![]() |
#1 |
![]() BÜTÜN suç neoliberal politikalarda! Evet ama o kadar basit değil. Kriz olgusunu anlamak için 'devletçi' Prof. Korkut Boratav'ın şu sözleri önemli:
"Krizin temel sebebi ölçüsüz şişkinlik. ABD'nin başka ülkelerin tasarruflarını emmeyi hayat tarzı haline getirmesinin sonucu." Şişkinlik ve diğer ülkelerin tasarruflarını ABD'nin emmesi! Önce şişkinlik... 1980'leri izleyen uzun ekonomik büyüme döneminde kitlelerin satın alma gücü artmıştı. Firmalar kitlelere mal ve hizmetle birlikte kredi de sattılar, Amerika'da kredi hacmi "serbestçe" balon gibi şişti! En riskli satışlar konut ve yatırım bankacılığı gibi uzun vadeli işlemlerde olduğu için, şişen balonlar bu sektörlerde patladı, büyük kara delikler oluştu. İmdada "devlet müdahalesi" yetişti! Amerikan devleti batan finans kuruluşlarını kurtarmak ve kara delikleri kapatmak için 1.5 trilyon dolar ayırıyor! Herald Tribune'da Paul Krugman, neoliberalizme yöneltilen eleştiriyi şöyle özetliyor: "Gördünüz mü, devlet sorun değilmiş, aksine çözümmüş!" Piyasa ve devlet Tarih gösteriyor ki, ekonomideki sorunları çözmek için bazen piyasayı serbestleştirmek, bazen de devlet müdahalesine başvurmak gerekiyor. 1929 Bunalımı, kriz dönemlerinde "devlet müdahalesi"nin gerekliliğini öğretmişti. İkinci Dünya Savaşı sonrasının dünyasında, sosyalizmin de etkisiyle, hem devlet müdahalesi hem "sosyal devlet" hızla gelişti... 1970'lerde görüldü ki, "devlet"in ağır yükü ve sıkı kuralları ekonomileri boğuyor artık! Yeniden "serbest piyasa, deregülasyon, özelleştirme" gibi görüşler önem kazandı. Hatta Milton Friedman gibi isimler, serbest ticaret uğruna "dış ticaret açığını" bile savundu. Bu dönemde dünya ekonomisi, görülmedik bir büyümeyi başardı; Çin ve Hindistan mucizeleri bu sayede oluştu... Aynı büyüme şişmeyi de getirdi; yine kriz ve yeniden "devlet müdahalesi"... Gerçekten, müdahaleci ve liberal görüşlerden birini mutlak bir ideoloji haline getirmek yanlıştır! Hangi konjonktürde neyi yapmak gerektiğini doğru görmek lazımdır. Kesin olan şudur: Piyasa temel mekanizmadır, bozulduğunda devlet yoluna koyar! Dozu da şartlara göre değişir. Emperyalizm teorisi Prof. Boratav'ın "başka ülkelerin tasarruflarını ABD'nin emmesi" sözü önemlidir ve doğrudur. Bugün sadece Çin'in 1 trilyon 800 milyar dolar rezervi var! Bir yönüyle Çin halkının tasarrufu olan bu parayı, Çin Merkez Bankası, Amerikan ekonomisinin adeta teminat akçesi gibi muhafaza ediyor! Bu rezerv, "sanayi sermayesi" değildir, "finans kapital"dir. Lenin'in emperyalizm teorisini "sermaye ihracı" ve "finans kapital" kavramlarına dayandırdığını burada hatırlamamak elde değil. Ama bir gerçek daha var: Çin'in bu rezervinde, ABD'ye yaptığı ihracattan elde ettiği yıllık ticaret fazlasının payı çok büyük; tam 91 milyar dolar! Çin lehine olan yılda 91 milyar dolarlık bu açıkla ABD de Çin'in dış ticaret açığını ve ekonomik büyümesini finanse ediyor! Lenin'in emperyalizm teorisinden çok farklı olan "küreselleşme" ve "karşılıklı bağımlılık" gibi kavramlar bu gibi olgulardan ortaya çıkıyor. Netice: Ekonomi ideolojik değil pratik bir konudur, bir uygulamalar bilimidir. Uygulama o kadar önemli ki, hele de kriz dönemlerinde, hükümet bir saat bile ekonomiyi akıldan çıkarmamalıdır. Taha AKYOL milliyet
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|