Tekil Mesaj gösterimi
Alt 10-26-2008, 10:26   #4
Kullanıcı Adı
yolcu44
Standart
KAFKAS ESİRİ
Jilin, Rus ordunda Kafkasya'da subay olarak görev yapmaktadır. Bir gün Annesinden mektup alır. Yaşlı annesi şöyle yazıyordu: "Artık kocadım, sevgili yavrum, seni dünya gözüyle bir kez daha görmek istiyorum. gel sana hakkımı helal edeyim, cenazemi kaldırır sonra inşallah görevinin başına gidersin. Hem sana bir kız buldum; uslu, akıllı iyi bir kız. Anlaşabilirseniz evlenir temelli burada kalırsın."

Gerçekten ihtiyar annesinin durumu kötüydü. Daha sonra göremeyebilirdi. Komutanlığa çıkıp izin alarak annesinin görmeye yollanır, fakat Kafkasya'da savaş vardır, Tatarlara esir düşer. Acı ve zorlu günler onu beklemektedir. Büyük yazar Tolstoy'un meraklı ve heyecan verici bu öyküsünden başka, kitapta yer alan diğer öykü ve masalları da büyük bir zevkle okuyacaksınız.

Çeviri: Oğuz Peltek
Yaba Yayınları

KARANLIĞIN GÜCÜ
Varlıklı ve yaşlı bir Rus köylüsünün evinde hizmetçilik yapan Nikita, önceleri annesinin ve ev sahibesi hanımın işbirliği yaparak kendisi için hazırladıkları çirkin istikbali keyifle seyretmektedir. Ne var ki, ikbal basamaklarını tırmanırken attığı her haksız ve ahlaksız adım onu bir başka zulüm ve günahın içine iteler...

Karanlığın Gücü, Tolstoy'un, her ayrıntıyı bir nakış gibi işleyerek Rus köylülerinin hayatına ayna tuttuğu bir oyunu...

Çeviri: Serhan Nuriyev
Timaş Yayınları

KAZAKLAR
Olenin, Moskova'nın kibar çevrelerindeki hayatından bıkmış bir delikanlıdır. Yeni dünyada mutluluğu bulacağına inanır ve bu düşünceyle Kafkasya'ya gidip Kazaklar arasında yaşamaya başlar. Aradığı para ve unvana bağlı olan değil, kendiliğinden var olan bir mutluluktur.

"Savaş ve Barış" ve "Diriliş"ten sonra Tolstoy'un üçüncü büyük romanı olarak kabul edilen "Kazaklar", yazarın sanat gücünü ve düşünce derinliğini en açık şekilde ortaya koyması bakımından mutlaka okunması gereken güçlü bir dünya klasiği...

Çeviri: Serhan Nuriyev
Timaş Yayınları

KORKUNÇ İVAN
Çar Feodor İvan Vasilyeviç, çevresindeki tüm soyluları çeşitli bahanelerle öldürtüp ya da çeşitli sebeplerle, uzaklaştırarak tamamen kendine bağlı bir yönetim düzeni kurmuştur. Sloba'daki görkemli şatoya yerleşmiş, burada bir tür tarikat kurarak kendini başrahip ilân etmiştir. Ne var ki en kanlı kararlar, burada yapılan ayinlerde alınmaktadır; Rus halkının gözünde Tanrı tarafından gönderilmiş olarak görülen Çar, öldürttüğü insanları rüyalarında gören, bunun şeytanın işi olduğunu düşünerek çareyi daha fazla can kıymakta bulan bir hastadır aslında.

Tolstoy, Korkunç İvan adlı romanında Çar, onun çevresindeki yardakçıları ve ona karşı çıkan soyluları soluk, cansız karakterler olarak ele almamıştır. Bilâkis yazar, dönemin ekonomik zorluklarını, bitmek bilmeyen savaşları, birtakım aşk hikâyelerini, hatta halkın batıl inançlarını da büyük bir canlılıkla ortaya koyarak, kişileri tarih içindeki yerlerine oturmuştur. Yazar Tolstoy böylece tarihin bir yaprağını edebiyata taşıyor.

