|
BİTKİ EKOLOJİSİ-2
ALPEREN GÜRBÜZER
Bitki örtüsü ile Biyotik (beşeri) faktörler arasında ilişkiler:
—Tabi bitki örtüsünün sürekli tahribi neticesinde eğimli yamaçlar erozyona uğramış, derken ana materyal yüzeye çıkmıştır. Anlaşılan o ki ortam bozulmasına paralel olarak ortamda klimaks türlerin sahadan çekilmesini beraberinde getirmiş ve böylece geriye bitki örtüsü olarak kala kala birkaç kanaatkâr ağaç, çalı ve ekseriya otsu türler kalmıştır.
—Step ormanlarının çeşitli yollardan tahribi step alanların genişlemesini sağlamıştır. Karadeniz kıyı kuşağında ise yer yer psödomaki (yalancı maki) topluluklar gelişmiştir.
—Vejetasyon örtüsünün tahrip edildiği alanlarda klimaks türler azalmış veya tamamen yok olmuş ve bunun neticesinde yerini kurakçıl bitki toplulukları ana kayaya bağlı türler yaygınlaşmıştır. Hatta bitki ortamı bir veya birkaç türün yayıldığı saha haline gelmiştir.
—Genelde memleketimizde klimaks türler önemli derecede değişmiş onun yerine ortama yabancı türler denilen kozmopolit türler ön plana geçmiştir.
— Ülkemizdeaşırı hayvan otlaması, tarıma uygun olmayan alanlarda tarım yapılması, eğimli alanların sürekli traşlama yapılması ve orman bakımın sağlanamaması gibi etkenlere bağlı olarak vejatasyon örtüsünün büyük ölçüde kan kaybına uğradığı belirlenmiştir.
TÜRKİYEDE BİTKİ ÖRTÜSÜNÜN GEÇİRDİĞİ SÜREÇ
Flora –Biyocoğrafya alanlarında değişmeler
Ülkemiz Pleistosen’de ve hatta Holosen’de önemli iklim değişmelerine uğramıştır. Bu yüzden etkileri pedojenez ve jeomorfolojik yönden çok önemlidir. Bu arada Glasiyal devrelerde (buzul devre) hüküm süren nemli iklim şartlarına bağlı olarak ormanlar geniş alanlara doğru yayılmış, hatta bugün kuzey bölgelerimizde bulunan nemli ormanlar güneye doğru ilerlemiştir. Böylece step alanları daralmış ve bunun sonucu olarakta Doğu ve Kuzeydoğu Anadolu’daki yüksek alanların kuzeyine düşen soğuk bölgelerde kendine has bitkilerin yer almasına yol açmıştır.
Amanos dağlarında (Adana-Antakya) bulunan oksin kaynaklı elementler
Amanos dağlarında özellikle kuzeye bakan yamaçlarında Akdeniz fitocoğrafya bölgesi dışında diyebileceğimiz Güney ponto, Sibirya, öksin veya kolşik elemanları bulunmaktadır. Mesela bir öksin ağacı olan Fagus oriantalis (kayın) Amanos dağların da 1100–1500 m arasında, Antakya ve Musa dağının güney ve batı yamaçlarında ise 1900 m’ye kadar çıkabilmektedir. Örnek- Acer platanoides, Alnus glutinosa (Adi Kızılağaç), Fagus oriantalis Lipsky (doğu kayını), Evonymus latifolus, Quercus pantraea, Taxus baccata (Porsuk), Tilia argentea (Ihlamur), Ulmus glabra (Karaağaç), İlx clchica.
Belgrad ormanlarında yer alan Akdeniz bitkileri
Belgrad ormanlarında yer alan Akdeniz florasına ait elemanlar şunlardır:
Arbutus Unedo, Erica verticillata, Poterium spinosum, Spartium junceum, Quercus Coccifera, Quercus infetoria, Juniperus oxycedrus, Calluna vulgaris, Cistus villosus.
Ağrı dağı üzerinde ise Munzur, Erciyes, Nemrutda olduğu gibi Betula (Huş) ormanı bulunmaktadır. Hakeza Tortum doğu bölgesinden olmasına rağmen Tortum Havzasında Akdeniz kökenli bitkiler mevcuttur. Örnek- Arbutus Unedo, Arbutus andrachne, Jasminum fruticans(Yasemin), Capparis spinosa ve Cotinus coogyria’dır.
Türkiye için Holosende meydana gelen iklim değişmeleri konusunda şu şekilde genel sonuçlara ulaşılmıştır. Şöyle ki;
— Günümüzden 8–9 bin yıl önce Anadoluda hissedilir bir kurak ve nispeten ılık bir dönem meydana gelmiştir.
— 5–7 bin yıl önce hissedilir derecede sıcak ve oldukça nemli bir dönemin bulunduğu uygun bir klimatik değer dönemi meydana gelmiştir.
— 3000 yıl önce serin bir dönem geçmiştir. Fakat Postglasiyal dönemde (1500–1700 yıl önce) kurak bir dönemin başladığı ve böylece orman formasyonunun yavaş yavaş yerlerini stepe terk ettiği görülmüştür. Örnek: Orta Anadolu ve Doğu Anadolu bölgesi.
