Tekil Mesaj gösterimi
Alt 04-08-2010, 19:09   #2
Kullanıcı Adı
montenegro
Standart
“MEKKE’DE OLSAM BURAYA GELİRDİM”

Bediüzzaman Hazretleri, kendisinin yıllarca çeşitli zulûm ve sıkıntılar çekmesine tahammül edemeyen eski dostu bir Mebusa verdiği cevapta, bu vatan ve toprakların ne kadar mühim olduğunu belirtmiştir. O cevab Bediüzzaman Hazretlerinin bu vatana bakışını göstermesi bakımından da mühimdir. Şöyle diyordu:
«Senin mektubunda benim istirahatimi ve eğer iktidarım olsa, benim Şam ve Hicaz tarafına gitmeme dair sizin hükûmet-i hazıraya müracaat maddesi ise:
Evvelâ: Biz, imanı kurtarmak ve Kur'ana hizmet için, Mekke'de olsak da buraya gelmek lâzımdı. Çünki en ziyade burada ihtiyaç var. Binler ruhum olsa, binler hastalıklara mübtela olsam ve zahmetler çeksem, yine bu milletin imanına ve saadetine hizmet için burada kalmağa, Kur'andan aldığım dersle karar verdim ve vermişiz.» (Emirdağ Lâhikası-I, s.195)
Bu beyanlar bize memleketimizin ne kadar ehemmiyetli bir hizmet yeri olduğunu ve bu milletin de dünya durdukça dinini ve imanını koruyacağını ve bu husustaki kararlılığını göstermektedir.
Bu broşürde, Risale-i Nur Külliyatında beyan edilen, milletimiz ve vatanımız aleyhindeki en büyük tehlikeler sıralanmıştır. Buradaki ölçü, milletimizin ekseriyetinin aleyhine olan tehlikelere dikkat çekmektir. Bazı çevrelerin, halkımızı ve inançlarını rencide edici “Tehlike Değerlendirmeleri”, bu vatan ve millet için asla ölçü olamaz.
montenegro isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla