiye Cumhuriyeti devleti ile beraber Türk ulusunu da tarih sahnesinden silmek üzere yemin etmiş olan gayrimüslim toplulukların yeni Bizans projesi doğrultusunda alt kimlikleri canlandırdığı ve kiliseler aracılığı ile de misyonerlik yaptıkları açıkça görülmektedir. Alt kimlikçilik misyonerlikle birleşince tam anlamıyla bir bölücülük faaliyeti ortaya çıkmakta ve Türklük ile beraber Türk devleti düşmanlığı emperyalist dış desteklerle tırmandırılmaktadır.Vakıfların diğer sivil toplum kuruluşları gibi emperyalizmin Truva Atları konumuna gelmemeleri için, yeni vakıflar yasasının çıkmaması gerekmektedir. Avrupa Birliği’nin dışında kalmış bir Türkiye’nin Avrupa kriterleri ile yasa çıkarması, kendi yapısına ve devlet modeline açıkça ters düşmektedir. Truva Atı’nın emperyal amaçlı kullanıldığı ülke olan Türkiye’de ulusal bilinç yeni Truva Atlarına izin vermemeli ve azınlık vakıflarının sivil toplum kuruluşu statüsüne dönüşmesi önlenmelidir. Bölücülük suçu Truva Atı konumundaki emperyalist amaçlı vakıflar aracılığı ile işlenerek asıl hedef gözden kaçırılmak istenmektedir.
Bütün mesele ulusal ve üniter Türk devletinin ortadan kaldırılması ve yerine yeni Bizans projesi doğrultusunda gayrimüslim eyaletlerden oluşacak bir bölgesel federasyonun kurulması olarak görünmektedir. Emperyal ülkelerle işbirliği içinde olan gayrimüslim unsurların, Türk varlığına son verecek derecede örgütlenmelerinde yeni vakıflar yasasının bir dönüm noktası olacağı anlaşılmaktadır. Türk devleti ve Türkiye Büyük Millet Meclisi, böylesine emperyal amaçlı bir siyasal senaryoya alet olmamalı, yeni Bizans’a gidecek doğrultuda gündeme gelen vakıflar yasasındaki değişiklik önerilerini kabul etmemelidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin ulusal, üniter ve laik bir devlet olarak yoluna devam edebilmesi, vakıflar yasasındaki değişiklik tasarısının reddedilmesine bağlı görünmektedir. Türk ulusunun varolma bilinci ve kendini koruma refleksi doğrultusunda ortaya çıkacak bir kamuoyu oluşumu, yeni Bizans yasasının çıkmasını engelleyecektir. Yabancıların ve emperyalistlerin örgütleri ile, Türkiye bağımsızlığını kaybetmemelidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilelebet payidar kalabilmesi için, yeni Bizans yolundaki vakıflar yasası değişikliği reddedilmelidir.
|