1-Kuzey Anadolu Fitocoğrafya Bölgesi
Bu bölge Ordu’dan doğuya doğru uzanan kolşik ve Istranca dağlarına, hatta Bulgaristan’a kadar uzanan öksin bölgesini içine almaktadır.
Çoğunlukla öksin bölgesine ait olan ağaç ve çalılar şunlardır:
Abies bornmülleriana (Uludağ göknarı), Alnus glutinosa (Adi kızılağaç), Abies nordmanniana (Kafkas-Doğu Karadeniz göknarı), Acer Campestre(Ova akçaağacı), Carpınus oriantalis (doğu gürgeni), Coryllus avellana(kuzu fındığı), Coryllus colurna (ayı fındığı), Castanea sativa(Avrupa kestanesi), Fagus orientalis (Doğu kayını), Pinus Silvestris, Quercus dischorochensis(Çoruh meşesi).
Kolşik sektörde bulunan ağaç ve çalılar ise şunlardır:
Alnus barbata, Philleyrea decora, Picea excelsa, Picea orientalis, Quercus pontica, Rhodendron cauca sicum, Rhodendron smirnovi, Rhdendron ungerni.
2-Akdeniz (Ege-Akdeniz) Fitocoğrafya Bölgesi
Kuzeyde Marmara kıyılarından başlayarak (Gelibolu ve Biga Yarımadası), Ege (Uşak ve Denizli bölgesine kadar sokulan), Toros dağlarının güneye bakan yamaçları boyunca yükselen kısımlar ve Amanos dağlarından güneye doğru devam eden bölgeler ve Doğu Akdeniz flora bölgesine dâhil edilir. Bu bölgede Sclerophyll (ışığı seven sert yapraklı bitkiler) vejatasyon hâkim olup, bunun yanısıra Geofitler, Terofitler ve Kamefitler gibi bölgeye has karakteristik bitkiler de mevcuttur. Bunlar dahası Akdeniz bölgesinin ormanın tahribi ile yerleşmiş olan maki bölgesinin önemli vejatasyonu olarak bilinmektedir. Zira bölgedeki önemli ağaççık ve çalı türleri şöyledir:
Arbutus andrachne, Ceratonia Siliqua, Cotinus Cogygria, Daphne Sericea, Erica verticillata, Juniperus oxycedrus, Myrtus comminus, Olea europea, Philleyrea Media, Pistacia lentiscus, Quercus coccifera, Quercus haas, Quercus libani, Styrax officinalis.
3-İran -Turan Fitocoğrafya Bölgesi
İran-Turanian kökenli karakteristik bitkiler bulunmaktadır. Örnek: Acantholimon, Acanthophyllum, Calligonum, Ferula, Alyssum, Isatis. Türkiye ise İran-Turan Bölgesi iki ana vejatasyon sahasına ayrılmaktadır. Birincisi yaprağını döken çalı ve park görünümündeki ormanların oluşturduğu dış kuşaktır. İkincisi de Orta Anadolu’nun ağaçsız alanı “gerçek step” diye anılan Orta Anadolu stepidir. Orta Anadolu ağaçsız steplerinde Artemisia fragans, Euphorbia tinctoria, Globularia orientalis, Isatis glauca, Poa bulbosa, Astragalus, Peganum harmala.
Şurası da bir gerçek Türkiye’de floristik alanların yayılışını kesin çizgilerle sınırlandırmak mümkün değildir. Bu durumun iki ana sebebi vardır. Şöyle ki;
—Pleistosende ve Holosende meydana gelen iklim değişmelerinden kaynaklanmaktadır. Nitekim soğuk- glasiyal dönemlerde(Pleistosen Epoch glacials pleyistosen buzul dönemler) güneyli ve kserofitler kuzeye doğru ilerlemiştir.
—Orografik uzanışlar bakı lokal ortamları yaratmış ve bunun sonucu olarak ortamda değişik flora bölgelerine ait bitkiler tutunmuşlardır. Mesela Kuzey Anadolu dağların güneye bakan yamaçları kserofit ve ışığı seven bitkilere, Akdeniz bölgesinde kuzeye bakan yamaçlar ise kuzeyli higrofil bitkilerin tutunmasına yataklık yapmıştır. Hakeza Amanos dağlarında çok sayıda öksin toplulukları kuzeye bakan nemli yamaçlarda toplanmaktadır.
TÜRKİYE’DE VEJETASYON FORMASYONLARI
Bilindiği üzere minicik ağaç kök hücreleri toprağa basınç yaparak sert kayaları bile delip durmak yok yola devam demekteler. Dolayısıyla kök hücresi deyip geçemeyiz. Hücrelerin içerisinden çıkan kaygan sıvı kökün yol boyunca ilerlemesine yeter artar bile. Kökler kayaları delip parçalayarak toprağın derinliklerine ilerler de ağaç gövdesi üzerindeki sürgünler ilerlemez mi? Elbette ki onlarda gökyüzüne doğru yönelerek gelişme kaydederler. Öyle ki ağaçların sürgünlerin uç kısımlarında bulunan tomurcuklar sürekli yenilerek yeni hücreler oluşturup gövdenin dal budak salınmasını sağlarlar. Hakeza ağaçların genelinde büyümenin gerçekleştiği kambiyum denilen hücre tabakaları da mevcuttur. Nitekim her yıl kambiyum tabakası yaşlı ağaca bir halka daha ilave etmek için can siparane çalışmaktadır. Hatta bu halkalar sayesinde birçok ağacın yaşını da öğrenmiş oluruz. Kambiyum tabakası sadece ağacın yaş tespitine yönelik bir halkalar kuşağı olmayıp, aynı zamanda kökler tarafından su ve suda erimiş maddelerin alınarak kambiyuma ulaştığında, bu durumda kambiyum bünyesinde mevcut bulunan iletim borularını kullanarak suyun yapraklara taşınmasına vesile olurlar. Bu arada ağaç büyüdükçe kambiyumun içerisinde borularda sertleşip ağacın gövdesini oluştururlar. Gövde artık bir noktadan sonra yapraklarla bağlılıklarını kesip mevcut suyu depolarında saklı tutarlar. Yapraklar ise köklerden erimiş halden gelen minarelleri bünyelerinde var olan klorofil maddesi sayesinde havadan aldıkları karbondioksitle birleştirerek şeker ve nişasta haline dönüştürüp ağaç dokularının hem beslenmesini hem de yeni dokuların oluşmasını temin ederler. Anlaşılan o ki bir ağaçta gerçekleşen akıl dolusu faaliyetler ormanlarda kat be kat daha artarak koro halinde topyekûn cereyan etmektedir. Dolayısıyla ağaç veya orman deyip geçmemeli. Çünkü kauçuk, katran, reçine sakız, boya ve kibrit gibi maddeler ağaçlardan elde edilmektedir. Hatta kullandığımız birtakım hapların birçoğu da ağaçlardan temin edilmektedir. O halde ormanlarımızın kıymetini bilip “Yaş kesen baş keser” düsturundan hareketle onlara gözümüz gibi bakmak boynumuzun borcu olmalı. Bu bilgilerden sonra orman konusuna geçip alt başlıklar altında şöyle izah edebiliriz:
1-Trakya antropojen step formasyonu
Trakya gibi yarı-kurak- yarı nemli şartlara haiz alanlarda antropojen stepler ve yarı kuşak şartların hüküm sürdüğü alanlarda kuru ormanlar yer almakatdır. Mesela Vertisollerin görüldüğü, aynı zamanda antropojen step alanının orman kalıntıları olarak kabul edilen sahalarda Quercus infectoria, Quercus pubescens, Quercus cerris, Juniperus oxycedrus, Carpinus oriantalis gibi bitkiler bulunmaktadır. Özelllikle Trakya antropojen step sahası içerisinde yer alan vejatasyon örtüsü tipik kurak ve karasal iklim şartlarını en iyi şekilde yansıtmaktadır. Örnek- Quercus pubescens, Jasminium fruticans, Stipa pennata, Koeleria cristata ve Festuca ovina yaygındır.
Trakyada otlak vejatasyonun en önemli temsilcileri; buğdaygiller familyasından Cynodon dactylon, Dactylis glomerata, Poa bulbosa, Festuca ovina, Koeleria cristata olup, Baklagillerden ise Trifolium campestre, Trifolium arvense, Trifolium incarnatum gibi türler temsil etmektedir.
2-Psodomaki Formasyonu (çalı)
Doğuda Hopa’dan başlayarak Trakya kıyılarını takiben bir şerit boyunca çoğu kez
ağaçcık veya çalılardan ibaret bir kuşak uzanmaktadır. Bu kuşak aynı zamanda plantasyon kültür kuşağı olup insan tahribatının en yoğun olduğu alana tekabül etmektedir.
Bilindiği üzere Trakya’nın Karadeniz kıyıları boyunca psödomaki hâkim durumda olup, ancak Karadeniz kıyılarından iç kısımlara gidildikçe psödomaki içindeki maki elemanlarının tedricen ortadan kalktıkları görülecektir.
Genel itibariyle Psödomaki formasyonu bu kesimde şu elemanlardan müteşekkildir:
Philleyra latifolia (akçakesme), Laurus nobilis (defne), Arbutus unedo(koya yemiş), Cistus salvifolius (Laden), Rubus fruticosus (böğürtlen), Corylus avellana (fındık).
Daha doğuda karaboğaz iskelesi ile kerpe burnu arasındaki kıyı bölgesi içerisinden yer alan maki elemanlarına ise; Phillyrea latifolia (akçakesme), Laurus nobilis(defne), Arbutus unedoe (kocayemiş), Cistus salvifolius(Laden), Corylus avellana, Rubus fruticosus, Erica arborea, Cornus mas, Crataegus monogyna, Mespilus germenica gibi bitkileri örnek verebiliriz
3-Orman Formasyonu
Bu formasyon Trakya, Batı ve Orta Karadeniz (Öksin sektör- Meşe kayın ormanları) bölgesinde bulunmakta olup, aynı zamanda yapraklarını döken esas itibarı ile meşe ve kayından ibaret orman kuşağına uzanmaktadır. Hatta kıyıdan yüksek kesimlere gidildikçe daha çok kayın ormanları, kıyıya doğru saha dâhilinde ise meşe ormanlarının yaygın olduğu görülmektedir.
