Tekil Mesaj gösterimi
Alt 04-30-2009, 22:12   #123
Kullanıcı Adı
Jurnal
Standart
Alıntı:
K@RFeZ Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Mustafa İslamoğlu benim bildiğim güçlü bir alim ve bilgili bir deha

Onun vakıflarından ilminden derneklerindende yararlanıyorum . Gerçekten çok iyi insanlar

Onun kitaplarını azıcık okusanız

örneğin

Yürek Devletini
İslami Hareket Anadolu 3 cilt

onun ne kadar büyük bir bilge oldugunu anlarsınız. Tatlı sohbetiyle ve büyük ustalığı ile insanların gönlünde taht kurmuş birisinin böyle çirkin iftiralara uğraması çok acı bir durumdur

Hele hele cübbeli ahmetin sohbetlerinde Atatürk ve Kemalizmi yerden yere vurup Tv karşısında Atatürk ve Kemalizme iltifatlar övgüler yağdıran birisi ?

İkiyüzlülük kötü bir şey !

Mustafa İslamoğlunu bu gibi şahsiyetler karalayamaz. Mustafa İslamoğluna laf söyleyecek kişi İslama mustafa İslamoğlundan fazla ne vermiş ona ilk önce baksın ..

Selam ile..

Öncelikle; Cübbeli hoca, hiçbir sohbetinde Atatürk'e karşı kötü bir ibare kullanmamıştır. Bu iftiradan öteye gitmez.

Gelelim Mustafa İslamoğlu konusuna, Bu zat ile ilgili burada daha öncede konu paylaşmıştım. Onlarda da inkar ettiği ayetler ve Yecuc ve Mecuc ile ilgili paylaşımlar vardır. Mustafa İslamoğlu'nun Ehl-i Sünnet dışı fetvası çoktur. İbni Teymiyye gibi Ehl-i Bidatı referasn olarak sohbetlerinde konu alan bir kişiden İslam ile alakalı çok fazla birşey beklenemez.

Mustafa İslamoğlu'nun Cübbeli hocaya verdiği cevabı izledim. Hiç de tatmin edici cevaplar değildi. Videoda Mezhepsizliği savunarak olayı ayrı bir boyuta çevirmiştir. Unutmamalı ki Mezhepsizlik dinsizliğin köprüsüdür.

Yecuc ve Mecuc konusu ; İslamoğlu’nun Ye’cûc ve Me’cûc mevzuundaki bâtıl fikirleri Kur’ân-ı Kerîm meâline dahil etmiştir.
Şöyle ki: İslamoğlu, “Hayat Kitabı Kur’an-Gerekçeli Meal-Tefsir” namındaki kitabının birinci cildinin 575. sayfasına denk gelen Kehf Sûresinin 94. âyet-i kerîmesinin notunda şu ifadelere yer vermiştir:
“Ye’cûc ve Me’cûc’e helâki hak eden tüm toplumlardan söz edilen bir pasajda daha değinilir (21:95-96). İkisi birlikte düşünüldüğünde, Ye’cuc ve Me’cuc’un belli bir zaman ve mekana has mahdut ve belirli bir topluluk olmadığı, her zaman ve mekânda ortaya çıkan yıkıcı ve tahripkar güçleri temsil ettiği anlaşılır. Ye’cûc ve me’cûc isimlerinin manaları ve ayrıntılı bir tahlil için 21:96’nın notuna bkz.”
Kendisinin bu konudaki görüşlerini imla hatalarına ve yazım çelişkilerine dahi riayet ederek hiçbir noktasını bile değiştirmeden buraya aktardım.

Gelelim Yecuc ve Mecuc ile ilgili Efendimiz (s.a.v.) in hadislerine;

*Ebû Hureyre (Radıyallâhu Anh)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerîfte Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) sed hakkında şöyle buyurmuştur:
“Ye’cûc ve Me’cûc her gün onu kazarlar, tam delmeye yaklaştıklarında başlarındaki yetkili: ‘Dönün, yarın onu delersiniz’ der. Ama Allâh-u Te‘âlâ onu eskisi gibi sağlam şekle döndürür. Nihayet müddetlerinin sonuna ulaşıp Allâh onları insanlara musallat etmek istediğinde görevlileri: ‘Dönün, yarın inşâallâh onu delersiniz’ der. Döndüklerinde onu, bıraktıkları hâli üzere bulurlar ve onu delerek insanlara saldırırlar, bütün suları içerler, insanlar onlardan kaçmaya başlar. Bunun üzerine oklarını göğe doğru atarlar, onlar kana bulanmış halde kendilerine geri dönünce kibir ve kasvetlerinden dolayı: ‘Yer ehline galip geldik, göktekileri de mağlup ettik’ derler. O zaman Allâh-u Te‘âlâ onların üzerine, enselerine yapışan bir kurt musallat eder de böylece onları helâk eder.” (Ebû Ya‘lâ, no:6436; Hâkim, el-Müstedrek: 4/488; Abdürrezzâk, el-Musannef, 2/28,29; Ahmed ibni Hanbel, el-Müsned, no:10632, 16/369; Tirmizî, no:3153; İbni Mâce, no:4080; İbni Hibbân, no:6829)

*Ebu’z-Zâhiriyye (Radıyallâhu Anh)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerîfte Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
“Müslümanların kıyamete yakın çıkacak fitnelerden sığınağı Dimeşk’tir, Deccal’dan sığınakları Beyt-i Makdis’dir, Ye’cûc ve Me’cûc’den sığınakları ise Tûr Mescidi’dir.” (İbni Ebî Şeybe, el-Musannef, 5/324, 325, 12/191)

*Zeyneb binti Cahş (Radıyallâhu Anhâ) şöyle anlatmıştır: Bir gün Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) yüzü kızarmış vaziyette uykusundan uyandı.
Bir yandan da şöyle diyordu: “Allâh’tan başka hiçbir ilâh yoktur, çok yaklaşan bir şerden dolayı vay Arapların başına gelecek olanlara! Bu gün Ye’cûc ve Me’cûc’ün seddinden şu kadar (az bir miktar) açılmıştır.” (Buhârî, no:3346, 3598, 7059, 7135; Müslim, no:2880)

*Ebû Sa‘îd el-Hudrî (Radıyallâhu Anh) dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerîfte Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “Ye’cûc ve Me’cûc açılacak, onlar Allâh-u Te‘âlâ’nın: ‘Her yüksek yerden boşalıyorlar’ buyurduğu gibi, insanlara musallat olacaklar, Müslümanlar onlardan kaçarak şehirlerine ve kalelerine çekilecekler, hayvanlarını bile yanlarına toplayacaklar. Ye’cûc ve Me’cûc yeryüzünün sularını içecekler, bir nehre uğradıklarında onu kupkuru bırakacaklar, arkalarından gelenler: ‘Bir zamanlar burada su vardı’ diyecekler. İnsanlardan özel sığınaklara girmeyen kimse kalmayınca onların sözcüsü: ‘İşte yer halkından kurtulduk, şimdi gök ehli kaldı’ diyecek…” (Ahmed ibni Hanbel, el-Müsned, no:11731, 18/256; İbni Mâce, 4079; Ebû Ya‘lâ, 1144, 1351; Taberî, 15/399; İbni Hibbân, no:6830; Hâkim, el-Müstedrek: 2/245, 4/489)
Jurnal isimli Üye şimdilik offline konumundadır