Tolstoy 1917 Devrimi'nden sonra ülkesini terk etmiş, ancak daha sonra Sovyetler Birliği'ne geri dönerek, kaleme aldığı eserlerle Stalin Ödülü'ne lâyık görülmüştü.

Çeviren: Ertuğrul Kayihan
Beyaz Balina Yayınları

KRALIN HEDİYESİ
Çocuk kitabı…

Günün birinde bir köylü çok değerli bir pırlanta bulmuş.
"Ne yapayım ne edeyim?" diye düşünürken krala götürmeye karar vermiş.
Saraya gidince uşağa kralın huzuruna nasıl çıkabileceğini sormuş. Uşak sormuş:
- Niçin kralla görüşmek istiyorsun?

Tomurcuk Yayınevi

İÇİMİZDEKİ ŞEYTAN
"Bir zamanlar bir iyi, bir de kötü büyücü varmış. İyi büyücü, bir insanı, kötü büyücünün şerrinden kurtarmak için, onu buğday tanesine çevirmiş. Kötü büyücü birden bir horoz olup, tam taneyi yutacakmış ki, iyi büyücü tanenin üzerine bir şinik buğday dökmüş. Böylece kötü büyücü aradığı taneyi bulamamış." İşte Hıristiyanlar da Allah'ın kitabı olan İncili bu hale getirdiler. Allah'ın kitabının yanı sıra 49 kitabı kutsal tanıyarak hak ve batılı birbirine karıştırdılar.

Çeviri : Sultan Neval Şimşek/ Serkan Özburun
Kaknüs Yayınları

KROYÇER SONAT
Kroyçer Sonat, bir tren yolculuğu öyküsüyle başlıyor, insanoğlunun ruhunun derinliklerinde uyuyan şiddete, kıskançlığa, zavallılığa uzanıyor. Trende başlayan bir söyleşi sırasında yolcular arasında bulunan, kitabın baş kahramanı Pozdnişev, nasıl olup da böyle çöktüğünü, bezginleştiğini anlatır. Gençliğinde sefih bir hayat sürmüş, sonradan kendinden iğrenmeye başlamıştır. Terzilerin, güzellik uzmanlarının yardımıyla erkeklerin hayvansal içgüdülerini alevlendirdikleri için toplumun ve kadınların suçlu olduğu kanısına varmıştır. İçinde uyanan pişmanlık Pozdnişev'i değişime itmiş, o da bu doğrultuda evlenmiş, çocuk sahibi olmuştur. Ancak, kadınlarla erkekler arasındaki onulmaz farklar, bir yandan da Pozdnişev'in kıskançlığı nedeniyle bir süre sonra karısıyla birbirinden nefret etmeye başlamışlardır. Karısının onu bir müzisyenle aldattığından kuşkulanmasıyla birlikte Pozdnişev'in ruhunun derinlerinde yatan şiddet açığa çıkmış, geri dönüşsüz zararlara yol açmıştır. Pozdnişev'in öyküsü, Lev Tolstoy'un yaşadığı dönemin ahlâk anlayışının ve bazı değerlerin değişmesiyle yaşanan sancıların bir panoraması niteliğindedir. Kadın-erkek ilişkilerinde erdemin gerekliliğine inanan Tolstoy, kendi görüşü doğrultusunda erdemsizliğin insanoğlunu ne gibi çıkmazlara sürüklediğine işaret etmeye çalışıyor. Tabii, Beethoven'ın ünlü Kroyçer Sonat'ını dinleyip dinlememek, size kalmış.