Trakya alanı Istranca dağlarının 1000 metre yüksekliğinde ki kuzey yamaçlar ile 500–600 m yüksekliğinde güney yamaçlarda Fagus oriantalis (Doğu kayını) ormanlar yer alır. Çoruh meşesi ise odacıklar halinde bulunmaktadır.
Kayın florasının alt florasını Rhododendron Ponticum, İlex aquifolium teşkil eder.
Istranca nemli orman alanının orta bölümü ise sık bir orman altı florasına sahiptir. Bu kesimde Rhododendron ponticum, Daphane pontica, Hypericum trifolium bulunmaktadır. Trakyanın doğu nihayetinde önemli ağaç topluluklarının bulunduğu alan Belgrad ormanı olarak bilinmektedir. Belgrad ormanı esas itibarı ile meşe ağaçlarından meydana gelmiştir. Örnek: Q. Frainetto, Q. Cerris, Q. Hartwissiana, Tilia tomen, Carpinus betulus, Acer cam poster.
Orman formasyonun güneye bakan kısımlarda meşe toplulukları ağırlıkta olup, kuzeye bakan yamaçlarda da kayın yaygın haldedir. Dere tabanlarında ise gürgen bulunur.
Kocaeli nemli ormanların batı kesimi (meşe kayın sahası): Quercus Pedunculiflora, Castane sativa, Crataegus monogyna, Phillyrea latifolia, Daphne pontica gibi türler sahne almaktadır.
Kocaeli nemli ormanlarının doğu kesiminde yer alan kayın sahasına bir öksin elemanı olan orman gülü de (Rhododendron Ponticum) refakat etmektedir. Örnek- Castane sativa, Carpınus betulus, Q.Bademli flora, Q. Frainetto, Rhododendron Ponticum, Fagus orientalis, Mespilus germanica, Crateagus monogyna, Erica arborea.
4-Orta ve Batı Karadeniz Bölümü (Kayın-Göknar ormanları)
Sakarya nehrinin doğusundan başlayıp Ordu’ya kadar uzanan Kuzey Anadolu dağlarının kuzey yamaçları boyunca veya nemli-ılıman kuşağın hâkim kısımlarında kayın ormanları yoğunlukta olup, yüksek yerlerde ise kayın-göknar karışımı ormanlar ağırlıklı olarak yerini almaktadırlar. Mesela İnebolu- Cide arasındaki Batı Köroğlu dağları alan dâhilindeki orman formasyonu şu birliklere ayrılmaktadır:
—Gürgen(Carpınus betulus) ve Şimşir (Buxus sempervirens)
—Kayın (Fagus oriantalis) ve orman gülü (Rhododendron Ponticum)
—Göknar (Abies nord. Sub. Bornmülleriana) saf olarak 1200–1500 m arasında bulunur.
—Pinus sılvestris-Yüksek alanlarda Göknarla birlikte bulunur.
—Pinus nigra ve Geven (Astragalus anthylloides)-
Batı karadeniz bölümünün Orta Anadoluya bakan güney yamaçlarında (Kayın –Gökpınar) yer alan 1000–1100 m arasında ki bitki ve orman kuşakları ise şöyledir:
1-Maki vejetasyon kuşağı
Bu kuşak akarsuların vadileri boyunca birkaç kilometre içerisine sokulmuş olan ve yüksekliği 200 metreyi bulan dar kıyı şeridini oluşturur.
2-Kestane- ıhlamur- gürgen-meşe ormanları- kayın kuşağı
Bu kuşakta yer alan bitkiler 500 m yükseklikler dâhilinde karışık ve ayrı (farklı) birlikler oluşturarak uzanmaktadırlar.
3-Saf kayın ormanları(fagetum kuşağı) kuşağı
Bu kuşakta yer alan bitkiler 500–900 m yükseklikler dâhilinde aynı (benzer) birlikler oluşturarak uzanmaktadırlar.
4-Kayın- Göknar karışık ormanları (fagetum – Abietum) kuşağı
Bu kuşakta yer alan bitkiler 900–1500 mm yükseklikler dâhilinde karışık(kompleks) birlikler oluşturarak uzanmaktadırlar.
5-Saf Göknar orman (Abietum) kuşağı
Kızılağaç ormanları
Bu tür ormanlar Doğu Karadeniz bölümünde dere kenarlarında ki alanları işgal edip ormanın üst sınırına kadar uzanırlar. Derken kızılağaçlar 5–6 yıl sonra 7–8 m boyunda kızılağaç ormanları ile kaplanmaktadır. Örnek- Buxus sempervirens(şimşir), Prunus lauro cerasus (karayemiş)
Kayın- kestane- meşe – gürgen ormanları
Bu tür orman formasyonlarının 100 metreye kadar uzanan etek kuşağı geniş ölçüde tahrip edilmiş durumdadır. Hatta çeşitli ağaç toplulukları birbirine karışmış durumdadır. Mesela bunlar arasında bir kestane ağacı var ki, onun hakkında bir Rize’liye kestane nedir diye sorarsanız vereceği cevap; o şehittir der. Gerçekten her türlü bitkinin kabuğu çürür, fakat kestane kabuğu çürümez. İşte bu yüzden o bizim nezdimizde şehit unvanını çoktan hak etti bile.
NEMLİ-YARI NEMLİ SOĞUK ORMANLAR
Ladin ormanları
Bu ormanlar Ordu’nun doğusundan başlayıp Doğu Karadeniz dağları boyunca yüksekliği 2300 metreye kadar çıkabilmektedir. Mesela daha çok sahil zonunda bulunan kayın ile ladin karışık halde bulunup, yüksek kesimlerde ise göknar ve sarıçam beraberce bulunmaktadırlar
Trabzon civarında saf Ladin ormanları 90–100 metreleri bulup, özellikle Meryem ana yörelerinde 1400–1500 metre olduğu gözlemlenmiştir. Trabzon dolaylarında Ladin ile birlikte bulunan diğer önemli ağaç ve çalılar şunlardır: Fagus orientalis, abies nordmanniana, Tilia rubra, Rhododendron Ponticum.
Rize’nin doğu kesimlerinde Ladin ormanlarında yer alan elamanlar: Acer platanoides, Ulmus montana, Rhododendron Ponticum, Rhododendron Luteum, Viburnum orientale, Carpinus betulus, Sorbus aucuparia’dır.
Göknar (Abies nordm) karışım ormanları
Göknarlar Ladine nazaran soğuğa karşı dayanıklı olup ladin-sarıçam arasında yer almaktadırlar. Bunlar daha çok 1000 metreden yüksek ortamlarda ve soğuk iklimde yetişmektedirler. Hatta Karadenizin iç kesimlerinde 1500–2000 metre yüksek rakımlarda bu tür ormanlar görülebilmektedir. Fakat yüksek kesimlerde daha çok Rhododendron Ponticum ve Rhododendron Smirnovi türleri baskın durumdadır.
Sarıçam ormanları
Bilindiği üzere çam ve köknar ağaçlarına ait yaprakların dar ve iğnemsi olması, aynı zamanda yapışkanımsı yapraklarla çevrili olması dolayısıyla bu yapraklar buharlaşmaya geçit vermemektedir. Bu yüzden kışta olsa yaprakları dökülmemektedirler.Bunlar arasında dalları hiçbir zaman çıplak kalmayan çamlardan biri de hiç kuşkusuz sarıçamdır.Sarıçam ormanları daha çokkaradeniz etkisinin azaldığı Sarıkamış gibi bölgelerde yaygın duruma geçip, hatta Kuzey Doğu Anadolu’nun 2700 metrelik rakımlı tepelerde yetişen çamlarda vardır.
Kuru Ormanlar
Genellikle meşelerin hâkim olduğu bu ormanlar güney kesimlerde bulunur. Fakat bu ormanlarda altı adet flora fakir durumda gözükmektedir. Yani buralarda genellikle kserofit karakterde ağaçlar yaygın durumdadır.
Istranca ve Çatalca yarımadası üzerinde kuru ormanların karakteristik en bariz özelliği ağaç meşesi olmasıdır. Önemli meşe türleri: Quercus dschorochensis, Quercus pedunculiflora, Quercus frainetto, Quercus infectoria, Quercus cerris, Quercus dalechampii, Quercus pubescens.
Kuru saha ormanda yer yer gürgenler bulunmaktadır. Örnek: Carpınus orıantalis, Carpınıus betulus.
Kuru orman topluluklarına kızılçam, sarıçam, Macar meşesi girmektedir.
Ot formasyonu
Orman sınırının üzerindeki subalpin ve alpin çayırlar oluşturmaktadır. Ormanın üst sınırında başlayan bu çayır alanlar özellikle Bolu Ala dağları, Ilgaz dağları ve Doğu Karadeniz dağlarında yaygındır.
Belli başlı subalpin- alpin otsu türler şunlardır: Geranium Cinerum, Festuca alpina, Geranium slyvaticum, Astragalus viciifolius, Ranunculus caucasicus.
Bu otsu vejatasyon 2000 metrenin üzerinde karla kaplı kar örtüsünün çekilmesinin ardından yeşillenmekte olup, daha çok Haziran ve Temmuz aylarında rengârenk çiçeklerin bir anda sarardığı müşahade edilmiştir.
AKDENİZ FİTOCOĞRAFYA BÖLGESİNİN VEJETASYON FORMASYONLARI
Bu formasyon Ege ve Akdeniz bölgelerini içine almakta olup, iklim olarak kışları ılık ve nemli, yazları sıcak ve kurak geçmektedir.
Maki-Garig Formasyonları (Çalı)
Maki formasyonun tahribi sonucu oluşan, daha kurak, daha fakir, aynı zamanda radyasyonun şiddetli olduğu ortamlarda yetişen ve boyları 50 cm - 1 m arasında değişen bodur çalı topluluklarına Garig veya frigana denilmektedir.
Bu formasyon Marmara denizi çevresinde 300 –350 metre, Ege sahilinde 600 metre, Akdeniz kıyıları boyunca 800–1000 metre arası yüksek alanlarda bulunmaktadır.
Orman Formasyonları
Akdeniz fitocoğrafya bölgesinin sahilden başlayıp alpin zona kadar çıkan iğne yapraklı ağaçlardan ibaret orman formasyonları;
“—Kızılçam
—Fıstık çam
—Karaçam
—Sedir
—Göknar” olarak kategorize edilirler.
Kızılçam (Pinus brutia) Ormanları
Kızılçam ormanları Marmara ve Karadeniz sahillerinde 100–200 metreden başlayıp 700 metreye kadar yüksekliği bulan rakımlı alanlarda, Ege bölgesinde 110–1150 metreye kadar çıkabilen alanlarda ve Torosların güneye bakan yamaçlar boyunca sahilden 110–1200 metre yüksekliği bulan alanlarda yetişen formlardır.
Fıstık Çam (Pinus pinea) ormanları
Aydın, Muğla, Maraş yakınlarında, Marmara denizi çevresinde, Gemlik körfezi kıyılarında bulunmaktadır. Ayrıca bu ormanlar Kozak yaylasında 700–900 metre yüksekliği bulan alanda da yaygın haldedir.
Meşe (Quercus coccifera) ormanları
Q. coccifera ve Q. İlex gibi meşe ormanları Ege-Marmara kıyı şeridinde ve Toroslarda yer almaktadır.
Q. aegilops (palamut meşesi) güneyde 700 metreden başlayarak 900–1000 metreye çıkan alanlarda bulunmaktadır. Mesela Afyon batısında 1300–1400 metre yüksekliğe sahip Ahır dağı ile Murat dağın 1300 metre yüksekliği bulan yamacında bu ormanları görmek pekâlâ mümkündür.
Akdeniz bölgesi yarı nemli dağ ormanları
Özellikle Eğridir havalesinde endemik meşe türü olan Q. Vulcanica, Q. Libani, Q. Nigra, Q. Cerris, Abies cilicia, J. Oxycedrus, J.excelsa orman topluluğu oluştururlar. Kasnak ormanlarında meşe ardıç karışımı ormanlar ilk sırayı almakla beraber bunu sırasıyla saf ardıç, sedir ardıç, saf karaçam, meşe, sedir, kızılçam, karaçam ardıç, göknar ardıç ormanları takip etmektedir.
Karaçam ormanları (Pinus nigrea)
Doğu Karadeniz hariç Türkiyenin hemen hemen her yerinde yayılış gösteren ormanlardır. Özellikle Kuzey Anadolu şeridinde 400–1400 metre yükseklikte, Toros dağlarının 1200–2100 metre arasında ve ayrıca Anadolunun batıdan doğuya doğru uzanan Köroğlu, Bolu, Ilgaz ve Canik dağlarında görülmektedir. Ayrıca Karaçam ormanları ortalama 1000 metre yüksekliği bulan dağlık alanlarda ve kuzeye bakan yamaçlarında yaygındır.
Sedir (Cedrus libani) ormanları
Akdeniz bölgesinin Toroslar üzerinde ki karaçam ormanlarından sonra sedir ormanları gelmektedir. Sedir daha çok denize yakın kısımlarda 1200–1250 metre rakımlı alanlar ile Torosların kireçtaşı ve ana kayalar üzerinde ve 1000–2000 metre arasında ki denize bakan güney yamaçları tercih etmektedir. Amanos dağlarında ise sedir 1400–1800 metre arası yüksek alanlarda gelişme gösterdiği belirlenmiştir.
Bundan başka sedir topluluklarına Sultan dağları, Dere sinek- aka sinek köyleri arasında kireç taşları üzerinde ve Erbaa çatalan mevkinde rastlanılmaktadır.
Sedir ormanlarına yer yer A. cilicia, J. Oxycedrus, J. excelsa, Pinus nigra, Pinus brutia, Q. Libani türleri de karışmaktadır.
Göknar (Abies cilicia) ormanları
Antakya’nın kuzeyinde Bucak dolaylarında başlayıp, Andırın’a kadar uzanan ormanlardır. Hatta Orta Toroslarda Abies cilicia (Toros Göknarı) 1300–1500 metre arası yüksek alanlarda orman halinde yer almaktadırlar. Örnek- Q.Cerris, Ostrya Carpinifolia.
ORTA ANADOLU FİTOCOĞRAFYA BÖLGESİNİN VEJETASYON FORMASYONLARI
Bu vejatasyona sahip formasyonların bulunduğubölgede yıllık ortalama yağış 400 mm’nin altında seyretmekte olup, bu formasyon daha çok yüksekliği 600 metre bulan alanlarda görülmektedir.
Bilindiği üzere Orta Anadolu’nun büyük bir kısmı yarı kurak iklime sahip olup, çevresinde ise yarı nemli iklim şartları hüküm sürmesine paralel olarak yılın 3–4 ayı kurak geçmektedir. Fakat yüksek alanlarda kuraklık 2–3 ay ile sınırlı kalmaktadır.
