Konu
:
'' Cehenneme DUVAR,Cennete YOL Olsak.."
Tekil Mesaj gösterimi
06-19-2009, 17:57
#
1
Kullanıcı Adı
Duygu'Seli~
'' Cehenneme DUVAR,Cennete YOL Olsak.."
Resûlullah buyurdu ki: "Ey filanca yatağına girdiğinde: "Allah'ım kendimi Sana teslim ettim yüzümü Sana yönelttim işimi Sana bıraktım Senden ümit var olarak azabından korkarak sırtımı Sana dayadım. Senden sığınacak ve korunacak yer yine Sanadır. İndirdiğin kitaba ve gönderdiğin peygambere iman ettim de. Eğer o gece ölürsen iman üzere ölürsün. Eğer sabaha çıkarsan hayra ulaşırsın" [Buhari Müslim]
"Bağla ve tevekkül et!"
Enes (ra) rivayet ediyor: Bir adam Resulullah (sav)'a gelerek: "Hayvanımı bağlayarak mı yoksa serbest bırakarak mı Allah'a tevekkül edeyim?" diye sormuştu. Resulullah o adama: "Bağla ve tevekkül et!" buyurdu.
"O
ne dilerse o olur"
Ebu Hureyre (ra) Resûlullah'ın şöyle buyurduğunu haber vermiştir: "Kuvvetli mümin
Allah katında zayıf müminden daha hayırlı ve daha sevimlidir. Bununla beraber her ikisinde de hayır vardır. Sana yararlı olan şeyi elde etmeye çalış. Allah'tan yardım dile ve asla acziyet gösterme. Başına bir şey gelirse "Eğer şöyle yapsaydım
şöyle olurdu!" diye hayıflanıp durma. "Allah'ın takdiri bu
O
ne dilerse yapar" de. Çünkü "eğer (keşke)" kelimesi
şeytanı memnun edecek işlerin kapısını açar." [Müslim]
O'na hakkıyla tevekkül etseniz...
Ömer (ra) demiştir ki: Resûlullah'ın şöyle dediğini işittim: "Eğer siz Allah'a nasıl tevekkül etmek lazımsa öyle tevekkül etseniz; açlıktan karınları çekilmiş olduğu halde sabahleyin yuvalarından çıkan ve akşamları karınları doymuş olarak yuvalarına dönen kuşlara rızık verdiği gibi hiç şüphesiz
Allah size de rızık verirdi." [Tirmizi]
Ümmü Seleme (ra)'dan rivayet edildiğine göre
Resûlullah (sav) evinden şöyle derdi: "Bismillah. Allah'a tevekkül ettim. Allah'ım! Sapmaktan
saptırılmaktan; kaymaktan
kaydırılmaktan; zulüm yapmaktan
zulme uğramaktan; saygısızlık etmekten
bana karşı saygısızlık edilmesinden sana sığınırım." [Ebu Davud
Tirmizi]
Allah
kendisine tevekkül edeni sakınacaktır!
Amr Bin As (ra) anlatıyor: Resûlullah buyurdu ki: "Şüphesiz her vadide Âdemoğlunun kalbinden bir parça bulunur (yani kalp her şeye karşı bir ilgi duyar). Öyleyse kimin kalbi bütün parçalara ilgi duyarsa
Allah onun hangi vadide helâk olacağına hiç aldırmaz. Kim de Allah'a tevekkül ederse
kalbinin her şeye (ilgi kurarak dağılmasını önlemek için) Allah ona yeter.
Efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur: "Kim insanların en şereflisi olmak isterse Allah'tan korksun. Kim insanların en güçlüsü olmak isterse Allah'a tevekkül etsin. Kim de insanların en zengini olmak isterse
kendi elindekinden çok Allah'ın nezdindekine bel bağlasın."
"Bir şey istediğin zaman yalnız Allah'tan iste"
Efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur: "Bir şey istediğin zaman yalnız Allah'tan iste. Yardım dilediğin zaman da Allah'tan dile. Şunu iyi bil ki bütün yaratılmışlar elbirliği ile sana bir menfaat bahşetmek isteseler
Allah'ın sana yazdığından daha fazlasını bağışlayamazlar. Yine yaratılmışların tümü
elbirliği ile sana bir zarar vermek istese
Allah'ın sana takdir ettiğinden fazlasını yapamazlar." [Tirmizi]
"Allah bana yeter
O ne güzel vekildir"
İbn Abbas (ra) şöyle demiştir: Resûlullah buyurdu ki: "Ya Rab! Yalnız Senin hükmüne teslim oldum
yalnız Sana iman ettim
yalnız Sana tevekkül ettim
yalnız Sana döndüm
yalnız Senin için mücadeleye girdim. Ya Rab! Dalâlete düşmekten izzetine sığınırım
Senden başka ilâh yok. Sen ölümsüz daima diri olansın. Oysa cinler ve insanlar ölümlüdür." [Buhari
Müslim]
İbn Abbas (ra) şöyle demiştir: İbrahim (as) ateşe atıldığı zaman "Hasbunallahu ve ni'mel vekîl" (Allah bize yeter. O ne güzel vekildir) dedi.
Muhammed (sav) da onu söyledi. Şöyle ki: (Kendisine) "İnsanlar size karşı ordular hazırladılar
o halde onlardan korkun." dedikleri zaman
bu (söz) onların imanını artırdı ve: "Allah bize yeter. O
ne güzel vekildir" dediler. [Buhari
Müslim]
İbn Abbas (ra)'dan gelen bir diğer rivayete göre şöyle demiştir: İbrahim (as) ateşe atıldığı zaman son sözü "Allah bana yeter. O
ne güzel vekildir" olmuştur.
"Yalnızca Allah'a güvenenler!"
İbn Abbas (ra)
Resûlullah'ın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Bana (geçmiş) bütün ümmetler arz olunup gösterildi. Bir peygamber gördüm ki yanında (kendisine iman etmiş ancak) yedi sekiz kişi vardı. Bir (başka) peygamber gördüm onun da yanında bir iki adam vardı. Öyle bir peygamber de gördüm ki beraberinde tek bir kişi dahi yoktu. Derken uzaktan bana büyük bir karaltı gösterildi. Onları benim ümmetim sandım. Bana: "Bu
Musa Peygamber ile kavmidir. Sen ufka bak" denildi. Ufka bakınca büyük bir kalabalık gördüm. Bana: "Şimdi de öteki ufka bak" denildi. Orada da müthiş bir kalabalık vardı. "Bu senin ümmetindir. Onların arasında yetmiş bin kişi var ki hesapsız
azapsız Cennet'e gireceklerdir" denildi.
İbn Abbas anlatmaya devam ediyor: Resul-ü Ekrem konuşmasından sonra kalktı evine girdi. Bunun üzerine orada bulunan cemaat
hesapsız ve azapsız Cennet'e girecek olan bu kişilerin kim oldukları hakkında konuşmaya başladılar. Bazıları: "Onlar Resûlullah'ın ashabı olsa gerek" dediler. Kimileri de: "Herhalde onlar İslâm devrinde doğmuş
Allah'a şirk koşmamış olanlardır" dediler ve (daha pek çok) ihtimaller ileri sürdüler.
Konuşmaları duyan Resûlullah
hemen onların yanına geldi ve: "Ne hakkında dalmış konuşuyorsunuz?" diye sordu. Onlar da konuştukları meseleyi söylediler. Bunun üzerine Resûlullah: "Onlar büyü yapmayanlar
yaptırmayanlar; bir şeyi uğursuz sayma fiilini yapmayanlar ve yalnızca Allah'a güvenenlerdir" buyurdu. [Buhari
Müslim]
Duygu'Seli~
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder