04-08-2010, 19:12
|
#7
|
|
TEHLİKE–3
PARTİCİLİK TARAFGİRLİĞİ
Particilik bir kaç noktadan İslâm’ın temel esaslarına ters düşmektedir. Çoğunluğunu Müslümanların teşkil ettiği bir cemiyetin, Parti tarafgirliği ile bozulacağını ve parçalanacağını beyan eden Bediüzzaman Hazretleri diyor ki:
«İslâmiyetin pek çok kanun-u esasîsinden birisi,
[1]وَ لاَ تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ اُخْرَىâyet-i kerîmesinin hakikatıdır ki, “Birisinin cinayetiyle başkaları, akraba ve dostları mesul olamaz.”
Halbuki, şimdiki siyaset‑i hâzırada Particilik taraftarlığıyla, bir câninin yüzünden pek çok mâsumların zararına rıza gösteriliyor. Bir câninin cinayeti yüzünden taraftarları veyahut akrabaları dahi şenî gıybetler ve tezyifler edilip, birtek cinayet yüz cinayete çevrildiğinden, gayet dehşetli bir kin ve adaveti damarlara dokundurup kin ve garaza ve mukabele-i bilmisile mecbur ediliyor.
Bu ise, hayat-ı içtimaiyeyi tamamen zîr ü zeber eden bir zehirdir.
Ve hariçteki düşmanların parmak karıştırmalarına tam bir zemin hazırlamaktır.
İran ve Mısır’daki hissedilen hadise ve buhranlar bu esastan ileri geldiği anlaşılıyor. Fakat onlar burası gibi değil; bize nisbeten pek hafif, yüzde bir nisbetindedir. Allah etmesin, bu hal bizde olsa pek dehşetli olur.» (Emirdağ Lâhikası-II, s.174)
Mezkûr yazıda, Particiliğin memleketimizde iyice yerleşmesiyle Millî Kuvvetimizin zayıflayarak dışarıdan gelen müdahelelerin iyice artacağı, hatta Allah korusun dahili kargaşa çıkabileceği ihtar edilir.
Yine aynı mânâda Particiliğin vereceği zararları anlatan bir bahis:
«Beşerin vahşet ve bedevilik zamanlarındaki bir kanun-u esasîsine medeniyet namına Dine hücum edenler, irtica ile o vahşete ve bedeviliğe dönüyorlar.
Beşerin selâmet, adalet ve sulh-u umumîsini mahveden o dehşetli vahşiyane kanun-u esasî, şimdi bizim bu bîçare memleketimize girmek istiyor. Garazkârane ve anudane Particilik gibi bazı cereyanları aşılamağa başlaması gibi bir ihtilaf görülüyor.» (Emirdağ Lâhikası-II, s.82)
Malum olduğu üzere bir Partilinin hatası bütün taraftarlarına teşmil edilmektedir. Yani bir hata binler hatalara çıkarılmaktadır. Bu anlayış hem Kur’an’a zıt düşmekte hem İslâm Kardeşliğini bozmaktadır.
Particiliğin yapısında bulunan birbiriyle boğuşmanın, bu memlekete ne kadar zararlar verdiğini Bediüzzaman Hazretleri şöyle ifade eder:
«Üç veya dört cereyanın muannidane muaraza etmeleriyle, o kuvvetler, muaraza sebebiyle zayıflar. Memleketin menfaatine ve asayişine sarfedilecek o zayıf kuvvetle hâkimiyetini -hattâ istibdad ile de olsa- asayiş ve emniyet-i umumiyeyi muhafazaya kâfi gelmediğinden, Fransız ihtilâl-i kebirinin tohumlarının bu mübarek memleket-i İslâmiyeye ekilmesine yol vermektir diye telaş edilebilir.
Madem bu ittifaksızlıktan gelen za'fiyet ve kuvvetsizlik sebebiyle Ecnebinin politikasına ve ehemmiyetsiz muvakkat yardımlarına karşı bu acib manevî rüşvetler veriliyor. Dörtyüz milyon kardeşin uhuvvetine, milyarlar ecdadın mesleğine ehemmiyet verilmiyor gibi bir mana hükmediyor. Ve asayiş ve siyasete zarar gelmemek için bu kadar israfat ile bol maaşlar suretinde kuvvet teminine kendilerini mecbur zannederek rüşvetler veriliyor; milletin fakr-ı hali nazara alınmıyor.» (Emirdağ Lâhikası-I, s.83)
|
|
|