1. İbrâhim’in Konuklara Karşı davranışı ve Sâre’nin Konuklara Hizmet etmesi :
“İbrâhim'in ağırlanan misafirlerinin haberi sana geldi mi? (Bunlar meleklerdi.) Onlar İbrâhim'in yanına girmişler, selam vermişlerdi. İbrâhim de selamı almış, içinden, "Bunlar, yabancılar" demişti. Hemen ailesinin yanına giderek semiz bir dana (kebabını) getirmiş, Onların önüne koyup "Yemez misiniz?" demişti. Derken onlardan korkmaya başladı. "Korkma" dediler ve ona bilgin bir oğlan çocuğu müjdelediler. Karısı çığlık atarak geldi. Elini yüzüne çarparak: "Ben kısır bir kocakarıyım!" dedi. Onlar: "Bu böyledir. Rabbin söylemiştir. O, hikmet sahibidir, bilendir" dediler. (İbrâhim

O halde işiniz nedir, ey elçiler? dedi. "Biz, dediler, suçlu bir kavme gönderildik." "Üzerlerine çamurdan taş yağdırmaya (geldik)." (Bu taşlar,) aşırı gidenler için Rabbinin katında işaretlenmiş (taşlardır). Bunun üzerine orada bulunan müminleri çıkardık. Zaten orada müslümanlardan, bir ev halkından başka kimse bulmadık. Acı azaptan korkanlar için orada bir işaret bıraktık.”[1]
İmam Ahmed ibn Hanbel, İbrâhim’in konuklarına karşı davranışından, konuğa ikram etmenini farz olduğu yargısına varmıştır. İbrâhim’in davranışından, konuk ağırlamanın adabı da öğretilmektedir. İbrâhim, konuklarına sezdirmeden, hemen evinde bulunan en değerli şeyi; buzağıyı kızartıp konuklarıın önüne getirmiş ve nezaketle: “Buyurmaz mısınız?” demiştir. İşte Hz.İbrâhim’in yaptığı gibi konuğun selamı en güzel biçimde alınmalı ve ona böyle nazik davranmalıdır. İbrâhim, konuklarına elinden gelen ikramı yaptıktan sonra gelişlerinin nedenini sormuştur. Bu da gelen konuğu ağırladıktan sonra gerekirse geliş nedeninin sorulabileceğini gösterir. Konuk gelir gelmez hemen ona: “Neden geldin?” denmez.
Kıssanın bu bölümünü anlatan ayetlerden, Hz. İbrâhim’in karısı Sare’nin, eve gelen erkek konuklara hizmet için eşikte beklediği ve konuklarla konuştuğu anlaşılır. Kurtubi, bu ayetlere dayanarak ev hanımın, kocasının erkek konuklarına hizmet edebileceği hükmünü çıkarmaktadır.
“Ayakta durmakta olan karısı, güldü. Biz de ona İshak’ı müjdeledik. İshak’ın ardandan da (torunu) Yakub’u.” Ayetini Abdullah ibn Mesud farklı şekilde okumuştur. Bu okuyuşa göre, İbrâhim, konuklarıyla otururken karısı, hizmet ediyordu.”[2]
Kurtubi, bu münesebetle Müslim’in sehl ibn sa’d’ın anlattığı şu olayı rivayet etmektedir:
”Ebu useyd es-Sa’d’ın, evlendiği gün Allah’ın Elçisi (s.a.v)’i yemeğe davet etti. Gelen konuklara, henüz yeni gelin olan karısı hizmet ediyordu.
(Gelin) Allah’ın Elçisine meşrubat olarak ne ikram etti bilir misiniz? Bir çömlek içinde yapmış olduğu hurma şerbeti ikram etti.”
Buhari’nin de, bu olayı, kadının, bizzat erkeklere hizmet etmesi” başlığı altında vermiş olduğunu söyleyen Kurtubi, devamla şöyle diyor; “Bizim alimlerimiz, bu olayın, gelinin, kocasına ve kocasının arkadaşlarına hizmet edebileceğini, erkeğin, ailesini, salih arkadaşlarına gösterebileceğini ve onlara hizmet ettireceğini kanıtlar, demişlerdir.”[3]
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Kur’an-ı Kerim: Zariyat, 51/24-37.
[2] Kur’an-ı Kerim: Hud, 11/71.
[3] Süleyman Ateş, Kur'an Ansiklopedisi: c.9, s.116; Kurtubi, Camiu li Ahkâmi’l-Kur’an: 9/66,68.