![]() |
#1 |
![]() Anadolu'da sıradan bir öğretmenin oğlu olan Alparslan Aslan bugün hayattaysa, Danıştay'ı bastıktan sonra onu yakalayan polislere borçlu bunu.
Ertuğrul Özkök, “Cumhuriyet'in 11 Eylül'ü” gibi stratejik bir bakış açısıyla Danıştay Baskını cephesini açmıştı. Tüm kampanya da bu rota üzerinden yürüyecekti. Alparslan Arslan'ın yakalanmasıyla tüm Ulusalcı-Ergenekoncu bağlar çözüldü. Kaçabilseydi, tüm bu bağların deşifre olmasının tek yolu; bir şekilde yakalanması veya kendi isteğiyle konuşması olacaktı. Bunun ihtimaline bile elbetteki izin verilmeyecekti. Sıradan bir Anadolu çocuğu, sıradan bir öğretmenin oğlu Alparslan'ı, kafasına iki kurşun sıkıp çöp gibi atacaklardı. Beyaz Türklerin hükümranlığının yıllardır sürdürülmesini sağlayan ordu; Ergenekon'la ilgili ayrıntılara bakarken, suikast için hazırlanmış Yargıtay Binası krokilerini görünce aklıma Alparslan Aslan geldi. Danıştay krokilerini hazırlayan el, bu kez Yargıtay krokilerini hazırlamıştı. Krokilerden bir bölüm: “Sarı işaretli bölgeler rahat. Buralarda güvenlik, polis, görevli yok. 6 nolu kapı tünel bölgesinde kalıyor, gece için uygun. 3 nolu kapı kilitli, ancak açıla bilir. Buradan A blok zemin katına inilir. Burası Milli Eğitim Bakanlığı ile A Blok arasında kalıyor ve araba park yeri tenha. C Blok 8 nolu kapı çok müsait. Girince bazen kapı arkasından bir güvenlik çıkabilir. Burada lavabolar var, oraya geçilebilir. Her zaman yok. 9 nolu kapı kilitlidir, ama açılabilir. Ön taraftaki ışıklar oraya ulaşmıyor ve ulaşsa da arabalar park ediyor görünmüyor. Karargah kameraları da orayı görmüyor. 10 nolu kapı kullanılmaz, ön taraftaki ışıklar burayı iyi görüyor. Ön tarafta iki kamera var. Ön taraftaki sarı alan ağaçların altında kalıyor. Işıktan da geri kalıyor. Orayı güvenlik kulübesi görmüyor. Arkada camları yok, o nedenle bir kör nokta oluşuyor. Karargah kameraları görse de karanlık olduğundan sıkıntı olmaz. Ancak fazla beklememeli. Karargah önünden hemen ikaz gelebilir….” Danıştay baskınının “Cumhuriyet'in 11 Eylül'ü” olabilmesi için hedef; türban kararını veren Danıştay 2. Daire üyeleriydi. Yargıtay baskınında ise hedef elbetteki AKP'ye kapatma davası açan Başsavcı Abdurrahman Yalçınkaya olacaktı. Şanlıurfa'nın Suruç'undan çıkmış sıradan bir Anadolu köylüsünün çocuğu olan Yalçınkaya'yı tıpkı Alparslan Aslan'a düşündükleri gibi harcayacaklardı. İşlerini gördürürler, harcarlar… Ve bunu hep sıradan Anadolu insanlarının çocuklarına yaptırırlar. Kullanılan bu “yanaşma kara Türkler”, asla “ONLARIN” arasına giremeyeceklerini anlamazlar mı? Kör müsünüz; köle mi? Şu olanlara bir bakın… C.Güven
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|