Tekil Mesaj gösterimi
Alt 02-20-2010, 19:20   #23
Kullanıcı Adı
Duygu'Seli~
Standart
İnsanlar yaratılırken kadın ve erkek diye iki şekilde yaratılırlar bunu hepimiz biliyoruz.. Ama bazı insanlarımız doğuştan gelen bir sorunla erkek olduğu halde kendisini bayanmış gibi hissedebilir yada kadın olarak doğduğu halde erkeksi hormonları baskın olabilir..Misalen kadın olarak dünyaya gelen bazı insanlarımızda erkeklik hormonu fazla olduğundan duruşlarında,yaşayış biçimlernde yada duygularında bu açıkça kendini gösterir..

Aslında bu genelde yaratılıştan kaynaklanan ama TEDAVİSİ olan bir hastalık olduğu halde insanlarımız bunun bilgisinde olmadığı için bu durumu yadırgamakta ve böyle insanlara önyargıyla bakmakta..Yaratılıştan böyle olmayıp sonradan özenti yada maneviyat eksikliğinden kaynaklanan ve arayış içinde olupta kendini bu çukurda bulanlarda var tabiki..

Böyle durumlarda elbette seyirci olmak gerekmiyor..Ama kınamakta gerekmiyor..
Kınanması gerekenler bu duruma seyirci kalan,insanlara yanlış anlatan ve bunun özgür bir yaşama tercihi olduğunu,normal olduğunu düşünen insanlardır..Bunun normal olmadığının bilinmesi gerekiyor..
Dinimizde bile bu rahatsızlıkla ilgili bilgiler,tedavi yolları ve takınılması gereken tavırlar açıkça vardır..

Emine Şenlikoğlu'nun mektup yazılarından birini okumuştum 16 yaşımdayken..Kendisine dert yanan ve yardım isteyen bir eşcinseli anlatıyordu..Genç ''elimde olmayan bir şey,nedenini bilmiyorum,çok utanıyorum..Herkes beni dışlayacak diye kimseyle paylaşamıyorum,ailem bilse belkide beni evden kovar,birlikte olduğum erkekler oldu ama sonrasında defalarca intiharı düşündüm'' diye yardım istiyordu..

Bakın toplumumuz o kadar kapalı,cahil ve anlayışsız ki,sorunu olan çoğu genç ailesiyle paylaşmaktan bile korku duyuyor..Zaten ''ailem ne yapar,çevrem ne der'' düşüncesinde olupta bu çukurdan kurtulamayan ve dahada batan binlerce genç yok mu..? En büyük kusurumuz cehalet.. Maneviyat eksikliği,utangançlık,''toplum ne der'' anlayışıda cabası..


Kişiye önce rahatsızlığı öğretilmeli,tedavisi olduğu halde yanaşmazsa bunun günah olup insanı harama sürükleyeceği anlatılmalıdır.. Böyle insanların maneviyatları sağlam olmadığı için onlara önce manevi ve dini değerler kazandırılmalıdır..Dinimiz bu konuda insanlara en güzel rehber en güzel ilaçtır..Manevi ve dini değerlerimizi bilmek bizi sadece doğuştan gelen rahatsızlıklarımızdan değil,sonradan bulaştığımız her türlü fiziki yada ruhi rahatszılıklardan uzak tutar..

Bir âyet meali şöyledir:
(Namaz, münker ve fahşadan [edepsizlikten, hayasızlıktın, akla ve dine uymayan, uyuşturucu, içki, zina, eşcinsellik, {homoseksüellik, livata, lezbiyenlik} gibi her türlü kötülükten] alıkoyar.) (Ankebut 45)




Konuda bahsi geçen zavallı, medyanında emeği ile bu gün bütün insanlarımızın bildiği biridir.. Bizleri onlara ''saygı ile'' bakmak zorunda bırakmak istiyorlar..Karşı gelenler yobaz ilan ediliyorlar.. Bunun normal olduğunu kanıtlamak için avrupadan ve bu rezaleti meşru gösteren gayrimüslim ülkelerden örnekler vererek bir çok insanımızı maalesef çok kolay kandırabiliyorlar..
Bahsi geçen zavallının evlenmesi,bu durumda olan bir çok insanıda elbetteki etkileyecektir..Örnek alacaklardır belkide..Bunun büyük suçlusu medya ama onun yanında birde bizim toplumuzun cehaleti ve eğitimsizliği yok mu..?İşe sadece kınayarak yaklaşmakla ne kadar aşabiliriz bu sorunu..?

Kınamak yerine bunun anlatılması ve insanlarımızın bilinçlendirilmesi taraftarıyım ben..Protesto ederek,hakaretler yağdırarak yada kınayarak duruma seyirci kalmış oluruz..Bu tepki değil tepkisizlik ve bencillik olur..
Herkes bu ibret verici durumdan kendine pay çıkartabilir.. Bütün ülkeye eli yetmiyor olabilir ama en azından çevresindeki üç beş kişiye eli yetebilir..

Eğitim şart
  Alıntı ile Cevapla