Fadime Özkan - Halk Öyle Bir 'Mesaj' Verdi Ki - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

**Cihannur** · 07-12-2011, 03:18

Fadime Özkan

Halk öyle bir 'mesaj' verdi ki

'Halk mesaj verdi' klişesi, ne kadar kusturucu, huylandırıcı hale gelmiş ve hatta durumu hafifletici bir anlam yüklenmiş olursa olsun, itiraf etmeliyim ki, önce 2007 seçimlerinde, sonra 12 Eylül referandumunda ve şimdi, sandıktan çıkanın tam da bu olduğunu düşünüyorum. Evet, bu halk ne yaptığını gayet iyi biliyor ve anlayana pek manidar mesajlar veriyor.

2007 Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde koparılan fırtınanın, 367 saçmalığının, 27 Nisan e-muhtırasının, tam bir histeri halini alan cumhuriyet mitinglerinin ve koca koca adamların kadınların Abdullah Gül’ün ismi, eşinin başörtüsü üzerinden yüzleri hiç kızarmadan olmadık laflar etmesinin ardından, söz sırası gelen halkın sükunet içinde verdiği % 47’lik cevap sizce de esaslı bir cevap değil miydi?

Muhalefetin en sağcısından en solcusuna kadar hayır cephesinde hizalandığı 12 Eylül referandumunda verdiği % 58’lik mesaj da pek okkalıydı bence.

Bir daha, bir daha

Bu “bir daha” oldu 12 Haziran’da, hem iktidar hem muhalefet açısından. Aynı cephe aynı hataya “bir daha” düştü. Proje, öneri, kadro ve inanılası vaatler konusunda yetersiz kalan partiler, kendilerini AK Parti’nin zıddı olarak tanımlayıp konumladılar. Siyasi rakibi olamayınca, siyasi karşıtı olmayı seçtiler.

Muhalefet partileri arasında tam bir “zıddımın zıddı benzerim, rakibimin rakibi müttefikimdir” esası işledi. Kendi elleriyle ak-kara ayrışması yaratarak seçmen tercihini kolaylaştırdılar. Halk “yaptıkları yapacaklarının teminatıdır” güveniyle hem sivilleşmeyi yeni anayasa ile taçlandırması, hem de icraatlarına devam etmesi için AK Parti’ye % 49,9 ile “tamam koçum, sen devam et” dedi.

Öte yandan, yeni denilen, kısmen de yenilenen ama esasında derinden gelen direktiflere, Nuh Nebi’den kalma siyaset anlayışının “bir bilen” mühendisliğine teslim olan CHP’yi kurultay tartışmasının eşiğine bıraktı. Genlerindeki İttihatçı geleneğin gereğine inanmış, klasik devletçi CHP’yi seven seçmen ile CHP’nin bir gün normal, sivil, gerçekten halkçı olma ihtimalini seven seçmen aynı zeminde ayrı ayrı ikilemlere düştü ama tavandaki kafa karışıklığının tabanda da olduğunu doğruladı. “Batıda Kuvayı Milliye, doğuda özerklik derseniz olmuyor, halk gidip AKP’ye oy veriyor” diyen Canan Arıtman’ı haklı çıkardı.

Pek ince fikirli halkımız, referandumdan bu yana baraj altı seviyesi kadar eriyen MHP’yi, siyasi Kürtlerin güçlü bir şekilde temsil edileceği, yeni anayasanın yapılacağı Meclise, hani neredeyse, ‘borcun olsun der gibi’ fazladan bir pay ile soktu. Böylece, Kürt milliyetçiliğinin sokaklarda olduğu bir dönemde Türk milliyetçisi gençlerin sokağa çıkmasının ve muhtemel kanlı karşılaşmaların da önünü almış oldu. Hayaldi, gerçek olsun

Bağımsız adaylık mucize formülüyle Meclise 36 vekil sokmayı başaran BDP ise, Kürt meselesinin çözümü ve akan kanın durması için, Türkiye için, hepimiz için umut olma potansiyeli taşıyor. Şerafettin Elçi, Altan Tan, Ertuğrul Kürkçü, Leyla Zana, Sırrı Süreyya Önder, Ahmet Türk ve ilk Süryani vekilimiz Erol Dora ile BDP artık, hem kendi tabanına hem Türkiye geneline daha doğru mesajlar verecek ve çok daha yapıcı olacaktır.

Türkiye yepyeni bir döneme son derece kararlı bir şekilde giriyor. Bir gece ansızın gelinebilme ihtimalinden, erken kalkanın darbe yaptığı bir ülke olmaktan, laiklik gidecek şeriat gelecekten, birbirine yan bakmaktan, düşman kardeşler olarak belletilmekten, 12 Eylül darbesiyle sırtına geçirilen deli gömleğinden temelli kurtulmak konusunda son kararını verdi. Bu karara binaen bir ‘altın oran’ terkip etti ve ‘ustalık dönemini ilan eden sarraf’ın ellerine teslim etti. Usta onu ziyan etmesin, yazık etmesin, adaletle ve maharetle, kıymet bilerek işlesin. Gözler yapılan işlerde, dualardan bir muska üzerlerinde. Yeni sivil çoğulcu özgürlükçü anayasa bir hayaldi, artık gerçek olsun.

SÖYLEMEZSEM ÇATLARIM: Halkı, tercih ettiği siyasi parti nedeniyle cahil, akılsız, kültürsüz, bir paket makarnaya gönül eğdiren şuursuz vesaire gibi yaklaşımlarla aşağılamaya kalkanlara hiç acımayınız, kendi hallerine, seviyelerine bırakınız. Her can bir gün demokrasiyi anlayacaktır.

Kaynak: http://www.stargazete.com/guncel/yaz...ber-359027.htm

Star 15.06.2011

07-12-2011, 03:18	#1
Kullanıcı Adı Cihannur	Fadime Özkan - Halk Öyle Bir 'Mesaj' Verdi Ki Fadime Özkan Halk öyle bir 'mesaj' verdi ki 'Halk mesaj verdi' klişesi, ne kadar kusturucu, huylandırıcı hale gelmiş ve hatta durumu hafifletici bir anlam yüklenmiş olursa olsun, itiraf etmeliyim ki, önce 2007 seçimlerinde, sonra 12 Eylül referandumunda ve şimdi, sandıktan çıkanın tam da bu olduğunu düşünüyorum. Evet, bu halk ne yaptığını gayet iyi biliyor ve anlayana pek manidar mesajlar veriyor. 2007 Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde koparılan fırtınanın, 367 saçmalığının, 27 Nisan e-muhtırasının, tam bir histeri halini alan cumhuriyet mitinglerinin ve koca koca adamların kadınların Abdullah Gül’ün ismi, eşinin başörtüsü üzerinden yüzleri hiç kızarmadan olmadık laflar etmesinin ardından, söz sırası gelen halkın sükunet içinde verdiği % 47’lik cevap sizce de esaslı bir cevap değil miydi? Muhalefetin en sağcısından en solcusuna kadar hayır cephesinde hizalandığı 12 Eylül referandumunda verdiği % 58’lik mesaj da pek okkalıydı bence. Bir daha, bir daha Bu “bir daha” oldu 12 Haziran’da, hem iktidar hem muhalefet açısından. Aynı cephe aynı hataya “bir daha” düştü. Proje, öneri, kadro ve inanılası vaatler konusunda yetersiz kalan partiler, kendilerini AK Parti’nin zıddı olarak tanımlayıp konumladılar. Siyasi rakibi olamayınca, siyasi karşıtı olmayı seçtiler. Muhalefet partileri arasında tam bir “zıddımın zıddı benzerim, rakibimin rakibi müttefikimdir” esası işledi. Kendi elleriyle ak-kara ayrışması yaratarak seçmen tercihini kolaylaştırdılar. Halk “yaptıkları yapacaklarının teminatıdır” güveniyle hem sivilleşmeyi yeni anayasa ile taçlandırması, hem de icraatlarına devam etmesi için AK Parti’ye % 49,9 ile “tamam koçum, sen devam et” dedi. Öte yandan, yeni denilen, kısmen de yenilenen ama esasında derinden gelen direktiflere, Nuh Nebi’den kalma siyaset anlayışının “bir bilen” mühendisliğine teslim olan CHP’yi kurultay tartışmasının eşiğine bıraktı. Genlerindeki İttihatçı geleneğin gereğine inanmış, klasik devletçi CHP’yi seven seçmen ile CHP’nin bir gün normal, sivil, gerçekten halkçı olma ihtimalini seven seçmen aynı zeminde ayrı ayrı ikilemlere düştü ama tavandaki kafa karışıklığının tabanda da olduğunu doğruladı. “Batıda Kuvayı Milliye, doğuda özerklik derseniz olmuyor, halk gidip AKP’ye oy veriyor” diyen Canan Arıtman’ı haklı çıkardı. Pek ince fikirli halkımız, referandumdan bu yana baraj altı seviyesi kadar eriyen MHP’yi, siyasi Kürtlerin güçlü bir şekilde temsil edileceği, yeni anayasanın yapılacağı Meclise, hani neredeyse, ‘borcun olsun der gibi’ fazladan bir pay ile soktu. Böylece, Kürt milliyetçiliğinin sokaklarda olduğu bir dönemde Türk milliyetçisi gençlerin sokağa çıkmasının ve muhtemel kanlı karşılaşmaların da önünü almış oldu. Hayaldi, gerçek olsun Bağımsız adaylık mucize formülüyle Meclise 36 vekil sokmayı başaran BDP ise, Kürt meselesinin çözümü ve akan kanın durması için, Türkiye için, hepimiz için umut olma potansiyeli taşıyor. Şerafettin Elçi, Altan Tan, Ertuğrul Kürkçü, Leyla Zana, Sırrı Süreyya Önder, Ahmet Türk ve ilk Süryani vekilimiz Erol Dora ile BDP artık, hem kendi tabanına hem Türkiye geneline daha doğru mesajlar verecek ve çok daha yapıcı olacaktır. Türkiye yepyeni bir döneme son derece kararlı bir şekilde giriyor. Bir gece ansızın gelinebilme ihtimalinden, erken kalkanın darbe yaptığı bir ülke olmaktan, laiklik gidecek şeriat gelecekten, birbirine yan bakmaktan, düşman kardeşler olarak belletilmekten, 12 Eylül darbesiyle sırtına geçirilen deli gömleğinden temelli kurtulmak konusunda son kararını verdi. Bu karara binaen bir ‘altın oran’ terkip etti ve ‘ustalık dönemini ilan eden sarraf’ın ellerine teslim etti. Usta onu ziyan etmesin, yazık etmesin, adaletle ve maharetle, kıymet bilerek işlesin. Gözler yapılan işlerde, dualardan bir muska üzerlerinde. Yeni sivil çoğulcu özgürlükçü anayasa bir hayaldi, artık gerçek olsun. *SÖYLEMEZSEM ÇATLARIM:* Halkı, tercih ettiği siyasi parti nedeniyle cahil, akılsız, kültürsüz, bir paket makarnaya gönül eğdiren şuursuz vesaire gibi yaklaşımlarla aşağılamaya kalkanlara hiç acımayınız, kendi hallerine, seviyelerine bırakınız. Her can bir gün demokrasiyi anlayacaktır. Kaynak: http://www.stargazete.com/guncel/yaz...ber-359027.htm Star 15.06.2011

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)