|
![]() |
#1 |
![]() Önceki gün Hürriyet’in birinci sayfasını, ‘bir defalığına, affımıza sığınılarak’ yazılmış ‘terbiye ve nezaket dışı’ bir ‘başyazı’ süslüyordu.
Ki, Ertuğrul Özkök’ün kaleminden çıkmış olduğu besbelliydi... Bir şeylere kızmışlar. Bunlar, kendilerine benzetemedikleri her şeye, herkese kızıyorlar zaten. İstihfaf hakkını da ellerinde bulunduruyorlar. Mesela, ‘Ergenekon davasında tanık olarak ifadesine başvurulan Ethem Sancak’ı ‘örgüttenmiş gibi’ gösteriyorsunuz ama, ismi yüzlerce defa geçen medya patronuyla ilgili tek satır yazmıyorsunuz...’ dediğinizde küplere biniyorlar. Sorsanız, ‘Biz hürüz, biat medyası değiliz’ diyecekler. Bunu sıklıkla söylüyorlar da zaten. Fakat, hür kalemleri, nedense, Ergenekon davasını görmüyor. İddianameyi ve örgütsel ilişkileri küçümsüyorlar. Savcıyla dalga geçiyorlar. Bazı yazarlarını da ‘sanıkların kefaletine’ memur ediyorlar. Hürler ama, sanki Danıştay’a baskın düzenlenmemiş, sanki bir yargıç görevinin başında öldürülmemiş, sanki Danıştay suikastiyle Cumhuriyet gazetesine atılan ‘dost bombalar’ın azmettiricileri aynı kişiler değilmiş, sanki bu ülkede hiç ‘darbe cuntası’ kurulmamış, sanki demokratik normale yönelik hiçbir yasadışı faaliyete kalkışılmamış gibi yapmayı da çok iyi beceriyorlar... Bir vakitler, Ergenekon konusundaki ‘ağırkanlılıkları’ sorulmuştu. Şu cevabı vermişlerdi: ‘Henüz yargı aşamasındaki bir mesele hakkında konuşmak istemiyoruz.’ Peki, yargı aşamasındaki ‘kapatma davası’ hakkında neden konuşup duruyordunuz? Hadi konuştunuz diyelim... Neden bir de asparagas haberlerle Başsavcı Yalçınkaya’nın iddianamesine ‘delil’ üretmeye çalışıyordunuz? Ergenekon’la ilgilenmiyorlar ama, iddianamede (o da sadece bir tek yerde) ismi geçen Ethem Sancak’ı manşetten vurmaktan, bununla da kalmayarak ‘örgüttenmiş gibi’ göstermekten geri durmuyorlar. Ergenekon davası Ethem Sancak’tan, Ethem Sancak’ın özel hayatından mı ibarettir? Kendisini ‘amiral gemisinin kaptanı’ olarak pazarlayan arkadaşa dostça sormak istiyorum: Ümraniye’de bulunan bombalar niçin ilginizi çekmiyor sizin? Cinayetler karşısında niçin bu kadar soğukkanlısınız? Cumhuriyet gazetesine atılan bombaların menşeini ve bombacıları kimin azmettirdiğini niçin merak etmiyorsunuz? Darbe planları hiç mi korkutmuyor sizi? ‘Cumhuriyet mitingi’ adı altında sahneye konulan ‘darbe gösterileri’, ulusal utancımız haline gelmiş mahkeme önü nümayişleri, ‘akıllı ol Orhan Pamuk, akıllı’ çığlıkları, linç kampanyaları, ‘Ordu göreve’ pankartları, Hrant Dink’in öldürülmesi, misyoner cinayetleri hiç mi canınızı sıkmıyor? Darbelere açık destek veren medya patronu kimdir? Ethem Sancak mıdır? Onun gazeteleri mi karargahta pişen haberleri sorgusuz sualsiz manşete çekmiştir? İki gazetecinin susturulması, bir insan hakları savunucusunun kurşunlanmasına neden olan ‘Andıç’ belgesini Ethem Sancak’ın adamları mı servise koymuştur? Ethem Sancak’ın genel yayın yönetmeni mi ‘her şey hukuktan ibaret değildir’ deyip, Pakistan Yüksek Mahkemesi’nin ‘darbeye cevaz’ kararını ‘28 Şubat’ın meşruiyet belgesi’ diye yutturmaya kalkışmıştır? Nedir? Bir de ‘terbiye’ meselesi var. Ki, en mühim mesele... Birkaç gün öncesine kadar ‘lakap takmak’tan hoşlanmadığınızı, asla küfürlü yazılara müsamaha göstermeyeceğinizi söylüyordunuz. Bu konudaki kararlılığınızı da, ona buna lakap takan bir adamınızı (Emin Çölaşan’ı) kapı dışarı ederek göstermiştiniz. Biz de inanmıştık. Peki, ‘cüce, yandaş ve besleme basın’ da ne oluyor? Niçin sözünüzde durmuyorsunuz? Niçin tetikçilerinizi onun bunun üzerine salıp ‘müptezel, alçak, aşağılık adam, çirkef’ diye hakaretler ettiriyorsunuz? Siz ne biçim adamlarsınız? 15 Kasım 2008 Cumartesi
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|