Usandım..
USANDIM
bu güne dek tarak vurmadım başa
şu vakitsiz düşen aktan usandım
vefasız gelirmi diyerek boşa
camdan dışarı çok baktan usandım
temizler süpürüp karı kürüten
helal olsun işi bilip yürüten
karşımda yılışıp gülüp sırıtan
karın lebalepten toktan usandım
soyup menetseler beni kılıktan
ne farkım kalır ki sanki çulluktan
eynime giydiğim bu yoksulluktan
sineme saplanan oktan usandım
mazide bağladım bel sadarete
kaç yıl oldu davam ermez sadete
benle dalga geçercesi adeta
geciken adalet haktan usandım
boşalan kadehi doldur be saki
kimbilir ki şimdi milli misakı
hergünüm geçmekte aynıyla vaki
bezmişim hayattan çoktan usandım
punduna getirip ne mümkün çekmek
aslanın ağzında durmakta ekmek
üstüste içerim kullanmam çakmak
ucuca tutmaktan yaktan usandım
darda kalan yolcu bulur hancıyı
ateşe atsınlar bir yalancıyı
halden anlamayan her dilenciyi
kapıdan kovmaktan yoktan usandım
bilmem bu işte kim haklı kim haksız
köyümüz köpeksiz eller çomaksız
sokağın başında rögar kapaksız
kurulu tuzaktan faktan usandım
belkide tahtalar değiller kavi
sanki biri silker uyuyan devi
ne yapsam durmuyor oynuyor çivi
çekici vurmaktan çaktan usandım
saki bende dertler gelmez perdaha
çöllerde çok işe yararmış vaha
sen bana bir şişe getir ver daha
taksitle almaktan tekten usandım
beğenmedin demek bir göz arayı
bir düşün verdiğin nakit parayı
şayet artırmazsan mevcut kirayı
taz zaman evimden çıktan usandım
profilde resmim var yandan cepheli
bulursam deyin bir altın küpeli
emesen adreste bütün şüpheli
postalar silmekten tıktan usandım
bilirler yok bende silah tüfekti
gırtlaktan verirler bol ses efekti
bahçeme konarlar her akşam vakti
karganın kavaktan gaktan usandım
şair olmaz asla benden hayatta
dikiş tutmaz iğnem edebiyatta
bulaştı galiba velakin hatta
seninde suratta tikten usandım
revan olam raha saki ufaktan
hem afitab yakın söker afaktan
çün artık intiha hani bi-nifaktan
yane lügat çaktan pekten usandım
panturk
|