Çeviri: Nihal Yalaza Taluy
Can Yayınları

KURT İLE YAŞLI KADIN





Çocuk kitabı… Satışı yok…






KÜÇÜK ŞEYTAN
Çocuk kitabı…

Büyük Rus yazarı Lev Tolstoy (1828-1910), dünyanın gelmiş geçmiş en büyük yazarlarından biri. Ölümsüz romanlar yazmış. Kitapları bugün de dünyanın dört bir yanında aralıksız okunuyor. Bu dev yazar, çocukları çok sevmiş. Onlar için de birbirinden güzel kitaplar yazmış. Kendisinin de pek çok çocuğu varmış. Soylu bir aileden gelen bu büyük yazarın yaşadığı dönemde Rusya'da çarlık yönetimi varmış. Tolstoy bu yönetime karşı büyük tiksinti duyarmış. Devletin başındaki çarlar da, doğal olarak onu sevmemişler. Ama Rus halkı bu dev yazarı çok sevmiş. Kendisi de varlıklı biri olduğu halde romanlarında büyük toprak sahiplerine karşı ezilen, sömürülen insanları savunmuş.

Küçük Şeytan da yine küçük çocuklar için masallardan ve öykülerden oluşuyor…

Çeviri: Füsun Tayanç
Can Yayınları


ÖLÜM MANİFESTOSU
Ve dedi: "En kof ceviz bile kırılmak ister. Olgun yemişler tutunamaz ağaca. Öyleyse kabuğum kırılacak diye hayıflanmamalıdır insan. Toprağa düşmemek için çırpınmamalıdır meyve. Düşün! Bir şeyin geldiği yere dönmesi kadar sevindirici ne olabilir? Tohumun ağaca, ağacın tohuma dönüşümünden başka birşey değildir hayat. Yani ölüm... Fakat insanlar öykü kefelenmişlerdir. Ve kefelenen her şey öldürücüdür. İnsana düşen, tüm libaslarından soyup öylece seyretmektir ölümü. Yani hayatı..

Çeviri: Sultan Neval Şimşek, Serkan Özburun
Kaknüs Yayınları


POLİKUŞKA
Tolstoy, aynı zamanda 19. yüzyıl Rusya'sının en etkili ahlâkçı düşünürüdür belki de. Birçok yazısında din, toplum, ahlâk ve sanat konularındaki görüşlerini açıklamış, Rus Ortodoks Kilisesinin bağnazlığını eleştirmiş, köylülerin yoksulluk ve eğitimsizliğine çözümler aramıştır. Tolstoy'un 1855-1863 yılları arasında yazdığı 'halk için öyküler' arasında yer alan Polikuşka'da, onun daha çok maddeci toplumun doğal insan üstündeki etkilerini konu edinen yapıtlarındandır. Genç Tolstoy'un, köylü yaşamı üstüne parlak bir öyküsüdür Polikuşka; ama en küçük bir romantizm içermez yazarın yaklaşımı; tam tersine, Çehov'un bu konudaki bazı öykülerinde rastlanan katı bir gerçekçilikle kaleme alınmıştır.

Çeviri: Mehmet Özgül
Can Yayınları


SAMİMİ SAADET
Tolstoy'un önemli eserleri arasında yer alan Samimi Saadet, sizi yeniden dirilişe davet ediyor. Yaşama, aşka ve geleceğe dair hayallerinizi bulabileceğiniz bu kitap, ideallerinizi de güncelleştiriyor. Bu eser, hayatınızda karşınıza çıkan kişilerle uzlaşmacı bir tavır sergilemenizde size yardımcı olacaktır.

Elinizde bulunan kıymetleri kaybetmeden yeniden kazanmanın hikâyesi belki de şimdi elinizin altında... Tükendiğini sandığınız sevgi ve aşk, zaman ve mekân değişince, farklı bir kılığa bürünüp yine karşınıza çıkıyor. Samimi Saadet; ümitsiz aşkınızı, yitirdiğini sandığınız sevginizi size geri veriyor. Ruhunuzu ayakta tuttuğunuz sürece gönlünüzdeki duygunun da diri kalacağını fısıldıyor sizlere... Sonsuza dek yaşamak adına, aşkı ve sevgiyi yarınlarda tüketmemek adına ve tüm yalanları örtmek adına saadetinizi geciktirmeyin.

