AK Gençliğin Buluşma Noktası
Bugün ve Sabah "Bugün" ve "Sabah" Gazetesi köşe yazıları.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 08-05-2008, 13:44   #1
Kullanıcı Adı
Ak_Kelebek
Standart Başörtüsü: Çözümsüzlük çözüm değildir
Anayasa Mahkemesi'nin Ak Parti için, başörtüsüne çözüm arayışını da gerekçe göstererek oluşturduğu "odak olma" kararından sonra belirsizleşen konu "başörtüsü" meselesinin ne olacağıdır.

Bitti mi bu iş? Artık ele alınması tabu mu? Ak Parti'nin başının üzerine de bu işle ilgilenmekten dolayı bir Demokles Kılıcı asıldığına göre, herkes bu meselenin üzerine bir bardak su mu içmeli?

Bütün bu soruların cevabı koskocaman bir "Hayır"dır. Bugüne kadar iş belki bin kere aynı konuma geldi:

Yasaklar, yerel mahkemelerden yola çıkıp AİHM'den teyit edilmeye kadar bin kere perçinlendi. Ve bu mahkeme kararları, yasaklardan çözüm üretmeye teşne medyaya bin kere "Artık türban konusu çözüldü" şeklinde manşet oldu. Ben de bin kere yazdım:

Bu iş böyle çözülmez. Asla çözülmez. Başörtüsü sorunu ancak Kur'an'ı gönderen Varlık'tan farklı bir mesaj getirilirse biter. Yani çözüm Allah'tadır. O Kur'an ayetleri orada durdukça, başörtüsüne karşı bir jenosid uygularsınız, bir süre bu dehşetin etkisi insanları sindirir, sonra bir yürekli kadın çıkar, Kur'an'daki ayetleri okur, "Rabbim benden bunu mu istiyor, ne pahasına olursa olsun, ben bu görevi yerine getirmeliyim" der ve tarihin tekerleğini yeniden döndürmeye başlar.

Ne yani, birisi, tamamen dünyevi kaygılarla yaşam tarzını savunmak için varını yoğunu ortaya koyar da, bir başkası ebedi bir hayat için ve kendisini Yaratan Kudret'le daha kalbi bir ilişki çerçevesinde bunu yapamaz mı? Yapar. Bakınız, başörtüsü bir Türkiye gerçeğidir. Bakınız, eğer çok kolayca atılıverecek bir şey olsaydı başörtüsü, bunu belki en önce Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın eşleri atarlardı.

Siyaset halkla ilişkiler ve sonunda onun desteğini almak demekse, Türkiye'de hiç kimsenin "eşi başörtülü" diye bir siyasetçiye oy vermesi söz konusu değildir. Menderes'in eşi başörtülü değildi, Demirel'in eşi başörtülü değildi, Özal'ın eşi de başörtülü değildi.

Tahmin etmek zor değil ki, Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül de, yakaladıkları trend içinde eşleri başörtülü olmasa da bu oyu alabilirlerdi. Eşlerinin başörtülü olması, belli ki Türkiye siyaseti için bir risktir. Eşlerinin başörtülü olması yüzünden bugüne kadar da ciddi zorluklar yaşadılar. Ama bu bedele katlandılar.

Çünkü, kim ne derse desin, bu, eşleri için bir inanç meselesi idi. Başını örtmeyenlerin bakışı farklı olabilir, onlar bu işi inançla alakalandırmayabilir, hatta kimi bilim adamları da "bu işin inançla alakası yok" diyebilirler ama bir insan, "Benim inancım bunu gerektiriyor" diyorsa o en azından farklı bakanlar kadar haklılık sahibidir. Kaldı ki, başörtüsüne karşı olanlar bile, bir noktada, "Kur'an'da böyle bir emir yok" söylemi içindedirler.

Yani bu yaklaşım, "Kur'an'da böyle bir şey varsa, buna uyulabilir" anlamına geliyor. Eğer böyle ise o zaman, "Kur'an'da böyle bir şeyin olmadığı" iddiası "olduğu" kanaatinden nasıl daha haklı olabiliyor ki? Bir husus daha var: Geçende Cumhurbaşkanı'nın eşi Hayrünnisa Gül, bir yabancı gazeteciye, "Sıcak havalarda başörtüsü takmanın güçlüğüne işaret ederek, "Bir insan buna rağmen başörtüsü takıyorsa, bu ancak inanç gereği olduğu için olabilir", dedi. Deniz kenarında herkesin üzerindekileri atmak için yarıştığı bir ortamda bir bayan, başını ve vücudunu örten giysilerle dolaşıyorsa, bunu ona "inanç"tan başka bir şey yaptıramaz.

