Bir ulu kitab önümde, değirmen gibi gürül gürül, bir ulu kitab ki düğümler atılmış harflerine yahut gözlerime. Şuara eğirmesi heftrenk diba bir kuşak kuşatmış ciğerimi, külhan ciğerim. Göğe bakıp, susup kalmışım, gök iniyor damla damla göğsüme!
Ender-i nâdirât bir hocadan elif talim ediyorum, Vey ırmağında kırılıp Bedir kuyularında dirilen soydan, elif elif şerh ediyor semâyı. Yollar dökülüyor gökten gönlüme, elif elif!
Cahil idim, bilmedim, çok söyledim, yanıldım, zehrimar koparıyor damarlarımı, boyumdan büyük kör kuyuların karnından sesleniyorum, söze keffaret bir güzel söz gerek, âcizim, meded!
Dönmek gerek. Yolu şaşırana ceza, dönüp baştan yürümek gerek, bu sefer istikamete dönmek gerek, taş taş söküp beyitleri, taş taş baştan bina etmek gerek!
Bir dağ başına gömeyim dere tepe sırtımda taşıdığım cesedimi, bir gözeden kanayım, yola koyulayım, yorulacak zamanım yok, oturmaya mı geldik?
EyvAllah .. Ak_Kelebek hanım.
|