![]() |
#1 |
![]() ![]() Kurtuluş savaşı komutanlarından Kazım Karabekir İstanbul'da doğdu. Mehmed Emin Paşa'nın oğludur. İlköğrenimini İstanbul, Van, Harput ve Mekke'de tamamladıktan sonra, 1896'da İstanbul Fatih Askeri Rüştiyesi'ni, 1899'da Kuleli Askeri İdadisi'ni, 1902'de Harbiye Mektebi'ni ve 1905'te de Erkân-ı Harbiye Mektebi'ni bitirerek yüzbaşı rütbesiyle orduya katıldı. İki yıllık kıta stajını Manastır'da yaptı. İttihat ve Terakki'nin Manstır örgütünün kurulmasına katıldı. 1907'de kolağası (önyüzbaşı) rütbesi alarak İstanbul Harbiye Mektebi, tabiye öğretmen vekilliğine atandı. İttihat ve Terakki İstanbul örgütünün kurulmasında görev aldı. II. Meşrutiyet'ten sonra Edirne'de II. Ordu 3. Fırka (tümen) erkân-ı harfliğine (kurmaylığına) atandı. 31 Mart 1909 ayaklanmasında Hareket Ordusu'nda görev aldı. 1910 Arnavutluk ayaklanmasının bastırılması harekâtında çalıştı. 14 Nisan 1912'de binbaşılığa yükseldi. Balkan Savaşı'nda Trakya sınır komiseri olarak görev yaptı. 1914'te kaymakam (yarbay) rütbesiyle Birinci Kuvve-i Seferiye komutanlığıyla İran ve ötesi harekâtıyla görevlendirildi. Bir süre sonra İstanbul Kartal'da 14. Fırka komutanlığına atandı ve Çanakkale'ye gönderildi. Kerevizdere'de Fransızlar'a karşı üç ay savaştıktan sonra miralaylığa (albay) yükseldi. Buradan, İstanbul'da I. Ordu erkân-ı harbiye başkanlığına, sonra Galiçya'ya gidecek ordunun ve ardından Mareşal Von der Goltz'un erkân-ı harbiye başkanlığına atanarak Irak'a gitti. 1916'da Kutü'l-Amare'yi kuşatan 18. Kolordu komutanlığına getirildi ve burayı aldıktan sonra Irak'ta İngilizler'le çarpıştı. 1917'de Diyarbakır'daki 2. Kolordu komutanlığına getirildi ve Van, Bitlis, Elaziz (Elazığ) cephelerindeki II. Ordu komutanlığına vekâlet etti. 1918'de Erzincan ve Erzurum'u Ermeniler'den ve Ruslar'dan geri aldı. Ardından Sarıkamış, Kars ve Gümrü kalelerini ve Karakilise'yi (Karaköse) kurtardı. Aynı yıl mirliva (tümgeneral) oldu. ![]() Mondros Mütarekesi sırasında sadrazam olan Ahmed İzzet Paşa'nın erkân-ı harbiye-i umumiye reisliği (genelkurmay başkanlığı) önerisini kabul etmeyerek Anadolu'da görev almak istedi. Önce Tekirdağ'daki 14. Kolordu komutanlığına, ardından da Erzurum'daki 15. Kolordu komutanlığına atanmasını sağlayarak Nisan 1919'da göreve başladı. Hazırlıkları yapılan Erzurum Kongresi'nin toplanmasında önemli rol oynadı. Kurtuluş Savaşı'nda Edirne milletvekilliği ve Doğu cephesi komutanlığı yaptı. Ermeniler'in eline geçen Sarıkamış, Kars ve Gümrü kalelerini geri alarak 15 Kasım 1920'de Ermeni ordusunu kesin olarak yendi. Ermeni hükümetiyle Ankara hükümeti adına Gümrü Antlaşması'nı imzaladı. Kars'ın alınmasıyla ferikliğe (korgeneral) yükseldi. Rus Sovyet Sosyalist Federe Cumhuriyeti ve Kafkasya hükümetleriyle Kars Antlaşması görüşmelerini yürüttü. Kurtuluş Savaşı'nın bitiminden sonra I. Ordu müfettişliğine atandı, 1923'te İstanbul milletvekili oldu. 1924'te, TBMM'deki Dörtler Grubu'nu destekledi. Ardından askerlikten ayrılarak Halk Fırkası'ndan istifa etti. 17 Kasım 1924'te kurulan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın başkanlığına seçildi. Parti 3 Haziran 1925'te Şeyh Sait ayaklanması nedeniyle kapatıldı. Karabekir Mustafa Kemal Paşa'ya karşı yapılan İzmir suikasti ile ilgili görülerek bazı partililerle birlikte yargılandıysa da beraat etti. Siyasi yaşamına on iki yıllık aradan sonra, 6 Ocak 1939'da İstanbul milletvekili olarak devam etti. 1946'da TBMM başkanlığına seçildi ve bu görevde iken vefat etti (26 Ocak 1948). ![]() ![]()
![]() Konu FarukARSLAN. tarafından (03-06-2009 Saat 17:05 ) değiştirilmiştir.. |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Şanlı komutanımı Hiç untamam Dedem CElal-i Hasan Kazım Paşanın Postalığını uzun süre yapmış sonra onunla çarpışan dedem... Ölene Kadar Hep Kazım Paşaya Yapılan Haksızlıklardan Bahsetti..
Ama kimisi haksız burada alır kimi Hakkını ebedi mekanda... Allah Rahmet Eylesin... Ruhuna El-Fatiha... |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() Evet, kahraman olanlar kaypak, kaymak yiyenler kahraman diye yutturulmuş gidiyor bize Resmi Tarih safsatasında..
