Tekil Mesaj gösterimi
Alt 03-01-2012, 10:36   #50
Kullanıcı Adı
Uzun
Standart
Böyle bir yazı buldum. Sanırım gayet açık bir şekilde kuranın ve namazın türkçe bir şekilde okunmasında bir sakınca olmadığını anlatmaktadır.

Namaz’ın Arapça kılınması gerektiği ya da namazda Kur’an’ı Kerim okunması gerektiği yönündeki iddiaların hiçbir ilmi dayanağı yoktur. Kur’an’ın hiçbir yerinde namaz kılarken Arapça kılmamız emredilmemiştir. Dolayısı ile kişi istediği dilde namaz ibadetini icra edebilir. Dileğine göre namazda anladığı dilde Kur’an ayetleri okuyabilir ya da Allah’a dua edebilir.
Kur’an’ın Arapça indirilmesinin tek sebebi, onun Arap yarım adasına inmesidir, yoksa Arapça’nın herhangi bir kutsallığı yoktur. Bunu şu ayetten açıkça görebiliriz:

14. Biz, her elçiyi kendi kavminin diliyle gönderdik ki onlara açıklasın. Allah dilediğini şaşırtır, dilediğini yola iletir. O, azizdir, hüküm ve hikmet sahibidir.
(4-İbrahim Süresi)

44-Ve eğer Biz onu yabancı dilde bir Kur’an yapsaydık diyeceklerdi ki: “Ayetler genişçe açıklansaydı ya! Arab’a yabancı dil (öyle) mi?” De ki: “O iman edenler için bir rehber ve şifadır, iman etmeyenlerin ise kulaklarında bir ağırlak vardır ve o, onlara karşı körlüktür. Onlara uzak bir yerden haykırılır.
(41-Fusilet 44)


Her elçi kendi kavminin dilinde tebliğ etmiştir, Hz. Muhammed de arap kavmine gönderildiği için Kur’an Arapça inmiştir.
Ancak namazın sadece Arapça kılınması gerektiği iddiası Kur’an’dan çıkmadı gibi, yüce kitabımızla çelişmektedir. Zira Kur’an’a göre, Arapça bilmeyen önceki nesillere de namaz emredilmiştir, mesela Hz. Musa ve kardeşine (Yunus suresi 87.),Hz Şuayb peygamber’e(Hud Suresi 87.), Hz.Lokman Peygamber’e(Lokman Suresi 17),İsmail Peygamber’e (Meryem suresi 55.),İsrailoğullarına (Bakara Suresi 43.). Şüphesiz ki bu kavimler Arapça bilmiyordu, dolayısı ile kıldıkları namaz da Arapça değildi. Kur’an’ı kerim bize daha önceki kavimlere de temel hükümlerin aynı şekilde açıklandığını söylemektedir (Şuara süresi 192-197). Bu bilgiler ışığında namazın sadece Arapça kılınabildiği iddiası kabul edilmezdir.

âlemlerin rabbi Allah Kur’an’ı anlayarak okumayı emretmiştir, zaten önemli olan Kur’an’ın anlamıdır, kutsal olan da budur, yoksa Arapça kelimelerin bir kutsallığı ya da özelliği yoktur. Aynı kelimeler sıradan bir romanda ya da herhangi bir yazıda da kullanılmaktadır.

Sonuç olarak, yüce kitabımız Kur’an’a göre şartlar ne olursa olsun namazı terk edemeyiz. Bir kişiye Arapça bilmediği için namazı yasaklamak şüphesiz ki Kur’an’ın bu yüce emrini görmezden gelmektir ve büyük bir vebaldir. Allah hiçbir yerde ibadetlerimizi Arapça yapmayı emretmez, Allah şüphesiz ki her dili bilir ve onların yaratıcısı odur.
Uzun isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla