Tekil Mesaj gösterimi
Alt 06-10-2009, 11:18   #1
Kullanıcı Adı
Ertuğrul ÖZGÜL
Standart Obama Kahire'deyken...

Paul Craig Roberts, Obama'nın Kahire Üniversitesi'nde yaptığı konuşmayı yorumluyor.

Paul Craig Roberts

"Birleşik Devletler ve dünya müslümanlarıyla, karşılıklı çıkar ve karşılıklı saygıya dayalı yeni bir başlangıç için Kahire'ye geldim."

Kahire, Mısır'ın, Amerikan kuklası bir devletin başkenti; yöneticileri Mısırlı müslümanların arzularını baskı altına alıyor, Gazze ablukasında İsraille işbirliği yapıyor.

Kahire Üniversitesi, El Ezher Üniversitesinin aksine sivil bir üniversite olarak kuruldu. Obama'nın Kahire Üniversitesindeki dinleyicileri laiklerdendi.

Hal böyleyken pek çok müslüman Obama'nın ürkütücü sözlerini umut verici buldu. Sömürgeciliğin ve Soğuk Savaşın, müslümanların hak ve fırsatlarını inkar ettiğini, müslüman ülkeleri arzularına saygı duyulmayan uydu devletler haline getirdiğini söyledi. "Şiddet yanlısı aşırıların" verdiği tepki korkuyu, Batı ve İslam dünyası arasında güvensizliği beslemişti.

Obama, Kuran'dan, ikinci adından ve ailesinin İslamla bağlarından bahsetti.

İslamın medeniyete katkısını yüceltti.

İslam hakkında olumsuz klişeler her nerede görünür olursa, ABD başkanı olarak bunlarla savaşma sorumluluğu olduğunu ilan etti.

İnsanoğlu olarak birbirimize karşı sorumluluklarımız olduğunu kabul ve teslim etti.

İran'ın barışçıl nükleer güce sahip olma hakkını kabul ve teslim etti.

Hiçbir yönetim biçiminin bir ulus tarafından diğerine dayatılamayacağını, dayatılmaması gerektiğini ilan etti.

Obama'nın şiddetli tartışmalara yol açacak nitelikteki sözleri, İsrail ve Filistinle ilgili olanlardı: "İsrailliler kabul etmelidirler ki İsrail'in varolma hakkı inkar edilemeyeceği gibi Filistinlilerin var olma hakkı da inkar edilemez. Birleşik Devletler, devam eden İsrail yerleşimlerinin meşruiyetini kabul etmez."

Obama tek çözümün, İsraillilerin ve Filistinlilerin barış ve güvenlik içinde yaşayacakları iki devlet olduğunu ilan etti. "Bu, İsrail'in çıkarına, Filistin'in çıkarına, Amerika'nın çıkarına ve dünyanın çıkarınadır. İşin gerektirdiği sabırla bu neticenin peşine bizzat düşme niyetinde olmamın nedeni bu." Obama'nın sözünün yerine gelmesi için İsrail, çaldığı Batı Şeria topraklarını geri vermeli, duvarı yıkmalı, mültecilerin dönüş hakkını kabul etmeli, Gazze gettosundaki 1.5 milyon Filistinliyi serbest bırakmalıdır. Bunların gerçekleşmesi ihtimal dışı göründüğünden dolayı Obama'nın ciroladığı "iki devletli çözümün" doğası zaman içinde görülecek.

Obama'nın gerçekleştirilemez beklentiler yaratan ölçüsüz sözleri, idealist söylem karşısında sevinçten uçanların ayakları yere değmesinden sonra bu kez eleştiri toplayacaktır. Bu ölçüsüz sözler, kuklamız Mısır'daki Müslüman Kardeşleri susturmak, müslümanların Irak'ta, Afganistan ve Pakistan'da Amerikan saldırganlığını kabul etmelerini sağlamak için tasarlanmış bir gevezelikten başka bir şey midir ki?

Obama, rejim değişikliğini takbih ediyor ama laik Araplardan kadın haklarına destek sağlayarak aynısını kendisi uygulamaya devam ediyor. Irak savaşının tercihen yapılmış bir savaş olduğunu söylüyor fakat el Kaide, Taliban ve 11 Eylül olayları, Afganistan savaşını gerekli bir savaş kıldı diyor.

Obama, Amerika'nın Afganistan'daki şiddet yanlısı aşırılarla savaşma kararlılığının arkasında Amerika'nın askeri üs ve hegemonya arzusu değil de 11 Eylül olayları ve el Kaide'nin sorumluluğu var ve Amerika'nın kararlılığında bir azalma olmayacaktır diyor. Müslümanlar, Amerika'nın Afganistan'daki ve şimdi de Pakistan'daki şiddet yanlısı aşırılığına Obama'nın taktığı kulpun ikiyüzlülük ürünü olduğunu fark edecekler mi?

Obama diyor ki "el Kaide 11 Eylül'de yaklaşık 3.000 kişiyi acımasızca öldürmeyi seçti; ve kitlesel ölçekte can alma azminde olduklarını şimdi bile beyan ediyorlar" dedi. Bu ölümler, Amerikan işgallerinin İslam dünyasına götürdüğü kan buketinin yanında sadece bir damladır. Dahası, Amerika'nın katlettiği müslümanların büyük çoğunluğu sivildir, tıpkı Amerikan askeri teçhizatlı İsrail ordusunun katlettiği silahsız Filistinliler gibi.

Obama, insanoğlunun haklarıyla telif edilemez eylemlere imza atan el Kaide'ye karşı Kuran'ın masumların öldürülmesini yasaklayan emrine başvurdu. Obama, aynı şeyin Amerika ve onun "kırkaltı" ülkeden oluşan koalisyonu için de geçerli olduğunu idrak etmez mi?

Amerika, tüm savaşlarını tercihen yapmıştır. 1 milyondan fazla ölü Iraklı, el Kaide değildi. 4 milyonluk mülteci Iraklılar da el Kaide değildi. Ancak Obama Iraklıların enkaza dönmüş ve nüfusunun beşte birini kaybetmiş ülkelerinde artık daha iyi durumda olduklarını söylüyor; çünkü laik bir yöneticiden, Saddam Hüseyin'den kurtulmuşlar.

Amerika'nın Afganistan'da öldürdüğü insanların ve mültecilerin iyi tutulmuş bir çetelesi kimsede yok ama Obama "Afganistan'daki durum, Amerika'nın hedeflerini ve birlikte çalışma gereğini" göstermektedir diye ilan ediyor.

Obama Beyaz Saraya yerleştikten sonra ilk 100 gün içerisinde 2 milyon Pakistanlı mülteci konumuna düştü. İsrail'in 3.5 milyon Filistinli mülteci yaratması 60 yılını almıştı.

Obama'nın bu konuşmayla gerçekte yaptığı, neoconların "müslüman aşırıları" yani kendilerini sekülerleşmiş, batılılaşmış sahte İslama göre değil de gerçek İslama uygun bir şekilde yönetmek isteyen müslümanları yok ederek batı hegemonyasını genişletme gündeminin sorumluluğunu kabul etmiş olmasıdır.

Müslüman aşırılar, sadece adı müslüman, dindar insanlara hükmeden ve İslami örf ve âdetleri baskı altına alan seçkinler yaratmış batı sömürgeciliğinin ve laikleştirmenin ürünüdür. Tüm uzmanlar bunu bilmektedir ve bu uzmanların pek çoğu, müslüman dünyaya ilerleme ve kalkınma götürmek diye selamlamaktadır bunu.

Obama, "beşeri ilerleme inkar edilemez" fakat "gelişme ve gelenek arasında bir tezad olmak zorunda değildir" dedi. Ne ki gelişmenin ve eğitimin târifini yapan batı. Bu terimlerin kastettiği, Batıda kastedilen ne ise o'dur. Müslüman aşırılar bu terimlerin, İslam'ın imhası anlamına geldiğini biliyorlar.

Obama, Amerikan tarzına yaraşır bir şekilde müslümanlara "para, teknolojik gelişim ve bilimsel mükemmellik merkezleri" teklif etti. Tüm müslümanların yapması gereken, Amerika'yla işbirliği yapmak, barışçıl olmaktır; Amerika "tüm bir insanoğlunun haysiyetine saygı duyacaktır."




Dünya Bülteni için çeviren: Ertuğrul Aydın

 

Ertuğrul ÖZGÜL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder