Tekil Mesaj gösterimi
Alt 01-28-2009, 13:21   #9
Kullanıcı Adı
Üç mevsim
Standart
Evet Yeni Ortaya Çıkan Bir Encümen-i Daniş vakasıyla daha karşınızdayız.. Bu kez başrollerde Süleyman Hoca Cemaatinin bir ileri geleni ile, Encümen-i Daniş'nin bir üyesi var.

12 Eylül 1980 darbesinin hemen ardından Süleyman Hilmi Tunahan (Süleymanlılar Cemaati) Hocaefendi'nin açtığı okullar ve Kur'an Kursları kapatılır, cemaatin ileri gelenlerinden Kemal Kaçar haksız bir şekilde içeri alınır.

Kemal Kaçar'ın yakın dostu Hüseyin Kumaş onu içeriden kurtarmak için Mehmed Niyazi Bey vasıtasıyla İstanbul Emniyet Müdürlüğü de yapmış, Encümen-i Daniş üyesi Cemal Tarlan'a giderler.

Konu açıldığında Cemal Tarlan’ın ilk sorusu manidardır. Tarlan, Hüseyin Kumaş beyefendiye hitaben; “Atatürkçü” müsünüz? diye başlar konuşmaya.

Hüseyin Kumaş beyefendi cevaben; efendim, biz siyasi bir kuruluş değiliz, ne de bir ideolojimiz var diyerek; ayrıca Müesselerinin hepsinde Atatürk büstü, resimleri, Gençliğe hitabenin bulunduğu, Atatürk özel köşesi olduğunu anlatır.

Ancak ‘Encümen-i Daniş’ üyesi Cemal Tarlan, soruyu tekrar sorar; “siz Atatürkçü müsünüz?”

Hüseyin Kumaş beyefendi yine aynı cevabı verir ve bizim Atatürk’e karşı bir duruşumuz yok demeye çalışsa da Tarlan’ın aynı sorusu tekrar gelir.

Bunun üzerine Mehmet Niyazi Özdemir, konuya açıklık getirmek üzere bu konuşmaya müdahil olur ve Tarlan’ın sorusunu netleştirir.

Niyazi Özdemir; ‘Hüseyin bey, siz rakı masasında bardağın dibine vurur musunuz?‘

Bu sorunun karşısında Hüseyin bey şaşırır ve de mahçup olur. Ve ortam bir anda serinler.

Bir milletin yeniden var olma mücadelesinin liderinin adını ve düşüncelerini, yani Atatürkçülüğü rakı masasına indirgeyen bir zihniyetle karşı karşıya olduğunu anlayan Hüseyin Kumaş ve Mehmet Niyazi bey çaresiz oradan ayrılırlar.


Mazhar Arslanoğlu / Ulusal Strateji
İşte Encümen-i Daniş Zihniyeti
26 Ocak 2009

Konu Üç mevsim tarafından (01-28-2009 Saat 13:24 ) değiştirilmiştir..
Üç mevsim isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla