Tekil Mesaj gösterimi
Alt 05-22-2008, 03:46   #116
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Hazreti İbrahim (a.s)
1. İbrahim as.’ın Babasına “Selâm” dilemesi :
Selam: Barış, rahatlık, esenlik; müslümanların birbirleriyle karşılaştıkları zaman, karşılıklı olarak sağlık ve esenlik dileklerini sunmaları, yani birinin diğerine "Selâmün aleyküm" (Selâm sizin üzerinize olsun, Allah her türlü kazâdan ve beladan korusun!) demesi; diğerinin ise: "Ve aleykümü's-selâm ve rahmetullahi ve berekatüh" (Allah'ın selâmı, rahmet ve bereketi sizin de Üzerinize olsun!) şeklinde cevap vermesi anlamına gelen bir İslam ahlakı terimi.

Müslümanlar arasında, bir dostluk ve iyi niyet işareti olan selâmı vermek sünnet; almak ise farzdır.

Hz. Peygamber (s.a.s)'in selâm ile ilgili hüküm ve talimatı şöyledir:

“Küçükler büyüklere, binekli atlı veya arabalı olanlar yayalara, yürüyenler, oturanlara; arkadan gelenler yetişince öndekilere; iki grup karşılaştığı zaman, az olanlar çok olanlara önce selam verirler."[1]

Gruplar arası selâmlaşmada ise, grubun birinden bir kişinin selâm vermesi, diğer gruptan da bir kişinin alması yeterlidir.[2] Şayet gruptan hiç kimse selâmı almazsa, o grupta bulunan herkes günahkâr olur.

İslâmî âdâba göre bir gruptan ayrılırken ayrılan kişi tarafından da selâm verilmesi gerekmektedir.[3]

Bir kimseden selam getiren birisine: "Aleyhi ve aleyke's-selam!" şeklinde cevap verilir. Bir mektuba yazılmış bir selâm için ise: "Ve aleyke's-selam" denilir yahut; cevabı mektupta bu ifade yazılır.

Selâm verirken veya alırken, eğilmek doğru değildir. Selâm verildiği takdirde alamayacak durumda olanlara ise, selam vermek doğru değildir. Meselâ, namaz kılanlara, Kur'an-ı Kerîm okuyanlara, hutbe dinleyenlere, ilimle meşgul olanlara, yemek yiyenlere selam verilmez. Dolayısıyla bu durumda iken verilen selâmı almamanın bir sorumluluğu yoktur.

Aynı şekilde müslüman olmayanlara selâm verilmez. Ehl-i Kitaptan birisi selâm verdiği takdirde ise, yalnızca "Ve aleyküm!" denilir.[4]

Kurtubi diyor ki; “Selamun aleyke.” Cumhura göre İbrahim as.’ın selamından maksat, esenlik ve bereket selamı değil, ayrılmalardan gelen selamlaşma, sağlıklamadır. Taberi diyor ki: “Selamın manası, benden sana eminlik demektir.” Tenkit ehli dirâyetli alimler de; “yumuşak huylu İbrahim as. Sefih’e (Sefih, akıl edemeyen babası) hitab etti” demektir. Bazıları da: “İbrahim’in selamının, ayrılma selamlaşması olduğunu söylemişlerdir.[5]

Naif Zeynelabidin diyor ki; Şu ayette geçen selam bu çeşittendir: “Bizim amellerimiz bize, sizin amelleriniz sizedir. Selam sizin üzerinize olsun. (Bizden emin olabilirsiniz, size sövmeyiz.) Biz cahillerle münakaşayı istemeyiz.”[6]

Ve Cenab-ı Hakk’ın, Rahman’ın kullarını vasıflandıran şu ayeti de yine bu çeşit bir selamlamadandır. “...Kendilerine cahiller laf attıklarında, “selam” (sizinle muhatab olmayız) derler.” [7]



--------------------------------------------------------------------------------

[1] Buhârî, İsti'zân: 4-7; Müslim, Selâm: 1.

[2] Ebu Dâvud, Edeb: 141.

[3] Ebu Dâvud, Edeb: 139.

[4] Riyazü's-Sâlihîn Tercümesi: 2/242-243.

[5] Kurtubi, Camiu li Ahkâmi'l-Kur'an: c.11/11.

[6] Kur’an-ı Kerim; Kasas, 55.

[7] Furkan, 63; M. Surur b. Naif Zeynelabidin, Allah'a Davette Peygamberllerin Metodu I, Guraba Yayınları: s. 155-156.
dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla