10-10-2009, 17:56
|
#1
|
|
Hz. Ömer'e neden ''Faruk'' dendi?
Bir münâfık ile bir yehûdî, bir husûsda anlaşamadı.. Yehûdî da'vâyı hâlletmek için, Sultân-ı Enbiyâ hazretlerinin meclis-i şerîflerine gelmek istedi. Münâfık da yehûdîlerin re'îsi Ka'b bin Eşrefe gitmek istedi. Sonunda, Resûlullahın 's.a.v.' katına geldiler. Da'vâyı yehûdîye hüküm buyurdular. Münâfık o hükme râzı olmayıp, hazret-i Ömerin 'r.a.' huzûruna da'vâyı halletmesi için geldiler. Yehûdî, mâcerâ ve da'vâyı hazret-i Resûlullahın huzûruna varıp, Resûlullah hazretlerinin kendisine hükm eylediğini, münâfıkın ise buna râzı olmadığını anlatdı. Hazret-i
Ömer 'r.a.' o münâfıkdan, anlaşmazlığı süâl buyurdular ki,
- Bu yehûdînin anlatdığı gibi midir.Münâfık,
- Evet, öyledir. Ammâ ben Peygamberin hükmüne râzı olmayıp, geldim ki, sen hüküm edesin, dedi.Hazret-i Ömer 'radıy ü teâlâ anh' buyurdu:
- Siz yerinizde durunuz. Gelip, sizin için hükm edeceğim.Varıp, evlerinden kılıncını aldı. Geldi ve münâfıkın boynunu vurdu.
Buyurdu ki:
- Allahü teâlânın ve Resûlünün hükmüne râzı olmıyan kimseye ben böyle hükm eylerim.O vakt, Cebrâîl aleyhissalâtü vesselâm âyet ile gelip, hazret-i Ömere 'r.a.' hak ile bâtıl arasını ayırt etdi demek olan Fârûk lakabı verildi.]
Âyet-i kerîme budur; Şu kimseleri görmez misin, sana ve senden öncekilere indirilen kitâblara inandıklarını zan ederler. Muhâkeme olunmak için tâgûta gitmek isterler..)
[Nisâ sûresi 59.cu âyet-i kerîme meâli.]
|
|
|