Buna birisi "şartlanma" der, öbürü "Yaratan'la ilişkinin tüm hayata yansıyan boyutları" çerçevesinde görür. Kimin haklı olduğu nasıl belirlenebilir ki? İlahi dinler diyor ki, öldükten sonra bir hayat var, orada Yaratıcı'nın huzuruna varılacak ve dünya hayatının hesabı verilecek... Tabii ki bu da bir inanç meselesi. "Allah'ın huzuruna varılacağı inancı"nı taşımayan için dünya hayatı tamamen başına buyruk olabilir. Ama bir dindar öyle bakmıyor. Ve işte başörtüsü meselesi de tam burayı ilgilendiriyor. Onun için bitmez.

Kimse boşuna heveslenmesin. Benim, başörtüsünden bir çıkarım yok. Ama ben yazmaya devam edeceğim. O genç kız veya hanımefendi, Kur'an okuyacak ve tesettürü bir hayat disiplini olarak önemseyecek. O genç kızın babası, annesi, kardeşleri, bütün yol kesmelere rağmen, bu "Kur'an ölçüsü"ne riayet etmeye gayret edecekler. Bugün 2008'in Ağustos ayının 5'i...

Bakacaksınız 2000'lerde bir yılın bir ayının bir gününde başörtüsü yine özgür olacak. En azından kimsenin yüreği, böyle bir yasak kararı ile prangalanmayacak. Yollar kesilebilir ama insanların yüreğindeki özgürlük duygusunu kim yok edebilir ki? Tarihin akışına Yaratan'dan başka kim hükmedebilir ki? Bütün oyuncular ancak Yaratıcı'nın izni dairesinde oyunculuk yapıyorlar.

Onun için kimse de kendisini "Ufak dağları biz yarattık, bizim hükmümüz şöyle geçerlidir, böyle etkilidir!" diye düşünmesin... İşte geldik, gidiyoruz. Gitmeyen var mı? Ve gidenler nereye gidiyor?

Ya Allah'ın huzuruna gidiyorlarsa? Ya bir mahşer ikliminde herkesin yazdığı hayat defteri açılacaksa...

Bu soruyu Hazreti Ali soruyor, inanmayan birisi karşısında... Bu soru insanın en temel sorusu...

Ahmet TAŞGETİREN
BUGÜN

 

Ak_Kelebek isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 08-05-2008, 13:55   #2
Kullanıcı Adı
BaDe_EsNa
Standart Başörtüsü: Çözümsüzlük çözüm değildir
çok güzel ifade etmiş ama anlayana işte
acı olan şu ki yazar bir erkek ve feminist geçinen birçok kadına göre başörtülü kadınların hakkını çok daha iyi savunuyor
yazık anlamaktan idrak etmekten uzak olanlara yazık

paylaşımınız için teşekkürler +
BaDe_EsNa isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-21-2008, 12:46   #3
Kullanıcı Adı
CUMHURİYET_
Standart
Başörtüsünün kamusal alanda yer almasına karşıyım.

Laiklik ilkesi ile üniversitelerde tüm insanlar eşittir, çünkü hiç kimse diniyle ön planda değildir... Eğer serbest olursa okullarda insanlar açık kapalı tarzında ayrılıcaklardır ,derslerde bazı öğrenciler kayrılacak, bazıları belkide sırf inançlarından dolayı dersini gecemiyecektir... Laiklik ilkesiyler herkes eşit olmaktadır.

