Tekil Mesaj gösterimi
Alt 06-03-2008, 00:06   #3
Kullanıcı Adı
Beritan
Standart Babamın tercüme ettiği bir yazı gerçekten çok etkileyiciydi..
İkinci günü kulübe sahibinin eşini aynı o yerde gördüm. Az siyaha çalan bu bayanla beraber çıplak çocukları da vardı. Bu bayan da yükselerek dalgalanan sesiyle ey falan kişi Allahtan kork diyordu. Bu da başka bir sesti. Daha sonra sanırım evimde eşim beni, uyandırdı. Korkum gitti. Çünkü eşim bana korkma sen cennetliksin dedi. Senin bu ülkede çok sayıda hizmetlerin vardır. İnkâr edilebilir mi?
Üstadım beni tasdik ediyor musun? …. O,bu münasebetledir. Bir şey ister misin? Allah! Çay istemedin mi? Vallahı çay gerekir. Anladım ki, o,benim cevap vermemi beklemez. Bizzat bu tuhaf ve uzun sözlerine devam etti… İnanır mısın? o gün derin bir uykuya daldım… Keşke uyumamış olaydım… Bu arada gözlerinden yaşlar, sağanak bir tarzda döküldü. Sesi de titremeye durmuştu… Yattım. Uykuda kıyametin koptuğunu gördüm. Kendimi elbiselerimden soyulmuş olarak çıplak gördüm. Bu arada kaba ve çok şiddetli melekler gördüm. Onların evsaflarını sana anlatamam. Onlar beni şiddetle çekip ateşe götürüyorlar. Ben de onlara karşı kendimi savunur ve korumalarımla adamlarımı arıyordum. Fakat maalesef benimle olup bana yardım edecek ve beni azaptan koruyacak hiçbir kimse de bulamadım. İnanır mısın? Melekler beni çekip ateşe götürürken eşimi gördüm. Ona beni kurtar dedim. O da nefsim nefsim dedi. Hayret ettim!! Ben eşime dedim: sen, bana sen cennetliksin diye haber vermez midin? O zaman neden beni ret ediyorsun?... Ben meleklerle münakaşa etmek istedim. Meleklere dedim: ben Mısra çok iş yaptım. Şimdi benim o harika amellerimi iyilik olarak göreceksiniz. Hiç biri de bana cevap vermedi.
Onlar beni cehenneme sürükleyip götürürken cennete baktım. Orada çok büyük bir saray gördüm. Cennet surları arasında onun gibi büyük saray yoktu. İnanır mısın?Bu surların şeffaflığından arka taraflarındakini bile gösterirlerdi. Meleklere bu benim sarayımdır. Beni oraya götürün dedim. Meleklerden biri o saray dünyada yıktığın o kulübe sahibinindir dedi. Ben neden o bu sarayı hak etti, dedim. Melek-çünkü o zulme boyun eğmedi. O zalim bir sultanın karşısında hak olan sözü söyledi. Bu nedenle de o bir şehittir, dedi. Ben onlara ya benim yerim neresidir? Dedim. Onlar senin yerin cehennemin en alt tabakasıdır, dediler. Bu esnada biz de cehennem kapılarına yaklaşmıştık. Onlardan kurtulmak istedim. Elimle Meleklerin birini itmek istediğimden elimin üst kısmına cehennem harareti değiverdi. Ah üstadım! Keşki sen cehenneme ait bu basit bir hararetin elimin üstüne isabet etme tesirinin nereye kadar olduğunu bilseydin. Yeryüzünde onun hiç bir benzeri bulunmaz. Bu sıcaklıkta ateşin değil. O,sadece elimin üst kısmına isabet eden cehennem sıcaklığından basit bir sıcaklıktı. Bu hararet ne ateşin ve nede ateşin sıcaklığındandır. Uykumdan bağırarak şiddetli bir korkuyla kalktım. O zaman elimin arkasına baktım. Bu yarayı o vakit orada gördüm. Elim sanki yanmış. Ondan yanık kokusu demet demet yükseliyordu. Vah vah binlerce ah !!!
Suratla telefona sarıldım.Bir adamıma telefon ettim.Oda bana kulübe sahibinin kendisine uygulanan şiddetli işkenceden öldüğünü haber verdi….Ölmüş…Hayır Keşke ölmemiş olsaydı.Bin defa hayır…. Şöyle diyerek bağırıyordum…. Onu hayata çevirin… Onu hayata döndürün. Kulübesini kendisine geri verin… Fakat seslenen kişi hayatta değildi… Kendi elim, beni ateşe, kavuşturdu… Bakanın bu hikâyesine öyle dalmıştım ki, bakanın ağlamasıyla dövünmesini takip bile edemedim. Bedenim diken diken olmuştu. Ben sanki çölde yolunu şaşırmış bir kirpi gibi olmuştum. Çevreme baktım. Orada oturanların bir kısmı ,bize iltifatta bulunup dikkatle bakarlar.Benden de bir biriyle hiç ilgisi olmayan kelimeler yuvarlanmıştı.Paşam Allah gafur Rahimdir .Ondan affını dile …Bu düşünce üzere ben de çay isteyebilirim…. O adam gerçekten ölmüş….İşte o da kuvvetli ve kuru bir ateştir…Allah affetsin…Allah üstüne af perdesini kapatsın… Kişi biraz sonra sakinleşti. Yüzüne tatlı bir renk bürüdü. Gözlerinden af ümidi ve bakışlarıyla da şefkat duyguları belirdi. Daha sonra Rabbimiz affedendir, Öğle değil mi? dedi. Peşinde devam etti. Büyürün çayınız için dedi…
Beritan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla