05-12-2011, 06:48
|
#13
|
|
Suudî Arabistan, Arap dünyasındaki televizyonların ve internet sitelerinin, yazılı medyanın yüzde 30’una sahip bulunmakta veya kontrol etmektedir Birçok İslâmî propaganda ve misyonerlik kuruluşları da ona bağlıdır
“14 Şubat 1945’te ABD Başkanı Franklin D Roosevelt ile Kral Abdülaziz bin Suud arasında bir anlaşma yapılmıştı Buna göre, Suudiler Amerika’nın askerî koruması karşılığında petrollerini vereceklerdi Kral, Filistin’e Yahudilerin yerleştirilmesine kesinlikle karşıydı ‘Araplar Avrupa Yahudilerine hiçbir kötülük yapmadılar Yahudilere kötülük yapanlar, onların mallarını ve canlarını alanlar Hıristiyan Almanlardı Dolayısıyla faturayı onların ödemesi gerekir!’ demişti Roosevelt, Krala inanmış görünmüş ve üç söz vermişti: Filistin meselesinin hallini hükümetinin önemli işlerinden biri olarak kabul etmek, Arapların aleyhine hiçbir şey yapmamak Hem Araplarla hem Yahudilerle görüşmeden bu politikada hiçbir değişikliğe gitmemek  Lakin ABD Başkanı bu görüşmeden iki ay sonra vefat etti Verilen sözler de tutulmadı Suudiler açısından İbni Suud’un Roosevelt’e verdiği söze uygun olarak Suudî Arabistan İsraille hiç savaşmadı ”
Vehhabîliğin iki ayrı veçhesi vardır: Dînî ve siyasi Dini açıdan bu mezhebe ilk reddiyeyi Muhammed İbni Abdülvehhab’ın kardeşi Süleyman İbni Abdülvehhab yazmıştır
Suudî Arabistan’da şu anda hiçbir eski veya yeni mezar yoktur Peygamber Efendimizin türbesi dışındaki bütün türbeler temellerine kadar yıkılmıştır Yazılı bir kabir taşı da kalmamıştır Hicaz Valisi Eyüp Sabri Paşa “Tarihî Vehhabiyan” adlı kitabında, Vehhabîlerin Resulullah Efendimizin türbesini yıkmak üzere kubbeye elinde kazmayla bir adam çıkardıklarını ve herifin düşüp öldüğünü anlatır Onların Peygamberimizin türbesini yıkmaktan vazgeçmelerinde, İslâm dünyasının büyük infiali ve protestosu da tesirli olmuştur
İngiltere Birinci Dünya Savaşı’nda Hicaz Bölgesinde Osmanlılara karşı Şerif Hüseyin’i kışkırtmış, desteklemiş, casus Lawrence’yi o bölgeye büyük miktarda altınla göndermiştir Necid Bölgesinde de yine Osmanlıya karşı Vehhabîleri ve İbni Suud kabilesine de Sir John Philby’i göndermiştir Tabii eli boş olarak değil  
Türkiye’de Vehhabîlik yayılıyor mu? Bence yayılıyor, lakin bu isimle değil Onlar kendilerine Vehhabî denilmesini istemezler, biz Selefiyiz derler
Ehli Sünnet İslâmlığı ile Vehhabilik arasındaki teolojik ihtilaflar ve tartışmalar daha ziyade akaid/inanç konularındadır Ehl-i Sünnet uleması bu fırkaya karşı hayli reddiye yazmıştır
İşin bir de siyasi tarafı var Onu da tarihçiler ele almıştır Bizim toplumumuz okumayan, araştırmayan, incelemeyen, hafızasını büyük ölçüde yitirmiş bir toplum olduğu için bu konularda yeterli bilgi ve kültür sahibi değildir
Mehmet Şevket Eygi
Konu ocean tarafından (05-12-2011 Saat 07:33 ) değiştirilmiştir..
|
|
|