Zâhirî vâkıaları ve hâdiseleri tetikleyen bâtınî sebeplerin olduğunu unutmamak îcâb eder. Düşünmeli:
Acaba yaşanan felâket ve dramlarda bizim ne gibi kusurlarımız var? Toplumların huzur ve sukûneti için nasıl bir kulluk kıvâmında olmalıyız? Hâlimizi muhasebe ediyor muyuz?
Toplumumuzun gidişâtından gücümüz nisbetinde kendimizin mes’ul olduğunu tefekkür hâlinde miyiz? Zira âyet-i kerîmede buyurulur:
“İnsanların bizzat kendi işledikleri yüzünden karada ve denizde nizam bozuldu...” (er-Rûm, 41)
|