Bende bu sorunun bitmesinden yanayım fakat başörtüsü sorununu laiklikden ödün vererek çözemeyiz. Sorunlar kurallara uymakla çözülür yasakları delmekle olmaz.
CUMHURİYET_ isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-21-2008, 13:20   #4
Kullanıcı Adı
Gönülden
Standart
Ünüversitelerde tüm insanlar eşittir ilkesini nasıl algıladığınızı anlayamadım...eğer sorun çözülecekse bunun çözümü yasaklarla dayatmalarla olmaz..
Halkımız arasında inancı dolayısıyla kimse kimseden üstün olmadığı gibi madurda olmaz... demokrasi tellalığı yapıp ayrımcılık yapan rektörler varsa bunlarla ilgili mücadele edilmelidir...bir çok öğrenciye dayatma getirmektense...bir rektöre yasaların hükmü hatırlatılıp,anayasanın gereğinin yapılarak esas eşitliğin getirilmesidir çözüm...şimdi derse giremeyerek madur olanları hesaba alırsanız başörtü serbest olunca derse giremeyecek olanların sayısını da kıyaslamazdınız..
Gönülden isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-21-2008, 13:24   #5
Kullanıcı Adı
CUMHURİYET_
Question
Alıntı:
gönülden Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Ünüversitelerde tüm insanlar eşittir ilkesini nasıl algıladığınızı anlayamadım...eğer sorun çözülecekse bunun çözümü yasaklarla dayatmalarla olmaz..
Halkımız arasında inancı dolayısıyla kimse kimseden üstün olmadığı gibi madurda olmaz... demokrasi tellalığı yapıp ayrımcılık yapan rektörler varsa bunlarla ilgili mücadele edilmelidir...bir çok öğrenciye dayatma getirmektense...bir rektöre yasaların hükmü hatırlatılıp,anayasanın gereğinin yapılarak esas eşitliğin getirilmesidir çözüm...şimdi derse giremeyerek madur olanları hesaba alırsanız başörtü serbest olunca derse giremeyecek olanların sayısını da kıyaslamazdınız..
Sayın gönülden;

Siz laik misiniz? Bireylerin laik olabileceklerine inanıyor musunuz? Yoksa sadece devlet mi laik olmalıdır sizin için?

Türkiye'de Şeriat rejimi kurulmasını ister misiniz? Şeriat rejimine karşı çıkıyor musunuz?
CUMHURİYET_ isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-21-2008, 13:58   #6
Kullanıcı Adı
Gönülden
Standart
Hepiniz aynı yöntemi kullanıyorsunuz hiç şaşırmadım
Burada tartışılacak bir konu vasa oda Türkiyede laikliğin olmadığıdır...siz önce şu laiklikten ne anladığınızı söyleyin ...malum her laikçiyim diyenin tanımları bile farklı...laik sistemle kişiler laik olmak zorunda değildir...çünkü laiklik bir yaşam biçimi değildir..kimse zorla laik olmak zorunda değildir..bunu hiçbir yasal müeyyidesi yoktur...şeriatsız din olmaz her dinin bir şeriadı vardır..Allahın emir ve yasakları bağlayıcıdır benim için..
Siz esas laik biriyseniz önce insanları bir arada tutabilecek çözümü bulun ...kişilere zorla bir ideolojik dayatmalarında vazgeçin..
Başörtü ile ilgili çözüm önerisi vermeyecek kadar kısır bir döngü içerisindesiniz...işte bu yüzden sistemin oturması mümkün değildir..
Gönülden isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-21-2008, 14:02   #7
Kullanıcı Adı
CUMHURİYET_
Standart
Alıntı:
gönülden Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Hepiniz aynı yöntemi kullanıyorsunuz hiç şaşırmadım
Burada tartışılacak bir konu vasa oda Türkiyede laikliğin olmadığıdır...siz önce şu laiklikten ne anladığınızı söyleyin ...malum her laikçiyim diyenin tanımları bile farklı...laik sistemle kişiler laik olmak zorunda değildir...çünkü laiklik bir yaşam biçimi değildir..kimse zorla laik olmak zorunda değildir..bunu hiçbir yasal müeyyidesi yoktur...şeriatsız din olmaz her dinin bir şeriadı vardır..Allahın emir ve yasakları bağlayıcıdır benim için..
Siz esas laik biriyseniz önce insanları bir arada tutabilecek çözümü bulun ...kişilere zorla bir ideolojik dayatmalarında vazgeçin..
Başörtü ile ilgili çözüm önerisi vermeyecek kadar kısır bir döngü içerisindesiniz...işte bu yüzden sistemin oturması mümkün değildir..
Sayın gönülden;

Ben foruma seviyeli bir tartışma yapmak için girdim. Sorularınıza cevap veririm ama sizden de aynı hoşgörü bekliyorum. Laikçi lafları, aynı yöntemi kullanıyorsunuz lafları hoş değil.

Daha seviyeli olacaksanız, cevap veririm.

Saygılarla...
CUMHURİYET_ isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-21-2008, 14:12   #8
Kullanıcı Adı
Hakan Özkan
Standart
Alıntı:
ANTİ İRTİCA Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Sayın gönülden;

Ben foruma seviyeli bir tartışma yapmak için girdim. Sorularınıza cevap veririm ama sizden de aynı hoşgörü bekliyorum. Laikçi lafları, aynı yöntemi kullanıyorsunuz lafları hoş değil.

Daha seviyeli olacaksanız, cevap veririm.

Saygılarla...

Efendi gönülden hanımın ortaya attığı her felsefik uzantı insanın ve sistemin mutlu olması için gerekli en güzel argümanlardır. İnsanların doğuştan gelen özgür yaşama güdülerine müdahale etme başlı başına zaten insani değildir. Her devlet var olmak için bir ideolojik üretir ve bunu halkın bir arada farklı yaşamları sağlama adına yapar , her ideolojinin yeryüzünde belli bir dönemi olur devletler bu gün insanlığı takip edip günün şartlarına ve gelişen akla hizmet edecek yeni nüasnlar ile mevcut olan sistemi beslerler , bunu yapar iken insana ve onun kültürel her zenginliğe saygıyı ön plana alır , yalnız bu değişime direnen ideolojik cevreler günün bakışını yakalayamdığı sürece her daim farklı olanı tehtit olarak algılayıp bunun üstünde siyaset uygular. Bu gün mevcut olan askeri darbe ile gelen anayasal ldüzenin içinde devleti koruma refleksleri ile donanmış kemalist kalıntılar mevcuttur bu günün ve asrın insanı için makul olmayan vesveseler ile bezenmiş haliyle böyle bir sistem ile farklılıklaarı ve kültürel zenginliği olan bir toplumu bir arada tutamassın bu gün yapılan böyle despot bir bakışın üstümüzdeki insani olmayan halvetleridir. Daha öteye geçersek kimilerinin laikliğe kendince anlam yükleyerek toplumun üstüne bunu lanse etmesi kadar ilkel bir anlayış olabilirmi bakın geçmişe Fransanın sömürü ülklerine uygulamış olduğu laik anlayışayakın bir duruş sergilemesi gerçekten olayın ve anlayışın vehametini ortaya seriyor .Böyle bir bakış etrafına kümelenmiş zihin yapıları ile bütünlüğü ve farklılıklar arasında yaşamı sen ortak bir değer olarak algıla birbirimizi kandırmadan medeni bir şekilde yeni baştan bir laik lik anlayışına gebeyiz umarım dilediğin düzeyde anlaştık , yorumlar için teşekkürler gönülden
Hakan Özkan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-21-2008, 15:09   #9
Kullanıcı Adı
Gönülden
Standart
Laikçi ve daha seviyeli olursam bana cevap vereceksiniz..
Güzel kardeşim konu başörtüden başlayıp şahsi sorularla devam ediyor...şahsi sorulara girmektense fikri görüşünüzü yazsaydınınız bende size o şekilde cevap verirdim...ben başörtü konusundaki hassasiyetten bahsediyorum...siz bana laikmisin, şeriyatçımısın diye soruyorsun..
Çağdışı, ilkel totalitel bir düşünceyi, özgür bireylere dayatmak için laiklik bir araç olarak kullanılıyor malesef..ve bu sistemi savunarak bu yanlışın bir parçası oluyorsunuz..
Kayle alıp cevap vermeme özgürlüğüne sahipsiniz efendim....formumuz sizin tahmin ettiğinizden daha özgürlükçü, demokrat ve bütünleştirici...saygı çerçevesinde buyrun tartışın...

O güzel yorumunuz için ben teşekkür ederim Hakan bey
Gönülden isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-21-2008, 15:17   #10
Kullanıcı Adı
CUMHURİYET_
Standart Başörtüsü Neden Yasak Olmalı?
Nasıl ki bikiniyle, mayoyla girilmiyorsa başörtüsü ile de girilmemeli. Dinsel inancım gereği mazereti çok geçerli değil çünkü dünyada çok farklı dinsel inançlar var.

Emsal, Hindistanda inancı gereği cinsel organına taş çıplak vaziyette dolaşan insanlar var. Onlardan biri Türkiyede olsa ve üniversiteye gitse, türbanlı kardeşlerimizle yanyana ders görmesine rıza gösterir misin, hoşgörür müsün?
CUMHURİYET_ isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi