Tekil Mesaj gösterimi
Alt 05-23-2008, 01:30   #11
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Hazreti İbrahim (a.s)
1. İsmail’in Gözyaşı ve Çığlığı Olan Zemzem’in Hac’daki Önemi :
Hz. İbrahim (a.s.), eşi Hacer’i ve kundaktaki çocuğu Hz. İsmail’i, Mekke’nin ıssız ve hiç kimsenin yaşamadığı, bir vadide terk etti. Onları orda bıraktığında, yanlarındaki su ve yiyecek tükendi ve susuzluktan muzdarip olan Hacer, çocuğuna su bulmak için analık şefkati ile sağa sola koşuşturdu. İşte o zaman, Hz. İsmail’in ayak topuğunun bulunduğu yerden Allah’ın izniyle zemzem suyu fışkırdı.

Hac ibadetinin vecibeleri, her biri, ayrı bir sembol ve kendi içlerinde bir çok mana ve hikmeti barındırır. Haccı anlamak için mutlak surette, soyut anlamda hakikatleri anlamaya çalışılmalıdır. Maddi bir anlayış, haccı kavramaktan çok uzak kalır. Çünkü gören göz, sadece zahiri planda gördüklerini, malzeme olarak beyne gönderir. Esas meselenin tüm boyutlarıyla ele alan akıldır. Müslümanın aklı, vahy terbiyesiyle bir çok hakikate vakıf olmaktadır.

Bundan dolayıdır ki, hacılar; hac görevini bu şuur ve anlayışla yerine getirmelidir. Bu şiar ve zemzem müslüman için sıradan bir su değildir, müslüman zemzemi, analık muhabbetini ta’zim ve Allah’a hamd ve senalık nişanesi olarak, Hz. Hacer’in yaptığı gibi, aynı hareketleri, aynı yerlerde tekrar eder.[1] Hacılar, Kabe’yi tavaf ederler, makam-ı İbrahim’de iki rekat namaz kılarlar, namazdan sonra da zemzeme vararak su içerler. Tavaftan sonra ise, zemzem suyunun içilmesi sünnettir. [2]

Hacer’i susamış bir bebek, bir yavru bekliyor! Bu çölde bir pınar bularak dönmelisin Ey Hacer! Ve bu suyu İsmail’e bebeğine ve yavrucuğuna armağan etmelisin...

“Ey haccı, zemzem kuyusuna in, önce sen kana kana iç, şifa diye iç, sonra da abdest al, veda tavafından sonra da, en büyük hediye diye zemzemi, dünyanın dört tarafına taşırcasına, memleketine zemzemden bir boru hattı düşercesine, zemzemi yüklen, boş dönme götür. En büyük hediyeni ve en büyük ikramını, seni dört gözle bekleyen, dostlarına, kardeşlerine, candan canlarına götür, onlarda bundan kana kana içsinler, kendilerini bunda bulsunlar, gönül dünyalarının asla susuzluk çekmemesi için içsinler.”

Ebu Zer (r.a.) Allah Resulünün şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “Ust tarafım (Göğsüm) yarıldı ve ben Mekke’deydim. Cebrail (nazil olup) geldi, göğsümü yardı, sonra altından (yapılı) bir leğen hikmet ve imanla doluydu, (bununla) göğsümü doldurdu, sonra da kapattı. Sonra da elimden tutarak, dünya semasına yükseldi. Cebrail dünya semasının görevlisine aç (kapıyı) dedi. Dünya semasının görevlisi ise: Bu kimdir, dedi. Dedi ki: Cebrail’dir.[3]” [4]



--------------------------------------------------------------------------------

[1] Muhammed Hamidullah, İslama Giriş, s. 110.

[2] A. Şeriatı, Hac, s. 73.

[3] Buhari, Sahih, Kitabu’l-Hac, 76, 1636.

[4] A. Şeriatı, Hac, s. 73.
dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla