Tekil Mesaj gösterimi
Alt 03-18-2008, 02:27   #2
Kullanıcı Adı
Duygu'Seli~
Standart İşte buda benim memleketim.. :))
İskenderun'dan bahsetmişken yarıkkaya efsanesini anlatmasam ayıp Olur..

Akdeniz bölgesindeki amanos dagi, Kahramanmaras'in güney batisindan kiyiya dogru uzanir. Bu daglara 944 yilinda "Hamdâni"ler zamaninda "Nur dagi, veya Nur yagan dag" olarak anilirdi. Bu dagin efsanesi, Hatay'in 1084 yilinda Türk Hakimiyetine geçtigi siralarda yasanmistir.


1084'lü yillarda amanos daglarinin etekleri, ormanlik,yesillik düz arazilerle kapliydi. O zamanlar da, bu dag eteklerinde asiretler yaz için yayla olarak kabul eder ve her sene buralarda konaklardi. Bu asiretlerin birinde Gülbahar adinda çok güzel mi, güzel bir kiz vardi. Bütün herkes bu kizi sever, ayrica öksüz oldugu için bagirlarina basarlardi. Simdiki adi Kirikhan olan Antakya'ya 40 km uzaklikta olan bu kentin dogusunda Amanos daginin eteklerinde baska bir asiret vardi. Burada'da anasiz babasiz adi Osman olan yigit bir delikanli vardi. Orada yasayanlarin ineklerini güder geçimini çobanlikla saglardi. Bir gün Osman,gurbete çikip, gezmek âsireti için göçmeden yasayabilecekleri rahat bir yer aramaya çikti. Gece gündüz demeden yollar, daglar, tepeler asti. Sonunda Gülbahar'in yasadigi yere geldi. O sirada Gülbahar bir agaç altinda oturmus, yün egiriyordu. Osman onu görür görmez kalbine birseyler saplandigini hissetti. Gülbahar'da birden basini kaldirinca O'da Osman'i görünce degisik bir hisse kapildi. Bu ilk bakista asik olmustu. Yani Yildirim askiydi. Ikisinin de yüreginde derin bir sizi oldu. Çünkü ikisi de ayri âsiretin üyesiydi. Osman'in asiretine kimse kiz vermez ve almazdi. Nedenini kendileri bile bilmiyorlardi. Ama iste yillardan beri süre gelen bir adetti. Bu kosullara ragmen Osman Gülbahar'i babasindan istetti. Ama baba nuh dedi. Peygamber demedi. Bir türlü kizini vermedi.


Sonunda bir sartla razi oldu. Amanos daginin bir yerinde bir geçit açmasini istedi. Ama bu olanaksizdi. Osmancik böyle bir sarti asla yerine getiremezdi. Aylarca günlerce amanos daginin çevresinde dolasti. Sonunda bu günkü yarikkayanin oldugu yere geldi. Dagin tam yamacinda koca bir tas vardi. Eger o tasi yerinden oynatip yuvarlanmasini saglayabilirse , bir geçit açabilirdi. Ama imkansizdi. Günlerce tek basina o kayayi nasil yerinden oynatabilecegini düsündü. O kayanin çevresinde bulunan toprak çok yumusaktir. Kisin yagan yagmurlarla toprak kaymasi çok sik olan bir olaydi. Bizim yigit Osman yari Gülbahar için bunlara katlandi. Bir sabah yine tasi yerinden oynatmak için çabalarken, çok garip gürültüler çikmaya basladi.


Kayanin bulundugu çevrede toprak kaymasi basladi. Bu kaymalar yigit Osman'in felaketi oldu. Kayalar bu toprak kaymasi sonucu Osman'la birlikte asagiya dogru kaymaya basladi. Ama olanlar yigit delikanliya oldu. Kayalarin altinda kalarak öldü.


Osman'in ölüm haberini alan Gülbahar çilgina döndü. Yarikkayanin en yüksek yerine çikip "Aman Osman " "Aman Osman" diye feryat etti. Sonunda dayanamayarak kendini yamaçtan asagiya atti. Mutlulukla baslayan Ask, hüzünlü bir aciyla sona erdi. Gerçekten Amanos Daginin adi "Amanos" degil "Aman Osman" dir.


Bugünkü yarikkaya bir askin eseri olarak gözler önünde durmaktadir.

  Alıntı ile Cevapla