Alıntı:
AK-AskeR Nickli Üyeden Alıntı
Çok seslilik yarar getirir ama aynı parti içinde değil... (:
|
ERBAKAN VE KURTULMUŞ'UN KÜRT MESELESİNE YAKLAŞIMLARI....
Sabah Gazetesi Yazarı Mahmut Övür bugünkü yazısında Kürt Açılımı konusunda son günlerde seslendirilen "Erbakan ve Kurtulmuş farklı düşünüyor" tezini destekleyen bir yazı kaleme almış. Önce yazıyı hep birlikte okuyalım...
Ali Öztürk`ün Analizi
Kürt açılımı konusunda, AK Parti`nin içinden geldiği Saadet Partisi`nin nasıl bir tavır alacağı merak konusuydu.
Bu merakla önceki pazar Saadet Partisi`nin İstanbul İl kongresine katıldım.
Eski kongreleri hatırlatmıyordu ama yine de heyecanlı ve coşkulu bir kalabalık vardı. Bir süre delegeler ve partililerle konuştum.
*
Özellikle de son günlerin en çok tartışılan Kürt açılımı konusunda Saadet Partililerin ne düşündüğünü sordum.
Biraz şaşırmadım desem yalan olur. "Kürtler bizim Müslüman kardeşlerimiz" diyen dindar bir kitle vardı ama iş "ana dille eğitime" gelince hepsi birer "milliyetçi" olup çıkıyordu.
Saadet Partisi`nin tabanından bu sesler yükselirken, çok geçmeden genel başkan Numan Kurtulmuş`un sesi duyuldu.
Kurtulmuş, İçişleri Bakanı Beşir Atalay`la görüşmesinden sonra televizyon ekranlarından şöyle sesleniyordu:
*
"PKK kesinlikle silah bırakmalı. Devlet de operasyonlara ara vermeli."
Bu çarpıcı sözlerin ardından Diyarbakır`a giden Kurtulmuş, daha ileri bir adım atıyor, partisinin "Barış ve Kardeşlik İçin Gönüllü Birliktelik Projesi" diye adlandırdığı Kürt politikasını açıklıyordu.
O politikanın omurgasını ise şu sözlerle özetliyordu:
"Türkiye`deki Kürt ve Türkleri eşit haklardan istifade edecek bir sistemi oluşturmakla sorumluyuz"
*
Fark"ını ortaya koydu:
Gerçekten mevcut siyasi partiler açısından ileri bir adımdı. Tabanı da eski siyasileri de aşan yeni bir çıkıştı bu�
Böylece Kurtulmuş, 29 Mart yerel seçimlerde kullandığı "Fark var" sloganının gereğini yerine getirmiş ve "farkını" hem yeni projeler üreterek, hem de muhalefet ettiği iktidarın Kürt açılımına destek vererek ortaya koymuştu.
Bu da şunu gösteriyordu. Mevcut tabana ve eski siyasi yapıya rağmen Numan Kurtulmuş, Saadet Partisi`nde yeni bir siyaset dili yaratmak istiyordu.
Doğrusu bu siyaset dilinin toplumda bir karşılığı da vardı. O karşılığı hem 29 Mart seçimlerinde, hem de ardından Haziran ayında yapılan ara seçimlerde verilen oylarla gördük.
Kısaca Kurtulmuş, eskiyle yetinmeyen onu değiştirmek isteyen bir çabanın içindeydi.
Bir Saadet Partilinin dediği gibi bu tavrıyla da "AK Parti ile Milli Görüş çizgisi arasında" bir yere oturmak istiyordu. Bunun için de zaman zaman siyasetin "temiz" kalmış aktörleriyle "özel görüşmeler" yapıyor, partisinin kapsama alanını genişletmek istiyordu.
Ancak karşısında ciddi bir engel vardı. Bizzat kendi partisinin içinde etkili olan "eski siyaset" temsilcileri.
*
Erbakan şaşırtıyor:
Onlarla her an karşı karşıya gelebilirdi. Nihayet geldi de�
"Milli Görüş"ün doğal lideri Necmettin Erbakan`ın "Kürt Açılımı"na ilişkin açıklamaları herkesi şaşırttı.
Düşünsenize 1995 yılında "Dağlara, Ne Mutlu Türk`üm diyene� yazarsan başkaları da, Kürt`üm diyene, Çerkez`im diyene yazar. Kardeşlik bağları zayıflar" diyen Erbakan, şimdi başka bir şey söylüyordu.
"Bunlarda yeterli devlet tecrübesi yok. Bunlar çoluk çocuk takımı. Avrupa`nın oyununa geliyorlar. Türkiye`yi bölmek için oynanan oyunlar. Böyle Türk Kürt diye, ayrım diye bir meselemiz yok�"
Erbakan "Avrupa`nın İsrail`in oyununa geliyorlar" derken Kurtulmuş tam tersi bir yaklaşımla hem iktidarı hem de muhalefeti aynı mesafeden eleştiriyordu:
"Bu bir devlet sorunudur. Çözümün sorumlusu da devlettir. Kimse çocuklaşmasın�"
Bakalım Erbakan`a ve çevresini kuşatan eski siyasetçilere rağmen Numan Kurtulmuş siyasette yeni bir dil yakalayabilecek mi?
Mahmut Över - Sabah
Evet bunlar Mahmut Övür`ün dışardan izlediği kadarıyla yaptığı çözümlemeler...
Peki gerçekten Erbakan ve Kurtulmuş bu konuda farklı mı düşünüyor?
Hayır.
Kurtulmuş ve Erbakan aslında aynı düşünüyor fakat farklı bir dil kullanıyorlar.
Sebebi ise Kurtulmuş Genel Başkan olarak bizzat pratik siyasetin içindedir. Milli Görüş Lideri Erbakan ise 40 yıllık bir hareketin lideridir. Refah Partisi`nin 10.yılı kutlama programında o günlerde Erbakan`ı dinleyenler, Erbakan`ın yaklaşık bir saat Ali Bulaç, Altan Tan ve Mehmet Metiner ( O günlerde Genel Başkan danışmanıydılar) Kürt Sorunu ve Güneydoğu meselesini anlattığını hatırlayacaklardır. Hatta o günlerde de bazıları Erbakan`ı bölücülük yapmakla suçlamıştı.
Şimdi Erbakan Hoca güncel siyasi yartışmaların dışında kalmaya özen gösteriyor.Erdoğan şunu demiş, Bahçeli bunu demiş, onlara cevap yetiştireyim gibi bir derdi Erbakan Hoca`nın.
Erbakan Hoca Milli Görüş Hareketi`nin lideri olarak meselelere daha yukardan ve temelden bakıyor. Erbakan Hoca`nın ifade ettiği Türkiye`nin bölünmesi ve Türk-Kürt kavgası Büyük İsrail`e hizmet eder düşüncesinin neresi yanlış. Dün ABD Büyükelçiliği`nin "bu bir Türk projesidir" açıklaması dikkatinizi çekmiştir. Erbakan Hoca doğruları keskin ve dosdoğru biçimde ifade ediyor. Osmanlı ve medeniyet vurgusu yapıyor. Hükümet`inde bu işi eline yüzüne bulaştıracağına dair endişesini dile getiriyor doğal olarak.
Peki Saadet Lideri Numan Kurtulmuş Milli Görüş Lideri Erbakan`dan başka bir şey mi söylüyor?
Pratikte farklı ama "öz" itibarıyla aynı şeyleri söylüyor Kurtulmuş. Saadet Partisi Genel Başkanı olarak somut çözüm önerileri sunuyor ve yol gösteriyor. Tıpkı Erbakan`ın Refah Partisi`nin 10.yılında Ankara`da Atatürk Kapalı Spor Salonu`nda yaptığı gibi yapıyor. Hükümet`e ülkeyi bölünmeye götürecek ve Güneydoğu`da büyük güçlerin işine yarayacak adımlar atma diyor. Halkla barış diyor, şefkat devleti ol diyor, İstanbul`da vatandaşa nasıl davranıyorsan, Hakkariliye de aynı davran diyor. PKK ön koşulsuz silah bıraksın diyor. Askerinde bu sürece olumlu katkı yapmasını istiyor.
İşte bütün bu öneriler pratik siyasette olan Numan Kurtulmuş`un söylemesi ve dile getirmesi gereken hususlardır. Bu sözleri bizzat Erbakan`dan duymayı bekleyenler varsa yanılıyorlar. Milli Görüş Lideri Erbakan ve Genel Başkan Numan Kurtulmuş`un Açılım konusunda dile getirdikleri "öz" itibarıyla aynı, aradaki tek fark ise Kurtulmuş`un bizzat pratik siyasetin içinde olması Milli Görüş Lideri Erbakan`ın ise aktif siyasette olmamasıdır.
Mahmut Övür`ün yanıldığı bir noktada eskiler meselesi, eski diye nitelendirdiği Sayın Recai Kutan ve Şevket Kazan gibi isimler ise, Sayın Kutan`ın İstanbul Kongresi`nde yaptığı konuşmada Genel Başkan Kurtulmuş`un üslubunu nasıl övdüğünü dinlememiş olmalı. Ayrıca Kongre`de Divan Başkanlığı yapan Sayın Şevket Kazan`ın Kurtulmuş`un konuşması sonrasında kendisini nasıl taltif ettiğini ve Kurtulmuş`u ayakya alkışladığını izlememiş anlaşılan.Aslında Mahmut Övür bütün bu gerçekleri görse de belkide görmemek işine geliyor galiba. Eğer bu gerçeği kabullenmiş olsa zaten yukarıda okuduğunuz yazı yazmamış olurdu.
Boyuthaber - Ali Öztürk