Tekil Mesaj gösterimi
Alt 05-28-2008, 00:20   #4
Kullanıcı Adı
hiperaktif
Standart GENEL ANLAMDA İSLAM TARİHİ
EMEVİLER DEVLET YÖNETİMİ

Emevi devleti ile birlikte islamda yozlaşma başlamıştır. Muhammed'in hadislerinin yazılmasını yasaklamasına rağmen Emevi halifeleri uydurma hadisler yazmış,bu uydurma hadisler İslam dinini yozlaştırmıştır.Dini siyasette kullanmaya çalışan,yaptıkları her işin din adına yapıldığını söyleyen Emevi liderler, Muhammed'in torunlarını da öldürmekten çekinmemişlerdir.

Emeviler dönemindeki devlet yönetimi sonraki İslam devletlerine örnek oluşturdu. Ömer döneminde (634-644) ortaya çıkan divan adlı kurumu Emeviler daha da geliştirdi. Halifeler devlet işlerini vezirler aracılığıyla yürütmeye başladılar. Emevi toprakları eyaletlere ayrılarak yönetildi, ama eyaletler Şam’daki merkezi devlete bağlıydı. Emevi Devleti, İslam devleti olmaktan çok bir Arap devletiydi. Emeviler, Müslüman Araplar ile Arap olmayan Müslümanları birbirinden ayırıyorlardı; Arap olmayan Müslümanlara Mevali diyorlardı. Emevi Devleti’nin yıkılmasında en önemli etkenlerden biri bu ayrımcılık oldu. Araplaştırma siyasetinin bir sonucu olarak Arapça devletin tek resmi diliydi. Devlet gelirleri, dinsel gereklerden kaynaklanan vergiler ile fethedilen yerlerden ve savaşlardan elde edilen ganimetlerden oluşuyordu. İslam tarihinde ilk altın para da Abdülmelik döneminde (685-705) basıldı.

EMEVİ'DE SANAT

Emevi sanatı, özellikle mimarlık alanında gelişmişti. Emevi döneminden günümüze pek çok cami, saray, kale gibi yapılar kalmıştır. Emevi sanatı, Yunan, Bizans, İran’daki Sasani sanatından etkilenmiştir.

I. Velid döneminde (705-715) Şam'da yaptırılan Emeviye Camisi (ya da Ümeyye Camisi), Emevi mimarlığının karakteristik özelliklerini taşır. Dikdörtgen planlı cami, eski bir Roma tapınağının temeli üzerinde yükselir. Yapı, dört büyük ayağın taşıdığı dört kemere oturtulan bir kubbeyle örtülüdür. Caminin kare planlı üç minaresi vardır. Avlusunu üç yandan iki katlı revaklarla çevrilidir. Emeviye Camisi, günümüze pek az örneği kalan zengin mozaik bezemeleriyle de dikkati çeker. Bu bezemelerde Yunan ve Bizans etkileri açıkça görülür. Kudüs'te sekiz köşeli Kubbetü's-Sahra da (ya da Ömer Camisi) Emevi mimarisinin önemli bir örneğidir. Emevilere karşı ayaklanan Abdullah bin Zübeyr Mekke'yi ele geçirince, Halife Abdülmelik Muhammed'in namaz kılmış olduğu yerde, Müslümanların hac ödevini yerine getirmeleri için bu camiyi yaptırmıştır. Gene Abdülmelik döneminde Kudüs'te yapılan Mescid-i Aksa büyüklüğüyle dikkat çeker.

Emevilerin Suriye çöllerinde yaptırdıkları saray, köşk, kale gibi yapılardan günümüze çok azı ulaşmıştır. Lût Gölü'nün kuzey ucundaki Kuseyr Amra Köşkü, çevresi geniş surla çevrili bir alandadır ve salon ile hamamdan oluşur. Salonun duvarlarının Emevilerin askeri zaferlerini betimleyen resimler kaplı olması dikkat çekicidir. Bu resimlerde de Yunan ve İran etkisi görülür. Emevi sanatının bir özelliği de, duvar yüzeylerini hiç boş yer bırakmaksızın bezemekti. Şam'ın 200 km güneyinde kurulmuş tipik bir çöl sarayı olan Mşatta Sarayı, kulelerle güçlendirilmiş bir surun ortasında yer alır. Mşatta Sarayı’nın içinde de Yunan ve İran etkisi taşıyan zengin bezemeler vardır.

Emevilerden kalan bir başka yapı biçimi de bir tür han olan ribat idi. Bir surla çevrili olan ribatlarda odalar, ambar, ahır, sarnıç ve gözcü kuleleri bulunuyordu. Uzun yolculuklar sırasında konaklamak için kullanılan ribat, aynı zamanda küçük birer askeri üstü.
  Alıntı ile Cevapla