Tekil Mesaj gösterimi
Alt 05-23-2008, 04:20   #23
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Hazreti Nuh (a.s)
Tebliğde Sabır:


Kavminin müşrikleri ile Nûh (a.s.) arasındaki bu mücâdelede yıllar, asırlar geçer. Hz. Nûh, her fırsatta insanlara, Allah’ın risâletini bildirme, ulaştırma çabası içindedir: “Rabbim! Doğrusu ben kavmimi gece gündüz çağırdım.” (71/Nûh, 5). “Onlara, açıktan açığa, gizliden gizliye söyledim” (71/Nûh, 8-9).

Hz. Nûh’un tebliğ süresi hakkında Kur’an’da, Kur’an kıssalarında pek sık rastlanmayan bir uygulama ile, tebliğ sürecinin miktarı bildirilir: “Andolsun Biz, Nûh’u kavmine yolladık. Onların arasında bin seneden elli yıl eksik kaldı.” (29/Ankebût, 14). Allah’ın bize bu miktarı bildirmesinde mutlak bir hikmetin olduğu âşikârdır. Allah bu uzun süreci bildirmekle, Mekke’deki mü’minlere ve kıyâmete kadar yaşayacak tüm iman edenlere, tebliğde sabretmelerini, bu hususta Nûh (a.s.)’un tebliğ eylemindeki sabrını örnek almalarını, Allah’ın emri gelinceye kadar tebliğ eylemini sürdürmelerini ister.

Nûh (a.s.)’un bu uzun tebliğ sürecindeki yoğun çabalarına rağmen, kavminin bir gemi dolusu iman eden insan hâricindeki çoğunluğu, dinlerinde ısrar ederek muhâlif kaldılar. Etrafında bir avuç mü’min toplandı. Hatta oğlu ve karısı bile iman etmediler (11/Hûd, 46; 66/Tahrîm, 10). Nûh’un dâvetine karşı kavmi: “Parmaklarını kulaklarına tıkadılar, elbiselerine büründüler, inatlaştılar, büyüklendikçe büyüklendiler.” (71/Nûh, 7). “Benim dâvetim, onlara kaçışlarını arttırmaktan başka bir katkıda bulunmadı.” (71/Nûh, 6). Nûh’la müşrikler arasında saflar net ve kesin olarak ayrılmıştı. Müşriklerin en son kozları, Nûh’u memleketten sürme tehditlerine ve azap isteklerine ulaşmıştı: “Ey Nûh! Bu işe son vermezsen taşlananlardan olacaksın!” (26/Şuarâ, 116). “Bizimle tartıştın, hem de çok tartıştın. Doğru sözlülerden isen bize tehdit ettiğin azâbı getir!” (11
-----------------
Mücâdelede Sonucun Allah’a Havâle Edilmesi:


Çaresiz ve bitkin düşmüştü Hz. Nûh. Dayanacak gücü kalmamıştı. Sığınabileceği tek sığınağa, Allah’a sığındı ve şöyle yalvardı: “Rabbim! Beni yalanlamalarına karşı bana yardım et.” (23/Mü’minûn, 25). “Benimle onların arasında Sen hüküm ver. Beni ve beraberimdeki mü’minleri kurtar.” (26/Şuarâ, 118). Kâfirlerin yıllar süren inat ve kibirleri yüzünden işledikleri kötü fiiller basiretlerini köreltmişti. Artık Allah’ın nezdinde o kavmin iman etmesi mümkün değildir. Haklarındaki Allah’ın hükmü gerçekleşmiş, artık oranın müşriklerinin iman etmeyeceği ve helâk olacağı vurgulanmıştır. Nûh (a.s.), kavminin alaylarına aldırış etmeden gemi inşâ etmeye başlamıştır. Nihâyet gemi biter ve Tûfan da başlar.
dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla