10-11-2009, 21:30
|
#18
|
|
Yazıklar Olsun!11.10.2009 İsviçre’de imzalanan Türkiye-Ermenistan protokolünü “tarihi imza değil tarihi hata” diye nitelendiren Kurtulmuş çok sert konuştu.
Protokolün imzası sırasında Ermeni heyetinin sergilediği tutumun, sürecin tamamen Ermenistan’ın inisiyatifinde geliştiğini gösterdiğini vurgulayan Kurtulmuş; “Ermenistan’ın; bırakın Karabağ işgalini konuşmayı, bu “işgale” çağrışım yapacak en ufak bir imaya bile yer verilmesine karşı çıkması bunun en somut delilidir” dedi. “Ermenistan haksız ve kanlı bir şekilde işgal ettiği Karabağ bölgesinden çekildi mi?” Hayır!
1 milyonun üzerinde Azeri soydaşımız, evlerine, yurtlarına geri dönebildi mi? Hayır!
Peki ne oldu da şimdi Ermenistan sınır kapısını açacak bu protokole imza attık? Ermenistan’ın her dediğine “evet” der duruma geldik? Hangi saik ve gerekçelerle bütün kırmızı çizgilerimizden vazgeçtik?” sorularını soran Numan Kurtulmuş; “Bütün samimi uyarılarımıza ve milletimizin bu konudaki hassasiyetine rağmen bu protokolün imzalanması karşısında söyleyebileceğimiz tek şey artık şudur: “Yazıklar olsun!” dedi.
SAADET PARTİSİ GENEL BAŞKANI PROF. DR. NUMAN KURTULMUŞ PROTOKOLÜN İMZALANMASI ÜZERİNE ŞU AÇIKLAMAYI YAPTI:
“Ermeni Açılımı” adı altında bir süredir ülke gündemini meşgul eden protokol dün gece iki ülke dışişleri bakanları tarafından imzalandı. İmza töreninin “soykırım olmadığını” söyleyenlere “mahkumiyet veren” ve “Sözde Soykırım İddialarını tanıyan” tek Avrupa ülkesi, İsviçre’de imzalanmış olması bile yeterince manidardır.
Protokolün imzalanması sırasında ortaya çıkan kriz, Saadet Partisi olarak, milletimizin hassasiyetleri doğrultusunda defalarca dile getirdiğimiz endişe ve uyarıların ne kadar haklı olduğunu ortaya koymuştur.
AK Parti her konuda oluğu gibi bu konuda da samimi uyarılara kulak vermek yerine bildiğini okumayı tercih etmiş ve bu tavrıyla Türkiye’yi çok ciddi bir dış politika zaafiyetinin içine sokmuştur.
Böylesine önemli bir konunun önce milli iradenin yegane tecelligahı TBMM’de ele alınması en azından “Demokratik Ahlak”ın gereğiydi. Millete danışılmadan, TBMM’de görüşülmeden, adeta yangından mal kaçırırcasına yapılan bu anlaşma bize göre “tarihi bir imza değil”, “tarihi bir hata”dır.
Ermenistan bu süreçteki tavrı ile ortaya koymuştur ki, sadece Karabağ konusunda değil, 1915 sözde soykırım iddiaları ile ilgili duruşunda da en ufak bir değişikliğe gitmeyecektir.
Biz Türkiye olarak Ermenistan sınır kapısını durup dururken kapatmadık. Ermenistan, Azerbaycan’a ait Karabağ bölgesini işgal ettiği ve 1 milyon Azeri kardeşimizi yerinden yurdundan ettiği için kapattık.
Şimdi milletimiz adına soruyorum;
“Ermenistan haksız ve kanlı bir şekilde işgal ettiği Karabağ bölgesinden çekildi mi?” Hayır!
“1 milyonun üzerinde Azeri soydaşımız, evlerine, yurtlarına geri dönebildi mi?” Hayır!
Peki ne oldu da şimdi Ermenistan sınır kapısını açacak bu protokole imza attık?
Ermenistan’ın her dediğine “evet” der duruma geldik?
Hangi saik ve gerekçelerle bütün kırmızı çizgilerimizden vazgeçtik?
Bu soruların cevabını bilmek milletimizin en tabii hakkıdır.
Bu protokol ile üç büyük tarihi fırsat Ermenistan’a altın tepsi içinde sunulmuştur.
Bunlar; Ermenistan’ı, Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştıracak demiryolu projesi, Nabucco vasıtasıyla enerji nakil hatları projesi ve Karayolu projesidir.
Ermenistan; ne Karabağ konusunda ne de sözde soykırım iddialarıyla ilgili en ufak bir taviz vermeye yanaşmazken; Türkiye’nin 3 milyonluk Ermenistan’a bu kadar büyük imkanları tanımasının arkasındaki reel politik gerekçe nedir? Bunu bilmek istiyoruz.
Saadet Partisi olarak biz de, komşularımızla sıfır problemden yanayız. Ancak “sıfır problem” iki tarafın aynı samimiyet ve fedakarlıkla bunu istemesi sayesinde ulaşılabilecek bir hedeftir. Şayet tek taraflı olarak işlerse, bunun diplomaside ki tek karşılığı; “Türkiye ne olursa olsun taviz vermeye hazır” demektir.
Yeni dostluklar kazanmak, komşularla iyi ilişkiler geliştirmek tabii ki her hükümetin hedefidir. Ancak yeni dostlar kazanacağız diye Azerbaycan gibi kadim dostlarımızı, soydaşlarımızı, dindaşlarımızı, küstürmeye kimsenin hakkı yoktur.
****
Ak Parti’nin, daha önceki iktidarlarında dış konjonktür desteği etkili olmuştur.
Şimdi de yeni bir seçimin arefesinde “Ermenistan Açılımı”, “IMF anlaşması” gibi tavizlerle dış konjonktürün desteğini alarak iktidarını kurtarma peşindedir.
Ancak AK Parti kendi iktidarını kurtarmaya çalışırken, Türkiye’nin geleceğini tehlikeye sokmakta, Kafkas politikası başta olmak üzere geri dönüşü olmayan tarihi hatalara imza atmaktadır.
Bütün samimi uyarılarımıza ve milletimizin bu konudaki hassasiyetine rağmen bu protokolün imzalanması karşısında söyleyebileceğimiz tek şey artık şudur: “Yazıklar olsun!”
Bir kez daha çağrıda bulunuyorum; Gidilen yol yanlıştır. AK Parti Hükümeti’nin “sıfır problem” adı altında izlediği tavizkar tutum sadece dış politikamızı zaafiyet içine sokmakla kalmamakta, Türkiye’nin saygınlığına da gölge düşürmektedir. Türkiye bu bölgenin Amiral gemisidir. Türkiye bu misyona uygun, muktedir ve saygın bir dış politika izlemek zorundadır. Kamuoyuna saygılarımla…
PROF. DR. NUMAN KURTULMUŞ
SAADET PARTİSİ GENEL BAŞKANI
|
|
|