Tuz gölü çevresinde çorak bitkilerin hüküm sürmesi daha çok toprak durumuyla alakalı bir durum olup, yaylalarına çıkıldığında kestane renkli toprak örtüsüne bağlı olarak nükseden step toplulukları, yükseklerde ise bozulmuş yarı olgun kahverengi orman toplulukları yer almaktadır. Anlaşılan o ki toprak oluşumunda genellikle kalsifikasyon (kireçlenme) süreci hâkim olup, bu durum alkalen reaksiyon gösteren toprakların daha baskın konumda olduğunu göstermektedir.
Bölgenin orta bölümünde yüksekliğin 1200 metreye kadar olan orta bölümünde step ve daha yüksekte ise karasal ve soğuk ve yarı kurak – yarı nemli şartların oluşturduğu kurakcıl-kuru orman örtüsünün olacağı söylenebilir. Orta Anadolu’da 1000 –1200 metreleri arasında alçak dağ stebi ve daha yüksek kesimlerde ise meşe, karaçam toplulukları ve ormanları görülmektedir.
Orta Anadolu step formasyonu (Ot formasyonu)
Orta Anadoluda Tuz gölü çevresinde ve Konya–Ereğli arasında uzanan bataklıkların kenarlarında çorak topraklarda halofil (tuzcul) karakterde zayıf bir örtü mevcuttur.
Tuz gölü çevresinde yer alan çorakcıl bitkilerin oluşturduğu birlikler genellikle Salsola; Frankenia, Atropis, Petrosimonia, Halocnemum olarak bilinmektedir.
Konya, Eskişehir, Kayseri, Ankara gibi derin topraklı düz ve az eğimli alanlarda Artemisia fragans, Thymus squarrosus, Astragalus microcephalus, Festuca valesiaca, Koeleria cristata, Stipa lagacea gibi türler birlikler oluştururlar.
Orta Anadolu’da belli başlı çalılar şunlardır: Prunus spinosa, Jasminum fruticosus, Crataegus orientalis, Lonicera etrusca, Clematis vitalba, Amygdalus orientalis, Atraphaxis bardier, Rhus coriaria, Capparis sicula.
Hayvanların iltifat etmediği otlara ise Eyquem campestre, Peganum harmala, Euphorbia tinctoria, Centaurea squarrosa gibi türleri örnek verebiliriz.
Antropojen/ağaçlı step formasyonu
Orta Anadolu’da vaktiyle park görünümlü ormanların katledilmesi neticesinde şimdilerde 1000 metreden yüksek alanlarda step vejetasyonuyla karşı karşıya kalmış durumdayız.. Nitekim asırlar boyu süre gelen tahribata rağmen en sonunda Orta Anadolu’daki karaçam, meşe, hatta ardıç ormanları direnç göstererek nispeten nemli kuzeye bakan lokal alanlara ve yükseklere çekilip hal lisaniyle adeta yıkılmaktayım ayaktayım diyebilmektedirler.
Orta Anadolu’nun kuzeyinde Beypazarı civarında iki tip step birliği bilinmektedir:
1-Dağ stebi Örnek-Thymus Sipyleus, Astragalus microcephalus ve A. angustifolius.
2-Ova stebi Örnek-Artemisia fragrans. Bu step birliğinde daha çok Q. pubescens, Pinus nigra bulunup genellikle Pallasiana (karaçam) toplulukları tarafından sınırlandırılmıştır.
Ayaş dağının büyük bir kısmında kurakçıl step birlikleri görülmektedir. Dolayısıyla Ayaş dağı yöresinin vejatasyon formasyonu orman ve step vejatasyonu olmak üzere iki farklı tipe ayrılmıştır.
Ankara’nın doğu yakasında ki Elmadağ ve çevresinde J. Oxycedrus, J. Excelsa, Thymus spyleus, Ast microcephalus, Ephedra majör, Genista aucheri, Jasminium fruticans birlikleri mevcuttur.
Subalpin ot formasyonu
Bu kuşakta Hasan dağı Subalpin kuşak 1830 metreden başlamaktadır. Bu formasyon:
“—Astragalus angustifolius,
—Astragalus microcephalus,
—Acantholimon echinusler” denilen dikenli ve yastık şekilli bitkiler bir arada birlikler oluştururlar.
Hasan dağının 2400 metreden başlayan alpin kuşak dağının zirvesine kadar devam eden kuşakta ise Vicia canescens, Onobrychis montana birlikleri tespit edilmiştir.
Orman formasyonu
Kuru ormanlar (Karaçam-meşe-ardıç)
Orta Anadolu’nun antropojen step alanları karaçam ormanları ile karışım yapan meşe ormanları ve saf karaçam ormanları bulunmaktadır.
Bu kuşağın meşe toplulukları step ve orman arasında ki geçiş zonunda yer alıp, karaçam ormanları ise dağların 1200 metreden yüksek kesimlerinde konumlanmıştır. Mesela örnek verecek olursak içerisinde Afyon-Ankara karayolunun geçtiği alanın ekolojik ve sosyolojik etüt çalışmaları sonucunda şu ağaç ve çalı birlikleri tespit edilmiştir:
1-Cistus laurifolius birliği(Defneyapraklı laden) Örnek-Pinus nigra, J. Oxycedrus
2-Populus tremula birliği Örnek-Titrek kavak (Populus tremula)
a-Cistus laurifolius(defne yapraklı laden)
b-Colutea cilicia (patlangaç)
c-Q. Cerris
d-Pinus nigra.
Orta Anadolu ile Karadeniz bölgesi arasındaki geçiş alanı ile Beypazarı civarı dağların güneye bakan yamaçlarında (alt ve üste doğru) kızılçam, sarıçam ve karaçam ormanları sıralanmaktadır. Bu ormanlar içerisinde özellikle J. Oxycedrus, Q. Pubescens, Populus tremula, Cistus laurifolius gibi ağaç ve çalılarda yer almaktadır. Hatta 1600–1200 arasında Göknar ormanları (A. nordmanniana)’da bulunmaktadır.
Tüylü meşe Birliği
Quercus pubescens (Tüylü meşe) yarı klimaks bir meşe türü olup, Orta Anadolu da karaçam ormanların tahrip edilmesi sonucunda doğmuştur. Dolayısıyla bu birlik dâhilinde Prunus domestica, Pyrus eleagnifolia, Vicia cracca, Coronilla varia, Hordeum bulbosum türler bulunmaktadır.
Defneyapraklı Laden (Cistus laurifolius birliği)
Şurası bir gerçek bu çalı birliği karaçamın tahribi ile yerleşmiştir.
Orta Anadolu’nun güneybatı kesiminin Orta Anadolu havzaları ve Torosların kuzeye bakan yamaçları boyunca genellikle meşe, ardıç toplulukları bulunup, üst kısımlara doğru da karaçam ormanları ile yer yer yüksek kısımlarda göknar ve az miktarda sedir görülmektedir. Mesela sığ topraklar üzerinde Juniperus excelsa (Boylu ardıç), yüksek alanlarda Quercus pubescens (Tüylü meşe), derin topraklı yüzeylerde çoğu kez meşeler, boylu ardıç ile birlikte karışık durumda ağaç türleri bulunmaktadır.
DOĞU ANADOLU FİTOCOĞRAFYA BÖLGESİNİN VEJETASYON FORMASYONLARI
Step formasyonu (Ot formasyonu)
Bu formasyon;
a-Alçak dağ stebi
b-Yüksek dağ stebi diye iki alt başlıkta incelenirler.
Antropojen Dağ ve yüksek yayla stepleri
Kuzeydoğu Anadolu’da Sarıkamış, Ardahan, Oltu, Şenkaya, Narman dolaylarında Sarıçam ağaçlarının acımasız tahribi sonucunda yüksek dağ-plato stepleri gelişmiş bulunup, bahsi geçen alanda tespit edilen birlikler Astragalus eriocephalus, Thymus fallax, Poa Longifolia diye adlandırılırlar. Mesela Palandökende bunlar içerisinde Astragalus türü daha baskın haldedir.
Orman formasyonu
Doğu Anadolunun Kuzey doğusunda sarıçam, yüksek ve dağlık alan kısımlarında ise meşe türü ormanlar hâkim durumdadır. Fakat Doğu Anadoluda meşe ormanları birkaç tür meşeden ibarettir. Zira Elazığ, Malatya, Muş, Bingöl dolaylarında Q. İnfectoria, Q. Macrolepis (aegilops), Q. brantii, Q. libani, Q. Cedrorum bulunmaktadır. Avro-sibirya elemanı olan Sarıçam ise Türkiye’de en iyi yetişme ortam bakımdan Kuzeydoğu Anadolu olduğu muhakkak. Özellikle bu formasyon Sarıkamış, Şenkaya, Göle, Akdağ, Köroğlu, Allahüekber gölü yöresinin kuzeye bakan yamaçlarında ve Tortum gölü yöresinde bulunmaktadırlar.
Görüldüğü üzere Türkiye hem iklim bakımdan hem de bitki örtüsü bakımdan zengin durumda, tabii ki kiymetini bilene. Yani önemli olan bu zenginliğin kıymetini bilip ormanlarımızı gözbebeğimiz gibi korumak esastır. Bilindiği üzere ağaçlar çevremize güzellik kattığı gibi üretime de sayısız faydaları var. Zira ağaç parçalarının öğütülmesiyle birlikte adeta bir fırının hamur teknelerinde pişirilmesine benzer bir uygulamayı müteakip koskocaman devasa nitelikteki ağaçlar bir anda hamur haline getirilebilmektedir. Derken hamur haline gelen hammadde birtakım kimyasal muameleler sonucunda beyaz haline getirilip ıslatılmasının ardından arıtılıp kurutularak ortaya ham kâğıt çıkabilmektedir. Mesela tıpkı Giresun SEKA fabrikasında olduğu gibi elde edilen kaba kâğıtlara tutkal ilave edilerek döner bandın üzerinde bembeyaz sayfa halinde tabaka, tabaka hizmetimize sunulabilmektedir.
Velhasıl; ağaçlar Hira mağarasında ilk oku emrini duymuşcasına kıyamete kadar insana hizmet edecektir. Vesselam.
|