|
Hazreti Yahya (a.s)
Muharref İncillere Göre Hz. Yahyâ ve Şehâdeti
Muharref İncillerin Hz. Yahya ile ilgili olarak verdikleri haberler çoğunlukla birbirleriyle çelişkilidir. Bu çelişkilerin başında, Yahya'nın, İlya olup olmadığı hususunda verilen bilgilerdeki farklılıklar gelir. Matta İncilinde Yahya'nın İlya olduğu belirtilirken, Yuhanna İncilinde ise tam tersi söylenerek Yahya'nın İlya olmadığı ifâde edilmektedir. "İsa, 'İlya gerçekten gelecek ve her şeyi yeniden düzene koyacak' diye cevap verdi. 'Size şunu söyleyeyim. İlya zaten gelmişti, ama onu tanımadılar, ona yapmadıklarını bırakmadılar... O zaman öğrenciler İsa'nın kendilerine vaftizci Yahya'dan söz ettiğini anladılar (Matta, 17/11-13; 11/12-15). Matta İncilindeki bu ifadeden, Yahya'nın İlya olduğu açıkça anlaşılıyor. Bir de Yuhanna'nın yazdıklarına bakalım: "Yahudiler Yahya'ya, 'sen kimsin?' diye sormak üzere Kudüs'ten kâhinlerle Levilileri gönderdikleri zaman, Yahya'nın tanıklığı şöyle oldu: 'Ben peygamber değilim' diye açıkça konuştu. Onlar kendisine, 'Öyleyse sen kimsin? İlya mısın?' diye sordular. O da: 'Değilim' dedi. 'Sen peygamber misin?' sorusuna da: 'hayır' cevabını verdi." (Yuhanna, 1/19-21). Görüldüğü gibi, Yuhanna'da bizzat Yahya'nın kendisi, kendisinin İlya olmadığını söylüyor. Yahya İlya mı, değil mi? Hangi İncile inanalım ve nasıl karar verelim?
İncillerde Yahya ile ilgili olarak geçen çelişkili haberlerden bir diğeri de, onun Hz. İsa'yı baştan beri tanıyıp tanımadığı konusunda verilen haberlerdir. Yuhanna'ya göre Hz. Yahya, Hz. İsa'yı vaftiz ettiği günden itibaren tanımakta ve onun mesih olduğunu bilmektedir. Çünkü o, ruhun gökten Hz. İsa'nın üzerine bir güvercin biçiminde indiğini görmüş ve onun "Tanrı'nın oğlu" olduğuna o andan itibaren tanıklık etmiştir. Yuhanna İnciline göre Hz. Yahya şöyle söylemiştir: "Ben su ile vaftiz ediyorum, ama aranızda biri duruyor. Benden sonra gelen odur. Ben onun çarığının bağını bile çözmeye lâyık değilim... Yahya ertesi gün İsa'nın kendisine doğru geldiğini görünce şöyle dedi: İşte dünyanın günahını ortadan kaldıran Tanrı'nın kuzusu... Benden sonra biri geliyor, o benden üstündür, çünkü o, benden önce vardı, dediğim kişi işte budur" (Yuhanna, 1/26-34). Yuhanna'da geçen bu ifadelere göre Yahya (a.s.), ilk gördüğü andan itibaren Hz. İsa'nın "Tanrı'nın oğlu" olduğunu bilmektedir. Diğer İncillerde ise bunun tersine, Hz. Yahya'nın, Hz. İsa'yı iyice tanımadığı, onun Mesih olup olmadığı konusunda tereddütlerinin bulunduğu, hatta bu tereddüdü gidermek için öğrencilerini Hz. İsa'nın bulunduğu yere gönderip işi tahkik ettirdiği haber verilmektedir. Luka ve Matta bu konuda şu bilgiyi veriyorlar: "Yahya'nın öğrencileri bütün bu olup bitenleri kendisine bildirdiler. Öğrencilerden ikisini yanına çağıran Hz. Yahya, 'Gelecek olan sen misin, yoksa başkasını mı bekleyelim?' diye sormaları için onları rabbe gönderdi" (Luka, 7/18-19; Matta, 11/2-3). Luka ve Matta'da verilen bu bilgiye göre Hz. Yahya, Hz. İsa'nın kim olduğunu tam bilmemektedir ve onun gelecek olan Mesih olduğundan emin değildir. Bu yüzden kendisine "Sen Mesih misin, değil misin?" diye sordurmaktadır. Halbuki Yuhanna İncilinde, Yahya'nın, Hz. İsa'yı daha vaftiz etmeden önce tanıdığı ve onun "Tanrı'nın oğlu" olduğunu bildiği haber verilmektedir.
Yahya konusundaki diğer bir çelişki, Hz. Yahya'nın, Hz. İsa'ya onun kim olduğunu öğrenmek üzere göndermiş olduğu öğrencilerin sayısı konusundaki çelişkidir. Matta'ya göre öğrencilerin sayısı belli değildir. Bu İncil, Hz. Yahya'nın Hz. İsa'ya kaç kişi gönderdiğini rakamla belirtmiyor. Luka İncilinde ise rakam verilmek sûretiyle iki öğrencinin gönderildiği belirtiliyor.
İncillerde Hz. Yahyâ (a.s.)’nın Şehid Edilmesi: Hz. Yahya ile ilgili olarak İncillerde geçen çelişkili haberlerden biri de, onun öldürülmesiyle ilgili olarak verilen haberlerdir. Ancak, bu haberlerin çok dikkat çekici bir yanı daha vardır. O da, bu olaya bağlı olarak İncillerde anlatılan dansözün oynatıldığı doğum günü partisidir.
Yahya'nın öldürülmesi Matta ve Markos'ta çok geniş şekilde anlatılırken, Yuhanna İncilinde olaya hiç temas edilmez. Luka İncilinde ise olay çok kısa bir şekilde anlatılır (Luka, 9/7-9). Yahya'nın hapse atılarak öldürülmesini çok geniş bir şekilde veren Matta ve Markos İncillerinin, vermiş oldukları haberlerde birtakım çelişkiler vardır. Matta'ya göre olay şöyle cereyan etmiştir: O sırada Yahudiye'de kral olan Hirodes, kardeşi Filipus'un karısı Hirodiya ile evlenmek istemiş, ancak Yahya "Kutsal yasaya göre kardeşinin karısı ile evlenmen câiz değildir" diye onu ikaz etmiştir. Bu uyarıya çok öfkelenen Hirodes, Yahya'yı öldürtmek istemiş, ancak Yahya'yı çok sevmekte olan halkın tepkisinden korktuğu için onu öldürmemiş, fakat hapse attırmıştır (Matta, 14/1-5). Markos da Yahya'nın tutuklanışının, Matta'nın anlattığı gibi Hirodes'in, kardeşinin karısı Hirodiya ile evlenmesine Yahya'nın karşı çıkışı yüzünden olduğunu söylemektedir. Ancak Matta, Yahya'nın bu karşı çıkışına bizzat Hirodes'in öfkelendiğini ve bu öfkesi yüzünden Yahya'yı hapse attırdığını, Hirodes'in aslında onu öldürtmek istediğini, fakat Yahya'yı seven halktan korktuğu için onu öldürtmediğini söylerken; Markos, Yahya'nın bu itirazına Hirodes'in değil; Hirodiya'nın çok öfkelendiğini söylemektedir. Markos'a göre Hirodes Yahya'yı doğru ve kutsal bir adam olarak tanımakta, bu yüzden ondan korkmakta ve onu korumaktadır. Bu İncile göre Hirodes, zaman zaman Yahya'yı dinlemekte, dinlediği zaman büyük şaşkınlık içinde kalarak onun konuşmalarından zevk almakta idi. Özet olarak söylemek gerekirse, Matta'ya göre Yahya'ya öfkelenip onu tutuklatan Hirodes'tir. Markos'a göre ona öfkelenen ve onu tutuklatan Hirodes değil; Hirodiya'dır. Matta'ya göre Hirodes, Yahya'yı öldürtmek istiyordu, ancak halktan korktuğu için onu öldüremiyordu. Markos'a göre Hirodes, Yahya'yı öldürtmek istemiyordu; aksine onu seviyor ve koruyordu. Yahya'yı öldürmek isteyen Hirodiya idi.
Markos İnciline göre Hirodiya, uzun süre Yahya'yı öldürtmek için fırsat kollamış, sonunda beklediği fırsatı yakalayarak onu öldürtmüştür. Hirodiya, Hirodes'in doğum günü partisinde eline geçen bir fırsatı iyi değerlendirerek onu öldürtmüştür. Hirodes'in onuruna verilen doğum günü partisine sarayın ileri gelenleri, ordu komutanları ve Galile'nin eşrafı dâvetli olarak gelmişlerdi. Partide yemekler yenmiş, içkiler içilmiş, bundan sonra danslı müzikli eğlence faslı başlamıştı. Bu sırada Hirodiya'nın kızı sahneye çıkarak müthiş bir dans gösterisi yapmış, yaptığı bu dans ile herkesi büyülemişti. Dâvetliler onun dansından öylesine memnun kalmışlar ki, onların bu aşırı memnuniyetini gören Hirodes, üvey kızını çağırarak "dile benden ne dilersen" demiş ve ona her istediğini vereceğini vaad etmişti. Bunun üzerine kız, hemen annesine giderek Hirodes'ten ne istemesi gerektiğini ona sormuştur. Annesi Hirodiya, kızına "Yahya'nın başını iste" diye söyleyince, kızı Hirodes'e gelip "Yahya'nın başını isterim" demiş; Hirodes aslında istemediği halde yüksek rütbeli zevatın önünde vermiş olduğu sözden dönemeyerek Yahya'nın başını kestirmiş ve bir tepsi üzerinde onun başını kıza vermiştir. Kız da tepsiyi götürüp annesine vermiştir (Markos, 6/14-28; Matta, 14/1-12; Luka, 9/7-9).
Bu olayın Matta ve Markos İncillerinde bu kadar çelişkili olarak anlatılmış olması bir yana, bundan da önemlisi Kitab-ı Mukaddes adı ile anılan bir kitapta böylesine acayip bir sahnenin vahiy mahsülü kutsal sözler olarak nasıl yer alabildiği hususudur. Vahiy ürünü İncillerde bir doğum günü partisi; kanunlar izin vermediği halde kardeşinin karısı ile evlenen bir kişi için parti verilmiş, yenilmiş, içilmiş, sıra dans ve müziğe gelmiş, tam bu sırada onuruna parti verilen adamın üvey kızı, piste çıkarak öyle bir dansözlük gösterisi yapmış ki orada bulunan herkes, kızın bu gösterisi yüzünden üvey babayı tebrik etmiş. İşte vahiy ürünü İncillerden tam vahye uygun(!) manzaralar. Ayrıca, günümüzde de kutlanmakta olan doğum günlerinin kutlanış örneklerine ve kutlanış şekillerine hıristiyanlık öncesi dönemlerde, Roma İmparatorluğu zamanında rast gelmekteyiz. İncillerin verdiği bilgilere göre içkili, danslı, müzikli bu âdet, Hz. İsa'dan önce putperest Romalılar tarafından icrâ edilmekte idi (Şaban Kuzgun, Dört İncil, Farklılıkları ve Çelişkileri, s. 305-338).
|