![]() |
#1 |
![]() Hesap sormak için 'Evet' diyecek
Darbe ve baskı dönemlerini yaşayanlar, 12 Eylül'deki referandumu dört gözle bekleyenlerin başında geliyor. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) bünyesindeyken hiçbir itirazları kabul edilmeden atılan askerler, hem hukuk ve özgürlük adına, hem de uğradıkları haksızlığı yargıya götürebilecek olmanın heyecanıyla Anayasa Değişiklik Paketini destekliyorlar. 1989 yılında 11 yıllık subayken ordudan atılan Hüseyin Çelikbaş da 13 Eylül'ü bekleyenler arasında yer alıyor. Astsubaylıkla birlikte 15 yıllık askerlik hayatı yargısız infazla son bulan emekli asker Çelikbaş, 20 yılda çoğunluğu 'irtica' gerekçesiyle atılan bin 657 subay gibi, referandum sonrası kendisiyle ilgili Yüksek Askerî Şûra (YAŞ) kararını yargıya götürmenin hayalini kuruyor. Fişleme sonucu hukuksuzca son bulan görevinden haksızca ayrılmasının burukluğunu halâ yaşayan Çelikbaş, "Hukuk dışı yollarla alındığım görevime geri dönmek, milletin efendi, bürokrasinin hizmetkâr olduğunu görmek için referandumda 'Evet' diyeceğim." dedi. Ordu bünyesine 1974 yılında astsubay olarak katıldığını, başarılı hizmetleri nedeniyle 1988 yılında teğmen rütbesiyle subaylığa terfi ettiğini anlatan Çelikbaş, "Malatya'da bulunan 7. Ana Jet Üs Komutanlığı'nda İkmal Bakım subayı iken 23 Kasım 1989 tarihinde Hava Kuvvetleri Komutanı Safter Necioğlu'nun emriyle Ankara'ya çağrıldım. 4 gün sonra Etimesgut'a geldim. Bir ambulansa bindirilerek bilmediğim bir binaya götürüldüm. Burada hücre gibi bir odaya aldılar. İşkence uzmanı özel bir tim tarafından sorgulandım. Bir suç isnat edilmeden savunmam istendi. Hemen ardından 28 gün oda hapsiyle cezalandırıldığım bildirildi. Rutubetli bir hücrede kanunsuzca işkence altında sorguya maruz kaldım. 8 gün hiç uyutmadılar. Sorgulamanın kanunsuz olduğunu söylediğimde, "Burada kanun Safter Paşa'dır." dediler. 1990 yılında da YAŞ kararıyla re'sen emekli edildim." diye konuştu. Fişlemeye kurban giden emekli teğmen, 28 günlük sorgusu boyunca ağza alınmayacak hakaretlere ve manevi işkencelere maruz kaldığını ifade etti. Annesinin teşvikiyle kıldığı namazın kendisine suç olarak isnat edildiğini belirten Çelikbaş, yargı önüne çıkma talebine sorgu timinin, "Seni hâkimin önüne çıkaralım da serbest mi bıraksın. Burada senin biz ciğerini sökeriz. Zaten artık kendine bir iş ara. İlk YAŞ toplantısında atılacaksın." cevabını verdiğini aktardı. "REFERANDUM BENİM İÇİN YENİDEN DOĞUŞ ANLAMI TAŞIYOR" TSK'dan atıldıktan sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de dahil tüm hukuki yolları deneyen Çelikbaş, iddialarını delillendirme şansı olmadığı ve YAŞ kararlarına dava yolu kapalı olduğu için sonuç alamadığını anlattı. Referandumun kendisi için yeniden doğuş anlamı taşıdığını kaydeden Çelikbaş, şöyle devam etti: "12 Eylül'de milletin oylayacağı Anayasa Değişiklik Paketinde 125'in ikinci fıkrasına, 'Ancak, Yüksek Askerî Şûra'nın terfi işlemleri ile kadrosuzluk nedeniyle emekliye ayırma hariç her türlü ilişik kesme kararlarına karşı yargı yolu açıktır.' hükmü eklenerek mağdurlara mahkeme yolu açılıyor. Cumhuriyet idaresinde kanun her şeyin üzerindedir. Çünkü kuvvet kanunda olmazsa şahısların keyfi emirleri geçerli olur. İşte bu Darbe Anayasası'nın ürünü olan YAŞ kararları denetim altına alınıp, suiistimallerin sona erdirilmesi için Anayasa'nın 125. Maddesinde düzenleme yapılmasını önemli buluyorum. YAŞ kararlarına yargı yolunu açan bu değişikliğe, sorgusuz sualsiz atılmamın hesabını sormak için 'Evet' diyeceğim. Milletin efendi, bürokrasinin hizmetkâr olması için referandumda 'Evet' diyeceğim. Anayasa'yla mazlumların gözyaşları sona erecektir." Star 09.09.2010
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|