Üç harfe sığdırılmış binlerce anlam ,ve bizim o üç harfi sığdırmaya çaılştığımız bir ömür...Hayat bir muamma çözemediğimiz...Acısı , tatlısı, hüznü , sevinci , sevdası , ayrılığı, bekleyişi ,gidişi...akılla gönül arası bir kısır döngü...her fiilin binlerce yüzü var belki ama en çok iki yüzü...
Hayata gözlerini açtığın andan itibaren, gözlerine değmiş binlerce bakış ,ve bir o kadar anlam...bir bakışta saklı, şevkat, merhamet, nefret ,isyan , sitem, mutluluk bazen ,bazen hayatının en büyük acısı , ihanet kipriğin ucunda bir lahzalık vazgeçiş ,ve aşk bir bakışta ,yok olurken ,varlığını bulmak...
Bir gül kokusu genzinden geçip ,gönlünü yakan .Bir bülbül sesi belki ,içindeki yaraya durmadan batan,bir dağ başı ,bir çöl ortası...Tahirin Zühre demediği üçüncü mısra , Yusufun atıldığı kuyu ,Yakubun gözüne sürdüğü göynek...Ferhatın deldiği dağ kadar büyük ,mecnunun geçtiği çöl kadar sıcak ,Yunusun dergaha taşıdığı odunlar kadar doğru...
Bir seher vakti ,göğe kaldırılmış avuca düşen aminde gizli...hasret rengi gecelerde yar deyip yumulan gözde ,gözden sızan bir kaç damlada belki...Bir çocuk masumluğunda ,bir anne içtenliğinde...karın beyazında ,yağmurun sesinde...bir yasemen çiçeğinin özünde belki...
Gördüğün dokunduğun kadar yok ,hissettiğin kadar var...Sen kadar sırken aşk ,Onun kadar aşikar...
Bütün güzellikleri görmezden gelmek ,güzel ne onu bulmak...Ve ruhun tadını almak,nefsin tad sandıklarını tatmadan...
Niyesiz , nasılsız sevmek ,kıldan ince kılıçtan keskin bir sıratla bağlanmak...Öyle bir yanmak ki ,cehennemin ateşi utansın,ve o yanmaktan ,zemzem serinliği duymak...Ondan gayrısı hiçlikken ,onda herşey olmak...
Bütün çaba bir ömre üç harfi(aşk) sığdırmak ,ve ölümLe vuslatı denk düşürmek...
Renksiz , kokusuz, ezelsiz ve ebedsiz,anlamının idraki ,anca kendiyle mümkün olan...Sorguzusca seni istiyorum ,gel nasıl olursa olsun, bedeli ne olursa olsun ...Sonla ,başlangıç arası tek bir lazha...Gel ne olursun...
Ey aşk sen hiç aşık oldun mu...? ...Sahi aş(ı)k olmak nasıl bir şey...