Allah'ım mekanını cennet etsin.. İçimde yıllardır bi ukde var ki ah!.. Mesela Erzurumspor'un stadına şu darbeci Cemal Gürsel yerine Dadaş'ın kurtarıcısı Kâzım Karabekir'in ismi neden verilmez?!.. Neden düzen bu kadar adaletsizce, her şey bu kadar acımasız hissizce kurulmuş! ...Diye iç geçirmeden edemiyor insan... |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 | |
![]() Alıntı:
onlar sanıyorlar ki, biz sussak mesele kalmayacak. halbuki, biz sussak, tarih susmayacak.. tarih sussa, hakikat susmayacak. onlar sanıyorlar ki, bizden kurtulsalar mesele kalmayacak. halbuki, bizden kurtulsalar, vicdan azabından kurtulamayacaklar, vicdan azabından kurtulsalar, tarihin azabından kurtulamayacaklar. tarihin azabından kurtulsalar, Allah'ın gazabından kurtulamayacaklar.' Sezai KARAKOÇ |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
![]() Faruk, Yalan Söyleyen Tarih Utansın kitaplarından birinde Kazım Karabekir Paşa'nın ev hapsine mahkum edildiği dönem yazdığı çok acıklı bir şiir var. Bu şiiri bir zahmet araştırır mısın.. Karabekir Paşa'nın edebiyatçı bir yönü de var.
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
![]() Evet, Karabekir Paşa'nın şiir yazdığını hatta resim yaptığını marş bestelediğini iyi biliyorum.. Onun güftesini yazdığı ve bestelediği marşlar yakın zamana kadar ordu marşı olarak kullanılırmış diye de okumuştum Murat Bardakçı'dan..
Yalan Söyleyen Tarih Utansın serisini bir türlü edinip okuyamadığım için bilmiyorum orada geçen şiiri.. Ama ''Başvekil İsmet Paşa sizi çaya davet ediyorlar'' diye alınıp zindana tıkılmanın şevki ve buğzuyla mükemmel bir şiiri hatta 'vasiyeti' var, bilmiyorum o dediğin midir.. Adı ''Hakikat Bir Nurdur'' idi.. Sanırım senin dediğinde bu olmalı ![]() Cemal Kutay’ın 'Türk Hürriyet ve İstiklal Mücadeleleri tarihi' adlı, serili eserin 19. cildinde vardı.. Hakikat Bir Nurdur Cihana feyz saçan varlık hakikat nurudur her dem, Ancak, bu nurla kurtuldu beşer zulmü esaretten, Bunun için : Terakki eyliyen millet neme lâzım deyip yatmaz. Arar, sorar, söyler, yazar, hakikat kaybolup batmaz. Hakikat nuruna bir nur eklemek için bütün millet, Birbiriyle yarış yapar... Bunun adı : Büyük Hizmet. İşte böyle bir diyarda : Riyâ, yalan, Propagandalar falan, Avutamaz, uyutamaz, düşünceyi daraltamaz, Hakikati karaltamaz. O halde : Sen de, ey Şark’ın evlâdı ! Bu yoldan dönme, döndürme ! Hakikat nurunu parlat, O’nu gafletle söndürme ! O’nu söndüren âfet : Riyâ, yalan, korku, susmak Gibi tesirlerle yalnız hoşa giden şeyi yapmak. Bugün sesin çıkmıyorsa yaz ve yazdır hakikati, Unutma ki zaman O’nun sadık dost ve müttefiki, Ve, kuvvetli muhafızı !... Hayatla ölüm arasında bir kıl kadar mesafenin kaldığı ânda, söylenebilmiş büyük gerçeği, bu vatanda istikbalde de bütün tehlikelerden korumak için tekrar edelim. Bugün sesin çıkmıyorsa yaz ve yazdır hakikati, Unutma ki zaman, O’nun sadık dost ve müttefiki, Ve, kuvvetli muhafızı !. (Buraya bitiyorum işte) ----------- Bir de çok hoşuma giden Faruk Özerengin'in 'bir düello bir suikast' kitabında geçen bi şiiri (yemini) vardı: MİLLİ YEMİN Yok…Yok…Yok… Artık keyfi işler yok Yok…Yok…Yok… Artık gizli işler yok. Hakimiyet milletindir,namına rey verme yok Kontrolden men edip de,reyine el değme yok. Siyasi ve içtihadi bahaneler icadla Keyfi tevkif,keyfi hüküm,keyfi aramalar yok. Hakaret,işkence yok Gizli kızıl pençe yok. Çalma yok,çırpma yok İş kapatıp yağma yok Namusa el atma yok Yok…Yok…Yok… Diyar diyar süründüren Aileler söndüren Entrikalar döndüren Gizli gizli eller yok Kanunlardan başka tarzda Emredecek diller yok Yok…Yok…Yok… Bilgi ile emek haktır İltimas yok,rüşvet yok Adalet ve haktan başka Emredecek kuvvet yok. Yok olması lazım gelen şeyleri yaparsam Şerefsizim,namussuzum Bilir,görür,susarsam Vatan sevmez bir hissizim Yok…Yok…Yok… Ölü gibi susmak yok Düşünceyi kısmak yok Konu FarukARSLAN. tarafından (03-07-2009 Saat 21:26 ) değiştirilmiştir.. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
![]() değerini bilen çok az kişi var kardeşim biliyordum ama forumda paylaştığın için sağol
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|