Rutkay Azizin Ve Şakşakçılarının Okuması Dileğiyle Paylaşıyorum...
“Hep yarım haklıydınız. Hep yarım söylediniz. Hep celalliydiniz. Haksızlıkların hep yarısını söylediniz. Adaletin hep yarısına talip oldunuz. Sanatınız hep yarımdı. Türkçe'niz hep güzeldi ama. Çünkü varlıklı şehirli burjuva ailelerden geliyordunuz ve lafı “konuşturmasını” biliyordunuz. Ama köşeye sıkıştınız şimdi. Üzüldünüz. Sadece pankart konusunda -yerden göğe kadar haklısınız. Ama ‘proleterya’nın şaka gibi iktidarı sizi çıldırtıyor, değil mi? Barış derken ondan aslan gibi kükrüyorsunuz! Ceketleri peynir kokan, yoksul, ezilmiş, horlanmış, geri bırakılmış, kırlara sürülmüş, hiçbir zaman “sizin” olmamış “halkın” iktidara küçücük bir burun sokması bile sizi deli ediyor, değil mi? Ve size özel bir not, Rutkay Bey; öfkeniz bile neden bu kadar theatral? Buna gerçekten dayanamıyorum! Kızınızla büyük bir kapitalist firma için çektiğiniz reklamda da öyleydiniz. Paçalarınızdan, Şarlo’yla Goethe’yle bezenmiş başarısız bir konuşma akıyor.”