Çeviri: Ayşenur Menekşe
Mavi Yelken Yayıncılık


SANAT NEDİR ?
Şunu hiç unutmamalıdır ki, sanat, bir fedakârlık abidesidir. Eğer siz fedakârlığa talip değilseniz, milyonlarca insanın ömrünü verdiği bu müesseseye katılmaya hakkınız yok demektir. Sanatın en önemli yardımcısı ve düzenleyicisi olan eleştiri öyle kötü insanların ellerine bırakılmış ve öylesine kötü kullanılmıştır ki, bu kişiler gerçek sanatı ve sanatçıyı, zararlı birer yaratıkmışçasına dışlamışlar, kötülemişlerdir. Sanattaki çarpıklıklardan ve yanlış uygulamalardan dolayı sanat ve sanatçılar zarar gördüğü gibi, sanat okulları da harap olmuştur. Geçmişte, sanat okullarından mezun olan sanatçılar adaşlarına destek olur, onların yardımına koşarlardı. Fakat şimdi?... Şairler, yazarlar, eleştirmenler birbirlerine girmiş, kanlı bıçaklı olmuşlar, sonuçta da halk tarafından tepki görmüşlerdir. Sanat ve bilimin birleştirilmesi yolunda ilerlemesi gerekirken, sanatın bilimle kaynaşması engellenmiş, tenkitçiler halk düşmanlığı yapmışlardır. Sanatçılar, kendi aralarındaki meseleleri çözmedikçe topluma yararlı olamayacaklardır.

Çeviri: Baran Dural
Bilge Karınca Yayınları


SAVAŞ VE BARIŞ (2 CİLT)
Savaşla barış birbirini izler, savaş sahneleri ardından aile sahneleri karşımıza çıkar. Romanın başında Nataşa Rostov henüz bir çocuktur, oysa genç Piyotr Bezuhov çoktan evli bir erkektir ama mutsuzdur; karısı, herkesi aynı gülüşle selamlayan güzel prenses Helena'dan ayrılır. Ama Helena ölür. Nataşa'ysa Piyotr'un arkadaşı Prens Andrey Bolkonskiy'le nişanlıdır. Helena, nişanlısının yokluğunda erkek kardeşi Anatol Kuragin'e aşık olur ve onunla kaçmaya kalkışır. Daha sonra Prens Bolskonskiy'in ağır biçimde yaralanması üzerine, Nataşa ona ne kadar derin bir aşkla bağlı olduğunu anlar ve ondan af dilemek ister.

Ancak, Nataşa Piyotr ile evlenip, kendisini ailesine adar ve Dekabrist ayaklanmasına katılan kocası, 14 aralık 1825' de Sibirya'ya sürülünce onun peşinden gider.

Savaş ve acı dolu sahnelere karşın,"Savaş ve Barış" a egemen olan renkaşk ve yaşamla doludur. Tolstoy, "roman yazarken sanatçının amacı bir sorunu tartışılmaz biçimde kökünden çözmek değil, ama sayılamayacak kadar çok, bitmek tükenmek ilmez tezahürleri içinde yaşamı sevindirmektir" der.

Çeviri : Şakir Eldemir
Morpa Kültür Yayınları


SERGİ BABA
Kırklı yıllarda Petersburg'ta herkesi hayretler içinde bırakan bir olay oldu. İmparator I Nikolay'ın yanında parlak bir mevki kazanacağına herkesin büyük ümit beslediği, Kirasir süvari bölüğü hassa komutanı, yakışıklı genç prens, imparatoriçenin yanında onun özel şefkatine sahip güzel nedime ile düğünlerine bir ay kala istifa etti, sözlüsüyle olan tüm ilişkilerini kesti ve büyük olmayan kendisine ait mülkü kız kardeşine vererek, rahip olmak amacıyla manastıra gitti. Olayın gerçek sebebini bilmeyenlere bu çok sıra dışı ve izah olunmaz bir şey gibi göründü ki, var olan bu durumdan başka çıkış yolunun olabileceğini tahmin bile etmedi.

Çeviri: Sevinç Üçgül
Multilingual Yayınları
yolcu44 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla