Tekil Mesaj gösterimi
Alt 05-23-2008, 04:20   #24
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Hazreti Nuh (a.s)
Şefaat:


Sular yükselmeye, gemiyi kaldıracak seviyeye gelmeye başlamıştı. O esnâda Nûh, oğlunu gördü. Allah’ın “aleyhine hüküm verilmiş olanın dışında” emrine rağmen babalık yüreği dayanamadı, onu da gemiye çağırdı: “Ey oğulcuğum, bizimle beraber gel, kâfirlerle birlik olma!” (11/Hûd, 42). Basîreti körelmiş kâfirlerden biri olan oğlu, Nûh’a şöyle cevap verdi: “Dağa sığınırım, o beni sudan kurtarır.” (11/Hûd, 43). Nuh oğluna şöyle seslendi: “Bugün acıdığı hâriç, O’nun emrinden koruyacak hiçbir şey yoktur. Aralarına dalga girdi ve o da boğulanlardan oldu.” (11/Hûd, 43). Nûh (a.s.) dayanamadı ve Rabbine seslendi: “Rabbim, oğlum benim ehlimdendi.” (11/Hûd, 45). Rasul olan bir baba bile oğlunu kurtaramamıştı. Bu dünyada şefaat edememişti ki, âhirette şefaat etmesi mümkün olsun! Hz. Nûh’un “kan bağı”na dayalı duygusal davranışına Allah şöyle cevap verdi: “Ey Nûh! O senin ehlinden sayılmaz, çünkü (onun yaptığı) sâlih olmayan bir ameldir. Öyleyse bilmediğin bir şeyi Benden isteme. Câhillerden olmamanı sana tavsiye ederim.” (11/Hûd, 46).

Allah’ın bu ifâdesi kıyâmete kadar tüm mü’minlere de bir uyarı, bir ihtardır. Müslüman olmayanın, (bırakın, babasının hacı, dedesinin hoca olmasını) peygamber soyundan gelse, babası peygamber bile olsa, bir değeri yoktur Allah yanında. Olamaz da. İnsanı âhirette kurtaracak olan ancak “selim bir kalp” (derin bir iman) 26/Şuarâ, 89) ve buna dayalı amellerdir (52/Tûr, 19). Allah nezdinde kâfirlere şefaatçi yoktur. Müslümanlara da şefaatçi gerekmeyecektir. Herkes yaptığı amellerin karşılığını alacaktır. Kâfirler için rasul babası ve peygamber oğlu ya da rasul eşi olsa bile hiçbir şefaat, fidye ve diğer araçlar/vesileler, Allah katında kabul edilmez. (Bkz. 66/Tahrîm, 10; 26/Şuarâ, 120).
dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla